• sezgin kaymaz'ın medet kitabının bir bölümünde, mahalle sakinleri, mahalledeki başıboş köpekleri belediyeye şikâyet ederler ve olaylar gelişir:

    "nasıl yaptık aslanım bunu biz? nasıl kıydık lan o hayvancağızlara? ne orospu çocuğuymuşuz lan meğer!"
  • herkese göre değildir. belli bir birikim, biraz da insan sarraflığı gerektirir. sonra çıkarım yapıyorum derken alakasız alakasız konulara dalarsın, hiç olmayacak sonuçlara varırsın. üzersin karşındakini. ihtimalleri iyi değerlendirmek lazım. o yüzden bilim demiş herhalde
  • mesleğimi yaparken sık sık kullandığım sonuca ulaşma tekniği.

    hekimlik dilindeki karşılığı ayırıcı tanıdır. hasta profili gereği pediatri üzerine uzmanlaşan beşeri hekimler ve veteriner hekimler için diğer hekimlerden biraz daha önemlidir. hastası konuşamayan ve problemini izah edemeyen hekimlerin teşhis sürecinde tümdengelim (bkz: deduction) neredeyse olmazsa olmaz bir öğedir.

    bir beşeri hekim hastasıyla iletişime geçtiğinde hastasına problemin ne olduğunu, ne gibi anormalliklerle karşılaştığını sorar. aldığı cevaba göre teşhisini koyar veya ek testler isteyerek bunları birleştirir. ancak bir pediatristin ya da bir veteriner hekimin böyle bir şansı yoktur. dolayısıyla hekim bütün hastalıkları masaya yatırmalı ve her bir bulguyla beraber örtüşmeyen hastalıkların üzerini çizerek ilerlemelidir. son kalan hastalık, cevabın ta kendisidir. tanıdık geldi, değil mi?

    ben bunu mesleğime nasıl uyarladığımı anlatayım.

    hasta bir hayvan önüme geldiğinde önce eşgalini alırım ve hastalıkların bazılarını elemeye başlarım. ırkı bana genetik hastalıkları ve genetik yatkınlıkları eleme şansı verirken, yaşı bana bir hastalığın ortaya çıkma dönemi hakkında bilgi verir. hastanın cinsiyeti, evde ya da sokakta yaşıyor oluşu be hatta boyutu dahi, benim hastalıkları elememe yardımcı olur.

    ardından klinik muayene ve semptomlar devreye girer. hastalarımla konuşamadığım için hastalarımın duruşundan tutun, korumacı davrandığı bölgelere kadar her şey benim için ipucu oluşturur. bütün bu süreçte hasta sahibinin söylediklerini dikkate almam ya da çok az alırım. çünkü hasta sahipleri çoğunlukla yanılır ya da hata yapar. ancak klinik tablo verilen anemnez ile uyuşuyorsa dikkate değerdir. evde hiç yemiyor denilen köpeklerin klinikte iştahlı bir şekilde mamaya saldırdığını defalarca gördüğüm için hasta sahibinin hezeyanları çoğunlukla önemsizdir.

    buraya kadar topladığım tüm ipuçlarını hastalıkları adım adım elemek için kullanırım. dışkının karakterinden tutun, soluk alıp verirken şekline kadar hepsi teşhis sürecinde önemlidir.

    nihayetinde kan tahlilleri, idrar tahlilleri ya da görüntüleme metotlarıyla olabilecek hastalıkları iyice daraltır ve sonuca ulaşırım. bazen hastalık spesifik ek testler yapmak gerekse de, topladığım ipuçları bana cevabın ne olduğunu zaten söylemiş olur.

    birbirine semptomatik olarak çok benzeyen iki hastalığın kritik bir farkı sizi doğru teşhise götürecektir.

    bu süreç eğlenceli ve yorucu bir süreçtir ancak sonuç neredeyse her zaman tatmin edicidir.

    bu yüzden hiçbir hastaya ya da hastalığa ilk görüşte teşhis koymak gibi bir hataya düşmemek gerekir. kolay vakalarda sizi sonuca götüren bu durum, zor vakalarda hastayı kaybetmenize sebep olur.

    bu acelecilik ve kibir, hayat kurtarmaya uğraşan bir mesleğin sahip olduğu bir lüks değildir.
  • son zamanların itibar edilen kavramı.

    dr. gregory house * , patrick jane * , günümüze tekrar uyarlanan sherlock holmes karakterlerinin ortak paydasında hep bu felsefe mevcuttur.

    popülerliği göz önüne alındığında insanlar tarafından beğenildiği söylenebilir.
  • gözlem gücünü en detaylı şekilde işleyerek ortaya sonuç çıkarma da denilebilir
  • “çıkarım yapma bilimi” canımız ciğerimiz sir artur conan doyle’un hayal gücü tarafından ilk defa ortaya atılmış. tabiki bu bilimin temelindeki gözlem ve dikkat öğelerini bizler çoğu zaman farkında bile olmadan kullanıyoruz ve evet bazılarımız bu konuda daha kesinlikle daha iyi. newton elmasına bakarken de biz her sabah penceremizden hava durumu tahmini yaparken de yine gözlem ve dikkatteki becerilerimizi kullanıyoruz. yine de çıkarım bilimi aslında bir hayal gücü ürünü yani çıkarım bilimi yaptığı söylenen sherlock holmes veya patrick jane gibi karakterlerin gerçek hayatta var olması ve insan hayatının en ince detaylarına kadar doğru tahminlerde bulunması mümkün değil. bu karakterleri bir çeşit süper kahraman gibi düşünebilir ve biz de kendi dikkat ve gözlem yeteneklerimizle idare edebiliriz. selam olsun arşimet :)
hesabın var mı? giriş yap