• sözünü verip tutmadığım, nickin bir tatlı olsaydı ne olurdu? sorusuna cevabım olan tatlı. bugün pazar tatlısı, menüde!

    benim için çok önemli çünkü yapılışı benim hayata bakışımı çok güzel yansıtır. kişilikle suflenin naalakası mı var?! bi kere o bir fransız. hazır değil, zahmetli. emek veriyorsun. usülüne uygun yapmadığınız tüm o tarifler var ya sufle değil çikolu bi tatlı. önce bunun bi altını çizelim.
    ayrıca içi tamamen sürpriz hayat gibi. kıvamını görebilmek için beklemek zorundasın ve kendinden eminsen, kıvamı tam da senin istediğin gibi, tam da olması gerektiği gibi...
    kabartma tozları görüyorum tariflerde tencerede diyor, yumurta ve şekeri kek gibi çırpıp pişiriyorum diyor. bakın bu sufleye yapılmış bir hakarettir. şeker yemiyorum, çikolata yemiyorum dersiniz tamam derim de işte bunu kabul edemem.

    çaylakken temel özelliklerinden bahsetmiştim. ama yine söylemekte fayda var. akışkan olan, alüminyum kaselerde pişirilip ters çevrilen kekler sufle değildir. volkan kek veya lava kek olarak bilinen başka tatlılardır. suflenin yapısı akışkan olmaz, köpük köpük olur. detaylar için bi yönlendirme yapayım (bkz: #91704666)

    şimdi bi reçete verelim. benim okuldan edindiğim yıllardır aynı yaptığım şekliyle. açılın aşırı ciddi olacağım* tarifi verirken uyarmam gerek tarif klasik fransız suflesi. her şey gram gram. bardaktı kaşıktı, aldığı kadar undu derseniz her şey olur da sufle olmaz o yaptığımız. kaçıncı kez söyledim bunu?

    200 g yumurta beyazı(ortalama 4 yumurta)
    60 g yumurta sarısı(yaklaşık 3 yumurtanın)
    300 g süt
    110 g şeker
    300 g bitter çiko(%60-70 oranda)
    25 g mısır nişastası
    başlamadan önce fırın 180 derece ve sufle kaplarını önce tereyağı ardından 20 g şeker gezdirmece.

    1) öncelikle sütün yarısını ve nişastayı tencereye alıyor biraz ısıtıyoruz. kaynamayacak.
    2) ısındıkça süt, kalan kısmını da ilave ediyoruz ve bi nevi muhallebi kıvamı almasını sağlıyoruz.
    3) ardından çikoyu bain marie'de eritiyoruz.
    4) ardından çırpma teli yardımıyla ısıttığımız sütü ve eriyen çikoyu karıştırıyoruz. katı bir kıvam alacak. polemik yapmıyoruz.
    5) bu basamaklara doğru işler karışacak vaziyet alın. yumurta sarılarını da çırparak ekliyoruz.
    6) geldik yumurta beyazlarına. şekerin 90 g kadarını 3 seferde ekleye ekleye allah kitap aşkına başlıyoruz çırpmaya(geri kalan şeker sufle kapları için) eğer old school takılacaksanız çırpma teliyle, yoksa mikserle yumurta beyazlarını kabartıyoruz. bi çimdik tuz ilavesiyle aşırı sert olmayan bir mereng elde ediyoruz. beyaz köpük köpük bir kıvam.
    7) burası cümbüş, mutluluk, yorgunluk... yanlış bişi yaptım mı evresi, a maan olan olduya geçiş ve hata yapmadığınıza ikna oluş. istiklal marşı ve kapanış* yok yok tören daha bitmedi devam ediyoruz ama sona doğru yaklaştık devam.güzel günler göreceğiz
    8) şimdi çikolu creme patisserie ile yumurta beyazını buluşturma anı. bu anı aklınızda iyi tutun. çünkü bundan önce yaptığımız her şey şu yumurta beyazı içindi. amacımız yumurta beyazı ve çikolu karışımı nazikçe, kendinden emin ve sonuca kitlenmiş vaziyette karıştırmak. toplamda 3 sefer olacak şekilde yumurta beyazını çikolu karışıma yediriyoruz. aşama 1: hunharca karıştıralım tamam çok da hunharca değil. aşama 2 ve 3 için nazik devam edelim. hep aynı yöne olacak şekilde alttan üste doğru dairesel hareketlerle beyazı yedirelim.
    9) önceden yağladığımız şeker gezdirdiğimiz sufle kabına/güvecine paylaştıralım.
    10) tam tamına 180 derecede 12 dk pişiriyoruz. fırın kapağı asla açmıyoruz.
    11) süre sonunda çıkarıp üzerine pudra şekeri gezdirip veya yanında sıvı krema ile servis ediyoruz.

    bon appetit

    not: sözümü tuttum yönetim*
    gitmeden bir iki püf
    - sufle kabına göre 5-6 porsiyon çıkıyor.
    -yumurta beyazını köpürtürken katı bir mereng yapmıyoruz.
    -eğer bain mariede çikoyu eritirken su kaynamaya başlarsa çikonun sıcaklığı çok yükselir, pastacılıkta bunu istemeyiz.
    -yumurta beyazı çikolu creme patisserie buluşurken katlama tekniği önemlidir. hep tek yöne alttan üste nazik.
    -süreye dikkat.
    -fırını önceden ısıtmayı sufle kaplarını önceden şömize etmeyi unutmayalım.

    buraya görsel eklenecek.
    edit: şeker güncellendi.
    sözü verilen sufle buyurun* görsel
  • diyelim ki canınız deli gibi istedi ama o an hazırını bulamıyorsunuz, kendiniz yapmaya kalkıştınız ama fırınınız yok.

    üzülmeyin! hemen şu yazılanları yapıyoruz ve 2 kişilik çikolatalı suflemize kavuşuyoruz:

    bir çay bardağı toz şeker ve bir yumurta çırpılır, yarım çay bardağı sıvı yağ ve süt de eklenir, yine çırpılır. sonra bu karışıma 1 çay bardağı un, yarım paket kabartma tozu, vanilya, bir fiske tuz` :kakaonun yoğunluğunu arttırması bakımından`, 2 dolu dolu kaşık kakao, bir miktar kırılmış bitter çikolata eklenir, hafif olsun diye becel ile yağladığımız bir kupanın 1/4'ü bu enfes hamurla doldurulup üstüne büyüük bir parça çikolata hop diye atılır, sonra 1/4'ü daha doldurulur, aynı işlem diğer kupa için de tekrarlanır. iki kupa bir tencereye oturtulur, kupaların yarısına gelecek kadar su doldulup kaynamaya bırakılır, kapağı kapatılır` :buhar geri damlamıyormuş gördüm` 25 dakika pişirilir.

    pişmiş sufleler biraz dinlendirilip içini çektikten sonra pudra şekeri serpilir, nasıl oldu acaba bu diye karşılıklı oturulup merakla tüketilir` :çok da güzel olur`
  • muhteşem ötesi bir tatlıdır.

    ortaokulda bu tatlıya sürekli burun kıvırırken, ankara'da sadece arjantin caddesinin olduğu zamanlarda cafe kahve'de kuzenimin zorlaması ile yemiştim ve hayran kaldım. sırf sufle yemek için gitmeye başlamıştık oraya.

    iki yıl uğraştım tarifi alabilmek için, doğru tarifi bulduktan sonra yıllardır dilden dile konuşuldu ve arkadaş çevresinde büyük şöhret kazandırdı bana.

    yapması çok zor değil ama uğraştırıcı. malzeme kalitesine dikkat! en büyük sırrımı veriyorum ya la :) buradan buyrun lütfen;

    malzemeler:

    6 yumurta
    2 su bardağı süt
    150gr tereyağ
    3 çorba kaşığı un
    1 paket bitter çikolata
    yarım bardak şeker
    3 çorba kaşığı kakao
    süt kreması
    pudra şekeri

    hazırlanışı:

    tereyağını bir tencerede hafif ateşte eritin. yağı yakmamaya özen gösterin. ardından topaklanmasına izin vermeyecek şekilde unu, sütü, şekeri, kakaoyu, çikolatayı(parçalayarak) içine atın, kısık ateşte muhallebi kıvamına gelene kadar karıştırın. karıştırmayı sakın bırakmayın ve ara ara ters yöne karıştırın, pişmiş olan çikolata sosu soğumaya bırakın. fakat soğurken ara ara karıştırın.

    diğer yandan yumurtanın beyazını, sarısından ayırın. önce bir kapta sarıyı iyice çırpın. ardından başka bir kapta beyaza yarım çay kaşığı tuz ilave edip köpük olana kadar çırpın.

    çikolata sos iyice soğuduktan sonra yumurtaları ekleyin ardı ardına ve iyice karıştırın (çikolata sosun tamamen soğuması çok önemli yoksa çikolata sosunda rafadan yumurta yapmış olursunuz. en iyi ihtimalle buram buram yumurta tadı gelen bir sufleniz olur ki, insanlar yerken annenizi anabilir!). ardından kaplara boşaltın. bu ölçülerde ortalama 6 kap sufle çıkabilir. kapları dudak payı denecek kadar doldurun. ne eksik ne fazla.

    fırında 180 derecede 20-25 dakika kabarana kadar pişirin. fakat dikkat edin, az pişirmeniz sufle yerine sıcak çikolata içmenize, çok pişirmeniz sufle yerine kek yapmanıza yol açabilir!

    afiyet olsun.

    edit: en önemli noktayı unutmuşum. sufleniz mantar vari kabarıp, mis gibi çikolata kokuları yayarken etrafa, tam ortasını kaşıkla bir yuvarlak çizerek delin. suflenin içi ne kek gibi kuru ne de akışkan olmalı. ikisinin ortası. deldiğiniz yere kremayı dökün, üzerine kararınca pudra şekeri ekin biraz içini karıştırın ve afiyetle yiyin. lezzetten yüzünüzün şeklinin değişeceğinin garantisini veriyorum :)
  • "canım tatlı bişeyler çekti" gibi bir durumda, tesadüfen yenilen şey değildir çikolatalı sufle. kanınız basbayağı bunu çeker. çok nettir.
  • 1 bardak süt
    4 çorba kaşığı toz şeker
    4 çorba kaşığı tereyağı
    6 kaşık un
    8 yumurta
    100 gr çikolata rendesi
    makul miktarda krema ve pudra şekeri
    küçük bir tencerede şeker ve süt orta ateşte kaynatılır.
    süt bir taşım kaynayınca ateşten alınır. başka bir küçük tencerede 3 kaşık tereyağı eritilip un ilave edilir. sürekli karıştırarak 2-3 dakika pişirilir. karıştırmaya devam edilerek az önce kaynattığınız süt bu karışıma yedirilir. bu bir kenarda soğumaya bırakılıp yumurtalara girişilir. yumurta sarıları ve akları ayrı ayrı çırpılır. aman ha aklara bir damla bile sarıdan karışmaya sufleniz kabarmaz sonra. bunun için mikserle önce akları sonra sarıları çırpabilirsiniz .ama akları köpük gibi oluncaya kadar çırpmak gerek.
    bu arada güçlü kuvvettli bir elemana çikolatayı rendeletin. nestlenin bitteri tavsiye edilir. kare olanları rendelemek daha kolay. 80 gram olduğu için 2 paket gerekiyor. artanını yersiniz artık.
    daha sonra uygun bir borcam alın. dilimli kek kalıbı şeklindeki bu ölçüye tam geliyor. içini ölçülerde belirtilen yağdan artan 1 kaşık yağ ile yağlayın. çikolata rendesini sütlü unlu karışıma yedirin. daha sonra yumurta sarılarını , en son aklarını karışıma ilave edin. iyice karıştırıp homojen hale getirin. bu karıştırma aşamasında mikser kullanmamanız suflenin kabarması açısından daha hayırlı olacaktır. çünkü bu yumurta akı denen nane öyle kocaman köpük olduktan sonra çok kurcuklanırsa kabartma özelliği azalıyor.
    hepsini yağladığınız kaba döküp önceden ısıtılmış ( 180-200 derece) fırına atın. büyük fırınlarda yaklaşık 1 saatte pişiyor. aman tam pişmeden fırının kapağını açmayın puf diye söner sufleniz.
    son hareket acilen mutfaktan kaçın. deli gibi bulaşık çıkardınız anneye , kızacaktır.

    uğraşamam çok zor diyenler için ortaköy çınaraltı suflesi tavsiye edilir.
  • yerken insan formundan çıktığım için insan içinde yemekten çekindiğim tatlı. tatlıdan öte bir şey; mutluluk, keyif, rahatlık formu gibi sanki.
  • hayatımda ilk defa dün akşam, gece 11'de eşimin tatlı krizini geçirmek için internetten rastgele bulduğum bir tarifle yaptım.
    "şişmez bu mümkün değil" dedikten 15 dakika sonra ayağımı zevkten yere vuruyordum.
    eşim sufleyi görünce "aa nerden buldun hazır sufleyi" gibi birşey geveledi, erkekliğe bok sürdürmeden "el emeği göz nuru ulan, sıfırdan hazırladım" deyip sufleden daha çok kabardım.

    mutfakta şimdi soğumuş bir parçası kaldı. acımadan girişicem kendisine..
  • sufle nedir ? neden başımıza gelmiştir ? bizim duygularımızla neden oynamaktadır ? duygularımızla oynadı mı oynamadı mı derken... bizi nasıl aşık etmiştir kendine?
    evet evet hala sufleden bahsediyorum başka birinden değil *

    ne dicem?
    karşılık beklemeden sevmeyi başarabiliyor musunuz? yüzde yüze yakın yani... bir kaç yıl önce sevmek konusunda bata çıka bir dönemden geçerken neden sevdiğimi sorguladığım zamanlar oldu.

    neden seviyorum ?

    kendimce cevaplar buldum, onlar bana kalsın * ama minnak bi çekirdek kadro oluşturdum, o kadar ki onlara “benim kabullerim” diyorum. kabul ediyorum yani onları. şimdi burda uzun uzadıya bundan bahsetmeyeceğim elbette. benim bu çekirdek kadroma dahil etmek istediğim biri daha var adı; çikolatalı sufle
    uğraştırıcı, zahmet veren bir tarif. sevmek yetmez emek gerek. her misafire yapılmaz, misafir varsa bi 15 dk kadar yalnız bırakmak gerekebilir, ama sonuca değer.

    bu arada uyarı vermem gerek; alüminyum kaselerde satılan, tabağa ters çevrilip çıkartılarak servis edilen, içinden sıvı çikolata akan kekler çakma sufledir, kanmayın. zaten içinden akan kısım çikolata falan değil kekin pişmemiş, çiğ hamuru. onun da tarifini vereceğim sonra.

    sufle dediğimiz tatlı 3 ana kısımdan oluşur. önce bir creme patisserie pişiririz; bu bir. ikinci kısım suflemiz ne’li olacaksa o malzemedir.(çikolata, beyaz çikolata, kestane, meyve püreleri v.s.) üçüncü kısım da yumurta akı ve şekeri çırparak oluşturduğumuz mereng. bu üç kısım bir araya gelir, katı yağ ile güzelce yağlanıp şekere bulanmış güveç kaplarına konur, 200 derecede 8-10 dakika pişer. a la minute (o dakika, yenmeden az önce gibi) yapılır.
    hazırlayınca pişirmem, pişirince yemem gerekir, beklemez.
    dedim ya sufle zahmetlidir herkese de pişirilmez.
    şimdi siz benden tarif gelecek diye okudunuz buraya kadar di mi ? *

    yazar olursam söz, dünyanın en güzel soufflesinin reçetesini vercem! * pamuk eller klavyeye! istisnaya özgürlük !
  • -reçeteyle satılmalı!
  • ancak cennetten gelen bir meleğin olabileceği kadar tatlı bir şeydir sufle ve meleklerle tek farkı meleklerin yenilemiyor oluşudur; meleklerin yenilemiyor oluşu da tamamen başka bir konudur, yok melek yemek istemiyorum öyle bir düşüncem bile yok zaten oluyor gibi olunca ensemde ki tüyler kabarıyor.

    ehm şimdi sufleye geri dönersek bu söylediklerimi unutun yok öyle bir şey, cennet falan hikaye oldu iki tane yeyip üçüncüye bakan ben şuan ikinciyi bitiremedim, böyle duruyor önümde akışkan çikolatası falan ama yok ne yapacağımı bilmiyorum onu yüzüstü bırakmışım gibi hissediyorum; ayrıca savaş dönemi çocuğu olmasam da öyle büyütüldüm ve onu yemek zorunda hissediyorum kendimi ve evet şuan da en büyük derdim bu hayatımda bir dönem resmen üzerime yıkılarak kapandı.
hesabın var mı? giriş yap