cila
-
bol miktarda alkol alındıktan sonra daha az alkollü başka bir içecek içilerek gecenin kapatılması olayıdır
-
(bkz: one for the road)
-
(bkz: bira)
-
bünyeyi kendine getirmenin ya da iyice 'lan ne içmişiz' demenin ayrı bir yoludur tarifidir.
-
ayakkabı ve tahtaya da sürülebilen bir tür parlatıcı.
-
sokak ağzında kesimhane pavyon, cilahane kumarhane imiş.
ben size nişanyan'dan bir şey diyeyim mi; cila zaten arapça cilaw/cılaw kökünden geliyormuş. parlaklık ışıma anlamına geliyormuş. cilve de akrabasıymış.
lostra nişanyan'a göre fransızca lustre "cila" veya italyanca aynı anlama gelen lostro sözcüğünden gelmedir. bu sözcük latince aynı anlama gelen lustrum sözcüğünden evrilmiştir, diyor.
çizmemi boyadım, fırçaladım, cilaladım, kara yılan gibi ortaya çıktı. şimdi gösterişli ve jartiyerimsi olan çizme zamanında besbelli iktidar hatta zulüm simgesiymiş. kanlı çizmeler...
(ilk giri tarihi: 21.6.2018)
(bkz: cilalamak)
(bkz: ayakkabı cilası)
(bkz: tırnak cilası)
(bkz: diş cilası)
(bkz: parke cilası)
(bkz: gılav), cılav
(bkz: cılasılım) -
izmir buca da menderes caddesi üzerinde bulunan harika sucuk köftesi olan afiyetle bira midye yapacağınız güzel mekan.
-
bir süre içtikten sonra hafif ayılmaya yakın, ayıklık ile sarhoşluk arasındaki ideal çakır keyif süresini uzatmak için genelde bir - iki bira çakılması.
-
yeri gelir yoksunluğunda kendini deli gibi edersin. arafı yaşatır. *
-
(bkz: cilacı)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap