• şimdi bu arkadaşların çok suya ihtiyaç duyduğunu biliyoruz. golf sahaları için harcanan suyun bi dünya olduğu yazılıp çiziliyor. yoksa kuruyorlar, özelliklerini yitiriyorlar vs. bizin ofisin etrafında bulunan götü boklu çimenleri bile oldukları şekilde muhafaza etmek için sabah akşam fıskiye ile suluyorlar.

    şimdi gdo ile uğraşan, mısıra böcek ilacı zerk etmeyi akıl eden bilim insanlarına soruyorum arkadaşım bu çimenleri daha az su ile yetinecek hale getirmek sizin için ne kadar zor olabilir? lan bir kere de şu biliminizi, ilminizi insanlık için faydalı şeylere harcayın olm. bak yemin ediyorum ben bunu burada yazana kadar aklınıza bile gelmemişti bu olay. afrika kıtasının yıllık tüm ihtiyacı miktarında temiz suyu çimenleri diri tutacağız diye toprağa gömüp duruyoruz, genlerle oynamaya bu kadar meraklısınız madem oynasanıza çimenlerin genleriyle, oynasanız da daha az su ile yeşillenip uzun süre yeşil kalsalar ya.

    lan azıcık bilgim olsa hiç size bırakmayacağım bu işleri de işte eğitimim yok, ama fikir deniz derya. alın beni tübitak’a sadece fikir üreterek dünya kadar gelişmeye ön ayak olayım. hem akp’yi ve başbakanımı seviyorum olm kime ne?
  • yaşarken üzerine çıkıp uzanabildiğimiz yeşil renkteki bitkidir

    ölünce de kendisinin bizim üzerimizde çıkması ile ödeşmiş olabileceğimiz unutulmamalıdır one göre davranilmalidir..
  • dünyanın saçları (tanım 4,5 yaşındaki leyla'ya ait)
  • fazlı polat ve cem işçiler tarafından yapılan şu sıralar yeni bölümlerini iple çektiğim youtube programı.
  • 4. bölümle kahkahalar attirmis komik yapım
  • 6. bölüm harikaydı fazlı ve cem uyumlu ve eğlendiriyorlar.
    ancak montaj sırasında komik sahneleri videonun en başına sıralamak gerekiyor böyle işlerde youtube kitle tutma için. kötü başladı ama inanılmaz komik devam etti falan oyuna gelirken pik yaptı.

    kuyumcu muhabbettiyle başlasaydı mesela.. en çok gülünen sahneleri başa alsalar youtube videosu için; bitti gitti.
  • (bkz: cem isciler) ve (bkz: fazli polat) in beraber yaptigi ve resmen dokturdukleri youtube programi. seyirciyle sohnet ancak bu kadar komik yapilir. her bolumde gulmekten cene agritiyor. siddetle tavsiye ederim.
  • beni bir hayli güldüren talk show programı. cem işçiler ve fazlı polat'ın kimyaları çok güzel bir uyum sağlamış. sadece programda yarışma usulü yaptıkları bölümleri, biraz daha oturtabilirlerse, hiç eksikleri kalmayacak. çok karambole geliyor o kısımlar ve dikkat dağıtıyor.

    son olarak başıma bir şey gelmeyecekse, çok popüler olan 'konuşanlar' dan daha komik buluyorum bu programı. biraz daha kafa yorarak, bu formatta yürüyün abi. seviyoruz sizi.

    (bkz: cem işçiler)
    (bkz: fazlı polat)
  • biçilmişi bariz karpuz kabuğu kokusu yayan ot.

    gülmeyin lan.
  • tuhaf zamanlar bunlar ama ayni zamanda duru zamanlar.
    kirlardan gelip betonlarin arasinda sikisip kaldigim anlar.
    tandigim insanlari tekrar tekrar tanidigim gunler. eskiden tanidigim herkes cok farkli geliyor gozume, sanki herkesle yeniden tanisiyorum. ve butun insanlikla yeni bastan tanisinca, yakinliklar da kayboluyor. bildigim sen sen degilsin yani. seni daha once gordum, konustuklarimizi da hatirliyorum ama sen farklisin iste. eski sen degilsin. hele ben. ben eski ben hic degilim. kim olmadigimi biliyorum, kim olduguma gelince, bana bakan insanlarin yansimasiyim galiba biraz. ama kimse bana bakmayinca ben kimim, kimbilir!
    ınsanlar iyi gelmiyor bana, iyileri bile iyi gelmiyor, oyle sacma bir durum. ben de bir sigara yakip kendimle konusuyorum cogu zaman. agzimdan cikanlara ben bile sasiriyorum sik sik. annemin dedigi gibi oluyor genelde ‘hic cekinmiyorki, agzina ne geliyorsa soyluyor.” agzima saglik.
    bugunlerde sadece ben varim, bas agrilarim var, sag bilegimden girip basparmagimindan cikan sancilar var, bir de yamuk saclarim.
    teyzemin bu konuda hicbir fikri olmamasina ragmen bir sagdan bir soldan kirptigi, sag tarafi uzun, sol tarafi kisa kahkullerim. bu siralar cok sik diyorum, ozguven... baska birsey. ama 63 yasinda, bir gecede hayati bir mum gibi sonmus emekli bir sinif ogretmenini bir an olsun guldurecekse saclarim, yani bir an unutacaksa “allah’in sepet sepet verdigi dertleri” hepsini feda ederim, ne fark eder. aynaya baktigim hicbir anda simetrik, uyumlu bir yuz gormedim zaten. bir de bu siralar aynaya pek baktigim soylenemez.
    su iyi geliyor bana, galiba bu aralar bir tek su iyi geliyor bana. duruluyorum suyun altinda, yeniden bos bir zihinle doguyorum sanki. sudan cikinca geciyor.
    hayaller bitmis, amaclar yitmis, dunyaya yeniden bir cimen gibi gelmisim sanki. rengim guzel, insanlara huzur veriyor, negatif enerjiyi aliyorum ciplak ayaklardan.
    bir kendime faydam yok.
hesabın var mı? giriş yap