• doğru bir bilgidir.

    ama bunu en azından 10 yıldır planlı programlı olarak yapıyor çin. hem diplomatik hem ekonomik hem de espiyonaj faaliyetleri var bölgede.
    kimsenin yüzüne bakmadığı afrika ülkelerine kimi zaman fazladan fiyatlar vererek uzun vadeli anlaşmalar yapıyor. doğal kaynakları 10-20 yıl için alivre alıyorlar.
    muazzam yatırımları var çoğu afrika ülkesinde. örneğin somali'de aylık 40 dolara vasıfsız işçi çalıştırıyor devasa organize tekstil bölgelerinde. hem de abd markalarına üretim yapıyorlar ve çin'e uğramadan oraya gönderiyorlar son ürünü.
    zamanında abd'nin yaptığı da benzerdi zaten. yerel partnerlerle çin'i üretim üssü yapmışlardı. şimdi daha etkin ve deneyimli olarak çinliler afrikalılara mass production ve taylorizm öğretiyor.
  • dünya ekonomik forumu raporlarına göre, afrika 2050 yılında modern dünya ekonomisine entregrasyonunu büyük ölçüde gerçekleştirmiş olacak. durum böyle olsa bile, bu afrika'yı çin'in komunist bloğun parçalandığı 80ler sonundaki gibi liberal ekonominin cazibe merkezi gelmesi durumuna getirmiyor. afrika günümüzde dünyanın en çok karışıklık yaşayan kıtası, üstüne üstlük ciddi altyapı problemleri mevcut. ülkesel karışıklık yatırımı da kısıtlı kılıyor. elbette ki iş gücü pazarı olarak kullanılabilecek lokasyonlar ortaya çıkacaktır, fakat tesisleşme ve know-how götürme hususunda afrika'nın çin'in eski dönemlerinde olduğu kadar potansiyeli olmadığı açık. ayrıca büyük ingiliz, amerikan ve avrupa madencileri kıtanın yer altı kaynaklarını kontrol altında tutabilmek için bir çok ülkenin yönetimlerinde bürokratları mevcut. geçen yüzyıldan bu yana afrika'da gelişen ve değişen dünya normlarına paralel seyir izleme dışında bir değişiklik yok aslında.
  • cok iddiali bir soz ama eger kastedilen sahraalti afrika ise dogruluk payi iceren bir onerme. cinliler daha cok altyapi yatirimlarina agirlik veriyor. tabii ki babalarinin hayrina yapmiyorlar bunca yatirimi.

    guney afrika daha once ne ise yine ayni. kralicenin izinden ayrilmak kolay degil.

    kuzey afrika ise bambaska bir ortama burundu. arap bahari sonrasi at izi it izine karisti diyebiliriz lakin avrupa ve abd menseili sirketlerin basat oldugu su goturmez gercek.

    bu arada cinlilerden ve arap * zengin ailelerden "seken" isler de turk muteahhit firmalarinca karsilaniyor. turk firmalari kendilerini yavas yavas kabul ettiriyor. tabii burada ilgili ulkelerin kral/diktatoruyle kisisel iliskiler kurularak muteahhitlik yapiliyor su zamanlarda, daha ileri yatirimlar zaman alacak gibi. nacizane, turkiyenin de geleceginin afrikaya ilgisiyle dogru orantili oldugunu dusunuyorum. onemli olan kalici yatirimlar yapabilmek, onu da bir-ikisi haric turk patron kafasi karsilayamiyor.

    (bkz: kurumsal yonetim)
    (bkz: uzun vadeli finans yonetimi)
    (bkz: muteahhit kafasi)
  • bu durum çin'e yıllar önce nasıl bir ivme kazandırdıysa aynı şekilde afrika için de iyi olabilir.

    benim merak ettiğim kalkınmış ülke sayısı 40'dan 75'e çıktığı zaman abd ve atlantik ülkeleri bu durumdan nasıl etkiilenecek?
hesabın var mı? giriş yap