• bir kalitesizlik ibaresi değildir. imalatı yaptıran firmanın kalite standartlarına ve onları uygulatmasına, düzenli denetimler yapmasına bağlı. mesela hitachi, sony, panasonic ve toshiba'nın üretiminin çok büyük kısmı çin kaynaklı. hiçbiri de kalitesiz ürünler değil.

    ama sorun şurada, köle çocuk işçilerin çalıştırıldığı son derece sağlıksız ve güvensiz atölyelerle fabrikalarda* anormal ucuza üretim yaptırmak isteyen şerefsizin tekiyseniz çin'de o imkanı da buluyorsunuz. o kurşunlu - cıvalı oyuncaklar bize gelip de bir liraya satılmadan ve çocuklarımızı zehirlemeden çok önce binlerce işçi çocuğu zehirliyor.

    not: peki satın alacağımız ürünün bir sweatshop'ta üretilmediğinden nasıl emin olabiliriz? olamayız. "güvenilir" marka olması da bir şey kanıtlamıyor. örneğin birkaç sene önce nike'ın üretiminin bir kısmının bu tür atölyelerde yapıldığı ortaya çıkmıştı.
  • piyasada artık kötü, dayanıksız, kalitesiz, ucuz kelimeleri ile özdeşleşmiş bir kelimedir.

    misal;
    - bak bunun fıyatı iyiymiş.. bundan alalım.
    + amman diyim halit abi.. o vidalar çin malı çat diye kırılır, elinde kalır valla...

    aslında bu ''çin malı'' konusu çok ilginçtir ve çinliler bu durumu şöle izah ederler..

    ''biz kötü yapmıyoruz, sadece siz ucuz istiyorsunuz''

    yüdze yüz doğru bir önermedir. parayı basarsanız malzemenin en kıralını üretir çinliler... şu anda ''kaliteli'' olarak tabir ettiğimiz malzemelerin veya meta'ların hemen hemen hepsi zaten çinde üretilmektedir.

    çin esnaflar odası sempatizanları - 2006
  • günümüzde, vahşi kapitalizmin kar maksimizasyonunun tavanına vurma ya da sosyal hukuk devletinin emeklilik sistemini patlatmama kaygılarının günah keçisi olmuş terim. herifler, son kullanıcıya yönelik herşeyi herhangi bir kalite güvencesiyle üretebiliyor: pazardaki don ve acer bilgisayar ile the north face dağcı kıyafeti ve taş gibi thinkpad aynı yerden geliyor.

    belki de sadece firmanın ürününün kim tarafından imajının verildiği önemli burada: sokaktaki seyyar satıcı veya nike; temelde aynı naylon şeyi satıyorlar ama birisinden daha fazla para kazanılıyor.

    oysa 90'lardan önce öyle miydi efendim, her ülke malının kendi karakteri vardı:

    alman: cebinizde daha fazla paranız olsa alacağınız, eşyanın tabiatının ya da sizin ömrünüzün izin verdiği süre boyunca kullanılabilen, en iyi kullanım randımanını veren mal. (bkz: leica) bazı özel durumlarda da başka doğru düzgün üreticisi olmayan mal.* * *

    amerikan: büyük boy yapılmış, görüntü ile 'ben almandan uzun ömürlüyüm' hissi vermeye çalışan (ama öyle olamayan), köşesinde bir yerinde kocaman 'made in usa' yazan mal. sanki cennetten geliyor aq. (bkz: general motors)

    isveç: kaba hatlı, mat boyalı metal kasa ve parlak inokstan mürekkep, minimalizm argümanlı satılan mal. isveç sosyal demokrasisine yaptığınız katkıyı fiyatında hissettiğiniz mal. (bkz: facit) (bkz: assa abloy)

    fransız: isveç malına oranla sosyal demokrasiye yaptığınız katkıyı daha az hissettiğiniz, kendine göre estetik kaygılı, ama eşyanın tabiatına aykırı şekilde çabuk kullanım dışı kalan mal. (bkz: tefal)

    japon: alman mantığının uzakdoğu şubesi tarafından daha küçük ebatta, belki daha verimli ama bize göre bir estetik sıkıntısı ile üretilmiş mal. (bkz: pentax)

    türk: iyisi ihraç edilip kötüsü içeride satılan, türk insanı tarafından çoğu zaman aşağılanan, kısmetinize bağlı olarak çok iyi veya çok kötü çıkabilen orta fiyatta mal. (bkz: arçelik leydi 170) (bkz: kuş serisi)

    çin: diğerlerinin yapmayı unuttuğu ya da gereksiz pahalıya sattığı mal. (bkz: pinpon topu) (bkz: el feneri)
  • sürekli sorun çıkaran, dayanıksız olan ürünleri arasında bir tek çin seddi skalayı yukarıda tutmaktadır.
  • dünyanın en kaliteli ürünlerini ürettikleri gibi en boktan ürünlerini üretmelerinden ve yurdum çakallarının aç gözlülüğü yüzünden adı kötüye çıkmıştır. aslında sadece yurdum çakalları değil yurdum insanlarının suçudur. daha ucuz olsun daha az ödeyelim politikası ve devletin denetimsizliği birleşince çin malları tabi boktan, kaka olup çıkmakta.

    dünyanın en büyük firmaları ürünlerinin çoğunu çin'den temin ediyor ve günlük hayatımıza giriyor. en belirgin örnek apple üretim yeri çin. içinde kore, çin ve diğer bir kaç ulusa ait ürünler var ve birleştirilme paketlenme yeri çin. ancak apple yetkilileri "yok kardeşim içine $15 japon üretimi entegre koyacağınıza $3'e kendiniz üretin ve yerine takın gitsin" demiyor. kaliteden taviz vermiyorlar. 3 kuruş ucuza alıp 5 kuruş fazla kazanma derdinde değiller neden çünkü profesyoneller. hem kendisi hem ürünlerini kullanan insanlar bu durumdan şikayetçi değil. apple uç örnek olmuş olabilir ryobi maket bıçağı olsun ikinci örnek. bunun poposunda "us.pat. 5604984 made in china" yazıyor. fazla söze gerek yok sanırım.

    gelelim bize, biz neler yapıyoruz kabaca bir örnekle;

    net çizgiler değil çizgisiz bile belirtilen bir kriter yok, denetim zaten yok, gümrük kontrolü zaten yok, bu ne bir test edelim diyen yok. hadi diyelim kontrol var, bu sefer gümrükteki görevli abilere takılmamak için sıfır vergi ile geçebilecekken %3 vergi dilimi altındaki bir numarayla gümrüğe sok nasılsa devlet alacağı vergiye baktığından sorunsuz geçecektir dolayısıyla devlet ayağını pas geçtik. top artık bizlerde. diyelim maket bıçağı satacağız. zeki, akıllıyız bakıyoruz yan komşu bu ürünü 7,5 liradan 300/500 adet veriyor. günde 2000/3000 adet satıyor. hemen kafaya dank ediyor. zaten fuara gidilip kesici delici aletler standı ziyaret edilmişti bir önceki çin ziyaretinde ve guangzhou şehrinden bir imalatçı bulunmuştu. başlanır konuşmaya, muhatap sana hemen linkler ve ürün fiyatları gönderir bakarsın. yandaki komşunun getirdiği ürünü bulursun başlarsın pazarlığa. fiyat $3 dir ve pahalı dersin muhatabın what's your target price der. $2 dersin "tamam bu ürün olmaz ancak istersen, şunu şu kadar bunu bu kadar kullanırsak olur" der. aynı görünümde aynı ürünü alacağım diye halay çekmeye başlarsın. numuneler gelir yandaki komşunun sattığından biraz daha incedir ya da hafiftir "olsun amk çuvalla para kaldıracağım" dersin.

    ürünler gelir başlarsın satmaya ama senden daha zekisi vardır. senin maliyet fiyatının hemen üstünde (örneğin $2,75) satan bir rakip daha peydahlanmıştır. basarsın küfürü "ülkenin çivisi çıktı herkes çöp mamulü getiriyor satıyor nerede bu devlet nerede bu millet" dersin ama senin yaptığın düzgün iştir, o zaman devlete millete ihtiyaç duymazsın zekisin akıllısın ve sen çöp getirmemişsindir! senin kopyaladığın komşun ithalat yapmaya belki ülkenin en büyük maket bıçağı üreticisinin ürününü kopyalayarak başlamıştır. sen onu, diğeri seni, diğerini bir başkasını baltalayarak çark döndürülmeye başlanmıştır. o sona kalan diğerini muhakkak baltalayacak biri çıkacaktır sonuçta hepimiz zeki akıllı insanlarız.

    bahçıvan, uşak, kapıcı derken fiyat 1 liralara gelir. ancak o ryobi 15 lira fiyatıyla taş gibi orada duruyordur. geldik son kullanıcıya, gidip bir hırdavatçı arkadaşa "abi bir maket bıçağı lazım" deriz adam; bu 15, bu 1 der. ver ucuz olsun diyerek alır eve geliriz ama koliyi ya da kağıdı kesmez. sonra başlarız "lan çin malı değil mi dandik işte" oysa o bahçıvan uşak şoför ne kadar suçluysa en az onlar kadar bizde suçluyuz. kimseye 15 lira ver ryobi al demiyorum ama belki 8 liraya mas var ya da 6 liraya stanley

    (tüm rakamlar sallamadır ve maket bıçağı işi yapmıyorum)

    son olarak devlet ve yasal denetimler konusu. sanırım bu kısımda ne ithalatçıya ne son kullanıcıya söz söylememek gerek. herkes bulduğu açığı zekası eşliğinde değerlendiriyor. çin malı = çöp olduğu kadar balık baştan kokar
  • bundan tam 11 sene önce komşum bana çin malı bir saç kurutma makinesi hediye etti. nasıl bir inat, nasıl bir direniş, bir başkaldırıştır bilmiyorum ama ısrarla bozulmuyor. "iki günde bozulur bu" dediğim makine 11 senedir her gün saçlarımı ahenkle dansettiriyor.
  • tamamen gotumden atarak diyebilirimki dunyadaki toplam mallarinin yuzde 30una tekabul eden kumedir. geri kalani da tayvan malezya olsun. hayatimda hicbir zaman elime uzerinde made in england bilemedin uk yazan bir urun gecmedi. belki de ucak gemisi almadigimdandir, bilemiyorum.
  • aradaki tuccarlara para kazandırmaktan ba$ka bir i$e yaramayandır.
  • sadece üretilen ürünlerin değil, doğal ürünlerinin de kalitesiz olan mallar, insan gerçekten hayrete düşüyor, hadi üretilen bir malın kalitesiz olmasını anlıyorsunuz, ucuz işçilik, kötü malzeme gibi nedenleri oluyor, peki doğal olan granitin kalitesiz olması nasıl açıklanır, dağdan çıkan bir taş, yerli piyasada çin malı granit diğer avrupa granitlerinin üçte biri fiyatına satılıyor, ve onlardan daha kalitesiz, demek ki bu çinlilerin toprağında var ucuz ve kalitesiz olmak.
  • kurnaz geçinen iş adamlarımız yüzünden, kalitesiz diye damga vurulan ürünler. peki biliyor musun, şu an bu yazıyı okumanı sağlayan bilgisayar da, az evvel sevgilinle konuştuğun telefon da, üstündeki kıyafetler, yan odadaki televizyonun, dvd, mp3 playerin, odandaki ampülün, playstationın %75 ihtimalle hepsi çin'de üretilmiştir.

    çin'de bir fabrika sana bir kalemi 1 dolara da mal eder, 15 dolara da mal eder. kaliteye göre. çin'de iş yapanlar bilir, iki çinli aralarında alış-veriş yapacaksa sadece hangi ürünün satılacağını kararlaştırmak için en az 10 dakika konuşur, çünkü aynı ürün belki de 30 farklı kalitede yapılabilir.

    işte bu noktada bizim kurnaz geçinen iş adamları, ucuz olduğu için 1 dolarlık kalemi tercih edip türkiye piyasasına sokar, çünkü karı daha yüksek olacaktır. sonra kalem 2. kullanışta bozulur, boku çin'e atılır. gün gelecek dünya'nın tek üretim merkezi uzakdoğu olacak, o zaman çin karşıtları ne yapacak bilmiyorum.
hesabın var mı? giriş yap