• bugünkü markamız..
    mall of istanbul daki sinema salonu iyi hoştur, hep buraya gitmeye çalışıyorum, seviyorum. 17 salonu var iki katlı falan, geniş ferah (gerçi labirent gibi bazen kayboluyorum ama) amma velakin geçen başıma geleni anlatayım:
    genelde bu sinema salonunda diğerlerinden farklı olarak festival filmleri ve "başka bir film" adı altında ödüllü filmler gösteriliyor. ve ben de genelde bunlara gidiyorum. geçenlerde bu film konseptinde baktım "kayıp nehir" adlı film oynuyor. araştırdım, fragmanını izledim bi gideyim dedim. (ha filmi beğendim film ayrı bir entry konusu her ne kadar imdb puanı düşük de olsa anlaşılması zor görselliği bol bir filmdi benim için)
    seansı da öğlen 12de ve tek seans. neyse gittim beş kala biletimi aldım, patlamış mısırımı aldım ve tek ben olacağım için iyi ordaki çocukları beklerken başlamaz dime sorunca yok seyirci girmeden başlamaz ve reklam da oluyor zaten hanımefendi dediler de rahatladım. neyse çıktım yukarı bir girdim 5 dakika geç olmuş ve film hemen başlamış, şaşırdım. bir önceki filmde de girdiğimde ses yoktu, çıkıp ilgili bulamayıp aşağı inmem kafedeki çocuğa söylemem gerekmişti. döndüğümde de yine biraz beklemiş ses gelince başa almadan devam edince başa alın diye bağırmak zorunda kalmıştım. yeniden normal başladığında 20 dk geçmişti. neyse bu sefer girdim uğraşmıyım devam edeyim dedim. ettim fakat salon bir sıcak, bunaldım, zira klimayı açmamışlar. neyse dedim film iyi kaçırmıyım şimdi arada söylerim. lan 1 saat 35 dk lık filmde ara vermediler bişey yapamadım bırak sıcaktan uykum geldi, çişim geldi. film bitti çıktım ilgiliyi çağırttım geldi. dedim film neden ben girmeden başladı, hadi başladı ara olmadı, hadi ara olmadı neden klima çalışmadı arkadaş ya? ben bunu ilk görüyorum burda. ya dedi hatun festival filmi (yanlış biliyor bir de) tek seans seyirci olsa da oynuyor olmasa da (o da yanlış) bazılarında reklam koyuluyor bazılarında koyulmuyor, bazıları arasız oluyor. dedim arasız film mi olur sinemada bir saat 15 dk olsa anlarım da bir buçuk saati geçen filmde konur. haklısınız koyma gereği duymamışlar malesef. klimaya gelince de sensörlüymüş de belli bir ısı ayarı varmış da bozulmuş olabilirmiş de keşke söyleseymişim de baktıracakmış. dedim böyle bir tecrübeyi ilk deneyimliyorum burada, kötü oldu lütfen olmasın bir daha. haklısınız bildirin dedi sinema salonu sayfasında. herhangi bir telafi girişimine veya özür dileme gereğine bile gerek görmemesi de üzücüydü.
    bir de patlamış mısırları çok tuzlu oluyor her seferinde söylüyordum. son seferinde iki kişilerdi ve birisi koyarken diğeri kızıyordu insan yiyecek o kadar çok koyma diye. kendisi yapmıştı çok tuzlu olmamıştı.
    hep o arkadaş yaparsa bir daha gidersem mısırını da alır yerim..
  • mall of ıstanbul cinetech de yaşadığımız bir memnuniyetsizlikten dolayı yetkiliyle görüşmek istedim. sinema neredeyse boş olmasına rağmen 20 dakika boyunca yetkili gelmedi. biz gidelim yetkili neredeyse dedik, onu bilmiyoruz dedi çalışanlar. birkaç kere sorduktan sonra yetkilinin gelmeyeceğini anlayınca çıktık. gayet makul şekilde neden bu şekilde oldu gibi memnuniyetsizliğimi dile getirmek istemiştim. o da mümkün değilmiş. bir daha da gitmem.
  • cinemaximum'un yanında adeta bir nimettir.

    fiyat/performans oranı çok iyidir. cebinizde 8-10 liranız varsa film izleyebilirsiniz ki, normali budur...

    gözümde bir sinema filminin sinemada izlenmesi için gereken ücret 8 liradır mesela....

    bir buluşma için vakit öldürürken, biraz soluklanmak veya kafa dağıtmak için 8 lira verirsiniz ve 2-2,5 saat bir meşgale satın alırsınız kendinize...

    ama cinemaximum denen oluşumun olduğu bir yerde sinema biletleri 18 lira oluyor. insan vay amk demekten filme odaklanamıyor.
  • torium'daki subesine gitme talihsizligi yasadigim sinema.
    baska sinema da kacirdigimiz filmleri burada izleyelim dedik, atladik gittik dun itibariyle.
    once sen aydinlatirsin geceyinin 19.30 seansina girdik ve filmin basladiktan sonra 5 dk gecmesine ragmen isiklari kapatmadilar en sonunda salondan cikip orada kendi arasinda geyik ceviren sinema personelini durterek kendilerine gelmelerini ve isiklari kapamalarini sagladim.

    2. olarak blue is the warmest color'in 21.30 daki seansina girdik. film 3 saat suruyor ve filmin son 1 saatinde elinde misirlarla sinema calisanlari resmen pic etti. adamlar giriyor cikiyor, kapiyi aciyor. ayakta durup filme soyle bir bakip begenirse oturuyor falan. allahtan sevisme sahnelerine denk gelmedi apaciler yoksa iyice zivanadan cikarlardi.

    kisacasi baska sinema filmleri gostermeleri guzel, ancak calisanlarinin cogu amator ve apaci oldugu icin gitmeden once dusunun derim.
  • bursa zafer plaza salon 8'e gittim, gündüz ve haftaiçi olduğu için 9tl'ydi bununla beraber salon ve perde çok küçük, koltuklar kirliydi, projeksiyon bulanık gösteriyordu.
  • cinemaximum'da 2 kişi 3d film izlemeye kalktığınızda 2015 yılı itibariyle 58 tl gibi bir ücret öderken, burada 26 tl'ye mis gibi ferah salonlarda, neredeyse sıfır reklam ile izleyebiliyorsunuz. ve cinemaximum'da 20 küsur lira verdiğiniz popcorn menüleri burada 10 tl civarlarında, daha nolsun.

    tek sorun, yaygınlık olarak bazı şehirlerde orantısızlık var. mesela izmir'de hiç yoklar, her taraf cinemaximum tekelinde sayılır. ama istanbul için böyle bir sorun yok.

    kısaca bol bol yayılsınlar, rekabet yaratsınlar ki, şu fahiş ücretlerden ve muameleden kurtulalım. keza cinebonus satın alındıktan sonra, piyasaya alternatif şart idi. gayet de güzel bir alternatif olmuşlar, aynen devam.
  • yakında topu atacağını düşündüğüm sinema gösterim salonu markası. bilhassa da mall of istanbul'dakinin. senelerdir açıldığından beri, hem yakın olduğu için hem sinema salon sayısı fazla, hem de birfilm kapsamında festival filmleri de olduğu için oraya gideriz.
    lakin artık eskiden de iyi olmayan işletme anlayışının iyice yerelere serildiğini görmek üzüyor insanı. tamam çok ucuza oynatıyorsun filmi de kardeşim on tane bilet gişesi koymuşsun haftaiçi bir kişiyi, haftasonu iki kişiyi koyup milleti onca saat kuyrukta bekletmenin alemi ne; sen çalışan sayısını indirecek ve kar edeceksin deyü.
    söyleyince de biletinialdan alın sıra beklemek istemiyorsanız gibi yaratıcı cevaplar alabilirsiniz dört beş lira hizmet bedeliyle. gişe çalışanı görevliler bile bu hizmet bedeline şaşırıp gülüyorken hem de.
    çalışanlarının sayısını azalttığı gibi bir de birkaç ay maaşlarını ödemeyip geciktirdiğini öğrendiğimde daha da çok şaşırmıştım.
    sürümden kazanacaksın diye kaliteden ödün verip, ucuz bilet satmakla, mısırdan, naçostan götürürüm parayı demekle olmuyor işte. sen o ilk açıldığından beri hiç temizletmediğin leş gibi koltuklar yüzünden ne kadar müşteri kaçırdığını bilmiyorsun tabii ki. her gidişimde kafamı koltuğa dayamamaya çalışıp, eğri büğrü oturup, bel tutulması yaşadıktan sonra eve gelince, daha kapıda kıyafetlerimi çıkarıp doğru banyoya giriyorum. hoş artık eskisi gibi de oraya gitmiyoruz ya çünkü görüntü kalitesi de cortlamış durumda altyazı sorunsalı gibi. altyazıyı söylediğinizde bu bizim sorunumuz değil hanımefendi bu yapımcıyla alakalı, gidin onlara söyleyin diye sallıyor zar zor bulunabilen yetkili kişisi. nasıl sizin değil. ses, görüntü, altyazı hepsi sizin diyorum. o zaman bunu göstermeyeceksin ben parayı sana veriyorum arkadaş, en iyi bir şekilde gösterim yapmak senin sorumluluğun diyorum takan kim? olmayınca topu bilmem kime atmak da çok yaratıcıymış evet.
    her neyse açıldığında daha iyiydi, yazmıştım başka sorunları vardı hep ama artık bu krizde sanırım kar edemedikleri için iyice kaliteden ödün veren bir kurum olmuşlar. gidip izlemeye değmez diyorum. film gösterimden kalkınca evde internetten izlerim daha iyi.

    haa bir de adamlar tuvaletteki kağıt makinelerini bile kaldırmışlar tasarruf tedbiri gereğince. ben daha ne diyim bilemiyorum?
  • çalışanlarından biri ile aramda yakın zamanda gerçekleşmiş olan bir diyalog;

    phoebe: merhaba, ben drei (yani üç) filmine 2 kişilik rezervasyon yaptırmak istiyorum.
    cinetech çalışanı: o filme gitmek istediğinize emin misiniz? yani biz izledik de (beleşti çünkü) çok rahatsız edici görüntüler içeriyor hiç beğenmedik.
    phoebe: film hakkında emin olun siz izlemeden önce de gerekli bilgiye sahiptim ben hanımefendi, rezervasyonumu yaptınız mı?
    cinetech çalışanı: yani gerçekten müzikleri (kadın müzikleri dedi ya!) görüntüler, konu.. çok rahatsız olduk biz.
    phoebe iç ses: siz kim?
    phoebe: hanımefendi, rezervasyonumu yaptınız değil mi?
    cinetech çalışanı: evet, yarım saat önce burada olunuz lütfen.
    phoebe: iyi günler.

    sabrımın taştığının göstergesi olmuştur. kime ne anlatıyorsun sen be kadın. tom tykwer hakkında en ufak bir fikri olmadan kör cahil romantik komedi sınırından uzaklaştın diye kalk da bu filme iğrenç de. ağzıma almayacağım kelimeleri düşündürüyor bana. cahil kalmaya meyledene en ufak sabrım yok artık!
  • kütahya sera avm içinde yer alan sinema. 5-6 yıllık adı sanı duyulmamış korku filmlerini yeni film gibi vizyona sokan, bazı vasat filmleri 1 aydan fazla vizyonda ısrarla tunan ve son olay kaptan phillips filmini vizyona dahi sok(a)mayan sinema şirketinin ismi.
  • torium subesi harabeye dönmüş sinemadır. salonlar leş durumda sanki aylardir içine girilmemis gibi. bir daha gelmem zor gorunuyor.
hesabın var mı? giriş yap