çingene
-
yaşadıkları ülkelerde devlet tarafından dışlandıkları için toplum tarafından da dışlanırlar. devlet memuru, bürokrat, asker vs bir çingene bulamazsınız. varsa da istisnadır. bu dışlanmışlık neticesinde yoğunlukla iç içe yaşarlar. kendi şeriatları bulunur bu sebeple. afganistan/hindistan menşeli bir halktır.
-
idris aleyhisselâm’da ruhî hikmet(idris peygamber= hermes)
hermes - hırsız
hır gür etmeyen
gürültüsüz patırtısız
iş gören
ruhî - iç zamanda ve mekânda
yâni mekânsız ve zamansız
"mecazı hırsız"
beklenmedik zaman ve mekânda
iş gören…
bilgem’in söylediği
— “ilimde tecrid teşhis içindir
sanatta teşhis tecrid için
ilim hakikati polis gibi arar
üniforması var usûlü
şiir ise hırsız gibi!”
idris aleyhissselâm iki yüzlüdür
ilyas’ta göründü ikinci yüzü
ilyas müfessirlerin bazısınca
il-yas’tır - kıraatte bazı yerde
el-yasin diye geçer
malûm ya-sin
iki kişi demektir
iki kişiliklidir hermes
şurda iyi bilinir
burda aylak ve hilebaz!
il’in ibranice’de “ilâh” olduğu
türkçe’de “şehir”
ilyas’ta ilâhî mekr(oyun, hile)
ve şöhret –zâhir olmuş– tanınan!
mekr - zamanın hâleti
kaderin beklenmedikleri - mecaz
hermes’te mekr - lûgatta
güvenilmez hilekâr!
saye - nişân için dikilen taş
yolun tanınması için bir yere yığılı taşlar
saye-gölge-himâye-yardım
hermes rehber!
çingene - “çeng”den
“el” demek - çalgı âletlerinden bir saz
çengî - rakkas
hermes’in kadim ilâh olması bundan!
not: idris peygamberin yani hermes'in çok görünümlü olması ve insanlara nispetle halden hale, renkten renge girmesi, çingenenin rakkaslığında remzedilmiş...ve de ruh planında yani gizlice iş görmesi de çingenenin hırsızlığında(gizlice aşırmak)...
kısacası, ne zaman çingene görür veya bu kelimeyi duyarsanız derhal "idris a.s."yi hatırlayınız...
(iktibas@ esatir ve mitoloji, salih mirzabeyoğlu) -
ellere gogol bordello gibi bir oluşum sunarken, bize kibariye'yi, ciguli'yi vermiş topluluktur. *
-
-
''buraya gelen o çok bilmiş avrupalılar en iyi hizmeti görmeyi hak ettiklerini, bizi diledikleri gibi soru yağmuruna tutabileceklerini, bizim de bütün o soruları yanıtlamak zorunda olduğumuzu sanarlar. ama bir yandan da bize ''gezginler'' ya da ''romanlar'' gibi pohpohlayıcı adlar vererek geçmişte bize karşı yaptıkları yanlışları düzeltmeye kalkmaktan geri kalmazlar.
düpedüz çingene deseler de bizi bütün dünyanın gözünde lanetli kılan o hikayelere bir son verseler, olmaz mı? ortaçağ'da bize karşı cadı avına kalkışmadılar mı? alman mahkemelerinde yüzyıllarca tanıklığımız kabul görmedi. ben daha naziler tüm avrupa'yı ezip geçmeden önce doğdum; babamı ceketine diktikleri o aşağılayıcı kara üçgenle, polonya'daki bir toplama kampına götürdüklerini gördüm. kamplarda zorla çalıştırılan beş yüz bin çingeneden sadece beş bini hayatta kaldı.
bütün bunları hiç kimse, hiç kimse duymak istemiyor.''
(bkz: portobello cadısı)
(bkz: paulo coelho) -
insanı sinir edebilirler/kızdırabilirler/pişman edebilirler.
istanbul'da yaşayanlar bilir, bunlar yol kenarlarında çiçek satarlar. geçenlerde çiçek almak için bağdat caddesi üzerinde bulunan birine uğradım. kadın da benden ayakkabı ve kıyafet istedi. ben de tamam dedim ve bu sabah yanından geçerken kocaman kocaman poşetlerle palto/çizme/kıyafet bıraktım. tüm bunlara rağmen hala bana çiçek satmak için yapıştı. arabaya kadar "çiçek al, çiçek al" diye vır vır konuştu. yüzsüzlüğün böylesine yuh demekten başka bir şey gelmiyor içimden. -
bana "çingene"nin hatırlattığı; 1 yönetmen, 2 film, 2 şarkı.
tony gatlif
vengo ve gadjo dilo
naci en alamo ve tutti frutti te kelas -
karagümrük doğumlu bir birey olarak gençlik dönemimde etrafımda bir çok ferdi bulunan ırktır. yukarılarda da değinilmiş, gerçekten bazıları ileri derecede güvenilir insanlardır; siz kendinizi yarı yolda bırakırsınız ama o sizi bırakmaz.
-
hemen hemen hepsi kırıcı olabilen kişi veya kişilerdir. insanlara damga vurmak istemem, böyle çingene adı altında yazmak da istemezdim ama bu içime çok büyük dert oldu. sokakta,hastanede,bankada her yerdeler ve çok düşüncesizler. kilolu birinin suratına şişko diyip kahkaha atıp, engelli biriyle yüksek sesle alay geçip, tuhaflık yakaladıkları her kişiyi yerden yere vuran tiplerdir. yetişkin ya da çocuk hepsi aynı düşüncesizlikte. ne zaman bir çingene görsem yolumu değiştiririm.
-
küçükken çingene bir arkadaşım vardı hep oyunlar oynardık. en kötüsü kan kardeş olmamızdı çünkü beni görünce tanınamazlıktan geliyor artık. ben daha mahallede top oynuyorken o kocaya kaçmıştı üstelik benden üç yaş küçüktü.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap