• güzel şarkıydı. eskiden tvde çok gösterirlerdi ama artık unutuldu sanırım.

    sözleri de şöyleydi:
    gün batarken bulutlar bir anda renklenir
    bir sızı yükselir içimde ve yalnızlık gelir
    dost gibi dost yoktur yanımda
    aşk gibi aşk çok uzaklarda
    tek tesellim çingene yüreğim
    çingene yüreğim
    yana yana oynayan alev gibi yanarken
    çingene yüreğim yanar oynar
    çingene yüreğim
    bir o yana bir bu yana delice koşarken
    çingene yüreğim çalar oynar
    ay dogarken ısıklar her yana serpilir
    sokaklar bosalir aniden ve yalnizlik gelir
    dost gibi dost yoktur yanımda
    aşk gibi aşk çok uzaklarda
    tek tesellim cingene yüregim
  • nezih unen'in karnaval albumunden cikan ilk kliptir, ama album icin cekilen ilk klip degildir. ondan once "karnaval"a klip cekilmis, ama klipte rol alan barmen (adini hatirlayamadim, hatirlayan beri gelsin) kisa bir sure sonra oldurulunce, onun anisina saygi icin bu klip uzun bir sure dagitilmamis, onun yerine cikis sarkisi olarak "cingene yuregim" secilmistir.
  • zamaninda tanimi$ olanlar icin, hafizalardan asla silinmeyen bir yapittir. nezih unen'e durup durup saygilar gondertir; giyabinda cagri$tirdiklari* ayrica goz ya$artir.*
  • genelde karşılaşılan, sevgiliye/maşuk'a` :aşık olunan kimse` yazılan ve bestelenen eserlerden epey mesafeli olan şarkı. zira karşıda bir insan yok, hitap edilen. bir ağıt yakılmıştır, insanın geçip giden ömrüne yanarak dile getirdiği. sözleri insanın korkunç yalnızlığını ve acziyetini muştulamak, herkesin bildiği ama sustuğu ve dile getiremediğini dile getirmek üzere yazılmış gibi. sığınılan tek limanı işaretliyor. gelip geçici heveslerle oyalanan çingene bir yüreği ve bunun neticesinde bir şekilde neşeli addedilebilecek şekilde geçirilmeye çalışılan zamanı. teselli'nin tanımı, belki de bu. çünkü bu şarkı insan hayatının som demlerinde neler hissedeceğini gösteriyor.

    "ay doğarken ışıklar her yana serpilir..sokaklar boşalır aniden..ve yalnızlık gelir" ayın doğuşu gecenin gelmesini yani ölümü işaretliyor. yalnızlık, acziyet ve meyusiyet dolu da olsa bir bilgelik/kabulleniş hasıl oluyor nihayetinde.

    klibinin tek bir insanı anlatmadığı aşikar. yitik yaşamların bir gecelik buluşması ve avuntusu/kutlaması gibi düşünülmüş. yaşlı adamın belki en sevdiği arkadaşları ile son bir kez buluşması. hayal aleminde gerçekleşen bir cümbüş, bir tantana gibi. şarkının içine bilerek sokulmuş sanki o zurna. kulak tırmalaması bilinçli bir seçim gibi geliyor.

    yıkılmaya yüz tutmuş hisarları göstererek başlıyor klip, insanın hayatının ne kadar kısıtlanmış ve ne kadar tahrip edilmiş olduğunu göstermek ister gibi. bir kız çocuğunun ellerini iki yana açarak ve gözlerini kapatarak başını gökyüzüne doğru kaldırması geliyor peşine. sanki daha küçük yaşta kurulmaya başlanan hayaller dünyası ve yaşamak istenilen dopdolu bir hayata kucak açmak gibi. ileride anlaşılıyor ki, bu küçük kız çocuğu aslında hayalin bizzat kendisidir. yaşlı adamı daktilo başındaki işinden kaldırarak felekten bir gece geçirmesi için çağırır, duvara/kısıtlara dokundurarak işaret parmağını. aynı işaret parmağı ile o küçük kız, bir muhabbet kuşunun ayaklarına bağladığı ipi tutmaktadır. adeta hayalinin tek oyuncağıdır özgürlüğü. asla özgür olamadığını bilir belki de hayallerinin.

    rakseden kırmızılı kadın bu çocuğun büyümüş hali ya da gerçeklere uyanmış hali. ama o da neticede insanın hayali/nefsi gibi davranır. oynar, güler, keyf almaya çalışır. ama gözlerinde acı vardır. çocuğun duru bakışı kaybolmuştur. daktilo başından kalkıp gelen amca belki de yılların hesabını yapmaktadır tüm gece hayallerine kadeh kaldırıp içerek.

    tüm gece yalnız başına içmiştir ve ertesi sabah yıkıntı olan/ellerinden kaymakta olan virane ömrünün bir gününe daha uyanır. ` :klipte dört dakika yedinci saniye`
    ilk saf hayaline/nefsine dönmüştür yaşlılığıyla birlikte. gençliği yoktur artık. hayali yine hayatı kucaklamak ister, başını gökyüzüne çevirir, birkaç kez tekrar eder aynı sahne. belki de başaramayacağını bildiği için. nitekim, küçük kızın ardındaki perde yanmaktadır. çok geçtir artık. son basamaktadır yaşlı adam.

    ortak mutsuzluğun algısındadır tüm şarkı boyunca yaşlı amca. herkesin hayatı aynı çizgide ilerlemektedir. kendisinin geldiği noktaya diğerleri de gelecektir ve herkesin bunu içten içe hissettiğini de bilir. yeşil elbiseli kadının, gözlerini yere indirmesinde bu farkediş gizlidir. ` :klipte üç dakika yirmi sekizinci saniye`

    herkes felekten geceyi aynı şekilde geçirmektedir. sığınılanlar hep aynıdır, tıpkı tüm yaşamda olduğu gibi. erkek için kadın, kadın için erkek, arkadaşlıklar, müzik, sigara, alkol, güzelliğe ve hayale olan tutku` :kırmızılı kadın`, ulaşılamayan aşklar ve yitirilen yıllarla birlikte yitip giden arkadaşlıklar/sevgiler.. klipte kırmızılar giyinmiş iki kişi var. birisi kırmızılı kadın. diğeri nezih ünen. bu da nezih ünen'in çingene yüreğini ima yoluyla tasvir edişinde dolaylı bir anlatım gibi.

    ek: izlemek isteyenler için youtube engeli de varsayılarak iki ayrı link aşağıya eklenmiştir.

    http://www.youtube.com/watch?v=ha3uocdwp4c

    http://www.ktunnel.com/…c11c674e0667c95cde850320896
  • zamanla eskiyecek gibi değildir, halen de taş gibi şarkıdır. şöyle muhteşem bir klip şu sıralar yapılmış olsa rtük kesin tahtasını sikerdi gerçi. ateşli, şehvetli danslar, şeytan icadı rakı tüketen allahsız olduğu belli kitle, diz seviyesinin üstünde etek giyen küçük kız falan. çok kaka şeyler vardı :(
  • "aşk gibi aşk çok uzaklarda" diyerek zamanımızın bir sorununa parmak basmış şarkıdır. o zamanlar 17 yaşındaydık, başımızda kavak yelleri falan anlamadık kusura bakma nezih abi. bugün o tuzlu yaşlara yaklaşırken bildiriyoruz ki, aşk gibi aşk çok uzaklarda hakikaten; teselli olacak tek şey olan çingene yürek de olmayınca bambaşka durumlar ortaya çıkıyor. nereden çıktı bu karnaval be nezih abi?
  • nezih ünen diye bir adam vardı, onun bir şarkısı
  • bu topraklarda yazılmış en iyi şarkılardan biri. klibi de iyidir.

    https://youtu.be/3hsdryd3pom
  • bir şarkı.
    ama öyle bir şarkı ki;
    hem ölüm hem çocukluk.
    hem yaz yağmuru hem kar
    hem mavi hem kırmızı
    yürek ağlatan, yüz düşüren
    susturan, küstüren
    olur olmaz dile düşen
    ezbere söylenen
    çocukluk zamanlarının kokusunu burnun ucuna getirip sızlatan
    ağza en acı balları sürüp kamaştıran.
    ***
  • türk müzik tarihinde dünya çapında bilinmesi gereken şarkılardan biri olması gerekirken türkiye'de bile hatırlayanı çok az kalmış bir şarkıdır. klibinde de türkiye'nin en güzel kadınlarından ayşin zeren oynamıştır.
hesabın var mı? giriş yap