• yıl 1998
    lazer çılgınlığı başlamış
    babam tam 10 farklı başlıklı lazeri bana hediye almıştı. efsane kalite bir şey
    başlıklar da yıldız ay dede vs. duvara tutunca efsane görüntü büyük teknoloji. sadece kırmızı nokta değil artık şekilli şekilli sıktırıyorum ama bu şekiller çok uzağa gidince verimsiz oluyor büyüyor vs.

    neyse o yaz her yaz gibi köye gidildi. gece nöbetteyiz bir kaç piç. bekliyoruz birileri geçsin ay dedeyi verelim yola bakalım ne yapacaklar diye. uzun bekleyişten sonra 3 kişilik bi grup yavaş yavaş yaklaşıyor derken oynat uğurcum edasıyla basıyorum lazere i,veriyorum coşkuyu .. adamlar şok.. donup kaldılar önce biraz oynatalım derken biri düştü bayıldı . diğer ikisi onu alıp gittiler
    kimseye bişey anlatmadık. gittik güle güle uyuduk. canım bandırma beyköyüm küçücük. ertesi gün bu kişiler cin gördük diye kahvede benim aydedeyi tarif etmişler işte. o gün anlar gibi olmuştum bazı şeyleri tamamen insanların uydurduğunu. ne olduğunu bilmedikleri için cin dediler buna önce kendileri inandı sonra diğerleri.
  • geçenlerde dini bütün bir şahıs ile sohbetimde, havadan sudan konuşurken, eğer uzaylılar, yani dünya dışı varlıklar var ise, dünyamıza gelirlerse veya keşfedilirse din tamamen yalanlanmış olacak dedim. şahısta bana zaten var dedi, nasıl yani dedim kuran da dünya dışı varlıklardan bahsetmiyor dedim. cinler gelecek dedi. eyvah, ulan yine kurtardınız dini.
  • gece gece...
  • inanmamak herkesin kendi tercihi, ben bu başlıkta aşağılanan kesimdeyim.
    kurana inanan zaten cinlere de inanmak zorunda çünkü içinde varlıkları geçiyor.bu herkesi kapsamayacağı için ikinci sebebe geçiyorum.

    şahsi deneyimler: en inanmayan adamın bile ailesinde, çevresinde, dedesinde, köyünde cin hikayeleri, görenler, görüşenler anlatanlar vardır.

    ben yaşadıklarımı anlatsam, bu gece hepiniz benzer korkunç şeyler yaşarsınız, en iyisi yüzeysel geçeyim. özellikle nişanlılık sürecinden beri fiziki olarak canımı yakmaya başladılar valla, allahtan depremle yaşamaya alışıldığı gibi buna da alıştım. geceleri veya gündüzleri uyku sırasında oluyordu, normal bir uyku veya rüya olmadığı belliydi, canını öyle bir yakıyordu ki acısı anlatılmaz. bir gün ben böyle rahatsız olurken kıvranıp acı çekerken eşim beni boğmaya çalışan bir ihtiyar gördüğünü söyledi. karnın tıka basa doluyken daha fazla can yakıyorlar. yattığın yerde kırıntı varsa hijyen azsa veya kişide biraz obsesif kompulsif varsa çok geliyorlar. hamile bayanlara çok musallat oluyorlar. bazen güzel kız veya yakışıklı delikanlılara musallat oluyorlar. başkasıyla evlenmesini aşık olmasını istemiyorlar. tanıdığım bir aile dostumuzun eşi başı dertte. gözüyle görüyor sürekli kadın. hamile şu an. gayet de eğitimli akıllı bir kadın.

    açıkçası insanlarla kafa bulmayı seviyorlar. hortlak, gulyabani, ufo, hayalet, peri kızı, dev, ruh, karabasan diye tarif edilmelerinin sebebi şekilden şekile girebilmeleridir. bir enteresan özellikleri de senin korkularına göre şekil alırlar. senin bilinç altınla oyun oynarlar. rüyanda geri dönüşü olmayan bir yere girersin hoşuna giden bir rüya görürsün ama bir anda tuzağa düşersin. elini vücuduna dokundu mu, ki muhtemelen elektrikten bir bedenleri var, bağırtın evdeki herkesi uyandırır acıdan. uyanınca birşey göremezsin. istersen evi taşı, türkiyenin öbür ucuna git, anında gelirler.

    bunları ben bizzat yaşadım inanıp inanmamak tamamen serbest ama, denilene göre erkek milletinde ergenlikte başlayan kamyon devirme hadisesini bile gayet çirkin dişi cinler gerçekleştiriyormuş gerçekte. co-pilot olarak sanırım :d

    peki ben kendi mücadelemde teslim oldum mu? hayır. kafayı sıyırdım mı? hayır. ama her yolu da denedim valla. bununla uğraşan bazı kişileri marangoz, teknisyen vs. gibi bir uzman olarak gördüm. para istemeyen, şarlatan olmayan uzman bir kişiden aldığım üzeri enteresan bir alfabeden yazılarla dolu iki kağıdı evde tütsüyle yaktım, bir keresinde 7 parça okunmuş tuz aldım, göle attım erittim, bir keresinde bir tılsım aldım yastığımın altına koydum. yaklaşık her birinin 3'er ay faydasını gördüm, ama kalıcı bir çare olmadılar. zaten bunu bu işlerden anlayan bir memur arkadaş da söyledi. ömür boyu sürer dedi, ümitlerime limon suyu sıktı. kendisi de bu varlıklara temas edebilen bir aileden geliyordu. hatta bir sabah arkadaşı gördüm, dün birine yardımcı olayım dedim, benim muhafızlar beni dövdüler, meğer o kişi cezaya müstahakmış dedi. adama türkiyenin öbür ucundaki bir akraba veya arkadaştan bahsettiğimde sağına bir göz atar, sonra anında onun yaşını, durumunu vs. söylerdi. korkuturdu yani.

    her neyse sonunda kendi sıkıntıma deneme yanılma sonucu bir çare buldum. çoğu kişi burun kıvırsa da bu yazıyı okuyacaklar arasından ihtiyacı olanlara bir hizmet mahiyetinde söyleyeyim: telefondan bir kuran dinletisi açın. kuran sesinden rahatsız olup gidiyorlar, ondan sonra deliksiz rahat uyku çekersiniz. eğer açmazsanız kafayı koyup yatınca yine gelirler sivrisinek misali. bir ikincisi çok da kafaya takmaya gerek yok. sen kafayı taktıkça onlara eğlence çıkar, ve daha çok uğraşmaya gelirler. biz insanlar olarak onlardan daha başarılı, becerikli ve güçlüyüz. (bu lafı bana yedirmek isteyebilirler bu gece bana meşgale çıktı) başetmesini bilirsek onların bize bir zararı aslında olamaz.
  • (bkz: allah'a inanmayan insanlar olması)
    yine işi müslüman ateyiz kavgasına çevirmişsiniz. bir mum da ben yakayım. herkesin görüşü kendine, ben allah'a inanıyorum, dolayısıyla kitabım kuran, kuran'da cinler geçiyor mu ? eved. öyleyse onlara da inanıyorum.
    adam allah'a inanmıyor, dolayısıyla benim aşamalardan geçmemiş, ama benim inanıyor olmamı da sorguluyor, ben de kendimce sorguluyorum. "sana ne lan yavşak isteyen istediğine inanır, istemeyen inanmaz."
    konu kilit.
  • inancı doğru olan insandır. ister inanın ister inanmayın cinler var. kuran'da yazıyor diye söylemiyorum. bilen bilir, kayseri'de cinliyurt isimli bir köy vardır. gerçi şimdi ismi serinyurt olarak değişti. uzun yıllardır bu varlıkların yoğun olarak bulunduğu bir yer. son 20 yılda 50 den fazla insan bu köyde cinlerin kendileriyle irtibata geçtiğini, kendilerinden bazı şeyler yapmalarını istediklerini, yapmadıklarında manevi eziyet gördüklerini belirtmişler. bunu götümden uydurmuyorum, köydeki insanlarla görüşmüşlüğüm var. hatta bir tanesine şimdi nerede olduklarını sorduğumda efere isimli olanın yanımda oturduğunu söyledi. aynı köyde başka bir kişi de aynı ismi telaffuz etti ki bu iki insan birbirini tanımıyor. şizofreni ürünü hayali varlıklar diyen olmuş, birbirini tanımayan iki insanın aynı hastalığa sahip olup aynı ismi telaffuz etme ihtimali nedir sizce? ''cin, peri diye bir şey yok, yalan dolan bunlar'' diyenlere de götümle gülüyorum. islam'a bok atmak için elinizden geleni yapıyorsunuz. dünyanın neresine giderseniz gidin farklı isimlerle bu varlıklardan söz ediliyor.

    edit: imla
  • bir yazar aynen şöyle yazmış;

    "bir şeyi reddedebilmek için elimizde kanıtlar olması gerekir..."

    işte o öyle değil... bunun doğrusu;

    "bir şeyin olduğunu ispat etmek için elinde kanıt olması gerekir..." dir.

    olmayan birşeyin, bir kanıtı olmadığı için kimse olmayan kanıtı gelip sana ispatlayamaz. çünkü olmayan şeyin ispatı da yoktur. bu da o şeyi var olarak gösteremediğin için bilimsel olarak nötr sayılır...

    bilim bir inanış çeşidi değildir. taraf da tutmaz. mesela tanrı, cin, ayın ikiye bölünmesi, nuhun gemisi, nil nehrinin ikiye ayrılması gibi soyut kavramları bilim asla kanıtlayamaz. varlığını kanıtlayamadığı gibi yokluğunu da kanıtlayamaz.

    ama gel gelelim kısa bir insanlık tarihi okuyarak bilimin kanıtlayamadığı şey hakkında bir kaç puzzle parçası toplayıp büyük bir resmi görebilirsin... hatta bunun için bir bilim adamı olmana bile gerek yoktur...

    mesela bugün git japonyaya kaç kişi cin hikayelerini biliyor? kaç kişiye cin çarpmış...

    git isviçreye mesela. cin hikayeleri anlattığında seninle direk daşak geçerler...

    bak mesela bundan yıllar yıllar önce biz henüz portakal bile değilken yunanlılar yıldırım çarptığında ne diyorlardı?

    - sanırım zeusu fena kızdırdık...

    bilirsin herkül - zeus filan mitolojisini. şimdi bunlar sana nasıl sikko hikayeler geliyor değil mi?

    adamlar şimşeğin nasıl oluştuğunu bilimsel olarak bilmedikleri için "bak bu zeus" diyorlardı...

    çünkü insanoğlunun özünde anlamdırma vardır. anlamlandıramadığı ve aklının ermediği her şeyi ama her şeyi tanrıya bağlar... bu bundan 5000 sene önce de böyleydi, şimdi de böyle...

    galileo dünya yuvarlak dedi, adamı linç edip idam edilmesini istediler. yıl 1642 bundan sadece 375 sene önce... 5-6 kuşak öncesi yani...

    peki neden?

    lan millet ölümüne cahildi... sikko sikko öküz boynuzlarına filan inanıyorlardı...

    ya peki gariban mısırlılar?

    güneş sayesinde tarlaları yeşeriyor ve karınlarını doyuruyorlardı...

    ne oldu peki?

    tabi ki güneş bir tanrı oldu...

    neden?

    çünkü güneş olmadığı zaman biliyorlar ki aç kalıp siki tutacaklar...

    ya peki orta çağ dönemindeki avrupalılar?

    lan güzel, bakımlı ya da zeki bi hatun gördüklerinde, kadını cadı diye yakıyorlarmış...

    neden?

    havva'nın yasak meyveyi tadarak cennetten kovulmaya neden olması hikayesi nedeniyle, kadınların erkeklerden daha zayıf karakterli olduğu, dolayısıyla şeytan'a daha kolay kandığı inancı yaygınmış.

    bak yukarıda sadece 4 tane sikimsonik yaşanmış bir örnek verdim.

    hepsini topla sonucunda ne var?

    cahillik...

    ve şu anda zannetme ki dünyanın en modern çağını yaşıyoruz. evrim sadece canlılarda değil teknolojide, bilimde, matematikte, fizikte her yerde var. bu global evrim insanlık tarihindeki tüm din'leri de de vardır... yani bundan 5-6 kuşak sonra yeni nesil burada cin-peri hakkında yazdıklarımızı okuduklarında bizlere götleri ile gülecekler... çünkü biz antik yunan mitolojisi döneminde yaşamışlar ile sağlam daşak geçiyoruz...

    beynin halüsinasyon gördüğünde ya da korku sayesinde bir imge oluşturduğunda sen cin sanarsın, abd deki adam ufo zanneder... bir insanın cin görmesi, ondan korkması, ona inanması tamamen yetiştiği çevrenin kültürel sebeplerinden oluşmuştur...

    beynin sana ayakları ters bir adam gösteriyorsa bu doğrudur yani görüyorsundur... beynin gerçekten ayırt edemeyeceğin şekilde halüsinasyon gösterme yeteneği bulunur. fakat senin gördüğün bir tek sana özeldir ve dış dünya ile hiçbir bağlantısı yoktur. çünkü bu hayali sen farkında bile olmadan oluşturmuşsundur ve bu bir hastalıktır, tedavi edilmesi şarttır.

    birşeyler gördüğüne inanarak yaşayan bir çok insan intihar etmiş, kafayı yemiş ya da evine kapanmıştır...

    şimdi sen cin görüyorum desen ben sana inanırım ama gördüğün şeyin cin olmadığını bilir ve beyninin sana türlü türlü oyunlar yaptığını bilirim. sen anlamlandıramadığın her ilizyonu veya korkunu antik yunanlar gibi mucizevi güçlere bağlarsan bu senin sadece cahil olduğunu gösterir. çünkü çoğu mucizevi zannettiğin şeyler aslında antik yunan yıldırımı gibidir. hepsinin çok kolay ama senin bilmediğin açıklamaları vardır...
  • gece gece okunmaması gereken entry'lere sahip başlık.
  • temel olrak enerjiden oluşmuş bir bedene sahip olmamıza rağmen bu bedeni ve geri kalan her şeyi madde olarak algiliyoruz ama enerjiden oluşmuş bir varlık olduğu belirtilen cinleri fark edemiyor olduğumuzu kabul etmek istemiyoruz.

    dinle alakalandirmadan düşünmeyi deneyin. daha objektif olmanızı sağlayabilir.
  • samimi bir müslüman olarak hangi tarafının şaşırtıcı bulunduğunu anlayamadığım durum.

    evet, cinlerin veya varlığı bizim aksimize fiziki bir bedenle sınırlanmamış bilinç sahibi şeylerin (birey mi diyeyim, yaratık mı diyeyim ne diyeyim şaşırdım biraz) var olduklarına inanıyorum ve hiç de "ya normalde rasyonel biriyim ama işte insanın inanç dünyası bazen böyle izahı kabil olmayan kabulleri zorunlu kılabiliyor" kafasında değilim. belki birkaç yüzyıl önce yaşıyor olsak, bu durumu gerekçelendiremeyebilirdim ama bugün varlığı salt enerjiden oluşan yaratıkların varlıklarına inanıyor olmanın hiçbir komik yanı bulunmadığını düşünüyorum içtenlikle.

    sözlükte birkaç yıl önce tanıştığım bir arkadaşım var. öyle pek misyonerlik faaliyetleri içinde olan biri değilim ama denk gelmişti, kendisiyle din ve maneviyat üzerine bayağı konuşmuştuk. allah'ın varlığına inanmayan o arkadaşım "meleğin gökten inip peygambere ayet tebliğ etmesi fikri çok komik değil mi sence de" diye sormuş, benden "ama kur'an'da öyle yazıyor" pespayeliğinde bir cevab beklerken "kardeşim sen bu gariban halinle wireless üzerinden dünya üzerindeki herhangi birine envai çeşit bilgi yollayabilirken bir meleğin gözle görülmeyen bir vasıtayla peygambere bilgi aktarması mı sana komik geliyor" şeklindeki soru-cevabımı çok orijinal bulmuş (ki bana göre, sabah akşam teknolojiyle yüz göz olan günümüz insanı için bu son derece basit bir analoji), kafasındaki şüphelere dahi şüpheyle yaklaşması gerektiği sonucuna varmıştı.

    nedir yani cinlerin varlığına inanmayı gülünç kılan? evrendeki tüm varlıklar mutlaka bize benzemeli mi yani? dini bir kavram olduğu için kafadan alerji geliştirmiş olduğunuz "cin" adı yerine, aynı konu bir başka eksende tartışılıyor olsa, burada cinlere inananları aptal yerine koyanların kahir ekseriyeti görüşünü değiştirir, değiştirmeyenler de en azından daha dikkatli seçerdi kelimelerini.

    ayrı bir nokta olarak, "cin"lerden konuşulduğunda ayakları ters duran ve beyaz yatak çarşafıyla örtülü bir şey hayal eden kıt zekalı tiplerin hem cinlere inananları hem de cinlerin varlığını imkansız bulanları benim gözümde kardeş gibidir. aynen bro, deden ayakta işerken gelip hıhı arkadan dürtmüştü, evet ayakları da hep anlatıldığı gibi tersti. çünkü cin olmak bunu gerektirir. cinlerin yaratılmalarının gayesi insanları korkutmaktır zaten.
hesabın var mı? giriş yap