• bu konuda biraz kalıpların dışında bir çiftiz eşim ve ben. öncelikle ben kadın kişisiyim ve 13 yıldır evliyim. rolleri ona göre oturtun kafanızda oturtabilirseniz. şöyle anlatayım:

    evlenirken bütün eşya seçimini eşim yaptı. zevkle mağazaları dolaştı, perde beğendi koltuk halı beğendi, evi tepeden tırnağa döşedi. ben de ona eşlik ettim ama pek de fikir veremedim, çünkü eşyalar hiç ilgi alanıma giren bir konu değildi.(bu dönemde yalnız ikimiz dolaştık ve tüm eşyamızı ikimiz birlikte ödedik. gelir miktarımız eşit.)

    kıyafet alışverişinden hiç hoşlanmam. eşim kendisine kıyafet alacağında benimle gitmek ister. arada beni de teşvik etmeye çalışır, hadi sana yeni bir şeyler alalım der, o şekilde çıkarım kıyafet alışverişine. ona da tek başıma çıkmayı tercih ederim. birkaç yere girer alır çıkarım, dolaşmayı sevmem.

    evlenirken yemek yapmayı bilmiyordum. hem de hiç. eşim ise tüm yemekleri biliyordu. temizlik de bilmezdim ve tabiki o çok iyi biliyordu. zamanla bunları ondan ben de öğrendim.

    çocukları çok ama çok seven birisidir. ben ise çocukları uzaktan severim. onlarla ilgilenmekten ne yazık ki keyif almıyorum. o istediği için bir çocuğumuz oldu. ama sadece bir. devamını kendi doğurabilirdi isterse. ama o sorumluluğu ikimiz de almak istemedik bir daha.

    evliliğin başından beri o benim her giydiğimi, saçımı tarayışımı vs. hep fark edip yorum yapar. ben ise onun tıraş olduğunu (saç, sakal veya ikisi birden) bile çoğu zaman hiç fark etmem. ve buna çok üzülüp kırılır. halbuki bu kötü bir şey değil bence. ben onu her haliyle seviyorum. ne fark eder saçını sakalını uzatmış kestirmiş falan.

    pandemiden beri saçlarımı eşime kestiriyorum ve hiç kuaföre gitmedim. o kuaför değil ama zamanında onu bu konuda işimi halledebileceği konusunda cesaretlendirdim ve bu külfetten kurtuldum. oysa o hâlâ her seferinde beceremezsem diye endişelenir. ben de onu sakinleştiririm, kökü bende bişey olmaz, kes geç derim.

    çocuğumuzu büyütürken de aynı şeyleri yaşadık. o hep titizlenen, endişelenen, aşırı özenen kişiydi. ben 'bişey olmaz' diyen kişi. onun bu gerginliği bazen işe yarıyor ama bazen de çok geriyor insanı.

    araba sürme konusunda da durum aynı. o hep kötü şeyler getirir aklına. ve başına da gelir. kazalar hep onun başına gelir. düzgün park ettiği yerde gelir biri arabasına çarpar. bir seferinde karşı tarafın hatası yüzünden arabası pert olmuştu. ben ise hep bir şey olmaz mottosuyla hareket ederim. tedbir almadığımdan değil. iyi düşünürüm ve iyi olur. bugüne dek hiç kaza yapmadım.

    hep iş yerindeki durumlardan kişilerden şikayet eder. söylenir durur. benim nasıl oluyor tam bilmiyorum ama iş yerlerimde hiç sorun çıkmıyor. kimseden saygısızlık görmüyorum, görmedim. sanırım duruşumla, mesafemle falan alakalı. ya da yine büyütmüyorum sanırım bazı şeyleri. evliliğin ilk yıllarında eşimin çalışma arkadaşları hep çok yaşlıydı. yıllarca bundan şikayet etti. o sırada benim çalışma arkadaşlarımın hepsi akranımdı. daha sonra işler tam tersine döndü benim bütün iş arkadaşlarım yaşlıydı ve onunkiler akranıydı. bilin yine ne oldu tabii ki o hep şikayet etti ama ben hepsinden memnundum.

    eşimin diğer bir özelliği, arkadaşlarıyla çok ve uzun telefon görüşmeleri yapması. şimdi bunu başka yerlere çekenler olacaktır başka kadınlarla görüştüğünü düşünenler de olabilir ama öyle değil. hep yanımda ve hoparlör açık konuşur. ben de onların o boş muhabbetlerine maruz kalırım. oysa ben haftada toplasanız 1 saat telefon konuşması yaparım. telefonla konuşmayı sevmem. insanlarla yüz yüze görüşmeyi severim.

    eşim asla içki içmez. sigara içer. ben ise içerim. buna üzüldüğünü biliyorum ama karışmıyor. ben de onun sigara içmesine üzülüyorum ama karışmıyorum.

    gelir gider konusunda da tüm paramızı en başından beri ortak kullanırız. her birimiz ihtiyacımız olan her şeyi ortak paramızdan alırız. senin maaşın benim maaşım diye bir şey yok. çünkü ikimiz de birbirimizi istismar etmeye hiç bir zaman niyetlenmemiş insanlarız. ve birikimlerle yapmak istediğimiz hedefler ortak.

    bunları insanlara anlattığımda çok şaşırıyorlar. ben de onlara şaşırıyorum. ama durum bizde böyle. bu yüzden ekşide kadınlar şöyle kadınlar böyle diye yazılan başlıklardaki entryleri hiç üzerime alınmıyorum. çünkü sizin anlattığınız kadınlara o kadar uzağım ki. iyi ki de uzağım. anlattığınız kadınlardan inanın ben de tiksiniyorum. ama bu demek değil ki bizim evde hiç sorun çıkmıyor. tabiki oluyor ama bir şekilde çözülüyor.

    her neyse entry'yi burada bitiriyorum. aklıma gelen ekleme olursa zaman zaman eklerim bu entry'ye.
  • toplumsal cinsiyet rolü, erkeklik ve kadınlık kavramlarına dayanan, kültürel ve sosyal olarak belirlenmiş bir dizi beklenen davranış, tutum ve özellik. toplumsal cinsiyet rolü, bir bireyin eril, dişil, ikisi arasında bir spektrumda, bu ikili ile ilgisi olmayan bir cinsiyette veya hiçbir cinsiyette olmadığına dair içsel duygusunu ifade eden toplumsal cinsiyet kimliği ile karıştırılmamalıdır.

    toplumsal cinsiyet rolü terimi yeni zelandalı amerikalı seksolog john money tarafından ortaya atılmış ve ilk kez 1955 yılında basılmıştır. money bu terimi "bir kişinin kendisini erkek ya da erkek çocuk, kız ya da kadın statüsünde göstermek için söylediği ya da yaptığı her şey" olarak tanımlamıştır. terim 1955 yılına kadar tanımlanmamış olsa da, tarih boyunca çoğu toplumda kadın ve erkeklerin cinsiyete dayalı rolleri olmuştur. örneğin, 19. yüzyılın başlarından itibaren birçok avrupa toplumu, kadın ve erkeklerin toplumda farklı roller üstlenmesi gerektiğini savunan viktoryen cinsiyet ideolojisini benimsemiştir.

    toplumsal cinsiyet rolleri birden fazla kategoriye ayrılır. bazı toplumsal cinsiyet stereotipleri, yetişkin erkek ve kadınların aile içinde nasıl işlev görmeleri gerektiğini tanımlar. 20. yüzyıl batı kültüründe, çocuklu iki ebeveynli bir evde, koca genellikle evin geçimini sağlayan kişiydi ve kadın da evi idare ediyordu. ancak bu dinamikler 20. yüzyılın ikinci yarısı ve sonrasında büyük ölçüde değişmiştir. geleneksel olarak erkeksi meslekler arasında mühendislik ve tıp alanlarının yanı sıra yüksek düzeyde teknik beceri veya fiziksel güç gerektiren işler de yer almaktadır. geleneksel olarak kadınsı meslekler arasında öğretmenlik ve sekreterlik işlerinin yanı sıra dadılık ve hemşirelik gibi bakıcılık meslekleri de yer almaktadır. günümüzde bu tür stereotiplere büyük ölçüde meydan okunmakta, kadınlar stem (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) kariyerlerinin neredeyse üçte birinde ilerlemektedir. ayrıca, öğretmen pozisyonlarının dörtte biri artık erkekler tarafından doldurulmaktadır. toplumsal cinsiyet rolleri arasında fiziksel görünümle ilgili beklentiler de yer almaktadır; amerikalı erkekler genellikle daha kısa saç stiline sahip olup pantolon giyerken, kadınlar genellikle daha uzun saç stiline sahip olmakta ve belirli sosyal durumlarda elbise veya etek giymektedir.

    ev dışında ücretli çalışmaya ilişkin toplumsal cinsiyet rolleri de değişmeye devam etmektedir. pew araştırma merkezi tarafından yapılan bir çalışma, 1980'lerin sonunda yüzde 11 olan evde kalan ebeveynlerin yüzde 18'inin 2023 yılında baba olacağını ortaya koymuştur. kadınların iş yerindeki rolü de zamanla değişmiştir. mckinsey'in 2023 tarihli bir raporuna göre, işyerinde en üst düzey yönetimde temsil edilen kadın sayısı yüzde 17'den yüzde 28'e yükselmiştir. rapor, kadınların işyerinde üst düzey ve yönetici pozisyonlarına talip olma konusunda geçmiş yıllara kıyasla daha eğilimli olduğunu ortaya koymuştur. bu kısmen, hibrit veya evden çalışma modelinin çalışan annelerin işle ilgili ve ev içi sorumluluklarını dengelemelerine yardımcı olabileceğini gösteren covıd-19 salgınının etkisinden kaynaklanmaktadır. pew, 2023'te evliliklerin neredeyse üçte birinde, kocaları evin geçimini sağlayan tek kişi olarak belirleyen önceki toplumsal cinsiyet rollerinin aksine, kadın ve erkeklerin aşağı yukarı aynı miktarda para kazandığını tespit etmiştir. bu tür gelişmeler, toplumsal cinsiyet rollerinin ikili yapısına ilişkin tutumların değişmesine yol açmış ve bu rollerin kısıtlayıcı niteliğinin altını çizmiştir.

    cinsiyete dayalı birçok beklenti, değişen ekonomik ve kültürel koşullardan etkilenerek zaman içinde değişmiştir. örneğin, 19. yüzyılın sonlarında sosyalizmin ve sanayi devrimi'nin yükselişinden etkilenen "yeni kadın" fikri ortaya çıkmıştır. özellikle, yazılarında cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanlar arasında eşitliği vurgulayan karl marx'ın fikirleri, birçok kadına kendilerine biçilen toplumsal cinsiyet rollerine meydan okumaları için ilham vermiştir. buna ek olarak, 19. yüzyıl boyunca endüstriyel gelişimin bir sonucu olarak, birçok kadın fabrikalarda çalışmaya ve ücret kazanmaya başladı. bununla birlikte, kadınlar genellikle hala ev işlerini yönetmek için baskı altındaydı.

    tarihsel olarak çoğu kültür, toplumlarını biyolojik erkek ve kadın cinsiyetlerine karşılık gelen iki farklı toplumsal cinsiyet rolü etrafında inşa etmiştir. ancak roller kültürler arasında önemli farklılıklar gösterebilmektedir. örneğin, yeni gine'nin arapesh halkı kadın ve erkeklerin toplumda benzer rollere sahip olduğunu ve çocuk yetiştirmekten eşit derecede sorumlu olduklarını düşünüyordu.

    bazı kültürler ikiden fazla cinsiyetin varlığını kabul eder. örneğin, hawaiili mahu ya da "arada kalanlar", karşı cinsle ilişkili davranışlar sergileyen erkek ya da kadınlardan oluşan üçüncü bir cinsiyet olarak kabul edilmektedir. temas öncesi hawaii'de mahular kendi topluluklarında ayrıcalıklı konumlara sahipti. endonezya'nın sulawesi bölgesinde yaşayan buginese ya da bugislerin tanınmış beş farklı cinsiyet rolü vardır: oroani ve makkunrai batılı cisgender erkek ve kadın kavramlarına karşılık gelir; calabai biyolojik olarak erkektir ama kadınsı cinsiyet rollerini üstlenir; calalai biyolojik olarak kadındır ama erkeksi cinsiyet rollerini üstlenir; ve bissu erkek ya da kadın cinsiyetiyle ilişkili değildir ve tüm cinsiyetlerin özelliklerini bir araya getirenlerden oluşur. bissu'lar genellikle dini otorite konumundadır.

    bireylerin kültürlerinin toplumsal cinsiyetle ilgili beklentilerini öğrendikleri sürece toplumsal cinsiyet sosyalizasyonu denir. sürece dahil olan herhangi bir kişi ya da grup sosyalleşme ajanı olarak kabul edilir ve dört ana ajan ebeveynler, öğretmenler, akranlar ve medyadır. aracılar, cinsiyet rollerini ve cinsiyete özgü davranışları pekiştirmek için standart beklentiler yaratır ve sürdürür. süreç tipik olarak çok erken yaşlarda başlar; çoğu çocuk üç yaşına kadar biyolojik cinsiyetinin farkına varır.

    gençler geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin pekiştirdiği katı kalıp yargılara uyduklarında, bu durum potansiyellerini sınırlayabilir. örneğin, ilgi duydukları alanlara yönelmeyebilirler ve bu da kariyer fırsatlarını sınırlayabilir. toplumsal cinsiyet rolleri, belirli bir cinsiyetten herkesi temsil edemeyecek kadar dar bir şekilde yorumlandığında, kötü ruh sağlığına, daha yüksek intihar oranlarına ve yeme bozukluklarına da katkıda bulunabilir.

    toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin araştırmaların çoğunun geleneksel heteroseksüel batılı toplumsal cinsiyet rollerine dayandığı unutulmamalıdır. bazı teorisyenler ayrıca iki tür toplumsal cinsiyet rolü daha tanımlamaktadır: eşitlikçi ve geçişçi. eşitlikçi toplumsal cinsiyet rolleri, her bir cinsiyetin ev dışındaki işlerden, ev işlerinden ve çocuk yetiştirmekten eşit derecede sorumlu olduğunu savunur. geçişken toplumsal cinsiyet rollerinde ise her bir cinsiyet işe, eve ve aileye zaman ayırabilir ancak erkeklerin işe, kadınların ise eve ve çocuk yetiştirmeye daha fazla enerji harcaması beklenir.

    (ılga için laura l. payne yazmış, fiziksel baskı oluğu için link koyamıyorum... satış için yayınlanmış bir kitap değil, çeviriyi ben yaptım hatam olabilir)
  • toplumun cinsiyeti nedeniyle kişiye uygun gördüğü tutum ve davranışların tam olarak yerine getirilmesidir.
  • "insanların sahip oldukları cinsiyete, kadın ya da erkek olmalarına göre toplum tarafından belirlenen rollerdir.
    kişinin sahip olduğu cinsiyetin onun toplum içinde yerine getirdiği rolleri üzerinde önemli etkisi vardır. bu durum ilkel toplumlarda daha belirgindir. örneğin; avcı toplumlarda avcılık erkeğin, toplayıcılık ise kadının görevidir.
    yine de günümüzde biyolojik farklılıkların kişilerin yerine getirdiği rollerdeki farklılıkları açıklamakta yetersiz kaldığı kabul gören görüştür.
    cinsiyet rollerindeki farklılıkların bireylerin içinde bulunduğu toplumların kültürlerine göre belirlendiği görüşü esas alınmaktadır.

    ünlü antropolog margaret mead'in yapmış olduğu bir alan araştırması (1935) biyolojik farklılık unsurunun belirleyici olmadığı hususu konusunda ilgi çekici sonuçlar ortaya koymuştur.
    mead'in incelediği 'arapesh' kültüründe kadınlar ve erkekler batı toplumlarındaki kadınlar gibi, 'mundugumor' kültüründe ise kadınlar ve erkekler 'batı'daki erkekler gibi davranıyorlardı.
    'tchambuli' kültüründe kültürel roller ve ilişkiler cinsiyet yönünden batı'dakinin 'ters'i yönde kişilere verilmişti. kadınlar batı'daki erkekler gibi, erkekler ise batı'daki kadınlar gibi hareket ediyorlardı.

    günümüz sanayi toplumunda kadın ve erkek çoğu alanda benzer rolleri oynayabilmektedir. kadın ve erkeğin cinsiyetle ilgili rolleri daha çok annelik ve babalık rolü etrafında sınırlanmıştır."

    kaynak: açıklamalı sosyoloji sözlüğü
  • toplumun cinsiyete yuklemis oldugu cinsiyet rolunu bireyin tasimasi.
    ornegin, duygusal olmak, iyi anne olmak gibi ozellikler turk toplumunda kadina atfedilen ozellikler iken; sert olmak, futboldan anlamak erkege atfedilen ozelliklerdendir.
  • cinsel rol model(ler)imizden ve kendi ruhsal-cinsel gelişimimizden edindiğimiz cinsel ve sosyal-cinsel davranış kalıplarımızın bütünlüğü, bütünlüğe kavuşmuş varsayılan örüntüsü.

    şöyle çarıklı erkanıharp işi, bilimsel olmayan ama ampirik bir önermem olacak: türkiye'de tipik olarak erkek çocuk erkekliği anneden, kız çocuk kadınlığı babadan öğrenmek, devralmak durumundadır. başka türlüsü istisna olur. erkek çocuk anneden erkeklik örüntüsünü alır, olduğu kadar veya olduğu kadarıyla. kendi gizil veya görünür dişilliğinden de kızına devreder. karşılığı kızlar için geçerli. değişik bir kalıtım. sanki öğretmek için öğrendiğini değil öğrenmediğini kullanmak zorunluluğu gibi. zengin değil yoksul ve basit olan tarafından vermek-paylaşmak gibi.

    bu önerme bilimsel bilgi ve gözlemlere aykırı mı, uyumlu mu bilmiyorum. ama aykırı bile olsa varsayım olarak ilginç ve gözden geçirmeye değer. zıt kutupların çekimi gibi bir şey. veya sosyal hayattaki güzel-çirkin eşleşmelerini de akla getiriyor.

    (bkz: cinsel kimlik)
    (bkz: cinsiyet rolleri kalıp yargıları)
    (bkz: cinsel rollerin kalıplaşması)
    (bkz: toplumsal cinsiyet), gender/@ibisile
  • katıldığım ankettir. yalnız erkekler de ev işlerine ''yardım'' edebilirler maddesi rahatsız edici
hesabın var mı? giriş yap