• descartes ne zaman şaşı bir kadın görse küçük bir heyecan yaşarmış. oturmuş bunun üzerine düşünmüş ve küçükken ilk aşkının öznesinin şaşı bir kız olduğunu hatırlamış. sonra da şöyle demiş bu durumla ilgili,

    "so if we love someone without knowing why, we can assume that that person is somehow similar to someone else whom we loved before, even if we don't know precisely how."

    yani çirkin diyorsunuz da kime göre neye göre? aç bakalım eski defterleri, iyi bak. çirkin diye nitelediğiniz o kişi nereye dokunmuş zamanında?
    ya yaaaa
  • çirkine güzele bu kadar takılıp da sürekli çirkinleşen toplumun diline doladığı erkektir. bir de tabii

    (bkz: beauty is in the eye of the beholder)
  • güzel bulduğunu dile getirdigine pişman olabilir. şu diyaloğa birçoğumuz aşinayızdır:

    - yaa... güzel olduğumu söyleyen olmadı hiç. galiba baya çirkinim ben.
    + güzellik bakan gözdedir, derler. bence gayet güzelsin. hem gamzen de var :)
    - bırak bırak... kandırıyorsun beni, acıdığın için öyle diyorsun.
    + ...(içses: hasbinallah ya)
    - nooldu sustun?

    karşısınızdaki sözünüze itimat edip teşekkür etmek yerine, söylediğiniz şeyin altında bir şeyler arayınca ister istemez pişman oluyorsunuz.

    bakın iki kelime: ''teşekkür ederim.'' zor mu bunu söylemek?
  • evet yurdum hirtlari toplanmis guzel cirkin muhabbeti yapiyor gene. ulan millet ne kadar piyasaci olmus boyle!
  • (bkz: çirkin bir adamı güzel bulan kadın)
    gerçekten çok çirkin bir adama aşık olmuşluğum oldu.
    önemli olan tip değil gençler, karşındakinin kalbe dokunması. bizi önemsediğini gösteren küçük detaylar bile bizi mutlu etmeye yeter. yeter ki siz adam olun.

    (bkz: çok kadın hiç kadındır oğlum, yalnızlıktır sonu)

    edit:imla
  • gönül kimi severse güzel o'dur.
    1- sana ne yarrraam sen mi evlenicen arkadaşının güzel bulduğu ama senin algılarında çirkin olan kadınla?
    2- adam seni değil başkasını sevdi diye kadına hakaret etme hakkını hemen kendinde bulan sidikli, yallah gratise.
  • burada ana fikir kesin olarak sevmektir. yani birileri çirkin, yakışmıyor, olmuyor, etmiyor diyorsa ve siz bununla kendinize yön veriyorsunuz zaten kaybetmişsiniz demektir. öyle saçma ki bize pompalananlara bakın: müthiş vücutlar, kadınlar 90-60-90, pürüzsüz tenlere sahip, erkekler düzgün fizikli, uzun boylu, çok yakışıklı, kaslı filan. birlikte oluyorlar, sonra mutlu amerikan rüyası ve kural şu: sadece güzeller bu rüyayı yaşar.

    bizim de zihnimize bunlar kazınıyor, sonra birilerini gerçekten seviyoruz fakat normlara uymuyor. sonra uymuyor diye birileri bize saçmalıyor, biz de kafamızda bir şeyleri bitirmeye çalışıyoruz neden? çünkü bu x ünlüsüne ya da x çiftine benzemiyor. bazen gerçekten fiziksel olarak uygun birini buluyoruz, o da nesi? evet toplum mutlu fakat ben değilim. hani mutlu olacaktık? bak, sen o sevdiğin kişiyi toplum yüzünden kaybettiğinde zaten mutluluğu hak etmiyorsun. şekilcisin, kendin olamamışsın. altın fikri veriyorum:
    (bkz: arzunun pazarlığı olmaz)
  • kimsenin görmediği güçlü bir gen görüyordur. bu kadar kasmaya gerek yok.
  • yüzündeki tatlılığı görmüştür, huyunu suyunu beğenmiştir ve biraz da güzel memeler fena olmaz tabi.
hesabın var mı? giriş yap