• ulan dev hizmet olarak mahallenize monoray getiriyorum. sizi şehrin bir köşesinden bir köşesine bağlıyorum. hala diyorsun ki çok ses var çok uğultu var. aq köylüsü 100% elektrikli olan bir araç nasıl çok ses çıkarsın

    dağları deliyorum ferhat'ın şirin'i deldiği gibi. tüneller yapıyorum. tünelin etrafındaki trafik lambalı yere giriyorlar.

    şehire 5 tane avm kuruyorum, beach clublar yapıyorum, her yere park bahçe yapıyorum hala diyor ki bu şehirde yapacak bir şey yok hep diğer kentlere gidiyoruz.

    size bu vizyonla benim başkanlığım çok bile amk.
  • nüfus 80bin civarı, bi an sıkıldım bi kişiyi seçip izleyim dedim. adam evinden çıktı 2 adım yürüdü otobüs durağına geldi. sonra siyah otobüse bindi bunla 3 4 durak devam etti. indi ve aynı durakta biraz bekleyip mor otobüse bindi, bikaç durak sonra da şehrin eski mağazalarından birine girdi.

    ulan ben 20 yıldır yaşadığım şehirde hala otobüsleri karıştırırken, sen nasıl benim kafama esse değiştirdiğim hatlarla aktarma yapıyorsun? kaç kuruş bastı bari aktarma?
  • 1 aydır arada bi açıp bir günümü piç edip kalkıyorum. 3-5 tane büyük şehir yapmışlığım vardır. oyuna kolay kolay diyenlere inanmayın. dengeleri oturtmak gerçekten zor. trafiğin akışını düzenlemek, şehrin ithat ettiği, ihraç ettiği ürünleri dengelemek, eğitim düzeyini dengede tutmak gerçekten ilginç deneyimler edinmenize yarıyor.

    nüfus bir şekilde artıyor ve bu sebeple insanlar kendini başarılı hissediyor. gerçi simcity örneğini bildiğimizden buna başarı da diyebiliriz bir bakıma. ama cities skylines sizden biraz fazlasını bekliyor. bok gibi paranız olsa da çözemeyeceğiniz şeyler var. bunda şehiri şehir gibi değil de devlet yönetiyor gibi yönetmenizin büyük payı var. normal yürüyüşte nüfus 3 aşağı 5 yukarı doğrusal şekilde ilerler, az yoğunluklu yaşam yerleri, az yoğunluklu ticarethaneler ve sanayi dengesini sürdürerek şehri geliştirebilirsiniz. bu sürede eğer planlamada çok saçmalamadıysanız vergi gelirlerinizle zaten tüm sosyal imkanları halkınıza sağlayabiliyorsunuz. olur da sağlayamadıysanız kredi çekmekten kaçınmayın. zira ödemeleri oldukça cüzzi ve getirisi çok daha fazla oluyor. bütün bunları rayına oturttuktan sonra 40000-50000 civarında bir yerlerde yanılmıyorsam yüksek yoğunluklu binalar ve ofisler açılıyor. isterseniz kentsel dönüşüm olayına girip küçük binaları büyükleriyle değiştiriyorsunuz, isterseniz yeni alanlara yüksek yoğunluklu mahalleler oluşturuyorsunuz.

    sıkıntı daha çok bu bahsettiğim düzeyde başlıyor. bu süreye ulaştıysanız muhtemelen vereyim halkıma canları sağolsun modunda sağa sola okullar, liseler, üniversiteler dikiyorsunuz ve halkın eğitim seviyesi artıyor. ancak unutmamanız gereken bir şey var. eğitim görmemiş insanlar da hala sanayide çalışmak üzere sizin ihtiyacınız olan bir grup. bu nedenle vereyim coşkuyu alem eğitilmiş kitle görsün derseniz sanayileriniz eğitim görmemiş işçi yok diye ağlamaya, ardından da teker teker kepenk indirmeye başlıyor. bir çoğunuz (benim gibi) bunun çözümünü sanayiler yerine yüksek eğitimli kitle istihdam eden ofis seçeneğine yöneliyor illa ki. böylelikle eğitim görmüş halkı istihdam ediyorsunuz, eğitimsiz halka da ihtiyacınız sınırlı oluyor doğal olarak. peki ticarethanelerin satacakları ürünleri nerden edineceğiz? bunun cevabı da ilk başta kargo tren terminali, ardından da ticaret limanı oluyor. böylelikle aynı türkiye gibi dışa bağımlı bir ekonominiz oluşmaya başlıyor. ilk başlarda sıkıntı yok. hatta ben direk import ettiğim ürünleri sattırarak 0 sanayiyle 100000 nüfusa kadar getirdim şehiri ama bu noktadan sonra iş artık çığrından çıkmaya başlıyor. şehrin ithal ürün sevdası iyice devasa boyutlara ulaşıyor ve 3. 5. tren istasyonlarını bir o kadar da ticari limanları yerleştirmeniz gerekiyor şehrinize. bu mekanları bildiğiniz üzere kafamıza göre yerleştiremediğimiz için çok stratejik düşünmek gerekiyor. her gelen gemi trafiğinize merhaba diyen yüzlerce minivan demek oluyor. burada da benim görebildiğim kadarıyla trafiği çözebilmek neredeyse imkansıza yaklaşıyor. trafiği aşıp zamanında markete satılacak maddeyi ulaştıramayınca bizim kamyon, market çılgına dönüyor ve satılacak ürün kalmadı diyip basıyor kilidi. tüm bu zincirleme reaksiyonlara girmemeniz için, eğitimi halka ihtiyacınız olan kadar verin. cahil halk da lazım yani size. az verirseniz de mutsuz oluyorlar biliyorsunuz, bu sefer de şehirin nüfusu artmıyor.

    ulaşımla alakalı da çok güzel detaylar mevcut. korkunç trafiğe maruz kalmak istemiyorsanız çözümünüz bana kalırsa geniş geniş yollar değil. birbirine alternatifli bir biçimde bağlanan, mesafeli semt oluşturmak sanki tek çözüm gibi. değilse mutlaka işler bir yerde çığrından çıkıyor. toplu taşımayı kullandırmak için her yere otobüs her yere metro çözümü bi boka yaramıyor. yaptığınız otobüs hattının araba kullanma caydırıcılığı zaten hat detaylarında yazıyor. yüzdesi düşükse o hatta değişiklikler yapmanız gerekebilir. bana kalırsa otobüsleri semt içlerinde, metroları ise semtler arası kullanmak en mantıklısı. bir otobüsle şehrin bir tarafından girip diğer tarafından çıkmayın yani. ben biraz geç farkettim bu detayı ama insanlar aktarma yapıyor ve hatları mantıklı kurduğunuzda oldukça da fazla yapıyorlar. her semte bir ya da iki adet metro durağı (çünkü fazla metro yer altında da trafik oluşturuyor ve trenleriniz hareket edemez duruma geliyor) bu metro duraklarına o semtin her yerinden otobüsle ulaşım sizi zirveye götürür. ayrıca adaların arasından yaya yolu çekmeyi unutmamak trafik adına önemli bir adım. zira hemen arka bloktaki binaya gitmek için uzun mesafe yürüyeceğinden insanlar toplu taşımaya yöneliyor bu da sizin trafiğinize ek yük anlamına geliyor. oysa araya bir yaya yolu atsanız 2 dklık mesefa için 20 dakika otobüs beklemiyor ablamız. ha bu arada her hattı farklı renklere boyayıp, ismine sizin anlayacağınız bir şey yazarsanız, gezerlerken ayırt edip ne durumda olduklarını görmeniz için kolaylık olur.

    yeşil alanlar, parklar bahçeler, avm ihtiyacını azaltıyor. bundan fazla yapınca şehrin ticari hayatına darbe vurmuş oluyorsunuz. o yüzden parklar bahçeler de dikerken abartmamak gerekiyor.

    öyle bir düşününce aklıma gelenler bunlar. oyun genel olarak bir dengesizlik oyunu. bu yönde cities xl kadar değil zira onda milyon nüfusa yaklaştıkça şehir artık şehirlikten çıkıp kaos merkezine dönüşüyordu. biraz değil baya profesyonel şehir planlamasına ihtiyacınız vardı ama skylines'da tam tadımlık olmuş. ama şunu baştan söylemeliyim, nüfusu arttırmak tek başarı ölçütü değil. bir şekilde ite kaka gidiyor zaten. bir otobüs durağında 200 kişiyi otobüs bekliyorken görüyorsan işte başarısızsın kardeşim. oyunun senden beklediği bu yani, simcity veya xl gibi ne kadar kalabalık o kadar başarılı mantığı yok bana kalırsa...
  • cities skylines trafik

    şimdi bu oyundaki trafik sorunu herkesin başının belası. kimi arkadaş bunu çözmek için mod indiriyor, kimi kıpkırmızı yollara aldırış etmeden kadir topbaş tadında takılıyor.

    ben ise oyundaki bir zorluğun mod ile aşılmasından keyif alamıyorum. bir ton da guide izledim ama aradığımı bulamadım ya da vardı ama ben göremedim. kendi çözümlerimi kendim ürettim. üzerine o kadar düşündüm ki karayolları beni işe alsa 1 senede ülkede trafik kalmaz. eheh

    öncelikle yapay zekadan başlayalım. şehirdeki vatandaşlarımız trafik kurallarına inanılmaz şekilde bağımlı. ya amk yerinde az bişey hız yapayım, şunun yanından ötekinin berisinden geçeyim demiyor. örneğin bir aracın gideceği hedefe 20 km yolu var ve sürücü olan vatandaşımız 20 km yol boyunca toplam 3 kere sağa 0 kere sola dönmesi gerekiyor. işte bu noktada bizim bu araç 20 km yolun tamamını en sağ şeritte alıyor. trafik sıkışıklıklarının büyük bölümü tek şeritte kalıyor. bu noktada yapay zeka biraz sınıfta kalıyor demek doğru olur. yalnız yapımcıya hemen giydirmeyin, çünkü yapay zekanın sürekli şerit değiştirerek, aralara girerek, makas atarak hedefine ulaşması çok karmaşık bir algoritma. bunu kodlamak da tahmin ederseniz çok zor olur, olsa bile bug'dan geçilmez.

    yapay zeka demişken şu kısım çok önemli: cities skylines'da diğer şehir kurma oyunlardan farklı olarak her sim gerçek bir kişi. her birinin ismi var, cismi var, köpeği olan var olmayan var. çalıştıkları bir yer var, evleri var. yani şehriniz 60 bin kişiyse bunun 60 bini de yaşıyor, çocuk yapıyor, ölüyor, göç ediyor vs.

    haliyle sokakta gördüğünüz o arabaların öyle ya da böyle hedeflerine ulaşması gerek. oyunda gördüğünüz trafik, simcity'deki gibi temsili bir trafik değil. john donovan işinden eve, evinden parka, parktan eczaneye gerçekten gidiyor ve gitmesi gerekiyor. dolayısıyla sanal değil gerçek bir trafik oluşuyor. yapımcılar oyundaki bu durumun ve trafik sıkışıklığının gerçekten insanı çileden çıkarabileceğini test etmiş ki şöyle bir kolaylık sağlamış: eğer trafik bir noktada kör düğüm olduysa ve yığılma devam ediyorsa, kimse istediği yere gidemeyeceği için ekonominiz anında çökecektir. bu sebeple trafiğin sıkışık olduğu noktalara dikkatli bakarsanız araçların kaybolduğunu göreceksiniz. kaybolan araçların içindeki sim'ler doğrudan hedef lokasyona ışınlanıyorlar. yalnız bu kolaylığın da bir istisnası var. şehir dışından endüstrinize ve ticari bölgelerinize gelen ham madde ve diğer mallar(tırlar, kamyonlar) trafikte sıkışırsa tekrardan şehir dışına ışınlanıyor ve tekrar hedef lokasyona varmaya çalışıyorlar. bu da ekonomik açıdan ve gelişiminiz açısından sıkıntılı. aynı şekilde sürekli eve-işe geç kalan simleriniz yüzünden bir çok yerde işçi eksiği olduğuna dair uyarı alabilirsiniz ki bu da gelişmenize engel. daha da önemlisi hizmet araçlarının(ambulans, cenaze aracı, çöp arabaları, polis vs) hedef lokasyonlara ulaşamamaları zaten binalarınızda bir çok ihtiyaç ışığının yanmasına sebep olacaktır. estetik olarak rezil görüntüyü hiç saymıyorum.

    gelelim bu trafiğin sebeplerine:

    yukarıda bahsettiğim yapay zekanın sürekli sağ ya da sol şeridi kullanmasını anladığınızı varsayıyorum. diğer sebepleri sayalım.

    kırmızı ışıklar
    yaya geçitleri
    yaya geçidini kullanmaya üşenen yayalar
    hatalı yol bağlantıları
    çok fazla çift yönlü yol(en büyük hata)
    toplu ulaşım
    otobüs durakları: evet toplu taşımaya dikkat etmezseniz büyük sıkıntı. inanmazsanız duraklarınızı yakından inceleyin. durağa yanaşan otobüsün götünü tam içeriye almaması yüzünden arkasında tıkanan trafik.
    aşırı yoğun yerleşim
    (unuttuğum varsa ilerleyen zamanlarda burayı editleyebilirim, )

    kırmızı ışıklardan başlayalım;

    sayın muhtarlar, ilk mahallenizi kurarken 3-5 kuruş biriktirene kadar küçük ve çarpık bir bağcılar, mini bir çinçin kurabilirsiniz. sıkıntı yok yalnız anahtar kelimemiz küçük.
    belli bir sermaye birikimi sağladıktan sonra köyden kente geçiş yapacaksınız ve muhtarlıktan melih gökçekliğe adım atacaksınız. işte bu noktada artık yollara ayrı bir özen gerekiyor. az çok bu oyuna zaman ayırmış 30-40 saat üzerinde oynamış biriyseniz biliyorsunuz ki gidiş-geliş yollara karşıyız. size tavsiyem çevre yollarınız(highway) dışında hemen her yolunuzu iki şeritli-tek yön olarak tutmanız. burada bu işi nasıl yapacağınızın çok ayrıntısını veremeyeceğim ancak basit. amacımız yolların çoğunu tek yöne çevirerek yol kesişimlerinde oluşan kavşakları azaltmak ve dolayısıyla ışıkları azaltmak. ışıklarda birikmeler trafiğe sebep olur. bu noktada one-way street arrows modunu indirmenizi tavsiye ederim. bu mod bir hile değil yalnızca görsel kolaylık sağlar. tek tuş ile tek yön yollarınızın yönlerini gösteriyor. şehir büyüdüğünde ne büyük nimet anlarsınız.

    youtube'da one way road sistemi için bir çok rehber görebilirsiniz. ingilizce bile olsa bakın. mevzu basit çünkü, görmeniz yeterli.

    peki neden ışığı azaltıyoruz? her city building oyununda olduğu gibi siz de şehrinizi bir noktada grid düzeninde kuracaksınız. sağa büküp sola eğseniz de sistem grid şeklinde. yani kareli. şunun gibi. yollarınız geliş-gidiş olduğunda oyun otomatik olarak her yol kesişimine ışık ekliyor. bir yolda 2 istikamet olduğunu düşünürsek grid sistemli bir mahallede 50 metrede bir 4'lü ışıklı kavşağınız var demektir. bu yüzden tek yöne odaklanıyoruz. (sakın görseldeki gibi sıkı planlı bir mahalle yapmayın, o konuya değineceğim.)

    tek yön sisteminde hizmet araçlarının ulaştığı menzile de dikkat edin. çift yönlü sistemlere göre biraz daha stratejik yerleştirmeniz gerek hizmet binalarınızı. aksi halde ulaşılamayan noktalar fazla olacaktır. oyun maddi açıdan sıkıntı yaratmıyor. o yüzden birer tane fazladan hizmet binası yapmanın zararı olmaz.

    `yaya geçitleri ve yaya geçidini kullanmayan çomarlar`

    bu neredeyse kimsenin sallamadığı bir mevzu ya da ben göremedim. müstakbel kadir topbaşlar! şehrinizi iyi inceleyin. bu yayalar araç sürücülerinin iyi niyetlerini suistimal ediyor. türkiye'den avrupa'ya erasmusa gitmiş taylan gibi hepsi. nasılsa arabalar yaya görünce duruyor, o halde ben kafama göre karşıya geçerim modunda. hatta arada "dur bakayım lan şu yola bir ineyim düdük makarnası duracak mı keh keh keh" diye taşak geçiyorlar. e bizim arabalar kendine yeşil bile yansa önüne yaya çıkınca sürekli duraklıyor. durakladıkça şerit şişiyor. bunun çözümü ise bol bol üst-geçit, alt geçit arkadaşlar. şehri en baştan planlarken üst geçitleri ayarlayın. unuttuğunuz bir yer varsa kentsel dönüşüme sokun. acımayın. atıyorum bir kavşağın etrafındaki tüm binaları yıkın. hizmet binası varsa taşıyın ve yaya yoğunluğu olan yere üst ve alt-geçitler yapın. bakınız kendi şehrimde yeni temelini attığımız ağaoğlu my elitcoast mahallesi. estetik olarak malesef bu kadar oluyor ama işlevselliği çok yüksek. fütüristik yaya üst geçitleri diyelim. :p bir şekilde şehrin yoğun olduğu kısımlarda yayalarınız bunları kullanılıyor. siz sormadan ben söyleyeyim, en çok commercial(mağazalar) bölgelerinizde yaya trafiği olacak ama siz yine çıplak gözle yaptığınız gözleme göre yaya trafiğini üst ve alt geçitlere aktarın.

    mottomuz neydi? yık, yık, yık!

    yıkıyoruz ve üst geçit yapıyoruz. yıkıyoruz alt geçit yapıyoruz, yıkıyoruz tek yola çeviriyoruz. gerekirse kademe kademe şehrin yarısını yıkıp büyük dönel kavşaklar ekliyoruz.

    hatalı yol bağlantıları

    gene gözleme dayalı olarak yapacağınız önemli tespitlerden biri yanlış yol bağlantılarınız. büyük bir mahalle tasarlarken insan beyni pratikte gerçekleşecek sorunları ilk aşamada göremiyor. kadir topbaş gibi onlarca danışmanınız da yok. haliyle mahallenizi kurduktan sonra sıkışan trafiği gözlemlemeniz şart. dönüş önceliklerini ayarlamanız lazım. diyelim ki tek yön dev bir dönel kavşağınız var. dönel kavşak örneği
    gördüğünüz gibi tek yön akan bir kavşak. şimdi bu kavşağın sadece iki bağlantı yolu olsun. birisi şaşmaz oto sanayiye giriş, diğeri çıkış. siz ilk yol ayrımını şaşmaz'dan kavşağa çıkış yapıp, ikinci yol ayrımını giriş yaparsanız orada işler karışır. anlatabildim mi bilmiyorum. yani dönel kavşağımızdan şaşmaz bağlantısını sıradan geliş gidiş yol yapmıyoruz zaten. gelişi ayrı bağlıyoruz gidişi ayrı bağlıyoruz. bunun sebebi ışıkları anlatırken bahsettiğimiz mevzu. eğer dönel kavşağa lak diye geliş gidiş yolu bağlarsanız kavşağınızda ışık oluşur. onun yerine bir 20-30 metre aralıkla bir geliş bir gidiş bağlıyoruz. saat yönünde dönen bir dönel kavşak için ise mutlaka önce şaşmaza giriş sonra çıkış veriyoruz. yoksa şaşmazdan kavşağa katılanlar, şaşmaza dönmek isteyenleri yavaşlatır.

    ek olarak büyük bölgelerin birbirine bağlantısını hiç bir zaman doğrudan yapmayın. mutlaka çevre yolunuz olsun. az önce üstte yeni mahallem diye verdiğim görseli tekrar inceleyin. iç kısımda hane halkı için evler, kıyı şeridinde ofisler, sizin göremediğiniz arka tarafta da commercial bölge var ve hiç biri birbirine direkt bağlı değil. her 3 bölge de önce ortada gördüğünüz ses bariyerli otobana bağlanmak zorunda. oradan da ister ofis kısmına, isterse avm'lere isterse şehir dışına ya da ilk inşa ettiğim müstakil evlerin yoğunlukta olduğu eski mahallelerime. çevre yollarını şehrin ortasından etrafından geçirin. hanelere yakınsa ses bariyerli yapın. bu 3 şeritli highway'lerin en önemli özelliği hız sınırının yüksekliği tabi ki. o yüzden yolu uzatmaktan çekinmeyin. yaldır yaldır gitsin simleriniz. hiç bir cazibe merkezini birbirine doğrudan bağlamayın. bağladığınız anda en kısa yolu tercih edecektir çomarlar. (halbuki orada mis gibi 3. köprü var.)

    yukarıdaki görselde henüz tamamlamamıştım ama sonradan eklediğim en önemli şeylerden biri bölgeleri birbirine yaya yollarıyla bağlamak. bakınız yaya geçidi demiyorum. uzun yaya yolları diyorum. şimdi ortada meskun mahallerden araçla yola çıkıp, bağlantı yoluyla otobana oradan da ofisine geçecek adama, otobanın üzerinden ofislere doğru bir yaya üst geçidi çektiğinizde insanlar arabalarına binmek yerine kısa yoldan işlerine gitmeyi tercih ediyorlar. bunu başardığınızdaki tatmin duygusunu mastercard satın almaz. yine en çok trafiğe sebebiyet veren commercial bölgelere (mağazalara avm'lere) de aynı şekilde ek bir yaya yolu çekerseniz araç trafiğini büyük oranda azaltabiliyorsunuz. endüstriyel bölgeler için zaten yaya sorunu sıfıra yakındır. bu yazdığım paragrafı yaya geçitleri kısmına taşıyacağım yazıyı editlediğimde.

    toplu ulaşım

    toplu ulaşım tabi ki olmazsa olmazımız. trafiği azaltmak için kullanmanız şart. kullanması da basit ve zevkli. metrolara uzun, otobüslere kısa hatlar verin. bir hattınızın uzun olması ve çok yolcu taşıması verimli olduğunu göstermez. örneğin okul yapmadığınız eğitimsiz meskun mahalleri, endüstriyel bölgelere; üniversite okumuş genç yetişkinleri ofislere bağlayacak şekilde düzenli bir ağınız olsun. ses kirliliği, toprak kirliliğini önleyemediğiniz, emlak değeri düşük bölgelerin vergilerini düşürün, ücretsiz ulaşım verin. hem araç trafiği azalır hem de siz kirliliği azaltana kadar kimyasal, çamur demeden yaşarlar.

    birden fazla endüstri bölgeniz varsa ve eğer müsaitse mutlaka tren yoluyla birbirine bağlayıp istasyon yapın. trafiğin en çok anasını ağlatan araçlar tabi ki kamyonlar. trenle yük taşımaya başlandığında kamyon sayısı azalacaktır. bu endüstri bölgelerinin diğer her bölgede olduğu gibi mutlaka çevre yoluna bağlandığından emin olun. asla direk commerical bölgelere yani avm'lere, mağazalara gitmelerine izin vermeyin. birbirlerine gitmelerine de izin vermeyin. önce çevre yolu. bu yazının başlığını çevre yolu koyabilirmişiz.

    şu otobüs duraklarını da buraya sıkıştıralım. malesef bu bir karın ağrısı. özellikle tek yön-iki şerit sistemde bu otobüsler sağ şeridi tıkayabiliyorlar. çok fazla otobüs hattınız aynı yoldan ve duraktan geçtiğinde durakta otobüs sırası olması kaçınılmaz.(bazen tek hatta bile sıra olabilir) bu yüzden gerekirse alternatif hat yapın hatta o yoldan otobüsü hatlarını kaldırın. trafiği azaltacağız derken trafik sıkıştıran toplu ulaşım toplu ulaşım değildir. silin gitsin. bir diğer yöntem de steam workshop'tan 3 şerit tek yön modu indirmek olabilir ama ne kadar çözer sorununuzu bilemeyeceğim. gerçekten böyle bir yol çeşidi olmaması problem. umarım patchler ile gelir.

    aşırı yoğun yerleşim

    yoğun yerleşim de yapılan en büyük hatalardan. şimdi bu yolların kaldırabileceği yük belli sayın muhtarlar. bakınız şöyle planlamalar komple yanlıştır. bırakın apartmanların arasında biraz boşluk kalsın. yolları geniş geniş yapın. gridleriniz geniş olsun. ortaları imara açılmasın. daha az binaya daha çok yol düşer. ferah ferah yapın. havuz gibi boşluklarınız olsun. oralara küçük küçük ağaçlar dikin. büyük büyük taşlar koyun. gridlerin ortalarından yaya yolları geçsin.

    şu benim yaptığım yeni mahallede bile aralar dar aslında ama anlatabilmek açısından yeterli diye düşünüyorum. sıkı sıkıya olmak zorunda değil şehriniz. hatta bitişik nizam olmasın mümkünse. açın araları yayın. harita zaten hayvan gibi. para kazandıkça yeni bölge açarsanız. paranız yoksa elinizdeki bölgeleri mükemmelleştirene kadar onlarla oynayın. trafiği çözün, hizmeti aksatmayın. binaları en üst seviyeye taşıyın.

    trafiğin aşırı yüklendiği ana arterleriniz olacaktır, bakın oralardaki commercial binalarınıza mal getiren araçlar trafiği kısa süreli durduracaklar gene. trafiğin yoğun olduğu şeritteki commercial'ları yarı yarıya yıkın. çiçek böcek yapın. park yapın.(ama parkı da çok yapmayın, turist murist, torun tombalak, hava güzel oldu mu herkes oraya yığılıyor mangal yapmaya sonra gene trafik sıkışıyor)

    neyse böyleyken böyle. trafiği çözün. yandaşa imar vermeyin. ihaleleriniz adil, keseniz bereketli olsun.

    bu da gün ağarırken ağaoğlu my chomarland. minik minik kölelerim daha gün ışımadan çalışmaya başlamış ofislerde ışıklar yanıyor.
  • ismine cities türkiye dense olurmuş dediğim oyun.

    ya bi hidroelektrik santrali yapmışım şehirde her yeri su basmış, trafiğin her yeri kırmızılı, donald abi evden işe 3km yolu 5 saatte alıyor, konut vergileri %15lerde, işsizlik almış yürümüş, ekonomi negatif sürekli fon alıyorum vs...

    ama hâlâ halkın %80'i mutlu, iki park bahçe yapıyorum seviniyolar çocuk yapıyorlar falan. hayır anlamıyorum. ne bu neşe lan?!
  • nüfus artana kadar içimdeki akpyi gizleyip paso krediyle yol köprü hastane yapıyorum. şehir gelişiyor nüfus artıyor vergileri dayıyorum. mis gibi para basıyorum ohh. yüksek vergilere başlarda isyan ediyor vatan haini şerefsizler. kilise falan da yok ki şükretmeyi öğretiyim. sonra vergileri düşürüyorum tekrar seviniyor gerizekalılar. üremeye başlıyorlar işime geliyor. sonra vergileri tekrar dayıyorum. kulaklarının arkasına kadar vergiliyorum. şehrin mutluluğu düşüyor. göç vermeye başlıyorum. beğenmeyen siktirsin gitsin. kalanlar gerçek vatanseverlerdir. benim milletim her zorluğa göğüs gerer evelallah. yedi düvele karşı mücadele veriyoruz az sabredin diyorum sakinleşiyorlar.
    yolda gezerken vergilerin ağırlığından isyan edenlere denk geliyorum. kafalarına çay fırlatıyorum gidiyorlar.
    simülasyon şimdilik antrenmanlı olduğum yerlerden geliyor. reis napıyosa ben de onu yapıyorum işe yarıyor.

    edit: aktrollerin uyuduğu saatte yazmıştım yine de eksiye abanmış puştlar. şu mizah için bile sövenlere sadece akıl sağlığı diliyorum.
  • dedim ki şöyle kanal istanbul gibi bir proje yapayım. açtım kanalı ve körfezi denize bağladım. hem dedim gemiler geçer hem de yeni rant alanları oluştururum.

    ne oldu peki? şehri komple su bastı amk. demem o ki kanal projesi oyunda bile çalışmadı. rte'ye verip oynatmak lazım bu oyunu.
  • oyunda trafiğin önemine dair şöyle bir anım var:

    şehrimin nüfusu henüz 10 bin civarındayken kömür santrali yapmıştım ve bu elektrik ihtiyacımı kat be kat karşılıyordu. dolayısıyla uzunca bir süre elektrik sıkıntısı yaşamadan şehri büyütmeyi sürdürdüm. arada bir kontrol ettiğimde de durumum epey rahattı ve henüz elektrik konusunu düşünmeme gerek yoktu.

    artık çöplüktür itfaiyedir metrodur, şehrin sorunlarıyla boğuşurken bir baktım, her yerde elektrikler kesilmiş. ulan! dedim, ne kadar çabuk arttı elektrik ihtiyacım? enerji kısımına girip baktım, gerçekten de kırmızıya dayanmıştı. hemen haritanın köşesine indim (şehirdeki bütün enerji tesisleri orada), yenisini yapmak için seçtim vs, derken "dur lan bir bakayım" dedim, kömür santraline tıkladım. meğer petrol bitmiş. o yüzden üretim minimuma inmiş. ne yapacağımı düşünürken santrale giden uzun ve bomboş yolda bir şey gözüme ilişti. yakınlaştırıp tıkladım: petrol tankeri. meğer şehir büyürken, gelişirken fabrikalar, ofisler, dükkanlar, evler, ulaşım, hayat her şey bu tanker sayesinde oluyormuş. şehirde iyice artan trafik tankerin geç gelmesine neden olmuş, mini elektrik krizi de bundan dolayı çıkmış yani. trafikten kurtulup boş yola girince rahatlayan şoför yılların tecrübesiyle sakin bir şekilde gitti gitti, santralin önüne gelince kenara yanaştı, birkaç saniye bekledi ve hop, bir baktım elektrik geri geldi. santral tam kapasite çalışmaya başladı. tanker de şehri kaostan kurtarmanın gururuyla ama işinin sorumluluğuyla yeni petroller taşımak için şehre doğru yol aldı.

    bu da böyle bir anımdır.
  • türkçe çevirisiyle oynuyorum bu oyunu ve an itibariyle ekrandaki görüntü sebebiyle gülmekten karnıma ağrılar girdi: http://i.hizliresim.com/ro6vlr.jpg

    (bkz: #ortaboyluadam)
    (bkz: #kalbimiziçaldı)

    ahahahahasiktir ya...

    edit: ahaha yazdı bu sefer de: http://i.hizliresim.com/92p0qo.jpg

    (bkz: )
    (bkz: ouokl)

    yıllar sonra editi: oyunu öğrenmek isteyen varsa youtube'dan baymentol hesabının oynayışlarını izlesin. mühendis kafasıyla şiir gibi şehirler yapıyordu. video atmayı bıraktı gerçi.
  • indirime girmeden aldığım ilk oyun olabilir kendisi. bunca yıllık city building açlığından sonra adeta ilaç gibi gelmiştir. oyunda bir kaç eksik mevcut fakat modlar ile birlikte bu eksikleri kapatıp üstüne daha fazla yenilikler ekleyebilirsiniz. kullandığım bazı modlar;

    extended road upgrade
    oyunda özellikle otoyollarda ufak bir sıkıntı var. yolun akış yönü sizin fareyi sürüklediğiniz yöne doğru oluyor. bazı durumlarda yönler çakışabiliyor. mod olmadığı zaman bunu düzeltmek için yolun ters kısmını yıkıp tekrar inşa etmeniz gerekirken bu mod sayesinde tek hamlede yolu istediğiniz yöne çevirebilirsiniz.

    automatic bulldoze
    bu mod ile terk edilmiş veya yanmış binaları tek tek yıkmakla uğraşmak zorunda kalmıyorsunuz, kendileri otomatik olarak yıkılıyor. özellikle şehir büyüdükçe faydası oldukça hissediliyor.

    extended public transport ui
    toplu taşımayı daha rahat kontrol edebilmenizi sağlayan ufak ama oldukça kullanışlı bir mod. tüm hatlara tek bir pencereden bakabiliyorsunuz.

    first-person camera
    en eğlenceli modlardan biri benim için. yarattığınız şehrin sokaklarında dolaşmak kadar güzeli yok. ayrıca şehrinizdeki araçlara veya insanlara tıkladığınızda da çıkan ufak pencerede kamera ikonuna tıkladığınızda o aracın veya kişinin gözünden oyunu izleyebiliyorsunuz. özellikle tren yolculuklarını izlemek çok keyifli. örnek

    all 25 areas purchasable
    oyundaki haritalar toplamda 25 kareden oluşuyor fakan oyunun vanilla sürümünde sadece 9 tanesini satın alabiliyorsunuz. bu mod ile tüm 25 kareyi de satın alabilirsiniz. ben daha 9'a bile ulaşamadığım için bu modun faydasını göremedim fakat yine de abone oldum dursun bi kenarda.

    tree brush
    adı üstünde ağaç eklemeyi kolaylaştırmak için yapılmış bir mod. normalde oyunda ağaçları tek tek eklemeniz gerekiyor ki bu da bi yerden sonra can sıkıyor. bununla ağaçları alan alan ekebiliyorsunuz. alanları büyütmek için de + ve - tuşlarını kullanmak yeterli.

    configurable transport capacity
    bu modu yükeldim fakat daha deneme fırsatım olmadı. bunun da amacı toplu taşıma araçlarının kapasitesini değiştirmeyi sağlıyor. otobüslerin kapasitesi 30, istanbul'da yaşayan biri olarak oldukça az geldi tabi bu kapasite :) ben şahsen 500t'yi baz alarak kapasitemi bi miktar daha artırmayı düşünüyorum. zira hatta bir sürü otobüs olmasına rağmen duraklar tıklım tıklım.

    oyunda değişik modların yanı sıra bir sürü de görsel ve işlevsel eklentiler de mevcut. bina çeşitleri ve kavşaklar gibi.

    son olarak bir de dün topluluk atölyesini gezerken istanbul haritası gördüm ve direkt ekledim. vizeler bittikten sonra sıradaki şehrime bu haritada başlamak istiyorum. ona da şuradan ulaşabilirsiniz.

    ek olarak oyunla ilgili haberleri, önerileri ve ipuçlarını reddit sayfasından takip edebilirsiniz. oyunun yapımcıları da burada mümkün olduğunca aktif olarak takılıyor. geri bildirimleri dikkate alıyor.

    yeni modlar ekleyip beğenirsem buradan tekrar payalaşırım. iyi eğlenceler.
hesabın var mı? giriş yap