• civi civiyi soker atasozunun hem oznesi hem de nesnesi
  • mühendislik açısından üretilmiş en işlevsel ürünlerden. kullanımı da, üretimi de basit. saf ve işlevsel bir form. işte mühendislik budur, tasarım budur. bir audi a6'dan farkı yok benim gözümde mühendislik bilimi açısından.

    belki de malzeme mühendisliğinin doğum tarihi, ilk çivinin icat edildiği gündür. selam olsun seni bulan o kutlu insana, selam sana ey ilim şehidi!

    (lan amma mühendislik dedik ha. aynaya karşı üç kere" mühendismühendismühendis" dersen kare gömlekli bi mühendis gelip canını alıyormuş cetvelle vura vura).
  • oyunu eğer 2 kişi oynuyorsa toprağa v şekli ( 3 kişi oynuyorsa y ,4 kişi oynuyorsa x )çizilir. çivilerle yere saplanarak atış yapılır. eğer çivi yere saplanırsa bu nokta ile seçmiş olduğumuz nokta birleştirilir rakip hapsedilmeye çalışılır. içeriye saplayan, çivisi saplanmayan, çivinin 2 parmak altında eğik durması kişinin sırasını kaybetmesine neden olurdu.

    ağırlıktan dolayı en iyi tornavida ile oynanırdı. ancak ben ise annemden arakladığım tığ ile kendime ait yeni bir soluk yeni bir stil geliştirmiş olsamda malesef elime bu tığın saplanması sonucu kariyerim 4. sınıfta sona erdi.
  • oyunun tam adı neydi, bilmiyorum. belki "çivi oyunu" tanımlaması, en uygun olanıdır.

    doksanlarda, şu bildiğimiz inşaat çivileri ile oynardık bu oyunu. özellikle yağmurun etkisiyle yumuşamış toprakta çok daha iyi oynanırdı. oyunun temel mantığı, rakip oyuncunun yolunu kesmekti ve çiviyle çizilen yola onu hapsetmakti. aşağıdaki görselde olduğu gibi.

    http://upload.wikimedia.org/…ns/c/cb/çivi_oyunu.png

    bu oyunu tam hatırlamıyorum, mutlaka daha iyi hatırlayanlar olacaktır.
  • ete girdiğinde hissettirdiği şey tuhaf..

    genellikle beklenmedik zamanda penetre olduğu için şiddetli ve kesik hı' diye bir ses çıkıyor gayrı ihtiyari.. ı'sı keskin ve kısa tek bir hı' sesinden sonra anlık bir duruş..

    yıllardır hissizleştiğim için belki artık pek bir önemi kalmamış gib görünse de, şimdilerde hatıralar rafında kanı kurumuş halde duran aşina hançerlerin girdiği andaki şaşkınlık ve sendeleme ve korku ve şiddetli acı yok yine de.. derinizi yırtarak etinize saplanan çivide bile o aşina acının sıkıntısı yok..

    "ah" bile yok saplandığı yerden ağır ağır sökerek çıkardığınız o kanlı çivide.. sadece kısa bir hı' hepsi o..

    eh be hafıza, sen nelere kadirsin gecenin bu saatinde..
  • buz gibi denize girildiğinde kaskatı kesilmek suretiyle dönüşülen madde hali.
  • yağmur yağdığı zaman bazı çocuklar üzülürdü aileleri dışarı çıkıp oynamalarına izin vermedikleri için, lakin bu oyunu bilenler yağmurun ardından uygun zemin olacağı için sabırla beklerdi. ancak zemin ne çok çamurlu ne de çok kuru olmalıdır, takriben yağmurun dinmesi üzerine (kış-sonbahar vakti ise) yarım ile bir gün geçtikten sonra ideal zemin yapısına ulaşılır. iki ve üç kişilik versiyonlarına ilaveten yere "x" çizerek dört kişi de oynanabilir. bu oyunu icat eden kişinin tron isimli filmden feyz almış olma ihtimali epey yüksektir.
  • üstümüz başımız çamur, parlak gözlerimiz ve ancak üç beş dakikalık çiklet dargınlıklarının hayatımızda olduğu zamanların ''bir insan hayattan ne bekler?'' sorusuna vakit ayırmayan oyunu...
  • metal sivri uclu cekicle yerine cakilan ve cogunlukla duvara resim asmaya veya iki citayi birbirine tutturmaya yarayan paslanmaya meyilli entity'ler..
  • evden kacirdigimiz bicaklarla oynadigimiz oyun..

    edit: ismi civi degil gibi gelmi$ti ama 400 ki$i civi oldugunu onayladi.
hesabın var mı? giriş yap