• eksi sozluk yazarı.
  • kimi zaman akdeniz'in tuzu, kimi zaman karadeniz'in soğugu ama çogunlukla ankara'nın griligiyle birlikte, tanıdıgım günden beri hayatı bana zindan eden zıvaslı. her tahta masa gördüğümde bu adam geliyorsa aklıma, her kısfmet deyişte suratımda bir gülümseme oluşuyorsa, her sıkıldığımda uğraşacak bir yaratık olarak karşıma çıkıyorsa, vardır heralde bir keramet bu işte diyorum yıllardır. henüz çözememiş olsam da bu kerameti, biliyorum ki bu keramet zamandan ve mekandan bagımsız olacak, her yerde yinelenerek çıkacak karşıma. tek bilinmeyenli, bilinmeyenin verilmediği bir denklem gibi yıllar yılı çözülmeyi bekleyecek. aslında çözüm çok basit olsa da, kardeşsiz geçen bunca seneden sonra en azından olası çocuklarıma bir adet amca bulmanın keyfiyle açıklamıyorum gerisini. selam sana çift kişilik yatakta tek kişi yatasıca.
  • ortaokul yıllığı tadında şifreli entarilerden ziyade, kendisinin bir futbol manyağı , rakı fanatiği ve güzel insanlardan` :bagyanlardan` *haz eden bir er kişi olduğunu belirtmek boynumun borcudur. tüm bu formata uyan -tercihen- bagyanların ciyanni'ye pm atması önemle arz edilir. pls ltf tşk.

    kendisinin de hep söylediği şekilde (bkz: arkadas arkadasin manipulatorudur)
  • "lan bu dünya ne kadar top bişeymiş,dostluklar yalan" dediğim kötü zamanlarda karşıma çıkmış gerçek dost, çekirdekten yetişme suser.
    insanın bir yaşı geliyor, bakıyor diyorki "benim gerçek bildiğim aşklar, dostluklar yok galiba,insanlar kahpe,sahte,çıkarcı". böyle author tarafına geçilecek dönemlerde çıktı bu adam işte. dediki "aynen ondan,ama bak bende aynı şeyin peşindeyim". ütopik bir adamdır bu, don kişot gibi boşluğa sallar kılıcını, amacı tarihe not düşmek midir nedir? zor zamanlarda çıkmış bir dost üstelik, öyle iyi gün dostu değil yani, kimse yokken olan bir dost. bir yandan da şeklini benzetip koysan bizim eve, hayatıma kimsenin farkedemeyeceği kadar "ben". hayata arif-hakan ikilisi tadı getiren, muz ortanın değerini bilen.
    ne kadar hayattan kendi payına düşen kadar tatsa da iyi kötü, rölantide çalışmaktadır aslında, kendi adriana limasıyla tanışacağı günü sabırla beklemektedir. gün ne kadar geç gelirse, bu dünyanın topluğudur, başka birşey değil. güven, özveri, tecrübe tamdır yoksa. tip desen italyan orta sıra takımı tarz futbolcu tipi.
  • liseye başladığımızda, hazırlık sınıfında sınıfın taa öbür ucunda oturan, ingilizcecinin gösterdiği bir kukladan bahsederek "i don't like things like that" diyerek kimsenin cevap vermediği sınıfta "ingilizce biliyorum" havası atmaya çalışan (ya da benim öyle düşündüğüm) ve anında gıcık olduğum kişi.

    kukla canım işte, kadıncağız ilginçlik olsun diye getirmiş, niye bozuyosun kadını di mi?

    sonra hazırlık atlama sınavında yanımda buldum kendisini, gıcık olmaya gerek yokmuş, gayet kafa, eğlenceli bi herifmiş.

    hazırlık atladıktan sonra bir baktım ki yanımda oturuyo. 3 sene boyunca baktıkça baktım. hiç kalkmadı oradan.

    okulun 2. saatinde gıcık olduğum insan en iyi arkadaşım olmuş meğerse. farketmiyo insan böyle şeyleri, alışıyosunuz, hayatınıza dahil ediyosunuz.

    10 sene geçiyo ilk gıcık olduğunuz andan beri. o 10 sene içinde daha bile gıcık olduğunuz anlar oluyo, ama hiç birisinin önemi yok. bütün gıcıklıklara rağmen hala görüşüyor, hala konuşuyor, hatta git gide zevklerin benzeşmeye başlaması sonucu gün geçtikçe daha yakın oluyorsunuz.

    boşuna "en iyi arkadaş" değil.
  • kendisiyle nasıl tanıştığımızı çok iyi hatırlıyorum. zaten böyle bir adamla nasıl tanıştığını insan unutmaz.

    sonra sonra, kendisinin kardeşimle aynı gün doğduğunu öğreniyorum. o an anlıyorum ki, daha fazla bir şey söylememe gerek yok kendisi hakkında.

    edit:imla
hesabın var mı? giriş yap