• bazı isimlerde hece yeri değiştirip yeni isim diye çocuğa veriliyor.
    ercan-caner, tuncer-ertunç, taner-ertan, selcan-cansel aklıma gelen.
    tükçe o kadar kısıtlı bir dil değil aslında.
  • az kitap okuma sonucu varılan sonuç.
    türk klasiklerine sarmanızı tavsiye ederim. özellikle bordo siyah yayınlarının bastığı türk klasiklerinde sayfanın sonunda bize yabancı gelen eski türkçe kelimelerin açıklamaları olurdu. lepiska'yı hiç unutmam mesela.

    telaffuzu, anlamı gayet hoş olan çok kelime var dilimizde. büyük ve küçük ünlü uyumu takıntısı olanlar aramasın isim.

    günün erkek çocuk ismi: ares.
    kız: bevliye
  • olmayan durumdur.

    abay - türk ve altay mitolojisinde yeryüzü tanrıçası.
    ada - çevresi bütünüyle sularla çevrili kara parçası.
    ada kutay - türk mitolojisinde gök âleminin (cennet’in) efendisi. ülgen.
    adal - ün kazanmış, ünlü, bilinir.
    adayış - ideal uğruna çaba sarf etme durumu.
    akın - arkası kesilmeyen ilerleme.
    akınalp - kendini sürekli geliştiren güçlü ve bilge kişi.
    akşin - beyaz tenli kadın.
    aktuğ - türk mitolojisinde iyilik tanrısı. aktu.
    alkım - gökkuşağı.
    alp - yiğit.
    alparslan - arslan gibi güçlü erkek. 2. büyük selçuklu devleti’nin en güçlü hükümdarlarından biri.
    alpay - yiğit.
    alpdem - dürüst ve güçlü kişi.
    alper - yiğit.
    alperen - dürüst ve güçlü kişi.
    alptekin - 1. iyi huylu yiğit. 2. gazneliler devleti’ni kuran türk hükümdar. alp tekin.
    alsancak - osmanlı ve türk bayrakları için kullanılan dolaylama.
    altan - altın kelimesinin farklı bir bazı tarihî şive ve lehçelerdeki telaffuzu.
    altay - türk, altay ve moğol mitolojisinde dağ tanrısıdır
    altın - tarih boyunca dünyada değerini kaybetmeyen bir maden.
    altınay - değerli kişi.
    anı - hatıra, geçmişte kalan olay ve durumlardan bugüne kalan.
    anıl - 1. amaç. 2. hafıza.
    arat - türk ve altay mitolojisinde korkunç dev balık. ölüm balığı
    arca - temizce.
    arçuray - türk ve çuvaş mitolojisinde ormanları koruduğuna inanılan varlık.
    arda - 1. işaret çubuğu. 2. sonra gelen.
    ardıç - kışın yaprak dökmeyen güzel kokulu bir ağaç.
    ardıl - birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, halef.
    argun - orta asya’da yaygın olan bir hayvan.
    arıkan - türk ve altay halk inancında ve mitolojisinde iyi ruh. aruğ han.
    arıl - tüm kötülüklerden temizlenmiş.
    arın - 1. güneşin vurduğu dağ yüzü, bakı. 2. temiz.
    armağan - 1. hediye.
    arsıl - kumral, koyu kestane rengi.
    arslan - 1. kedigillerden yırtıcı bir hayvan. 2. mecazen cesur.
    asena - türklerin kutsal saydığı efsanevi kurt. 2. göktürk hanedanının soğdakça adı.
    asral - güçsüzleri koruyan, himaye eden. (nehcü’l-feradis: s. 23.)
    asu - çok hareketli çocuk.
    asutay - hırçın at.
    aşkın - çok fazla. 2. üstün.
    ata - geçmişte yaşayan büyük.
    atakan - hükümdar olan ata.
    atalay - bilinir olan, ünlü.
    atay - türk ve moğol mitolojilerinde ceza tanrısı. suçluları cezalandırır.
    atılay - bilinir olan, ünlü. atalay>atılay
    atınç - atılgan, önderli eden.
    atilla - 1. idil ırmağı gibi parlak. (kelime anlamı) 2. ünlü hun hükümdarı.
    attila - 1. idil ırmağı gibi parlak. (kelime anlamı) 2. ünlü hun hükümdarı.
    ayal - kadın.
    ayaz - türk, altay ve orta asya mitolojilerinde, özellikle kazaklarda ve kırgızlarda soğuk tanrısı.
    aybars - 1. güçlü ve güzel. 2. hun imparatorluğu’nda atilla’nın amcası.
    ayben - ay gibi güzel.
    ayberk - güçlü, dayanıklı ve güzel olan.
    aybey - tarihte aybeg olarak bilinen bir isimdir. memluk devleti’nin kurucusunun adıdır. 2. ay gibi güzel yüzlü.
    aybike - ay gibi güzel.
    aybüke - ay gibi güzel.
    ayça - hilal.
    aydem - etrafına bilgisiyle ışık saçan, erdemli kişi.
    aydın - 1. ışıklı. 2. türk mitolojisinde efsanevi ozan. aşık aydın olarak da bilinir. müzisyenlerin, şairlerin, aşıkların, ozanların atasıdır.
    aydilge - akşamları sessizlik içerisinde dilek dileme.
    aydoğan - doğuşuyla etrafa mutluluk saçan.
    aydoğdu - 1. ay gibi güzel. etrafa mutluluk veren. 2. osmanlı’nın kurucusu osman bey’in yeğeni.
    ayhan - 1. ay kağanı. 2. türk ve altay mitolojisinde türklerin atası sayılan oğuz han’ın annesi. karahan’ın eşidir.
    ayınç - heybet, hürmet.
    aykun - türk mitolojisinde güç tanrısıdır.
    aykut - eski türklerde kutsallığını aydan geldiği düşünülen kutsal güç.
    ayla - ayı saran ışık çeperi, hale.
    aylan - açık ve şeffaf kişi.
    aylin - ayı saran ışık çeperi, hale.
    ayra - açık seçik olan, yalanı olmayan, şeffaf insan. (kaynak: nehcü’l-feradis)
    aysat - türk ve altay mitolojilerinde güzellik tanrıçası.
    aysun - ay gibi beyaz tenli.
    ayşil - dolunay.
    baran - varan, ulaşan.
    barçın - 1. türk mitolojisine göre oğuz ülkesini yöneten kadın beylerdendir. 2. ipek kumaş. (nehcü’l-feradis: s. 49)
    barış - savaşın bitirilmesi, savaşsız yaşama.
    bartu - zenginlik.
    başak - 1. okun ucu. 2. bir burç adı. 3. buğdayın üst kısmı.
    başar - başarılı kişi.
    başat - herkesten güçlü.
    batı - güneşin batış yönü.
    batu - bahadır.
    batuhan - 1. güçlü hükümdar. 2. 13. yüzyılda yaşamış altınordu hükümdarı. moğol imparatorluğu’na bağlı altın orda’nın kurucusudur. 1240 – 1255 yılları arasında altın orda devleti’ni yönetmiştir.
    batukan - 1. güçlü hükümdar. 2. 13. yüzyılda yaşamış altınordu hükümdarı. moğol imparatorluğu’na bağlı altın orda’nın kurucusudur. 1240 – 1255 yılları arasında altın orda devleti’ni yönetmiştir.
    batur - türk ve altay mitolojisinde cesaret tanrısı. 2. cesaretli, yiğit.
    baturalp - cesaretli.
    baybars - 1. pars gibi güçlü. 2. memluk devleti’nin en güçlü sultanlarından birinin adıdır. moğolları yenebilen tek müslüman hükümdar olarak bilinir.
    bayhan - zengin hükümdar.
    bayram - kutlu gün.
    belen - türk mitolojisinde yolculuk tanrıçası. pelen ana olarak da tanınır. yolcuları korur.
    belgin - şeffaf, yalan söylemeyen, dürüst.
    belin - güzelliğiyle etrafa şaşkınlık veren.
    belit - her şeyin temelinde olan önerme.
    beliz - işaret.
    bengi - sonsuzluk.
    bengisu - ölümsüzlük suyu, ab-ı hayat.
    bensu - su gibi aziz.
    berçin - cömert.
    berdi - türk mitolojisinde bir bey.
    beren - akıllı.
    berge - türk halk inanışında esin veya ilham anlamına gelir. bergü veya bergi de denir.
    bergen - türk ve altay mitolojisinde akıl tanrısı, mergen.
    bergin - sağlam, güçlü.
    beril - azimli, kendini adayan.
    berin - soylu.
    berk - sağlam, güçlü.
    berkan - geçmişine bağlı.
    berkant - sözünün eri.
    berkay - sağlam, güçlü.
    berke - kamçı
    berkehan - 1. güçlü hükümdar. 2. 13. yüzyılda yaşamış altınordu hükümdarı.
    berki - ilerideki, önde olan.
    berkin - sağlam, güçlü.
    berksan - meşhur.
    betim - akılda canlanan görsel, hayal.
    bilçin - bilgili kadın.
    bilge - bilgili, âlim. 2. ünlü bir göktürk kağanı.
    bilger - doktor. 2. akıllı.
    bilgesu - bilgisi okyanus gibi olan, âlim.
    bilgi - insan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü.
    bilgün - bilgin.
    bilkan - bilgili.
    birdem - eski türkçede “birlik” anlamına gelir.
    birkan - soylu. soyu biricik olan.
    birol - biricik.
    birsel - hareketli.
    birsen - biricik.
    boday - buğday tenli.
    bolga - 1. istikbal, iyi gelecek, yaşamın olayları.
    bolgan - olay, hadise.
    bora - 1. fırtınalı yağmur. burmak fiil kökünden gelir, eski ve orta türkçede buragan şekli de vardır.
    boran - 1. türk, altay ve moğol mitolojilerinde yağmur tanrısı. 2. fırtınalı yağmur.
    böke - kahraman
    börte - türk, moğol ve altay mitolojisinde kutsal hayvan ve ulusal sembol. asena.
    börteçin - türklerin ergenekon’dan çıkmasını sağlayan demircinin adı.
    börü - türklerin kutsal saydığı efsanevi kurt.
    buğra - türk mitolojisinde karahan’ın oğludur. 2. erkek deve.
    bulcahan - mitolojiye göre türklerin ve moğolların ilk atası olan kağandır. tüm türkler ondan türemiştir.
    bulunç - vicdan.
    buluş - icat, yeni keşfedilen.
    bulut - sıvı hâle gelmeden atmosferde dolaşan su zerreleri.
    bumin - 1. baykuş. 2. tarihte büyük bir türk kağanı.
    burcu - güzel koku. 2. damla sakızı kokusu.
    burça - türk mitolojisinde zenginlik tanrısı.
    burçak - taneli bir bitki. eski türklerde zenginliğin simgesidir.
    burçin - maral, karaca.
    burla - türk efsanelerinde, halk öykülerinde ve masallarında söylencesel kadın cengaver. savaşçı kadın motifini simgeler.
    burşin - türk mitolojisinde ikiz atlar. ak burşun ve kök burşun adlı uçabilen iki at. (burşun>burşin)
    büge - büke olarak da kullanılır. türk mitolojisindeki efsanevi ejderhanın adıdır.
    büke - türk mitolojisindeki efsanevi ejderha.
    büklüm - 1. güzel saçlı. (mecazen) 2. kıvrımlı.
    cengiz - “deniz” kelimesinin moğolca ve bazı türk lehçelerindeki eşdeğeridir. anlamı “deniz”dir. 2. büyük moğol hükümdarı.
    ceren - 1. türk ve altay mitolojisinde ve masallarda konuşan at türü. ciren veya ceyren de denir. konuşabilen, sıra dışı bir hayvandır. 2. dişi geyik, ceylan.
    ceyhun - amuderya ırmağı. orta asya’nın en uzun nehri.
    ceyla - sevimli, uzun boylu, güzel yüzlü insan. (kaynak: ttes s. 200)
    coşkun - heyecanlı kimse.
    çağaşan - çağının ilerisinde öngörüsü yüksek olan.
    çağatay - 1. yavru at. 2. cengiz han’ın bir oğlu.
    çağdaş - uygar, çağın gereksinimleri ile uyuşan.
    çağla - 1. kuru yemişlerin ham durumu. 2. coşkulu kimse.
    çağlam - çağlayan, şelale.
    çağlar - coşkulu kimse.
    çağlayan - şelale.
    çağrı - 1. doğan, çakır kuşu. 2. davet.
    çekşin - çekici kadın.
    çelik - su ile sertleştirilen demir.
    çetin - zorlu.
    çiçek - bitkinin açılarak renkli görüntüler oluşturan kısmı.
    çiğde - hünnap ve hünnap rengi.
    çiğdem - türlü renklerde açan bir kır bitkisi.
    çiğnem - mutlulukla harcanan bir nefeslik an.
    damla - sıvıların yuvar hâlindeki durumu, katre.
    değer - yüksek nitelik, kıymet.
    delişmen - hareketli, cesaretli, çılgın, aşkı arzulayan.
    demir - 1. demir. 2. türk ve altay mitolojisinde demir tanrısı.
    demirhan - türk ve altay mitolojisinde demir tanrısı.
    demirkan - türk ve altay mitolojisinde demir tanrısı.
    deniz - su yolları ve boğazlar yoluyla okyanuslara bağlanan büyük su birikintisi.
    denizalp - deniz gibi hırçın ve güçlü.
    deren - derleyen, düzenleyip işleri yoluna koyan.
    derin - 1. içten gelen, yoğun. 2. ileri mertebede olan.
    devrim - mevcut düzeni değiştirmek.
    dilek - içten gelen istek.
    dilge - isteyiş.
    direnç - zorluklara karşı gösterilen çaba, dayanma gücü.
    direniş - bir düşünce ya da durumu vazgeçmeden savunma.
    diriliş - 1. yeniden üstün hâle gelme. 2. islam’da ölümden sonra yeniden canlanma.
    doğa - yaşamın var olduğu alan, tabiat.
    doğan - bir kuş türü.
    doğanay - ayın ilk ve parlak hâli.
    doğulay - türk ve yakut mitolojisinde açgözlülük tanrısı. sınırsız servete sahiptir.
    doğuş - 1. gök cisimlerinin semada görülmeye başlaması. 2. ana karnından çıkış.
    dolunay - yeni ay.
    doruk - en üst nokta.
    duralp - her zaman yiğit ve mert olan.
    durmuş - uzun ömürlü.
    dursun - uzun ömürlü.
    duru - berrak.
    durualp - iyi kalpli yiğit.
    duygu - his.
    duygun - duygulu, hassas.
    düşsel - hayal içinde.
    ece - 1. kraliçe. 2. güzel kadın.
    ecem - 1. “kraliçem” anlamında bir isim.
    ediz - 1. değerli kimse. 2. uygurların önemli hanedan soylarından biri. 3. yüksek.
    efil - körpe bitki yaprağı.
    egemen - bağımlı olmayan.
    ekin - olgunlaşmış tahıl.
    ekinç - kültür.
    elçin - karşılıklı yardım. (eliçin>elçin)
    eldem - cana yakın.
    elgin - farklı, diğerlerinden başka.
    elvi - büyü. dlt yelwü>tt elvi
    emek - harcanan çaba.
    emrah - bu isim eski türkçedeki amrak kelimesinden gelmektedir. göktürklerde amrak adında bir kağan da vardır. anlamı sevimli, sevgilidir.
    emre - aşık, tutkun.
    engin - açık deniz.
    eralp - yiğit.
    eray - güzel yüzlü yiğit.
    erbatur - yiğit.
    erce - yiğitçe savaşan asker.
    erdal - genç.
    erdem - ahlak ve etik değerleri ifade eden kavram.
    erden - el değmemiş.
    erdenay - türk mitolojisinde tanrıların insanlara bildirmek istedikleri iyi kararları insanlara ileten ruh.
    erdi - amacına ulaşan.
    erdinç - güçlü.
    erdoğan - doğuştan yiğit olan kişi.
    eren - sezgisi yüksek ve yiğit kişi.
    erenalp - sezgisi yüksek ve yiğit kişi.
    erenay - deneyimli.
    erge - nazlı.
    ergin - yetişkin, olgun.
    ergül - moğ. örgöl. türk ve moğol mitolojisinde hayırdua anlamında kullanılan bir söz.
    ergüz - ilkbahar.
    erhan - yiğit hükümdar.
    erinç - 1. ulaşılan dilek. 2. eski türkçede “şüphesiz” demektir.
    eriş - pek çok, çok fazla.
    erkan - yiğit.
    erke - 1. enerji. 2. türk mitolojisinde baştan çıkarıcı, ayartıcı tanrıçadır. nazlı olarak tanımlanır.
    erki - türk mitolojisinde zenginliği ile ünlü bir bey.
    erkin - 1. özgür. 2. uygurların erken dönemlerinde kullanılan bir bey unvanı.
    erkunt - güçlü erkek.
    erkut - kut sahibi erkek.
    erman - yiğit.
    erol - “yiğit ol!” anlamında bir kelime.
    ersen - yiğit.
    ersin - yiğit.
    ersun - yiğitliğini gösteren.
    ertan - sabahın ilk saatleri.
    ertuğ - savaşçı.
    ertuğrul - dürüst ve güçlü kişi.
    esen - sağlıklı.
    esin - ilham.
    esinti - hafif rüzgâr.
    esli - türk mitolojisinde iltekin’in oğludur.
    esri - kaplan rengi.
    esrin - kaplan rengi. et esringü>esrin
    etkin - aktif, çalışkan.
    evren - kainat, varlığın tamamı.
    evrim - biyolojik ve zamansal değişim.
    evşen - eve mutluluk veren.
    eylem - mevcut duruma karşı verilen mücadele.
    ezgi - melodi.
    gece - günün kararmasıyla oluşan vakit.
    gediz - göl.
    gerçe - türk mitolojinde kara han’ın kızıdır.
    giray - kırım hanlarının kullandığı san.
    giz - sır.
    gizay - sır saklayan güvenilir kişi.
    gizem - aklın almadığı sır.
    gizlem - herkesten farklı, ezoterik.
    gök - sema.
    gökalp - 1. mavi gözlü yiğit. 2. ertuğrul gazi’nin amcası.
    gökay - mavi gözlü.
    gökben - mavilik içinde engin olan.
    gökbörü - türk, moğol ve altay mitolojisinde kutsal hayvan ve ulusal sembol. asena.
    gökçay - estetik görünüşlü.
    gökçe - gösterişli.
    gökçek - sevimli
    gökçen - gökcen şekli de vardır. güzel anlamına gelir.
    gökdeniz - gözleri mavi ve deniz gibi engin kişi.
    gökhan - türk ve altay mitolojisinde gökyüzü kağanı.
    gökhun - doğu hun imparatorluğu.
    gökmen - 1. kutlu. 2. orta asya’da bir dağ.
    göksel - gözlere ait, semavi.
    göksu - yağmur.
    gökşen - 1. gökkuşağı. 2. gökyüzü kadar mutlu.
    gökşin - gökkuşağı.
    göktuğ - göktürk kağanlığı’nın egemenlik simgesi.
    göktürk - tüm türkleri tek çatı altında toplayan türklerin atası imparatorluktan olan.
    gönül - kalp, yürek. yürekteki sevgi.
    gönülay - iyi kalpli.
    görkem - güzel görünüş, estetik.
    görklem - güzel.
    gözde - üstün tutulan.
    güçlü - 1. kuvveti fazla olan. 2. onuncu uygur kağanı (küçlüg bilge kağan).
    güler - güleç.
    gültekin - 1. bir göktürk asilzadesi: kül tigin. 2. “prens parçası”, her şeyiyle prens anlamında bir kelime. eski türkçede “kül” ismiyle parçası manasında isimler yapılmıştır.
    gülümser - güleryüzlü.
    gülüş - gülme.
    gümüş - değerli bir maden.
    gün - 1. türk ve altay mitolojisinde güneş kağanı. 2. 24 saatlik zaman dilimi.
    günay - güneş gibi ışıldayan, etrafa bilgi yayan.
    günce - insanın özel bilgilerini günlük olarak paylaştığı betik.
    gündoğdu - 1. eski türklerde adaleti simgeleyen isimdir. güneş gibi adaletli doğan. 2. neşrî’ye göre osmanlı’nın kurucusu osman bey’in amcası.
    gündüz - 1. günün ışıdığı saat aralığı. 2. osman bey’in babası.
    gündüzalp - osmanlı beyliği’nin kurucusu olan osman gazi’nin babası ertuğrul gazi’nin soyundan olup, çeşitli kaynaklara göre ertuğrul gazi’nin babası veya oğludur.
    güner - tan vakti.
    güneri - çağdaş, çağın gereklerine göre hareket eden.
    güneş - 1. türk mitolojisinde bir bey. 2. samanyolu galaksisi’nin yıldızı.
    güney - kuzey kutbu’nun tersi istikamette olan yön.
    güngör - neşe içerisinde yaşayan.
    güral - kırmızı yanaklı.
    güray - etrafına ışık saçan.
    gürdal - soylu.
    gürel - dinamik.
    gürhan - 1. türk mitolojisinde dib-yafku’nun oğludur. 2. güçlü.
    gürol - her zaman yiğit ve cömert olan.
    gürselin - coşkulu.
    güven - korku yaşamaksızın bağlanma.
    güvenç - güvenilir, emin kişi.
    güzhan - türk mitolojisinde dib-yafku’nun oğludur.
    hazal - son bahar yaprakları.
    ılgar - hızlı ve etkili karar verebilen kişi.
    ılgı - türk mitolojisinde taş-beg’in oğludur.
    ılgın - esinti, hafif rüzgâr.
    ılık - 1. aklıselim kararlar verebilen, acele ve yanlış kararlar vermeyen. 2. soğukla sıcak arası.
    ılım - ölçülü davranma erdemi.
    ırmak - akarsu.
    ışık - aydınlık.
    ışıl - parlayan, güzel görünüşlü kadın.
    ışılay - ay gibi parlayan.
    ışıltı - etrafa saçılan aydınlık.
    ışın - ışık demeti.
    ışınç - etrafına ışık saçma.
    idel - bkz. idil. idil isminin kırım türklerinde kullanılan türevi.
    idikut - kut sahibi, devleti yönetme yetkisine sahip kişi.
    idil - 1. volga nehri’nin türkçedeki adı. 2. pastoral şiir.
    igen - çok, çokluk içerisinde olan. (nehcü’l-feradis: s. 186)
    ilâtun - imparatoriçe.
    ilay - ülkenin en güzel kızı.
    ilayda - su perisi.
    ilber - önder. bir ülkenin kurucusu.
    ilberk - ülkeyi güçlü hâle getiren, lider.
    ilbilge - 1. ülkeyi bilgisiyle yönlendiren bilgili kişi. 2. tonyukuk’un kızı, bilge kağan’ın eşi. hukuki olarak göktürk kağanlığı’nın son hükümdarıdır. (il-itmiş bilge kağatun)
    ilerk - ülkenin gücü, ülkenin güçlü yöneticisi.
    ilge - bkz. ilke.
    ilgi - bağlılık.
    ilhan - hükümdar.
    ilhatun - imparatoriçe. ilâtun.
    ilkay - hilâl.
    ilke - temel bilgi.
    ilker - ilk erkek çocuk.
    ilkut - tanrı tarafından ülkenin yönetme gücünün verildiği kişi.
    ilkutay - tanrı tarafından ülkenin yönetme gücünün verildiği kişi.
    ilöge - 1. başbakan, başvezir. 2. uygurların en önemli başvezirlerinden biri. (il ögesi ınançu bilge)
    ilteber - türk kağanlığı ve hazar kağanlığı’nın siyasi hiyerarşisinde kendisine vergi toplama ve bunun belirli bir miktarını türk kağanına ödeme görevi bulunan boy başkanlarına verilen addır.
    iltekin - 1. türk mitolojisinde buğra han’ın oğludur. 2. türk prensi.
    ilten - türk, altay ve moğol mitolojisinde dağ tanrısıdır. daha çok altay adıyla bilinir.
    ilter - 1. ülkeyi içinde bulunduğu zor durumdan çıkarıp, derleyen. 2. kutluk kağanlığı’nın kurucusuna ülkeyi derleyip topladığı için ilteriş unvanı verilmiştir.
    iltuğ - bağımsızlık nişanı.
    imer - çok zengin.
    imge - zihinde tasarlanan, bilinçte beliren olay.
    imre - türk mitolojisinde ilkbaharda görünüp titrek ışıklar saçarak göğe yükselen kutsal varlık.
    inal - türk mitolojisinde korkut ata ve diğer soyluların tahta çıkardığı kayı boyundan türk.
    inanç - eski türklerde bu isim ınançu şeklinde kullanılıyordu. gönülden bağlanma anlamındadır.
    inci - kelimenin aslının çince olduğu da iddia edilir. sedef renginden süs taşı.
    inel - kapgan kağan’ın küçük oğlu olan göktürk sultanı.
    ipek - 1. hayvansal olarak üretimi yapılan değerli bir iplik ve kumaş türü. 2. mecazen yumuşak.
    irteriş - 742’de “il-itmiş kağan” sıfatı ile çin imparatoru ve özellikle basmillerin desteği ile tahta çıkan türk kağanı.
    istenç - irade.
    izdem - tema.
    izel - iz bırakan, unutulamayan.
    izer - yapıt, eser.
    kaan - türk ve moğol hükümdarlarına verilen ad, kağan, hakan.
    kağan - türk ve moğol hükümdarlarına verilen ad, kaan, hakan.
    karaca - 1. esmer. 2. geyikgillerden bir hayvan.
    karahan - 1. türk mitolojisinde dib-yafku’nun oğludur. 2. güçlü hükümdar.
    kardelen - karların arasında açan bir çiçek.
    kartal - çok güçlü bir yırtıcı kuş.
    kaya - 1. sert. 2. büyük taş kütlesi. 2. ertuğrul bey’in dedesi: kaya alp.
    kayaalp - osmanlı devleti’nin kurucusu olan osman bey’in büyük dedesi olan süleyman şah’ın babası ve ertuğrul gazi’nin dedesi.
    kayahan - kaya gibi güçlü hükümdar.
    kayhan - aslı kayıhan’dır. güçlü hükümdar manasına gelir.
    kayra - 1. yeniden, tekrar. (nehcü’l-feradis: s. 209) 2. bağışlayıcı. 3. eski türk mitolojisindeki bağışlayıcı varlık.
    kayraalp - merhametli yiğit.
    kıraç - 1. verimsiz toprak. 2. her türlü zorluğa dayanan.
    kıvanç - övünç, iftihar.
    kıvılcım - 1. harekete geçiren ilk devinim. 2. ateş parçası.
    kongar - koyu kahverengi.
    koral - sınır muhafızı.
    koralp - yürekli yiğit.
    koray - yürekli, korkmayan.
    korkut - 1. dolu tanesi. 2. eski türk inanışındaki ak sakallı bilge.
    köksal - temelli hâle gelmiş, sağlam temeller üzerinde duran.
    kuba - toprak rengi. (arapçadaki kuba farklı bir isimdir.)
    kubat - büyük boyutlu.
    kural - bir konuda izlenmesi gereken yol. yasa.
    kurtuluş - zor bir durumdan esenlikle çıkma.
    kut - türk, moğol ve altay şamanizminde ve halk inancında kutsal enerji, yaşam gücü.
    kutal - tanrı tarafından ülkenin yönetme gücünün verildiği kişi.
    kutalmış - tanrı tarafından ülkenin yönetme gücünün verildiği kişi.
    kutay - 1. ipek. 2. kutlu.
    kutlu - 1. tanrı tarafından ülkenin yönetme gücünün verildiği kişi. 2. uğurlu, saygıdeğer.
    kutlualp - tanrı tarafından kutsanmış savaşçı.
    kutpay - nasip.
    kuzey - 1. kuzey kutbu’nun bulunduğu yön. 2. soğukkanlı.
    kürşat - nihal atsız’ın bozkurtların ölümü adlı romanında çin kaynaklarında a-shih-na chieh-she-erh olarak bilinen türk savaşçıya verilen addır. kürşat, 13 mayıs 639’da 40 askeriyle birlikte çin sarayını basmıştır.
    laçin - 1. yiğit. 2. bir memluk sultanının adı. 3. kartal. (ismin aslı laçın’dır.)
    maral - dişi geyik.
    meltem - deniz kıyılarında, gündüzleri denizden karalara, geceleri ise karalardan denize doğru esen hafif şiddetli rüzgâr.
    mengü - 1. eski türkçede sonsuzluk anlamına gelir. 2. türkiye türkçesi ağzılarında semah anlamında kullanılır.
    meral - dişi geyik.
    mergen - türk ve altay mitolojisinde akıl tanrısı, bergen. (nişancı anlamına gelen moğolca mergen ismi farklıdır.)
    meriç - kuş iskeleti.
    mete - mö 209 – mö 174 arasındaki türk-hun (hiung-nu) hükümdarıdır.
    metehan - mö 209 – mö 174 arasındaki türk-hun (hiung-nu) hükümdarıdır.
    mutlu - mesut, sevinçli.
    müren - 1. türk, moğol ve altay mitolojisinde ırmağın koruyucu ruhu. 2. ırmak.
    ogün - mutlu olunacağı düşünülen idealize gün.
    oğuz - 1. türklerin en büyük boylarından biri. 2. türklerin atası olduğuna inanılan efsanevi kişi. 2. sağlam, kudretli.
    oğuzhan - 1. güçlü hükümdar. 2. türk ve altay mitolojisinde türklerin atası.
    okan - 1. anlayışlı. 2. türk ve altay mitolojisinde barış tanrısı.
    okay - türk ve altay mitolojisinde sihirbaz tanrısı. su altında yaşar.
    oktay - ok gibi güçlü ve çevik kişi.
    olcan - aslı olca han’dır. türk ve moğol mitolojisine göre türklerin ve moğolların ilk ve ortak atası olan kağan.
    olgu - varlığı kanıtlanmış kavram.
    olgu - varlığı kanıtlanmış kavram.
    olgun - bilgi ve görgü sahibi kişi.
    olguner - bilgi ve görgü sahibi erkek.
    oltan - sabahın ilk ışıkları.
    oltunç - saygıdeğer kişi.
    ongun - türk ve altay mitolojisinde bereket tanrısı. bolluk ve bereketin kaynağıdır.
    oray - görgülü, şehirli kişi.
    orçun - makam sahibi.
    orhan - 1. türk mitolojisinde dib-yafku’nun oğludur. 2. kağanlık makamını elinde tutan.
    orhun - 1. türklere ait toprak, hun toprağı. 2. türklerin tarih sahnesine çıktığı vadinin adı.
    orkan - 1. kağana ait toprak, kağan toprağı.
    orkun - 1. türklere ait toprak, hun toprağı. 2. türklerin tarih sahnesine çıktığı vadinin adı.
    orkunt - atların yaşadığı, verimli toprak.
    orkut - eski türklerde tanrıya dua edilen ve kutsal sayılan yerelere verilen ad, dağ tepeleri vb. yerler orkuttur.
    orkutay - kutsal yerler gibi kutlu olan kişi.
    ortun - ortanca, ortanca çocuk.
    oya - ince dantel.
    oyaçiçek - 1. mecazen kibar. 2. her tarafı çiçek gübi güzel işlenmiş.
    oylum - resimdeki derinlik.
    ozan - 1. halk şairi. 2. şair. 3. eski türklerde merasimleri yöneten kişi, şaman, baksı, kam.
    öge - 1. temel unsur. 2. son meşru uygur kağanı. (öge ismi üge şeklinde de kullanılmaktadır.) 3. şöhret (eski türkçede).
    ögen - küçük ırmak, çay. (orhun türkçesinde)
    öğüt - nasihat.
    öktem - onurlu.
    ökten - akıllı.
    önal - önde olan, öncü.
    önay - önde olan, öncü.
    öncel - diğerlerinden daha önde olan, öncelikli.
    önder - 1. ülkenin temellerini kuran ve kurduğu ülkeyi yücelten kişi. 2. bir kurum veya organizasyona liderlik eden kişi.
    öngün - herkesten farklı.
    övünç - kıvanç.
    öykü - 1. gerçeğe uygun bir olayı aktaran kısa, düzyazı şeklindeki anlatıdır.
    özalp - doğuştan yiğit olan kişi.
    özçin - karakterli olan, kendine has.
    özden - soylu.
    özdeyiş - içerisinde içkin ve değerli anlamlar olan söz.
    özel - 1. kişiye ait, kişinin kullanımına ayrılmış. 2. herkesten farklı, biricik.
    özer - yiğit.
    özge - herkesten farklı.
    özgen - özen gösteren.
    özgüç - maneviyat.
    özgür - kimseye bağımlı kalmayan.
    özhan - kağan soyundan gelen.
    özkan - kağan soyundan gelen.
    özlem - kavuşma isteği.
    özleyiş - kavuşma isteği.
    özne - kendine ait, kendine özgü.
    özşin - kendine özgü olan kadın.
    pamir - orta asya’da lalenin ana vatanı olan dağların adı.
    parla - “her zaman en iyi ol!” anlamında bir ad.
    parlaşım - güzelliğiyle etrafa ışık saçan.
    pars - yırtıcı bir hayvan. (kaynak: ttkbs s. 688)
    parslan - pars.
    paşa - askeri anlamda üstün rütbeli kişi.
    payna - türk ve altay halk kültüründe bereket töreni.
    pekşen - çok neşeli.
    petek - düzgün altıgen şeklindeki öbeklerden oluşan bal mumu.
    pınar - bulak, su kaynağı.
    pırıltı - yansıyan ışık.
    pusat - silah.
    rona - attila’nın oğlu olan türk hükümdar.
    saltuk - 1. saltık olarak da kullanılır. anlamı özgür kişidir. 2. ilk müslüman türk hükümdarı. (saltuk buğra han)
    salur - 1. kılıç. 2. bir oğuz oymağı.
    sanberk - sağlamlığı ile ünlü olan kişi.
    sancak - alay bayrağı.
    sarkan - türk, altay ve macar mitolojisinde ejderha tanrısı.
    sarp - erişilmesi zor, kayalık, engebeli.
    sarsılmaz - kötü durumlar karşısında güçlü durmayı bilen, dirayetli.
    savaş - fiziksel şiddet yoluyla insanlar arasında yaşanan çarpışma.
    savcı - 1. eski türklerde hikmetli sözler söyleyen kişilere verilen ad. 2. müddeiumumi, mahkemede iddianame hazırlayan. 3. osman bey’in kardeşi.
    sayda - içi dışı bir olan.
    saygınç - saygıdeğerlik.
    saylam - seçkin kişi.
    saylan - uçurum
    seçil - benzerlerinin arasında en kabiliyetli olan.
    seçkin - soylu, diğerlerinden üstün.
    seden - uyanık, gözü açık.
    sedenç - gözü açık olan.
    seğmen - silahlı ve giyimli yiğit.
    selçuk - güzel konuşan.
    selda - bir söğüt cinsi.
    selen - müjde.
    selin - sürekli yeşil kalan bir orta asya bitkisi.
    senal - 1. cömert. 2. diğer insanlar tarafından beğenilen.
    senay - ay gibi parlayan.
    sencer - kale.
    serçe - bir kuş türü.
    seren - 1. türk mitolojisinde arslan han’ın oğlu. 2. bulunduğu yeri derleyip toplayan, düzene koyan.
    serenay - 1. türk mitolojisinde arslan han’ın oğlu. 2. bulunduğu yeri derleyip toplayan, düzene koyan güzel.
    sergen - 1. plato. yüksek düzlük. 2. raf.
    serin - 1. hoşgörülü. 2. hafifçe soğuk.
    sermin - güzel.
    serpil - büyüyüp güzelleşmiş.
    setenay - aslen satanay’dır. türk mitolojisinde güzelliğin ve bilgeliğin sembolüdür. babası güneş’tir ve annesi ay’dır. doğaüstü güçlere ve sihirlere sahiptir.
    seval - her şeyi sevgiyle yapan.
    sevgi - içten gelen yakınlık.
    sevil - başkalarınca beğenilen.
    sevim - muhabbet.
    sevinç - 1. somut anlamda mutluluk. 2. mitolojiye göre türklerin atası olan tatar han’ın 9 çocuğundan biri.
    sevtap - tapılacak kadar güzel kadın.
    seymen - silahlı ve giyimli yiğit.
    sezay - sezgisi yüksek.
    sezen - sezgisi yüksek.
    sezgi - sezme.
    sezgin - sezgisi yüksek.
    sezin - çevresinde olup bitenden haberdar olan.
    sırma - 1. altın yaldızlı. 2. türk mitolojisinde güzel kadın motifini simgeler. yanında kırk kızdan oluşan dilberleri vardır.
    sibel - türk mitolojisinde bereketi ve bolluğu simgeleyen bir tanrıça.
    simge - işaret, sembol.
    sincan - güzel kokulu bir bitki.
    sonalp - son doğan çocuklara takılan “son yiğit” anlamında bir ad.
    sonay - son doğan çocuklara takılan “son güzel” anlamında bir ad.
    soner - son doğan çocuklara takılan “son yiğit” anlamında bir ad.
    sonsuz - ebediyete kadar sürecek olan.
    söylem - belirli bir konudaki ifade, anlatım.
    söz - 1. bir düşünceyi anlatan ifade dizisi. 2. vaat.
    su - temel yaşam sıvısı.
    suna - 1. güzel. 2. bir yaban ördeği türü.
    sunay - yüreği ay gibi parlak olup iyiliğini herkese sunan.
    sungur - akdoğan.
    süslü - süslü.
    şanlı - tanınmış, ad sahibi kimse.
    şaylan - eski türklerdeki bayram kutlamaları, bayramlar.
    şen - neşeli.
    şenay - neşeli.
    şener - neşeli.
    şenol - her zaman neşeli olmayı başarabilen.
    şensoy - neşesi soyundan gelen.
    şeren - çevik.
    şeylan - eski türklerdeki bayram kutlamaları, bayramlar.
    şırıl - akarsu sesi.
    talay - türk, moğol ve altay mitolojisinde okyanus tanrısı.
    talu - 1. okyanus. 2. çok bilgili kimse.
    tan - günün ilk ışıkları ve bu zaman dilimi.
    tanal - şafak sökmeden önceki kızıllık.
    tanalp - sabah gibi huzurlu yiğit.
    taner - sabah gibi huzurlu yiğit.
    tanju - hun kağanılarının kullandığı unvan, tanhu.
    tansen - tan gibi huzur dolu.
    tantuğ - sabah olacağının ilk alametleri.
    tanyeli - sabahın ilk saatlerinde hafifçe esen rüzgar.
    tardu - armağan.
    targutay - türk, moğol ve iskit mitolojisinde ilk insan. âdem.
    tarkan - 1. saygın kişi. 2. eski türklerde bir soyluluk unvanı. 3.
    taşkın - coşkulu.
    taygun - torun.
    taykut - kutlu.
    tekin - 1. uygun, ahlaklı. 2. prens.
    teoman - kelimenin aslı tuman olup anlamı dumandır. tuman, birçok türk kağanının ve mete’nin babasının adıdır.
    timur - 1. demir. 2. büyük bir türk hükümdarı.
    tolga - savaşta takılan zırhlı başlık.
    tolgay - dolay, çevre, yaşanılan yer.
    tolun - türk ve altay mitolojisinde verimlilik tanrısı.
    tolunay - dolunay.
    tolunbay - dolunay gibi güzel.
    tomurcuk - filiz.
    toprak - 1. yer yüzeyindeki katı tabaka. 2. ülke.
    toralp - gururlu.
    torku - ipek.
    toygan - zengin, büyük mal ve mülke sahip.
    toygar - bir serçe türü.
    tuğçe - prenses. (aslı tuğça)
    tuğra - osmanlı hükümdarlarının hatla işlenmiş imzası.
    tuğrul - dumrul adı ile de bilinen yırtıcı bir kuş.
    tulpar - türk mitolojisinde yer alan kanatlı at figürü.
    tuman - 1. duman. 2. teoman kelimesinin aslı. ünlü türk hükümdarı.
    tuna - sanıldığı gibi tuna nehrinden gelmemektedir. tunga isminin batı türkçesindeki hâlidir. tunga>tuña>tuna bir kaplan türünün adıdır.
    tunahan - kaplan gibi güçlü sultan.
    tunay - 1. gecenin aydınlığı. 2. sukunet.
    tuncalp - değerli yiğit.
    tuncay - tunç gibi değerli insan.
    tunç - tunç madeni, bronz.
    tunga - 1. orta asya’da yaşayan bir kaplan türü. 2. iranlılarla uzun süre mücadele eden bir türk komutan. alper tunga.
    turalp - her zaman yiğit ve mert olan.
    turgay - bir serçe türü, toygar.
    turgutalp - osman gazi adına inegöl’ü fetheden osmanlı’nın kuruluşunda önemli bir rol oynayan türk beyi.
    turhan - türk ve altay mitolojisinde türklerin atası.
    turna - göçebe yaşayan bir kuş türü. türkler arasında kavuşmayı ve yolculuğu simgeler.
    tutkun - gönülden bağlanmış.
    tülay - rüya gibi güzel. (eski türkçe: tül “rüya, düş”)
    tülin - ayna.
    tümce - cümle.
    tümer - her yönüyle yiğit.
    tünay - ayın parıldadığı gece.
    türkay - ay gibi parlayan türk.
    türkeş - 1. türk mitolojisinde dib-cenkşü’nün oğlu. 2. batı göktürklerin adı.
    uğur - 1. şans getiren. 2. talih.
    ulaş - 1. türk mitolojisinde dib-yavku’nun veziridir. 2. amacına erişmiş.
    ulus - 1. millet. 2. uygur milleti ve bu türklerin kurduğu şehirler, uluş.
    umay - türk mitolojisinde doğum ve bereketin sembolü olan en önemli kutsal varlıktır. ubay olarak da bilinir.
    umut - olumlu manada beklenti.
    ural - feth eden, açan, fatih.
    uralp - feth eden, açan, fatih.
    uras - 1. talih. 2. türk ve sümer mitolojisinde şifalı nefes anlamına gelir. 3. nogay hanlığı’nı 1554’e kadar yöneten hükümdar.
    utku - zafer.
    uygar - görgülü, medeni.
    uyum - ahenk.
    ülgehan - adil hükümdar. ölçülü davranan yönetici.
    ülgen - türk ve altay mitolojisinde iyilik tanrısıdır.
    ülker - 1. türk mitolojisinde gök’ün ülker yıldızlarına bağlı olduğuna, ve ülker’in etrafında döndüğüne inanılır. 2. bir takımyıldız.
    ülkü - ulaşılmak istenilen hedef.
    ünal - meşhur.
    ünalp - herkes tarafından yiğitliği bilinen.
    ürperiş - merak uyandıran bir durum karşısında vücudun gösterdiği tepki.
    varol - uzun yaşayan.
    vural - hakkını savunan.
    yağın - yağmur.
    yağış - gökyüzünden düşen yağmur ve kar gibi su zerreleri.
    yağız - esmer.
    yağmur - 1. yağmur. 2. dokuzuncu nogay hükümdarının adı. (not: bu isim eski devirlerde bir erkek adı ike bugün kadın ismi olarak kullanılmaktadır.)
    yalçın - dik, sarp.
    yalım - ateş.
    yalın - 1. türk ve altay halk inancında kutsal merasim. yalın veya çalın da denir. özellikle yer ana ve yer iyesi için yapılan tören. 2. sade.
    yalvaç - elçi.
    yamaç - dağın zirvesi ve etekleri arasında kalan alan.
    yaman - kendisiyle mücadele edilmesi zor olan, güçlü, becerikli.
    yanal - nehrin akış yeri.
    yaprak - bitkilerin çoğunlukla yeşil olan solunum organı.
    yargı - hüküm. keskin karar.
    yasa - kanun, düzen.
    yaşam - hayat.
    yaşar - uzun yaşayan.
    yaşın - 1. türk ve altay mitolojisinde şimşeğin koruyucu ruhu. 2. şimşek.
    yavuz - 1. mert, cesur. 2. ilk osmanlı halifesi.
    yaz - 1. havanın sıcak olduğu mevsim. 2. türk ve altay mitolojisinde yaz tanrısı.
    yazla - türk mitolojisinde yaylanın koruyucu ruhudur. avul iyesi ile bağlantılı varlıktır.
    yeliz - ferah.
    yener - galip.
    yengi - zafer.
    yepkin - erguvan rengi.
    yeşim - yeşil ve pembe renkte değerli bir taş.
    yeter - 1. kendine yeterli, özgür. 2. genellikle son çocuklara takılır.
    yıldıray - ışık saçan ay.
    yıldırım - 1. hızlı. 2. meteorolojik akım boşalması. 3. 1360-1404 arasında osmanlı’yı yöneten padişah.
    yıldız - galaksilerindeki diğer cisimlerin etraflarında döndüğü parlak gök cisimleri.
    yılmaz - azimli, yılmadan amacı uğruna uğraş veren.
    yiğit - cesur.
    yiğithan - cesur hükümdar.
    yonca - yapraklarının uğur getirdiğine inanılan çayır bitkisi.
    yorum - bir konudaki kişisel görüş.
    yücel - âlim, çok bilgili.
    yüksel - çok güçlü, diğerlerinin üzerinde.
    zeren - anlayışlı.
  • çok okuduğunu iddia edip bevliye diye kız ismi önermek mi? bütün entry göz önüne alındığında pek ironiymiş gibi gelmedi ama umarım ironidir.

    türkçe karakter içermeyen türkçe isimler daha iyi bence. bizdeki arapça farsça isimlerin çoğunun bu dillerin anayurtlarinda kullanılmıyor oluşu da enteresan.
  • bir ara bunu soylediğim icin linç yemistim. arkadaslar turkçe dili ne kadar eski olsa da ne kadar kadim olsa da bizim şu an konustugumuz dilin türkçe ile alakası kalmamis değismiş başkalaşmis sağdan soldan dilimize giren yabanci kelimelerden dolayi asimile olup neyidüğü belirsiz bir lisan haline gelmiştir. bundan mütevellit çocuklarımıza türkçe isimler yerine genel olarak arapça isimler vermek zorunda kalıyoruz. bir kaç seneye kalmaz şu anda kullanılan gerçek türkçe isimler artık demode olacak hatta çocuklara yakistirilmayacak.
  • en az 1.460 tane olduğunu kanıtlı ispatlı huzurlarınıza sunarım efenim.

    hemen alıyoruz bir saatli maarif takvimi.

    bir yılda 365 gün var. her güne bir kadın, bir erkek ismi. 365 çarpı 2 oldu sana 730.

    erkeklerin isimlerinin sonuna can, kadınların isimlerinin sonuna da su ekliyoruz. 730 çarpı 2' den 1.460 isim kesin cepte.

    gerisini hayal gücünüze bırakıyorum.

    saygılar!
  • (bkz: zöhre)
    (bkz: göher) (bkz: güher)
    (bkz: aygün)
    (bkz: terlan)

    devamı

    not: başlığı açana da yazak. ybsg
  • oğlumun adı alptekin.
  • o zaman caner varken ercan ı seçmek insanın aklına başka isim mi yok dedirtiyor.
    berkay ayberk, aygün günay da var bu arada.
  • olmayan durumdur. 2 oğlumun isimleri de türkçe. zor olan şey o kadar seçenek içinden tercih yapabilmek.
hesabın var mı? giriş yap