• oğlu artık badboyluktan çıkmış baba tarafından bambaşka bi boyuta geçirilmek üzeredir
  • öncelikle, her ne kadar istemese bile mecburen kabullenmek durumunda kalacak babadır. çocuğun olm o senin atsan atamazsın satsan satamazsın. oğlanın yönelimi oysa yapılacak tek şey zor da olsa kabullenmek.

    kabullenemiyorsanız da yine de kabullenmeye çalışın. biraz modern family izleyin.

    bir de aklıma şu fıkrayı getirdi bu:

    --- spoiler ---

    babası oğlunu çağırıyor yanına,

    "oğlum, cinsellik hakkında bir şeyler öğrenmek için yaşın geldi."
    "gerek yok baba, ben zaten bugün ilk cinsel deneyimimi yaşadım."

    buna çok sevinen babası;
    "gerçekten mi oğlum? hadi otur da anlat."
    "baba oturamıyorum ki..."
    --- spoiler ---
  • ben bu meselenin bir baba için trajik bir sonuç doğuracağından haberim yoktu...
    ta ki böyle bir olay yaşayıncaya kadar...

    yaşadığım şehirde kendi çapında iyi bir ses sanatçısı arkadaşım vardı...
    elbette yerel olarak bir şöhreti vardı…
    sevdiği kızla evlenmişti...
    hoş bir birliktelikleri oldu...
    o ara ben de evlendim...
    bekarlıktaki o serseri-aylak görüşmelerimizin yerini "aile" ce görüşmeler yer aldı...
    o arada çocukları oldu.
    eşimle ben çocuğun cinsel kimliğindeki gelişimindeki sapmayı farkettik...
    elbette başkaları da farketmiştir..
    eşimle bu konuyu aramızda konuştuk, çocuklarındaki özel gelişimin arkadaşımla eşinin farkına varmış olduklarını, bizim gündeme getirmemize gerek olmadığına karar verdik...
    keşke konuşsaymışız...

    sonra ben işim gereği başka bir şehre göç etmek zorunda kaldım...
    aradan zaman geçti, çocuk ergenlik çağına geldi...
    bir gün telefonum çaldı...
    arayan eşiydi...
    kocasının durumu kabullenemediğini çocuğu zorla boks, futbol maçlarına götürdüğünü, zaman zaman hırpaladığını ağlayarak anlattı...
    ona acil psikolojik yardım alması gerektiğini söyledim...
    psikolog çocukta sorun olmadığını, babanın gelmesi gerektiğini söylemiş ama baba bunu reddetmiş...

    derken bir gün kapımız çalındı...
    baktım bunlar...
    çocuklarının bilkent konservatuarına kabul edildiğini sevinçle söylediler...
    düşünün bilkent ortaokul düzeyinde bir çocuğu özel olarak kabul ediyor...
    işte çocuğun tek kurtuluş yolu buydu...
    sevinç içindeydik...
    arkadaşım eşiyle birlikte o gece misafirim oldular ve gittiler...

    aradan çok fazla zaman geçmedi, çocuk okuldan kaçtı...
    baba daha çok dellendi...
    eşi telefonda ağlayarak çocuğuyla babası arasındaki çatışmalardan bıktığını, artık dayanamayacağını intihar edeceğini söyledi...
    onu yatıştırmaya çalıştım, zaman içinde her şeyin yoluna gireceğini söyledim, biraz sabret dedim...
    anne kendisini apartman boşluğundan atarak intihar etti.
    çocuk evden kaçtı...
    baba telefonlarıma çıkmaz oldu...

    aradan yıllar geçti...
    çocuk artık delikanlı olmuştu...
    bir magazin dergisinde onun ünlü biriyle "dost" hayatı yaşadığını okudum...
    baba bu arada yeni bir evlilik yaptı...
    ardından çocuğunun "fahişeliğe" başladığı haberleri geldi...

    baba bulunduğum şehirde trt' de kadrosunda görev aldı...
    buluşmalarımızda eski arkadaşlık sıcaklığımızı, yakınlığımızı bulamıyorduk artık...
    bana yeni evliliğinden doğan çocuklarının başarılarından söz ediyordu ama diğerinin konusu aramızda hiç geçmiyordu...
    sonunda bir gün baba kalp krizinden bu dünyadan göçtü gitti...
    o çocuk ne alemdedir, ne durumdadır bilmiyorum...
    bildiğim hala istanbul' da fahişe olarak yaşadığıdır...
  • çocuğuna unutamayacağı bir travma yaşatmaması gereken babadır.

    çocuk, hayatı boyunca o anı hatırlayacağı için en ufak bir olumsuzlukta yıllarca içinden çıkamayacağı bir psikolojik savaşa girip, özgüvenini ve kişiliğini kaybedecektir.
  • sıkıntı çekebilecek, gerekirse psikolojik destek almaktan çekinmemesi gereken babadır.

    olayın homofobi ile alakası yoktur. çocuğun babası homofobik olmasa dahi etkilenir. bu olaya ne kadar homofobik bir açıdan bakmasa dahi, kendi evladının bu ülkede yaşayacağı potansiyel sıkıntıları düşündükçe moralinin bozulmaması elde değildir.

    bir yandan da çocuğunun kendisi gibi olmasını her ebeveyn ister, kendi gibi çocuk sahibi olmasını, çocuğunun ailesinin genlerini taşımasını elbette ister. bu ne kadar medeni yaklaşırsak yaklaşalım insanın içgüdüsel bir isteğidir.

    bu durumda olan baba için şahsım adına söylenecek şeyler; olayı çabucak kabullenmesi ve evladına sevgi ile yaklaşması.

    her ne kadar gönlünüzden geçen bu olmasa da evladınız sonuçta, olayı çabuk kabullenin ki birtakım şeyleri direterek evladınızı kendinizden koparmayın. ona sevgiyle yaklaşın ki, 20 yıl sonra da şartlar ne olursa olsun o da sizin gözlerinizin içine sevgiyle bakıp "baba" diyebilsin.
  • bir erkek çocuğum var ve ne yalan söyleyeyim, ileride böyle bir itirafla gelirse üzülürüm, üzülürüm ama yine de oğlumdur, bağrıma basarım.

    ama büyüyünce kul hakkı yiyen, başkalarının namusuna yan gözle bakan, üç kuruş için eğilip bükülen bir tip olursa, esas o zaman benim için biter.

    çocuklarımızla ilgili, "eşcinsel olursa ne yaparım" kaygısından çok "ya iyi bir insan olmazsa" kaygısı gütsek keşke.
  • her şeye atıp tutan insanların empatiden ne kadar uzak olduğunu,burada da çok sayıda homofobik olduğunu kanıtlayan başlık.çok uzun yıllar geçse de insanı insan olarak göremeyeceğiz ve bu yüzden bir çok insanın hayatını zehir edeceğiz.
  • tek sorun ettiği; birilerinin oğlunu sikiyor olması.
    hadi sikilmeye indirgediniz bunu madem, kızını birilerinin sikiyor olması sorun değil yani. ya da oğlunun başka bir erkeği sikiyor olması da sorun değil.

    yeter ki kızı olsun, siksinler ya da oğlu olsun, birini bir şeyi siksin.
    bu kadar sizin hasta, çağ dışı bakış açınız.
hesabın var mı? giriş yap