• torun sevmek için katlanmak gereken şartsal pompa
  • kişisel olgunluğa erişmeden gerçekleşmesini doğru bulmadığım aktivite.

    karakteriniz tam değilse, karakter açısından "tam" bir birey yetiştiremezsiniz.

    tabii burada "tam" dan kasıt tartışılır, onu da açıklardım ama uzun yazılar bana göre değil sözlük.
  • yakın gelecekte evlensem bile hiç düşünmediğim, doğuranlarınkini sevip bir süre kendimi eyleyebileceğim aktivite.
  • henüz tatmadığımdır. bakalım ne zaman nasip olacak.
  • 2020 yılını gördükten sonra sanırım vazgeçtiğim şey. kendi geçliğim yandı bari yeni bir canlının hayatını batırmayayım bu ülke de dünyada
  • yasal yollardan olursa iyi olur dediğimiz, bir şekilde çoğalıma desteği olan doğa olayı.

    beyler öncelikle şunu belirteyim, cümle kurarak babalığı anlatabilme şansım, bir küçük iskender şiirinin türkçe'den, azerice'ye çevrilebilme başarsından daha düşük.

    çok iyi bir baba olduğumu düşünmüyorum, sanırım bu konuda annesi ile olan iletişimi bu açığımı fazlasıyla kapatıyordur ancak iyi bir arkadaşım ben, hepiniz çevrenizde iyi bir arkadaş istersiniz ya öyleyim ben.

    otorite kurmaya çalışmıyorum mesela, çünkü bilgi otoritedir aslında, uzayda kaplayabildiğiniz alan sadece az düşünenler üzerinde etkili olabilir. benimki gibi çok düşünen, kafasında soruları olan ve bazen de sorularının çözümünü, kendi algoritması sayesinde bir mantığa oturtan bir arkadaşınız varsa vezir olmak zorundasınız.

    mesela barda 2 bira içtiğim arkadaşımı da manipule edebiliyorum, bizim ufaklığı da. çünkü pazarlama önemlidir. iyi pazarlanmış bir brokoli 500gr lokum ızgaradan çok daha iyidir. emperyalizmi burada kullanmayacağız da, gidip orta doğu'da ülke mi işgal edeceğiz?

    hadi havalı bir cümle kur deseniz şunu diyebilirim.

    her sabah kalkıp saatli maarif takvimizden bir yaprak koparttığınız bir hayatınız var, çocuğunuz olduktan sonra günde üç yaprak koparttığınızı hissediyor ve buna biraz üzülüyorsunuz. belki de ben 30 lu yaşlarıma çocuklu girdim diye böyle düşünüyor olabilirim. çocuksuz ve aynı düşünen varsa bir yerlere yeşillendirsin.

    beyler!
    adam çok fena büyüyor, mesela gün gün büyüyor, hafta hafta büyüyor, ayakkabı numarası büyüyor, cümleleri büyüyor, elimi tut derken, elini omzunuza atıyor. o büyüyor ve siz takvime biraz kırgın, biraz da kızgınsınız.

    bazen yaşınızı sorarlar ya, geceleri saymazsak falan dersiniz. geceleri de saymak istiyorsunuz.

    dedim ya yukarıda küçük iskender falan.
    bu şiirin sonu gelmez.
    bu yaştan sonra ergen bloğu da açamıyoruz.

    iki cümle bıraktım şuraya, atmosferde kaybolmasın diye. idare edin...

    rastgele...
  • yüzbin kişi bunun nasıl bir duygu olduğunu anlatsa yaşamadan yine de nasıl bir duygu olduğunun gerçekten anlaşılamayacağını fark etmelik bir şeymiş bu gerçekten malesef.
    kendi içinden çıkan bir canın kafasını kaldırma basitliğinden başka insanlarla ilişki kurma karmaşıklığına her şeyi ilk kez yapılına şahid olmak zaten başlı başına inanılmaz bir deneyim.
    tavsiye edilip edilmeyecek bir şey değil kesinlikle.
  • ufak bir kaza geçirdi bugün canımın parçası minik can. ufak ve fakat ciddi. daha kötü olmaması şans. şükrediyorum.
    apar topar ilk bulduğum çanta ile yola çıktık. üstümde sadece bikini. elimi açık yarasına bastırdım. beni kan tutar. böyle yerde damlaları gördüm. dünyam şöyle hızlıca bir döndü. sonra eline baktım aman yarabbi.. kırmızı. tüm gün gözümü kapattıkça aynı sahne döndü durdu. yapamam bakamam ama baktım ki göreyim durumu ne yarasının ağzı ne tarafta. bir ben varım o an onun için. ben her şeyim. dev olmalıyım kocaman olmalıyım. superman olmalıyım. baktım o kan gölüne bastırdım elimi. bastırdım açılmasın yapışsın kanamasın. ilk yardım eğitimlerinden kalıntılar.. babama dedim hadi. arabaya. dikiş gerekiyor dedim. diyebildim.. bir çanta telefon falan yok ya gördüğüm ilk çantayı aldım. saniyeler içerisinde.. ufacık elini tuttum.. bastırdım.. kıyamam dokunmaya.. yarasına bastırdım o iyi olsun diye kendimi aştım. kendimi aştım her gün geleceğinin haberini aldığımdan bu yana her gün aştım kendimi. ekledim kendime yenilendim..
    sağlık ocağı yetmedi.. izmir'e uçtuk.. dedesinin kaderi yazlık mekanda hep torunlara ambulans şoförlüğü yapmakmış. sırayla.. onun da ödediği bedel bu mu acaba bu dünyada? kaç defa ne kazalar ne hastalıklar için uçurdu bizi o.. her seferinde sakin olması emri verilen kişi o.
    anneannesine yerdeki kan damlalarını temizlemek kaldı.
    hemen bir spanç yaptılar kanama durdu. eli yukarıda. parmaklarım kolunda. ona komik olmaya çalışıyorum. şarkı söylüyorum. ninni hüzünlü geliyor. dudağını büküyor büküyor... için için içleniyor. mini mini bir kuş diyorum.. yetmiyor.. hadi diyorum uyu nolur uyu..
    elini elime aldığım kucakladığım anda kırgın bir ses tonuyla ilk dediği söz "ben denize de giremeyeceğim şimdi..." öğleden sonra zıplayacaktık çünkü dalgalarla... iyi bir çocuk olup öğle güneşinde dikmemişti bizi kenara.. şirinler yerine doktor hemşire gördü bol bol..
    babası diyor ki o senden daha sakin.
    benin aklımdan her saniye neler geçiyor. iz kalır mı? dan elini kullanması ne kadar etkilenir? e.. denize de giremeyecek şimdi yavrum benim.... o en önemlisi...
    kuruyan kanın kokusu... metanetli ol! annesin sen!!!
    senin ondan daha çok korkmaya hakkın yok! dikiş atılırken gözlerimi tutamadım daha fazla... ırmak oldu sel oldu onunla beraber göz yaşlarımız...
    akşam oldu kimsenin sesi çıkmıyor. yemek bile yiyemedik. bir uzansam sonrasında kazıyacaklar beni. mümkün mü? zıplayan elinin sargısıyla bir şeyler tutmaya çalışan sanki olayın baş kahramanı o değilmiş gibi enerjik birisi var. gözümü ayıramıyorum. hadi bugun düşmesin yarası oynamasın derdindeyim. onun öyle bir endişesi yok. o dünkü gibi bu saatlerde sitenin açık alanında müziksiz dans etmek istiyor. sen ise bayılmak.
    sadece bir cam kesiği. minicik elinde. insana hayatı sorgulatıyor. insan o an daha zor durumda olan çocukları düşünüyor. tüm annelerin acısına ortak oluyor dua ediyor tanımadıkları küçük canlara.
    nasıl onun kadar bile sakin olayım? kafamda kirlenmiş dünyanın izleri her gün daha derinde yer etmiş.
    neyse ki onun gözünün içi muzip muzip parlamak için fırsat bulabiliyor. gül çocuk. sen çok yaşa he mi. ama iyi olsun o çoklar.. nefessin sen. her şeysin.
  • asla gerçekleşmeyen hadisedir. hiçbir ölümlü bir çocuğa sahip veya malik olamaz.
  • bir insanın hayatında alabileceği en güzel ve en önemli sorumluluktur.

    bu ülkede, çocuk sahibi olmak için ehliyet gerekiyor. her çocuk isteyen ya da çocuk yapmak için yapmak isteyenler çocuk sahibi olmamalı. istemek ve yapmak yetmez. ilgilenilmeyen ve sevgi göremeyen bir çocuk büyüdükçe eksik bir birey olacaktır.

    bir çocuğa sevgiyle bir hayat sunabilecek, yetebilecek ve sorumluluğunu alabilecek insanlar çocuk sahibi olmalıdır.
hesabın var mı? giriş yap