• bisikletinin arka (bkz: sele) sinde mevsim meyvesi olurdu, tek kalem. hiç şaşmadı.
    bize yaşattığın o güzel günler için teşekkür ederim babam.
  • (bkz: halley)
    o günlerin ve bu ürünün anlamını en iyi ben bilirim.
  • çikolata. o çikolatayı yastığın altına saklayıp kardeşimle bana sorardı hangisinin altında diye. daha sonra yastığın altına değil de cebine saklamaya başladı. biz uyanık olduğumuz için bu numarayı yemezdik.artık hiçbir çikolata o çikolataların tadını vermiyor. teşekkürler babacım.
  • güleryüz
  • 1.si (bkz: çiğköfte)

    2.si de babam eve geldiğinde bize salonun ortasında durmamızı söyleyip, kardeşimle gözlerimizi kapatmamızı isterdi ve gözlerimizi açmamız gerektiğini söylediğinde bir sürü elbise görürdük. yeni gelen cicilerimiz bizi mutlu ediyordu.
  • vapurda isportacilar tarafindan satilan her turlu alet edevat.
  • her gün 17.15 gibi servisten inerken koşardım yanına. aynı kıyafeti giyen bir sürü insan arasından babamın yanına babişkoo diye bağırarak koşup ceplerine vururdum. babamın işten çıkarken aldığı çikolatayı gömerdim eve giderken. yaşım büyüdükçe eve gelmeye başladı çikolata. şu an bile yan yana olalım babam hâlâ çikolata ile gelir dışarıdan. ben kazık kadar insan oldum ama babam bazen telefonu babişkosunun fıstığı/ kızı/miniği şeklinde açar. gece gece eskilere götürdünüz swh
  • eşantiyonlar

    küçk çaplı bi dükkanımız vardı. aslen fast food satsak da o dönemler alkol ve sigara ruhsatımızın da olması sebebiyle her türlü alkol ve sigara satışı da yapıyorduk. yaşı tutanlar dükkanın tipini az buçuk anlamıştır zaten. bu alkolcüler sigaracılar ara ara eşantiyon şeyler bırakırlardı dükkana biz mal aldıkça. babam genelde bunları çalışan elemanlarına dağıtır bazen de bize getirirdi. ona göre bizim ihtiyacımız olmayan şeylerdi bunlar. hiç unutmam bi gün marlboro 'nun el kadar yanlarında 2 hoporlörü olan küçük bi radyosunu getirmişti. hala saklarım. bi de ilk walkman 'ım sanıyorum doritos un eşantiyonu olan kulaklıklı bir radyoydu. bi de tabi coca cola'nın kutup ayısı... hatta algida max' in kartları vardı, max dondurma çubuğu karşılığı alınırdı bunlar, babam dondurma karşılığı kartlarını almayan kişilerden kalan kartları bana getirirdi. tuborg'un bardaklarını eşşek kadar olmama rağmen hala aile evinde gördükçe o günleri hatırlarım.

    not olarak, eczacı ve doktor tayfasının da enfes eşantiyonları olurdu ama alkol ve sigara markalarının eşantiyonlarını tek geçerim.

    edit: kırmızı malboro bel çantası aman yarabbim aile evini kurcasam illa çıkar bi yerden bu meret
  • futbol topu.
  • red bull :) o zamanlar cam şişedeydi
hesabın var mı? giriş yap