• balkonun demirlerine asılı brandanın arkasına saklanıp gelen geçene "beygir eşek öküz düve" ve bilimum hakaret ile atıfta bulunmak akabinde yoldan geçenlerin şikayete gelmesi ve babanneden sopa yenmesi.
    edit:imla
  • köpeğinin sırtına binip kafanı duvara çarpmak,sonucunda başının kanaması...köpeği bundan sorumlu tutup kuyruğuna ağırlık bağlamak:p
  • 7-8 yaslarinda, eve misafirlige gelen ailenin kiz cocugunu, yemek yerken ses cikariyor diye dövmek...hala en kizdigim seydir...
  • 8 yaşındayken abuklukta sınır tanımadan sergilediğim eylem.
    hayatımda ilk kez ankaraya gitmişim, semt bahçelievler, misafiri olduğum halam benden bakkala gitmemi ister ve sıralar: 1 kilo peynir, 10 yumurta, 3 ekmek, 1 camel, 1 de porçöz. hepsine eyvallah diyen ben porçözün ne menem bişi olduğunu çözemediğimden o nedir diye sormuşumdur, söze giren annemin de olm nasıl bilmezsin sen porçözü demesiyle artık bilmeme şansım kalmamış, hıı porçöz mü diyip yola çıkmışımdır. bakkala girdiğimde aslında bakkal sahibi değil de bir süreliğine patronun yerine bakan herhangi biri olduğunu sonradan öğrendiğim bir adam gördüm. listeyi sıraladım, adam hepsini tezgaha koyarken o da porçözde takıldı. bilmiyordu ne olduğunu, bilmediği gibi saçmasapan şeyler sıralıyordu, zeytin demişlerdir diyo ben cık diyorum, domates demişlerdir diyor ben yine cık diyorum, adam böyle saçmasapan marketteki 5-6 şeyi saydı, her saydığından sonra daha da sinirleniyordu. en sonunda buldum bu porçöz sosisin bir türü sosistir o demiştir adam, ben de hah o işte sazanlamışımdır. şerefsiz kendinden o kadar emindi ki sallamış olacağını 8 yaş çocukluğuyla hiç düşünmemiştim. eve gidince halam torbayı boşaltırken porçöz yerine sosisi görünce önce afallamıştı, sonra bana bu nedir diye sormuştu. ben porçöz demeye de sosis demeye de utanmış kıpkırmızı kalmıştım. annem de ahh benim canım oğlum ankaraya gelince porçöz sosis mi oldu diye takılırken hala bombayı patlatıp bana neden hiç sosis almadıklarını sormuştu anneme, tabi kasti olarak sinirlendirmek için. o günkü ıstırabım sonsuzdu ancak; porçöz ne lan!!
  • eve hediye olarak gelen (gerçi bir insan hediye olarak neden böle bişi getirir onu da anlamış değilim ama) termometreyi gizli bir köşede çakmakla altından tutuşturmak suretiyle patlatıp sonra suyunu bulduğum yastık kılıfıyla silip daha sonrada o kılıfları aynı çakmakla yakıp ortadan kaldıran ben bunların hepsini yaparken yakalanmayıp ,bunun üstüne termometreyi susuz bir şekilde bulan anneme kesin kerdeşim yapmıştır geçende elinde gördüydüm diyip büyük bir kalleşlik ettiştim. bu ne abukluktr yauv..
  • kendinden küçük kuzeninin kafasını tabureye sıkıştırdıktan sonra kaçmak.

    yine kuzeninle tahtalarla tüfek oyunu oynarken "ben bazuka atcam" diyerek zorla kaldırılan odunu kuzenin kafasına atmak suretiyle kafasını yarıp, kanatıp olaydan habersiz anneye kaçmak...
  • yedi sekiz yaşlarındayken o zamanlar bıçkın bir ergen olan halamın oğlunun dandirik teybinden tekrar tekrar ibrahim tatlıses'in seni yakacaklar şarkısını dinleyip hüzünlenirdim, gözlerime yaşlar dolardı. " seni yakacaklar benim yerime, seni tanrı bile affetmeyecek". kimi yakacaklar ulan, kimi affetmeyecekler? oyuncak tavşanını mı? daha adam gibi kıçımı yıkayamıyordum o yaşta afedersiniz, bu ne hüzün, bu ne melankoli?
  • bir yaz günü klima altında mideyi üşüttükten sonra efes 50cl şişe bira içerken yarısına gelmeden bahçe hortumu edasıyla geri çıkartmak. (sonradan aklım başıma gelmişti de sıcak bir çorba içmiştim)

    yenilen bir bok (büyük ihtimalle midye) yüzünden dizanteri olup 1,5gün hiç bir şey yiyememek, akabinde ağza alınan bir lokma ekmeği iki saat geveledikten sonra yutup 30saniye sonra geri çıkarmak. (normal insanlar gibi doktora gittim)

    çocukken hastalanıp anne-baba arasında yatarken "kusucam" demek, peşinden baba elinden tutmuş banyoya yetiştirmeye çalışırken şaplı beton olan banyo girişinde istifra edip üstüne basmak ve şapa lap diye oturmak, oturduğun yerde "ühüü" nidaları ile kusmaya devam etmek. (evet kusmuğun üstüne düştüm)
  • inşaatlara gidip oyun oynamak,oynarken inşaat demirlerini tutup bırakmak,ve onların titreyişiyle eğlenmekve titreyen demirlerden birinin bacagınıza vurması,bacagınızın morarması şişmesi ve sonunda ameliyat olmak zorunda kalmanız,bu abukluklara dramatik bir örnektir.
  • yeni alınmış olan japon balıklarıyla bağ kurma durumu ki olaylar kademe kademe gelişmiştir.
    1-balık nasıl nefes alıo o keşfedilir.
    2-balık akvaryumun camına dokunduğumda neden kaçıo.
    3-balığı kendi elimle beslemeye çalışmak.
    4-beslemeye çalışırken zorlamak(akvaryuma el sokmak)
    5.balığın sudayken ne kadar kaygan olduunu kavramak.
    6-bu balığa iice ısınıp balığı "öpmek" ????
    bu son kademeyi hergün yapınca balık ölüyo. (dier balık hikayeleri coming soon)
hesabın var mı? giriş yap