• cocuk akliyla yapilmis, kucuk paralar kazandirmis ya da kaybettirmis kucuk is girisimleridir bunlar. simit satmak bunlardan biridir. karli isti cocuklugumda simit satmak. 20 simit satarak gunumuzun 8-10 lirasini kazandigimi hatirliyorum bir gunde. ogleden sonra kazandigim parayi leblebi tozuna be gazoza dayardim. guzeldi. simdi cocuklarimda olan ipadim, ipodum, iphonum yoktu. mutluydum.

    (bkz: simit satmak/@semsipasapasajindasesibuzusmeyen)

    bir de asagidaki var. liseliler bilmez. cocukluk donemimin kumarimsi efsane bir diger is girisimidir.

    (bkz: şans talih kader kısmet /@semsipasapasajindasesibuzusmeyen)
  • okulda en iyi arkadaşım ali'yi müdürün tüm okul önünde dövmesi sonucu öğrendiğim müthiş girişim hikayemiz vardır. olayın baş kahramanı yakın arkadaşım ali.

    o zamanlar taso oynardık biz çocuklar. balbazar benim favorimdi. bu arkadaşım ali de kumarhane açmış meğerse okulun arka diplerde biryerde. vergi yok birşey yok yer mi müdür?

    biz taso ile oynarken bu ali olacak herif bozuk paralarla taso oynamaya başlamış, çete genişlemiş bayağı. bildiğin 250 bin tl mi vardı ne metal para o zamanlar tam hatırlamıyorum onunla oynuyorlar. atatürk'ü üst tarafa koyuyorlar taso gibi başka para ile çevirmeye çalışıyorlar. paralar aynı değerde olmalı, yoksa geçersiz oluyor. çeviren kazanıyor. bizim ali alt sınıflar başta olmak üzere soygun yapıyormuş. şikayet etmiş veledin biri. sonu hüsran olsada kısa süreli iyi bir girişim.
  • haşlanmış nohut satmak.
  • benim bu tarz girişimlerim pek olmadı. insanların ilgisinden bunalmış, pek dışarıda oynamayı sevmeyen, evde takılan bir çocuktum. kardeşim ise benim tam aksime, konuşkan, sıcak, insanlarla diyaloğu hep iyi, akrabaların ve komşuların favori veleti olmuştur. (bkz: küçüğü cana yakın da büyüğü biraz şey) ney ??

    çocukluktan itibaren ben daha çok biriktirmeye hevesli biriyken o elinde ne varsa savıp savmaya meraklı bir kişiliğe sahip oldu.

    90'lı ve 2000'li yılların başına kadar, varoş mahallelerde bir demirci furyası vardı. işte istanbul'un bu varoş semtlerinden birinde sokaktan bir demirci geçerken bizim esnaf ruhlu birader krizi fırsata çevirmek ister. dondurma vs. için paraya sıkışmış olacak ki, mutfaktaki düdüklü tencere dahil bir sürü kapkacağı almış ve merdivenlerden aşağı hızlıca inmeye başlamış bizim velet, tencereler üzerinde demirciyle pazarlık aşamasındayken annem tarafından yakalanmış.

    annem ne yapıyorsun oğlum sen diye izah etmeye çalısırken, kendi yaptığından gayet emin bir şekilde, anne bunları satıp para alacağım diyerek durumu kotarmaya çalışmış. hala hatırlar geyiğini çeviririz.
  • çok küçükkendi, yazlık sitede asetat kalemiyle millete dövme yapmaya çalışmaktı. o zamanın parasıyla 500.000 alıyordum dövme başına. sonra da kazandığım parayla dondurma alıyordum. çizimlerin nasıl kötü olduğunu söylememe gerek yok sanırım *

    edit: imla
  • evdeki tencerelerin kapaklarını, daha geç fark edileceğini düşündüğüm için, hurdacıya satıp iğde alırdım .
    paylaşılan yiyecekleri yavaş yiyip bende kalanları azar azar ortama satardım.
    saç taramak , bakkala gitmek , su getirmek , yastık değiştimek gibi bilimum tüm işleri ufak paralar karşılığı yapardım.
    kıyafetlerimi kardeşime kiralardım.
    biraz büyüyünce ütüye başladım. ütü yapmayı çok severim.
    okul dönemlerinde ne boklar yediğimi anlatamicam.
    iyi paralar kazandım şahsen
  • ipe boncuk dizip satamayınca kendim takardım. inanmakta güzeldi vesselam.
  • sene 1994 tam 9 yaşındayım alper diye bir arkadaşım var oğlan çocukları ile pek anlaşamaz çevresinde hep kızlar olurdu sınıftaki kankalarımın aksine ben severdim alperi işte onunla birlikte beraber mizah dergisi çıkarmıştık anlaşmamızda içeriği o oluşturacak satışı ben yapacaktım.o yaşta bile enteldi o hem çizim yapıyor hem de yazı yazabiliyordu süper olacaktı işler.tam bir hafta içinde bana ilk sayıyı verdi bana dedim alper bu kalın olmamış mı (40 sayfalık iş çıkarmış komikli komikli çizimler falan ama çizdiği herkes çöp adam kıvamında), hayır dedi dedim bu yavşak maden lan maden çok para kazancaz.neyse gittim fotokopici mustafa abide fotokopi çektirdim 5 tane kopyaya param yetmişti bu piçin 40 sayfalık işi yüzünden.dedim önemli değil bunları satarız kazancımızla daha çok çektiririz. aldım gıcır gıcır beyaz a4 e basılmış ilk sayılarımizı gittim sınıfa bak dedim alper dergimiz. cok gururlu bir andı lan yemin ediyorum gözlerim dolmuştu.hemen ilk satışımı yaptım,sınıfın zengin bebelerinden birine ardından sınıfın ortasında kopyalar bagırıyorum "komik dergi komik ister misin çok iyi arkadakiler en komik"hiç ummadığım bir anda arkamda ,okulun en orospu çocuğu ve en beleşçi hocası olan ibnetor bitiverdi bunlar ne çocuklar dedi dedim hocam bunları biz yaptık .o yaştayken heriften ufaktan da olsa bir aferim bekliyorum ama bu ibne ne yaptı biliyor musunuz ver bir tanesini deyip aldı lan eline gitti, öylece bakakaldım diyemedim ki bunlar paralı öğretmenim ,yemedi lan.iste o anda otoriteyle olan kavgamı da 9 yaşındayken kaybetmiştim hala kendime gelemedim. sonra ortağımdan bir tepki beklerken geldi elimdeki kalan 3 sayıya baktı lvssr ben bi tanesini burçine vericem dedi aldı elimden gitti göt. içimde deli fırtınalar kopuyor nasıl bir sinir anlatamam size koştum ibnenin arkasından dedim dagitiyorum lan bunları satmayalım 2 taneyi satsak ne olacak ki dedim kankalarıma dağıttım sırf ibne alper morarsın diye. ilk satışımdan kazandığım paranın yarısını istedi benden dedim sıktır git. gitti o da kendine başka ortak buldu,hem çok kopya yaptılar dergilerine kıskandım bok attım dergilerine sınıftakilere bunlar komik değil dedim aldırmadım lan kimseye.o girişim de başarısız oldu.
    kıssadan hisse, ortak olacağınız adam sizinle aynı vizyonda olsun, ve entellerle ticaret yapmayın.
  • 1980 li yılların ortalarında o zamanlar çok moda olan teksas, tommiks çizgi roman kitaplarını kiralık okutur, bazılarını da satardım. ne günlerdi şimdi yok öyle çizgi roman sevgisi...
  • kardesimle birlikte en sevdigim oyuncak arabalari ve evdeki diger oyuncaklari buyukada'da evin hemen onundeki kaldirima dizerek satma basarisidir efendim.
hesabın var mı? giriş yap