• şimşek çaktığında allah fotoğrafımızı çektiğimi sanırdım hep babama anlattığımda gülmüştü bana.
  • okumayı öğrendiğim ilk aylarda lefkoşa'daki bazı araçların üzerindeki 'un'yazısını anlamlandıramaz, hiç kimseye garip gelmemesi tuhafıma gider, bu kadar bilindik bir şeyi sormaya ise utanırdım. arabada olan yabancı askerlerin un taşıyan bir araçta ne işi olduğunu ve un torbaları niye yok onu da çözemezdim. sonradan'un' yazan araçların birleşmiş milletler askerlerine ait olduğunu öğrendim. 'un' harflerini çözmem ise zaman alacaktı. ingilizce öğrenip 'evreka' coşkusunu yaşamama neden olan bir tercümedir 'united nations' benim için.
  • kar yağınca tanrının buzdolabının bozulduğunu sanırdım (bkz: kar yapan buzdolaplari)
  • yarabandını yarayı iyileştiren bi aparat sanıyordum. merhem gibi bir şey yani. yarayı dış etkenlerden koruduğunu çok sonra öğrendim.
  • hiç büyümeyeceğim sanardım ama büyüdük işte ve devam ediyoruz
  • küçük, her tuşuna bastığımızda çeşit çeşit eğlenceli müzikler çalan telefona bir elektrik kablosu bağlarsam, bu telefonun gerçek bir telefona dönüşeceğini sanırdım. yani mantığıma göre oyuncak telefonu gerçek telefondan ayıran tek şey, basit bir elektrik kablosuydu. benim elimde de bir oyuncak telefon, evdeki radyonun da fişe takılan bir kablosu vardı. yani küçük mucit için her şey hazırdı.

    evimizde o günlerde henüz telefon olmadığından, telefonuma bir kablo bağlamak suretiyle evimizin bir telefonu olmasını sağlayacak, annemin de babamın iş yerini rahat rahat aramasına yardımcı olacaktım. bu fikrimi birkaç gün düşündüm ve evde kimsenin olmadığı bir anda uygulamaya karar verdim.

    radyonun kablosunu çıkardım. bir müddet düşündükten sonra, kablonun radyoya takılan ucunu, telefonun pil kapağının içine koydum. ancak yanlış giden bir şeyler vardı. kapak kapanmıyordu evet.

    kapağı kapatabilmek için kabloyu bir hayli örseledim. hatta daha açık olmak gerekirse biraz da ısırdım. yetmedi, radyoya takılan girişini de koparttım. sonuçta gerçek bir telefonumuz olacaktı değil mi. epey uğraştıktan sonra kapağın az da olsa yerine oturmasını sağladım. artık son noktaya gelmiştik. kablonun ucunu prize takıp telefonun gerçek telefona dönüşümüne şahit olacaktım...

    olmadı tabii. küçük bir ses duyunca hemen kabloyu prizden çektim. annem geldiğinde ellerimin simsiyah olduğunu söylemişti. sigortaları da attırmışım.

    ne diyelim, denemiş olduk en azından. denemeden nereden bilebilirdim ki?
  • karıncaları öldürünce annesi veya babası da beni öldürecek sanırdım.
  • büyüyünce geçer herşey ve mutlu olurum!
  • dersleri ,öğretmenlerin aklındakileri okuyarak yapacağımızı sanırdım.
  • ben eve gidince hayat durur herkes benim icin var sanirdim. bkz(bkz: narsizime giris)
hesabın var mı? giriş yap