• almanya'da hitler'le,türkiye'de demokrat parti'yle tecrübe edinilmiş hadise.anayasal yargıdan yoksun,çoğunluğun yaptığı meşrudur düsturuyla işleyen,tanrı kimsenin başına vermesin dedirten demokrasi biçimi.
  • öteki ismi mutlak demokrasidir. bu düşünceye göre çoğunluğun yönetme hakkı mutlaktır ve sınırlandırılamaz, önemli dezavantajlarından biri ise azınlıkların düşüncelerinin sonradan çoğunluk haline gelmesinin engellenmesi, yani bir toplumdaki belli bir dönemdeki çoğunluğun iradesinin o topluluğa sürekli olarak egemen olması tehlikesidir. ayrıca bu tipte bir demokrasinin fikirlerin özgürce tartışılıp en doğrusunun seçilebileceği "demokratik" bir karar alma platformu yaratabilmesi de pek mümkün değildir.
  • rousseau'ya göre genel irade toplum çıkarlarına aykırı karar veremez. genel irade yanılmaz. yani herhangi bir konuda mugayir oy kullanmış, muhalif davranmış olanların yanıldıkları ve bu nedenle çoğunluğun içinde eritilmeleri gerektiği kabul edilir. rousseau doğrudan demokrasiyi savunmasına rağmen, bu görüşü onu çoğunlukçu modele yaklaştırmaktadır. çoğunlukçu demokrasi, çoğulcu demokrasinin karşıtıdır. zira çoğulcu demokraside mugayir oylar çoğunluğun içinde asla eritilmez.
  • kanımca sonuçlarından birini bugün gördüğümüz, çoğunluk mutlak şekilde haklı olduğunu varsayan demokrasi.

    (bkz: 29 kasım 2009 isviçre minare referandumu)
  • parlementoda sahip olunan çoğunluk ile iktidarın kendini her şeyi yapmaya kadir görmesi şekliyle açıklanabilir. türkiye gibi ülkelerdeki mevcut parlementer sistemdeki aksaklıklara bağlı olarak, bu düsturu şiar belleyen kimi simalar iyice psikopata bağlayıp anayasa mahkemesini kaldırmakla da kamuoyunu tehdit edebilir. anayasa hareketlerinin ve hukuk devleti olma uğraşlarının tarihsel geçmişine bakıldığında, ülkemizde 200 yılı aşkın bir mazisi olmasına rağmen (1808 sened-i ittifak), demokratikleşme ve anayasallaşma kavramının yeterli düzeyde içselleşememiş olduğundan ötürü gelen ağa, giden paşalar tekmili birden birçok kavramı kendilerine yontmuşladır. cumhuriyet tarihinde en bariz örnekleri demokrat parti ve akp döneminde yaşanmıştır, yaşanmaktadır.
  • her ne kadar kendi metninde inkar edilse de 1982 anayasasının ve dahi ülkemizde şu anda yaşayan sistemin içinde bulunduğu durumdur.
    1982 anayasası çoğunlukçu olduğunu kabul etmemektedir fakat en basitinden tbmm'ye girmek için seçimlerde %10 barajı getirmektedir. bu da yaklaşık kırk milyon kayıtlı seçmen olduğu düşünülürse, bir partinin meclise en az bir milletvekili sokması için bile, en az dört milyon oy alması gerektiği anlamına gelmektedir.

    sonuç...?

    sonuç, üç milyon dokuzyüz doksan dokuz bin dokuz yüz doksan dokuz oy alan "azınlık" ların meclise girememesi.

    alın size, su katılmamış çoğunlukçuluk. hem zaten 1982 anayasasının her doğru dediğine inanırsak... ohoooooo....
  • yüzlerce maden işçisinin ölümüne sebep olmuştur. allahtan çok tayyipten korkan şeref yoksunu vekillerin sırf muhalefetin önergesi diye önemli meseleleri reddetmesi, görüşmeye açmaması açık ve net küstahlıktır.

    biz çoğunluğuz, mecliste biz ne istersek o konuşulur zihniyeti sürdüğü takdirde, bugün birileri yarın bir başkaları ölmeye devam edecekler. ve çoğunluk istemedikçe hiç bir yanlış düzelmeyecek.

    demokrasiymiş. sikeyim böyle demokrasiyi.
  • devletin halkın çoğunluğunun iradesine göre yönetildiği ve çoğunluğun kararının her şeyin üstünde tutulduğu demokrasi anlayışıdır.
hesabın var mı? giriş yap