• düşük bütçesine rağmen başarılı ancak beni heyecanlandıramamış bir filmdir.

    bir film, bilimden kesitler sunuyorsa benim için tadından yenmiyor. bir schrödinger'in kedisi, bir quantum fiziği dediğinde mutlak bir merak uyandırıyor. ama bir filmin bilim kurgu olması için bilim terminolojisinden kesitler sunmak da yetmiyor.

    triangle'ı da izlemiş fazla beğenmemiştim ama hakkını vermek gerek basit gibi görünse de bu kesinlikle daha iyi bir kurguya sahip.

    ve çok zor bir konu olduğu için daha iyi nasıl çekilebilir bilmiyorum.

    insanın o durumda olsam ne yapardım diye düşünmesi kaçınılmaz ama niye herkes kendini öldürmeye çalışıyor. niye mutlaka karşılaşmak zorundalar. bambaşka bir senaryoda, çok küçük detaylarla işlenemez mi paralel evren konusu. olaya gerilim katmaya çalışınca sanki aynı sahneyi defalarca izlemekten öteye geçmiyor. ama o kadar da bok atmayalım canım, ilginiz varsa sıkılmadan izleyebileceğiniz bir film nihayetinde. sadece sonra sorular sorular...
  • primer ya da los cronocrimenes gibi filmlerle kıyaslanması bile yanlış olan film. evet, düşük bütçeli bilim kurgu seviyorum diyen herkes izlemeli ama başyapıt kesinlikle değil. oyunculukları da çok beğenmedim ama asıl beni rahatsız eden konu kalabalıktı. tek mekanda geçen bir film için fazla karakter ve fazla gereksiz konuşma vardı. son olarak da bu tarz filmlerde gerilim öğeleri teenager korku filmlerindeki gibi verilmez genelde, olayın kendisinin seyirciyi germesi gerekir, bu da filmin en olmamış tarafıydı bana kalırsa.
  • son donemde beni en heyecanlandiran film oldu.

    sozlukte hakkinda girilen entry sayisindan anliyoruz ki pek az kisi izlemis. ancak cok sey kaybediyorsunuz diyebilirim. boyle bir butceyle, bu kadar sarpa sarmaya musait bir konu ancak bu kadar guzel islenebilirdi. lost zamaninda yasadigim hisleri hatirlatti bana bu film. her bolumden sonra "o ne alaka ya, nasil ya??? oha o oyleyse o zaman oburu nasil?" gibisinden beyin jimnastiklerine itti yine.

    eger 90 dakikayi 6ya bolup dizi olarak yayinlasalardi, her bolum arasinda bir suru teori uretilir, insanlara ayni lost gibi dakikalari saydirirlardi sonraki bolum icin.

    --- spoiler ---

    ha olmamis seyler var miydi? kesinlikle. birden fazla noktada zorlama konu gecisleri canimi sikti, "kitap var mi ya" "aa vardi garajda bir tane" falan, zorlama ve mantiksizdi biraz. kim oyle bir durumda bir kitabin yardimci olabilecegini dusunur ki? neyse efendim, spoiler'a girmeyeyim.

    sonunun da biraz havada birakilacagi kesindi zaten, ayni lost gibi, bunu da 100% olarak baglayamazsin. bu yuzden yine olabilecek en basarili sekilde bitti diyebilirim.
    --- spoiler ---

    9 puan vermek icin girdim imdb sayfasina, son anda elim gitmedi, 8'de kaldi puani. ama kesinlikle etrafimdaki insanlara onerecegim bir film. james ward byrkit'in de yonetmen koltugundaki ilk filmi yanilmiyorsam, artik dikkatle takipteyiz kendisini.
  • gayet iyi ve sürükleyici bir film. paralel evrenleri basit bir akşam yemeği aracılığıyla anlatmak için süpersonik kurgulara gerek yok diye düşünüyorum.

    --- spoiler ---
    --- hatta final spoiler----

    demek ki herkes sabahı beklese ve cep telefonlarıyla arama yapsa belki birbirlerine ulaşabileceklerdi. filmin son sahnesinde adamın gerçek eşinin araması bir şekilde doğru kişilere ulaşılabileceğini gösteriyor.
    --- spoiler ---
  • başta gerilim türü havası verse de alakası olmayan tam anlamıyla underrated film.

    kısa süresi beyin fırtınası için listeye atılmalı.
  • bütçesine ve tek mekan kullanılan bi filme göre baya üst düzey olan film. film kendini izletiyor zaten. bi süre karakterleri tanımaya çalışıyorsunuz buraları dikkatle izlerseniz aslında ileriki sahnelerde bazı şeyler kafanıza daha net oturuyor. sonuçta bütçe belli kullandığınız ekipmandan makyöze diğer set çalışanlarına kadar herkes belli seviyede o yüzden direkt milyondolarlık film beklentisine girmek hata ama film güzel bi film izleyin.

    --- spoiler ---

    filmde bi çok yerde de kafa yormanız sağlanmış. o uyuşturucu olayından sonra mesela ben herkesin uyuşturucu etkisinde kaldığını ve başroldeki sarışın ablanın herkesi tek tek öldüreceğini onun da halisünasyon gördüğünü düşünmüştüm ama olay bambaşka çıktı.

    ek olarak filmin sonunda öldürdüğü aslında orijinal kendisi değil zaten bana kalırsa o da kendisi gibi girdi eve fakat orijinal olan hatun partiye gelmemiş olabilir ya da erken ayrılmış olabilir çünkü sabaha kadar bekliyor aramak için muhtemelen olanlardan haberi yok.
    --- spoiler ---
  • ziyadesiyle öznel bir eleştiri yazacağım, sinema kritiği değilim; ama söz konusu bilim kurgu/fantastik kurgu olduğunda tevazu göstermediğim olur.

    dün gece saatler boyu the matrix üzerine konuştuktan sonra the terminator izledik arkadaşla. bilim kurgunun başarılı örneklerinden bahsederken bu film çıktı karşımıza birden. oturup izledik; ama gerçekten diğerlerinin yanında çiğ kaldığını söyleyebilirim. bu çiğlik tabii ki milyon dolarlık bir proje olmayışı ve isim yapmış oyuncular barındırmayışından kaynaklı değil. bütün mesele kurguyu sağlam temellere oturtmakta. o da bu filmde yok.

    the man from earth'te gördüğümüz can sıkıcı tesadüfler burada da mevcut. konuyu çok yönlü inceleyebilmek için aynı odaya birçok alanda uzman kişiler yerleştirme ihtiyacı duyan yönetmen, bunu en iyi "birbiriyle arkadaş üniversite hocaları bir akşam eve içmeye gitmiş olsun" diye kotarmıştı o filmde. burada ise evde bulunan objeler ile sağlanmış ve verdiğim örnektekinden daha itici bir durum oluşturmuş.

    öte yandan filmin bilimsel temellendirildiği noktaya varış sahnesindeki iticilik bir yana, ilgili sahnenin de doyuruculuktan uzak olması bir başka kötü özellik.

    film, izleyiciyi konu üzerinde senaristten daha fazla düşünmeye itiyor ve bunca gerçekten kötü bir özellik. yukarıda örneğini verdiğim filmlerde -matrix ve terminator- sanki öyle bir derinlik yaratılmış ki, ne kadar düşünürsen düşün, analiz edersen et, senaristin/yönetmenin tasarısına, göndermelerine tamamen hakim olamayacakmışsın gibi bir hissiyat hakim. oysa bu filmde, senaristin birikimini küçümsediğimi hissettim.

    aklıma gelmişken ekleyeyim, benzeyen bir diğer bilimkurgu filmi olan moon'da da olay işlenişi daha başarılıydı.
  • kedinin zehirlenip zehirlenmediğini asla öğrenemeyeceksiniz!!!
    konu itibariyle güzel bir filim.diğer noktalarda eksikliği olabilir ama yinede güzel...
    [spoil]
    em ile mike konuştuğu sahnede
    karanlık yoldan geçenler sanki bir rulet tekerleğinden geçmiş gibi rasgele bir gerçekliğe yani eve götürülüyor. bu yüzden karanlık yoldan geçenlerin tekrar aynı evrene(eski evine) gelme ihtimali çok ama çok çok düşük. hatta elemanlardan biri bunu hesaplıyor tekrar aynı yere gelme olasığı: 5038848

    yani evden bir kere çıktınmı bir daha aynı eve gelemezsin ilk çıkanlar ve geri gelenler aynı değildi.

    bunu bildiği halde em bir olasılık bütün evleri geziyor fakat hiçbirinde kendi evini bulamayacağını anlıyor ve aradığı evi değilde kendisinin yerinde olan kişinin mutlu olduğu yere dalıyor(hepimiz aynı şeçimi yapardık herhalde)

    sabah uyandığında(kuyruklu yıldız geçtiğinde) aynı evde aynı kişiden iki kişi var yani tek paralelde sıkışmışlar
    [/spoil]
  • film yapmak isteyenleri iyi anlamda gaza getirebilecek bir film. yani eğer film yapmak istiyorsanız ve ben parayı nerden bulurum, efektleri nasıl yaparım diyorsanız büyük bir bütçe lazım diye ürküp girişmiyorsanız bu film saçınızı şefkatli bir şekilde sıvazlayarak sizi kendinize getirebilir. sanırım benim de başımı okşadı bu film. her ne kadar bir eksiklik var olsa da bir kez daha anladım ki ihtiyacım olan tek şey hareket. tabii bir de zemini sağlam bir hemraz. neyse filme gelelim

    bu kadar cok sey hissettiren bir film haliyle çok güzel olur. konusu itibarıyla çoklu evren teorisi üzerine bina edilmiş o yüzden izlemeden birkaç belgesel izleyip daha da heyecan katabilirsiniz seyrinize. eğer bu konulardan haberiniz yoksa zaten o belgesel, en az film kadar heyecanlandıracaktır sizleri. birinin size iki boyutlu bir pacman olduğunuza dair kanıtları olduğunu söylediğini düşünün, çarpıcı bir haber.

    yine filme dönüyorum, nefesimi tutarak izledim desem yeridir. filmin kısa olması üzücü bir durum. finali sade gibi görünse de dikkatli bir izleyiciyi helezonik bir kaydırağa bindirecek türde.(o nasıl bir ifade lan)

    yalnız filme dönüyorum demişsem de yazının kenarda unutulmasından dolayı filme dair söyleyeceklerim bu kadarla sınırlı. izleyip pişman olanların mesuliyeti bana ait. e daha ne diyeyim!
  • çok güzel ve görece değişik konusu olan, bence bunu iyi de işlemiş film. yalnız:

    --- spoiler ---

    o son evde insanların her şeyden habersiz olması ilginç kaçmış biraz. çünkü film boyunca bütün evler aynı şeyleri farklı sırayla yapıyor bir nevi. bu son ev ise hiç bir şey yapmıyor resmen. gerçi 1 milyon küsür olasılık var. tabi bu olasılık renkler, sayılar vesaire üzerinden hesaplandı. bu son ev ise ne renk tutuyor, ne sayı tutuyor, yani hesaba dahil bile değiller.

    edit: bir de yanlış anlaşıldığını düşündüğüm şey var: sakallı ve yanında eski sevgili getiren tip evden çıktıktan sonra tekrar eve döndüler sanılıyor. ama alakaları yok. evden çıkıp geri dönen kimse olmuyor. evden biri çıkıyorsa, karşı eve gidip geri dönüyorsa elbet başkası o. hatta topluca kendilerini gördükleri sahnede koşarak eve dönüyorlar, o döndükleri ev de ilk çıktıkları ev değil zaten. çünkü ilk çıktıkları evde bulunan eşya raketti, yeni döndükleri evde ise mutfak eldiveni bulduklarını söylüyor evden çıkmayanlar.

    burada tek mantık hatası olabilir, dediğim gibi şans eseri gayet birbirine yakın şeyler yaşamış evler arasında dolaşmışlar. son sahnedeki ev mesela çok alakasız olaylardan, o eve veya benzerlerine geri dönselerdi gayet yanlış ev olduğu anlaşılacaktı en başından. hatta kendilerini göreceklerdi...

    sonuç olarak ev sabit değil, başroldeki kız haricinde kimse sabit değil. biz başroldeki kızı izliyoruz orijinal olarak sadece filmin başından sonuna. olay ise karar almalarında bitiyor. atıyorum filmde bir karakter 10 kritik karar arasında kalıyor, evlerdeki karakterler farklı kararlar alıyor, dışarı çıkıp başka eve gidiyor ve diğer evi etkiliyor. son evin bu kadar masumca oturma sebebi de jeneratörün erkenden çalışması. böylece "karşıdaki evin ışıkları yanıyor, hadi bir bakalım" atraksiyonuna girmiyorlar.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap