• tamamen salak işi.

    konuyu ekonomiden açtım ama siyasi de yazabilirdim ama götüme de girebilirdi, başka yerden de yazardım başka şeyler de olabilirdi.

    günümüzün aklı çalışan iyi niyetli insanlarının en büyük hatası hala çıkıp çomar ikna etmeye çalışması.
    yok kriz var, yok özgürlükler kısıtlı, yok sıra size de gelecek dırdırdır konuşuyorlar.
    çomar dediğimiz adamlar ekonominin de, özgürlüğün de, hedef olmanın da en son halkası.
    kriz gelse en son bu adamlar etkilenir. neden mi? bu adamların şirketleri yok, yaptıkları adam akıllı bir yatırımı yok öyle milyonları riske atıp bir işe kalkışmış değiller.
    adamların derdi bu akşama yiyecek yemeği olsun, kirasını/faturalarını ödeyebilsin, arada kahvede içecek bir çayı olsun, belki haftada bir eve çerez getirecek parası olsun yeter.
    bu dediklerimi kırsal alanda yaşayıp asgari bir maaşla gerçekleştirmek gayet mümkün. zor ama mümkün, adamların öyle bunların dışında çok da bir harcaması yok.
    şimdi en ala kriz gelsin bu adamı vurma olasılığı 1. çok düşük, 2. çok zaman alır böyle herşey boka bulandığı zaman etkilenir ancak bu adamlar.
    alacak ekmeği olmaz, kirasını ödeyemez, hastaneye gidemez ancak o zaman anlat bu adama kriz var diye. ki o zaman anlatmasan da olur.

    şimdi ülkenin %50'si bu adamlardan oluşuyor. senin tatile gidemiyor olman, yurtdışına tura gidemiyor olman adamın sikinde değil.
    hatta adamı içten içe mutlu bile ediyor.
    bu adam sana kıl oluyordu zaten sen "ben amerika'dayken" diye konuşunca. yaz gelince tatile giderken.
    sen bu adam gibi oldukça bu adam bıyık altından gülümsüyor olanlara.

    sen entelektüelsin, üniversite diploman var, ayda bir-iki kitap devirirsin. felsefe, bilim, aşk, tarih, drama okursun da okursun.
    hayata dair, ekonomiye dair fikirlerin var. dünyadan haberin var. hatta arada fırsatın olmuş avrupa, amerika turları yapmışsın; medeniyet görmüşsün.
    işlerin nasıl olması gerektiğini en güzel örneklerinden okumuşsun, görmüşsün.
    sonra üretiyorsun, yatırım yapmak istiyorsun, arada fikirlerini kaleme almak istiyorsun, insanlarla tartışıp fikir alışverişi yapmak istiyorsun, bir şeyler denemek istiyorsun.
    çomarda yok bu. en son kitabı zorunlu eğitimi sırasında okumuş. gurur duyduğu dininin kitabını dahi okumamış.
    hayata dair fikri yok, temel fiziksel ihtiyaçları karşılansın yeter bu adama.
    bu adamın gurur duyacak da hiçbir şeyi yok. onun yerine takım tutup onunla gurur duyuyor, siyasi tutup onunla gurur duyuyor.
    elini masaya vurup beylik laflar eden siyasiler ona yakın geliyor.
    bir cümlede 3, olmadı 5 kelimeden fazla olunca bu adam sıkılıyor.
    dolu cümleler sevmiyor, hatta itici geliyor bu adama böyle konuşanlar. "ne anlatıyor bu a.k.duğum" diyor uzman biri bir şey anlatsa.
    hayata dair hedefleri yok. akıntı nereye bu oraya.
    yatırım yapayım, bir şeyler üreteyim yok bu adamda. bu adamın aradığı özgürlük yeme içme ve belki dinden ibaret.
    bir ihalede fesat olunca bu adam için bir şey ifade etmiyor. bir siyasi seksist, ırkçı ya da dinci konuşunca bir şeylerin yanlış olduğunu anlayamayacak kadar beyni yok bu adamın.

    ve sen bu adamın gurur duyduğu iki şeyi de kötülüyorsun.
    kriz var diyorsun; adam bakıyor kendi haline. "kriz mriz yok kardaşım" diyor. "siz bizi yönetenlerin kötülüğünü istiyorsunuz" diyor.
    dinden bahsediyorsun, aklına yatan yatmayan ne varsa anlatmak istiyorsun, senin dinin sana ben de neye istersem (müslüman olsan dahi) ona inanayım diyorsun. yok olmaz siz bizim dinimize hakaret ediyorsunuz diyor.

    o kadar yalnızsınız ki bu savaşınızda, asla kazanamayacaksınız.
    çomar gün gelip dükkanını kapatacak, gün gelip pazardan 1 kilo domates alamayacak ve aklına senin kriz var kriz var demen gelecek ve iyice bilenecek "bu orospu çocukları yüzünden başımıza bunlar geldi", "şimdi rahat olun, şimdi mutlu olun" diyecek.
    senin anlattığın ne varsa çok yanlış yerlerde çok yanlış şekilde kaydedildiğini anlayacaksın.

    ama o gün gelip artık bu her çomarı etkileyecek hale gelince, bu amk çomarları dudaklarını büzüp garip bir halde "bilemedik, biz ne anlarız" diyecekler.
    siz o sırada yine düşman olabilirsiniz, "niye elinizden geleni yapmadınız" diye.
    her zaman bir şekilde ekonomik üstünlüğünüz olduğu için sevilmeyeceksiniz.
    bu o kadar küçük bir ekonomik üstünlük ki, sizin enetelektüel ihtiyaçlarınızı listeye dahil edince aslında ancak biraz daha iyi olacaksınız bu adamlardan.
    zengin kadar çok kazanmayacak fakir de olmayacaksınız.
    profesörler, doktorlar, mühendisler bile çoğunlukla bu gruptalar. öyle çok zengin değilsiniz farklı muhitlerde yaşayacak kadar, hala her gün denk gelip görüyorsunuz bu adamları.
    tamam gecekondu mahallesinde de değilsin belki ama çok da uzak değilsin.
    çomar hiçbir zaman seni sevmeyecek. senin ona bu kadar yakın yaşıyor olman onun senin yaşamına empati yapmasına sebep olacak.
    "sen de ben de aynı yerde yaşıyoruz, ben de en az senin kadar anlıyorum, bana anlatma bu masalları" diyecek.
    batıyor bu adama yaptığın herşey zaten bir de adama karışmış olacaksın.

    uzun lafın kısası boşa vakit harcayıp sinirini bozmuş olacaksın.
    üstelik işin üzücü tarafı bu adamı ikna etmiş olsan da bir şey değişmiyor. bu adamın zaten bir gücü yok. he dese değişecek bir şey yok.
    gün gelip oy vereceği zaman unutacak zaten burada konuştuklarınızı.

    çomarı kendi haline bırak arkadaşım. onun da istediği bu.
    kendi derdine düş bir an önce, her gün biraz daha batan bu ülkede nasıl kendini korursun onun hesaplarını yap.
    olur da çalışan bir şey keşfeder rahata erersen, çomar peşinden gelir zaten.
    çomarın olayı bu.
  • cahille girme münakaşaya; ya sinirini zıplatır havaya , yada yazık olur adabına - hz mevlana
hesabın var mı? giriş yap