j j rousseau'nun değimiyle aristokratların işine gelen güzel sistem.
comtia curiata'da sadece patriciler,
comitia tributa'da sadece plebler bulunurken burada iki sınıf da temsil edilirdi.
servius'un getirdiği bu sistem sayesinde plebler ilk defa tanındılar ve yönetime girdiler. ancak işin ilginç bir tarafı var ki, comitia centuriata'da halkın gücü sınıflara eşit dağılmamıştı. sistem halkı maddi güçlerine göre sınıflayarak işlemekteydi. örnekle anlatacak olursak:
1. grup: 4x serveti olan bu grup 50 delege ile temsil kazansın
2. grup: 3x serveti olan bu grup 20 delege ile temsil kazansın
3. grup: 2x serveti olan bu grup 10 delege ile temsil kazansın
4. grup: x serveti olan grup 5 delege ile temsil kazansın
5. grup: serveti olmayan halk yığını 1 delege ile temsil kazansın.
bir karar alınacağı zaman 1.grup 50/86 ile %58'lik güce tek başına sahip olduğundan karar verici rolü de üstüne alıyor. bunların hepsi halihazırda senatör olan patriciler.
rousseau'nun anlatımına göre eğer tüm sınıflar 1'den başlayarak 5'e kadar sırayla oy verecek olsalar 1.'nin verdiği oydan sonra diğerlerinin oyuna bakmaya bile gerek olmazdı. sistem de comitia curiata'dan farksız olurdu.
bu yüzden sınıflar oy vermeye kura ile çağrılmışlar. bu sayede hala güçleri olmasa da pleblerin sesi ilk defa duyulabilmiş, kısık sesle de olsa konuşabilmişlerdir.
bu sistem ileride comitia tributa'ya evrilecek, pleblerden seçilen tribinus plebleri gerçekten temsil edebilecektir:
tribinus