• vestel msx’ten sonra başka bir seviyeydi.

    kaldığım ilçede oyun satıcısı yoktu.
    mektubun içine harçlığımızı, hangi oyun istediğimizi ve adresimizi koyar commodore dergisinden gördüğümüz istanbul’daki satıcılara, bir bilinmezliğe, gönderirdik.

    başka çare yoktu, kart, banka havale falan yok, çocuğuz zaten.
    hiçbir zaman parama çökülmedi, istediğim ürünler yine postayla hep ulaştı.

    paramıza ve çocukluk hayallerimize çökmemiş dürüst satıcılara buradan selam olsun.
  • 87 senesi falan sanirim, 8 yasindayim. abim 1-2 senedir para biriktiriyor c64 alabilmek icin. normal harclikla mumkun degil tabii de, babam fazla fazla veriyor sirf biriktirmeyi ogrensin diye. annem arada abimin zulayi patlatip cekyat aliyor, ulan anne.

    ben bir veledin sabri ile sonsuzlugu bekliyorum.

    bir cuma aksami babamla abim beraber eve geliyorlar, ben uyuklamisim coktan. abimin kollarinda kocaman beyaz bir kutu, ustunde mavi bir yazi, commodore 64. hayal mi gercek mi kafam tam basmiyor. uyumaya devam ediyorum, lan ne guzel ruya diye.

    sabahin korunde abim beni durtuyor, 'kalk hadi' diye. ne oluyor ya diyorum. voltran yarin degil mi arkadas, ne uyandiriyorsun?

    salona girince yerde kurulu c64'u goruyorum. ekranda mavi bir helikopter saga sola gidip ates ediyor. acayip sesler geliyor televizyondan.

    matrix'ten uyanan neo gibiyim. ama uyandigim dunya gercegin colu degil, c64 dunyasi.

    evimde c64 var lan! yani bayagi bir durdum klavyenin basinda bu duyguyu nasil tasvir edebilirim diye. 42 yasindayim, bir suru sey gordum yasadim, iyisi ile kotusu ile. buna yaklasan siddette bir duygu yasamadim. cocuk mutlulugu denilip gecilebilir ama sadece bu yeterli degil. commodore 64 lan yerdeki makine!

    bu bilgisayar vesilesi ile nefret ettigim bir kariyeri birakacak cesareti bulup sevdigim isi yapiyorum son 15 senedir. bu bilgisayar sayesinde abim bilgisayar muhendisi oldu, amerika'da yasiyor 20 senedir.
  • görsel
    görsel
    görsel

    az önce depodan çıktı :) eagle empire oynardık fruko gazozuna deliler gibi. sscb henüz dağılmamıştı. metin-ali-feyyaz zamanlarıydı. güzel zamanlardı, geride kaldı :(

    edit: bu işlerden anlayan bir arkadaşı çağırdık. oynayabilecek miyim merak ediyorum.

    görsel

    edit 2: satmayı düşünür müsünüz diye sormuşlar. yok yok satılık değil :) çalıştırabilirsek buyurun beklerim oynamaya :)
  • 1988 veyahud 89 yılının sıcak bir yaz günü girdi hayatıma bu alet. babamla doğubank'a gittik, aldık. bilgisayarcı abi beni oyuncu abiye götürdü, oyunları verdi;

    "yarış var mı?"

    "var koçum."

    "futbol var mı?"

    "var aslanım"

    eve nasıl geldiğimi hatırlamıyorum tabi. kurduk anlatıldığı gibi, taktık kaseti. hayatımda ilk oynadığım oyun olan "robocop 2" açıldı.

    https://www.youtube.com/watch?v=ausvc1psv3c

    sanki başka oyun yokmuş gibi 1 saate yakın bunu oynadım. ya arkadaşım ya babam "başka oyun yok mu?" dedi. kasetteki ikinci oyuna geçtik; "pit stop 2".

    https://www.youtube.com/watch?v=wafc_ugki5u

    bi yarım saatte bunu oynadık. bu iki oyunu çok iyi hatırlıyorum, çünkü günlerce ikisini oynamıştık.

    aynı kasette "emlyn hughes international soccer" (aka: em hu sakır), barbarian ile barbarian 2 ve raid over moscow vardı. geri kalanları hatırlamıyorum.

    c64 sahibi olmanın nasıl bir şey olduğunu anlamak 80'lerde türkiye'de çocuk olmak lazım sanırım. günümüz çocuklarının ulaşmak isteyip de ulaşamadığı ne olabilir bilmiyorum. varsa da alternatifi var. iphone 13 pro max alamayan ne bileyim xiaomi alır benzer özellikli. c64 ise bambaşka bir şeydi. nasıl anlatabilirim bilmiyorum. cennetin dünyaya açılan kapısı varsa, oydu. tam 3 gün 3 gece yazlıktan tüm arkadaşlarım bizde yatıp kalktılar, çünkü yazlıktaki ilk c64'te benimdi. en sonunda annem evden kovdu hepsini.

    yeni neslin böyle bir duygu ile karşılaşmaması iyi mi kötü mü bilmiyorum; görmemişlik, alternatifsizlik, yoksunluğun verdiği hırs... ancak bizim dönemin anlayabileceği şeyler. iyiki almışım, iyi ki defalarca yazmışım "sys64738" diye, iyi ki kafa ayarı yapmayı öğrenmişim. c64'üm olmasa, çocukluğuma dair çoğu şey eksik olurdu heralde.
  • sadece analog kaset olsa iyi, bir de kafa ayarı diye teybin içindeki bir vidayi çevirirdik, kafa ayarını yapamazsak oyun yükler yükler açılmazdı. çoğu oyunun kafa ayarı farklıydı. ayarı yapabilmek için kafa ayarı programı çalıştırıp sonra oynamak istediğimiz kasedi teypte döndürürken vidayi ileri geri çevirir, ekrandaki bir sürü noktayı bir araya getirmeye ve kalın bir çizgi haline getirmeye çalışırdık.
  • olur da bu saatten sonra komodorda oyun gelistirmek (program da olabilir) gibi bir ise girisirsiniz (niye diye sormam, deliye bulasmamak lazim) ama bir suru kaynak kitap arasinda "hangisini seceyim de okumaya baslayayim? hangisi en yararli olur?" diye dusunmekten vakit kaybediyorsunuzdur (ki komodordan anladiginiza gore yas da kemale ermistir, vakit kaybetmemek lazim hafazanallah yarin bir gun rahmetli olursunuz falan), iste daha fazla vakit kaybetmeyin diye okudugum bir suru kaynak kitap arasinda sahsen en yararli buldugum ve isime yarayan kitaplarin indirme linklerini vereyim;

    memory yonetimi (basimin belasi, kemalettin tugcu hikayesi gibi aci dolu bir dramdir bu memory konusu):

    http://69.60.118.202/…_map_for_the_commodore_64.zip

    makine dili (dil dile degmeden dil ogrenilmez diyip devreleri yalamaya kalkmayin sakin, ben yaladim, bir ise yaramiyor carpildiginizla kaliyorsunuz):

    http://69.60.118.202/…book_for_the_commodore_64.zip

    makine dili rutinleri (are you sex, hamburger together gibi):

    http://69.60.118.202/…ines_for_the_commodore_64.zip

    grafik tasarimi (icinizdeki anaokul cocugunu kesfetmek zorunda kaldiginiz kisim):

    http://69.60.118.202/…raphics_an_advanced_guide.zip

    http://69.60.118.202/…the_commodore_64_computer.zip

    sprite animasyon (on yuzbin baloncugu burada mi yutuyorduk yoksa o baska bir marka miydi lan?):

    http://69.60.118.202/…hics_for_the_commodore_64.zip

    muzik ve ses (ben bu kismi kisaca "ilgaz anadolunun sen yuce bir dagisin" seklinde cozdum gerci):

    http://commodore.bombjack.org/…the_commodore_64.zip

    yapay zeka (aslinda bunu npc tasarlamayi hayal etmek icin okuduydum, npc acisindan asiri yararli olmasa da komodorda yapilabilecekleri ogrenmek acisindan bayagi yararli. hem yarin bir gun bir is basvurusunda "komodorda yapay zeka calisiyorum, yakinda dunyayi degistirecegim" diye belirterek insan kaynaklarinin sikici gecen gununu neseli bir hale getirebilirsiniz, sayenizde aylarca surecek geyik cikar):

    http://69.60.118.202/…ects_for_the_commodore_64.zip

    ha bu linklerden killanip "zip mip ne ayak lan? pilgisayarima turujen mi sokusturacan? cdromumu cikarip sokacan mi?" diyen varsa su ana linkten kitap ismiyle bulup indirebilirsiniz (tuh yine planim basarisiz oldu):

    http://commodore.bombjack.org/commodore/books.htm

    bir de olur da bilmeyen vardir, komodor 64 islemcisinin temel versiyonu olan 6502'nin java'da calisan gorsel simulasyonunu yapmis manyak herifler, ozellikle islemcinin yapisini anlamak ve assembly kodlarken aslinda neler dondugune sahit olmak istiyorsaniz muthis yararli bir site o da;

    http://visual6502.org/jssim/index.html

    bu vesileyle chuck peddle denen dahinin de kulaklarini cinlatalim (gerci kulaklari da duymuyordur bunun artik, nerden baksan besyuz yasinda falan). tabii benim som agzimla masallah dedigim uc gun yasamadigi icin kesin olur yakinda. en son jack tramiel'i ovdugumde herif bir ay sonra mortu cekmisti.
  • bilgisayar kullanmak hicbir zaman c64 devrindeki kadar zevkli olmadi. dunyanin gelmis gecen en cok satan bilgisayari unvanina sahiptir. 1982 dogumludur. insanlarin cogu elektronik alet olarak en fazla televizyonu kullanabilirken buna sahip olma sansina erisen cocuklarin hatiralarinda unutulmaz izler birakmistir. yeri doldurulmaz.
  • commodore 64'ün eski kuşaklar tarafından hala sevilmesinin belli başlı bazı nedenleri var. bunların bir kısmı biyolojik - psikolojik nedenler, bir kısmı ise davranışsal ve sosyal.

    öncelikle commodore 64'ü övüp övüp bitiremeyen tayfanın (bu tayfaya ben de ucundan dahilim) yaşlarına baktığımızda, commodore 64'ün türkiye'de yaygınlaşmasının bu kişilerin çocukluk ve ergenlik yılları arasına denk geldiğini görürüz. masumluktan haylazlığa geçiş yapılan ve beynin dış dünyaya açıldığı, en ufak deneyimin endorfin patlaması yaşattığı bu yıllar commodore 64 ekseninde şekillendiyse, hatıralarda en süper bilgisayar olarak yer etmesi kaçınılmazdır, çünkü beynimiz biyolojik olarak anıları zaten bu şekilde kategorize ediyor. dolayısıyla bu kişiler, genetik müdahale ile nöron bağlantılarını falan değiştirmedikleri sürece commodore 64'ü hep en iyi anılar kategorisinde değerlendirecektir.

    bir diğer neden, commodore 64 seven kişilerin ekseriyetle teknolojiye, teknolojinin nasıl çalıştığına olan merakları. commodore 64, yapısı gereği çok çok basit bir elektronik makinedir. o kadar basittir ki, cpu'sunun tüm komutları gayet rahatlıkla ezberlenip, doğrudan akıldan assembly ile kodlanabilir. tüm yongaların teker teker işlevleri, bu işlevlerin nasıl çalıştığı, hangi birimin neye bağlandığı da ezberlenebilir. dokümantasyonu da çoktur. günümüzdeki gibi yüzlerce kontrol mekanizması, enkripsiyon vs. gibi atraksiyonları da olmadığı için, commodore 64'e normalde işlevsel olarak tasarlanmadığı işleri yaptırmak da mümkündür. o yaşlarda her şeyi merak eden ve "ben yaptım" çağında olan gençleri ne daha çok cezbedebilir ki? commodore 64'ün bu basitliği, tamamen öğrenilebilmesini sağladığı için çok tuttu. artık günümüzdeki en basit bilgisayarın bile yaptığı tüm işlevleri tek bir kişinin bilmesi mümkün değil.

    son olarak da scene var. bir takım çok yetenekli yazılımcıların, bin dereden su getirerek bile taş çatlasa 16 renk grafik gösterilebilen bir alette degrade gölgelemeli falan 3d animasyonlar yapması, 256 bayt veriye müzik ve procedural klip sıkıştırabilmesi falan hayranlık uyandırıcı. pc'nin en ilkel versiyonlarından birinde dijital sanat yapmak da commodore 64'ün nelere kadir olduğunu göstermesi açısından ufuk açıcı. hala milletin c64 konuşması ve övgüyle söz etmesinde scene gazı da (demo scene denilen lafı kim basurundan uydurdu hiç bilmiyorum) hala çok etkili.
  • dedikleri gibi olumden sonra hayati bulan tek bilgisayar... long live the 64!

    10 yıl 5 gün sonra gelen edit : entry'e bak hizaya gel :)

    20 yıl 29 gün sonra gelen edit : bugün sabah kalktım. rick dangerous'ta ikinci bölümün başında öldüm. ardından power drift oynadım. ilk c64üme sahip olduğumdan beri 35 yıl ve bir düzine bilgisayar gelip geçmiş, hiç biri beni onun kadar etkilememiş.
  • bunun uzerinde oyun gelistirirken surekli kisitli memory yuzunden kendimi knut hamsun'un aclik (bkz: sult) romanindaki herif gibi hissediyorum. yani memory acligindan kendi kiyafetlerimi ha yedim ha yiyecem.

    hayir elalem pc oyununun konsol portunu yapar sen niye komodor versiyonunu yapiyorsun mal degnegi? (kendime soruyorum, karismayin bize, girmeyin aramiza!)

    oyunda klasik komut satirli arayuz yerine biraz modern teknikli ve gorunumlu bir point and click adventure arayuzu olsun gibi manyakca bir fantaziyle kendimi soktugum ekstra bela yuzunden ruhum karardi, gencligim soldu, korpecik tenim yaslandi, diri vicudum porsudu. dag gibi bir yigit idim hiz tumsegine cevirdi bu dert beni. son iki aydir memory icin kod optimize etme calismamin sonucu arayuzde elde edebildigim kazanc 78 byte. bildigin byte anasini satayim. byte mi kaldi olm ya, dergisi bile kapandi. byte ne lan!

    memory degil luks restorant yemegi mubarek. hani kocaman tabagin icinde bir cimdik birsey getirirler yanina bi tane ot koyup, tabaga da sosla sekil cizerler ya alay edermis gibi, "ulan ben bunun neresiyle doyayim?" diye dusunmekten helak olursun, doyacagin varsa bile doyamazsin artik. iste oyle bir sey.

    hayir o kadar sinirim bozuluyor ki, pc'de firefox'ta 70 tane sekme acip arkaya ayni anda film oyun muzik program aciyorum daralan ruhum hafiflesin, yuregim acilsin diye. hani luks restoranttan ciktiktan sonra bufede 2 tane yarim doner goturerek doymak gibi.

    hele bir de npc icin 3 hafta ugrasip tam 4 byte tasarruf etme maceram var ki onu hatirlamak bile istemiyorum. dusununce bile daral geldi. kendisi yanimda su an, bir mesajiniz varsa iletirim ben kendisine. ay imdat cildiriciim!

    ozellikle amiga'daki icon adventure tasarlama rahatligindan sonra bildigin cin iskencesi geliyor ayni tarzda bir seyler yapabilmek komodorda.

    zaten renk paleti konusuna hic girmiyorum, guzelim sahne tasariminin anaokulundan berkcan'in cizdigi basyapita donusmesi hezimeti karsisinda sadece susuyorum. ben de biliyorum lan yuksek kalitede tasarim yapilabilecegini de, demo scene yapmiyoruz burda. o kodumunun memorisi baytlari oyunun kodumunun framework'una, npc'lerine, bulmacalarina lazim. hasta etmeyin lan beni! (bkz: kendi kendine delirmek)

    tabii elalemin senfoni bile besteleyebildigi sid cipi ile muzik yapmayi becerememek benim sucum onu kabul ediyorum. zaten okuldayken de flutle ilgaz (bkz: ilgaz/@lemre) calmayi basarabilmek muzik adina nirvanamdi, daha otesini hic goremedim. ama ilgaz anadolunun sen yuce bir dagisini flutle cogzel caliyorum hakkimi yedirtmem.

    neyse ya, olmadi komut satirli arayuze geri donerim lan. valla en iyisi o moruk. durduk yerde basimiza icat cikarmayim derim, hem boylesi daha nostaljik derim, oylece itelerim. yaparim bunu, yaparim bilirsin.
hesabın var mı? giriş yap