• aşağıdaki linkte paylaşılan çalışan yorumlarından da anlaşılabilecek durum.

    https://tr.indeed.com/cmp/conduent/reviews
  • çalışan haklarını korumayan, doğru dürüst sendika sistemi gelmediği sürece çok duyulacak hikayelerden biri daha maalesef.

    eğer şirket size yazılı olarak "performanstan ötürü" dediyse, dava açtığınızda bunu kanıtlamak zorunda diye biliyorum. tabii ben hukukçu değilim.

    toplu bir dava açılması için hukuki zemin var mı bi avukat arkadaş yardımcı olur umarım.
  • bu 'deneme süresi' denilen mesele ne yazık ki çoğu kişinin işsiz kalmasına sebep olan kölelik düzenidir.sebep olanların allah bin türlü belasını versin.
  • iş hukukunda deneme süresi diye bir şey yoktur ve burada anlatılanlar doğruysa düpedüz suistimal ve sömürüdür.
    doğrudan çalışma bakanlığı'nın el atması gereken bir konu.
    eğer işe alınan bir çalışan verimli değilse onu üç ay çalıştırmazsınız.
    üç ay çalıştırıp kovmak, hem iş görülsün hem işçi yılı doldurmasın, tazminat hakkı doğmasın, ucuza mal olsun demektir.
    taşları bağlayıp köpekleri salınca ortam böyle cingözlere kalıyor.
    edit: imla
  • eski bir çalışanı olarak apple-care projesi çok zor bir projedir diyebilirim.
    çağrı merkezinde çalışmanın yıpratıcılığı, insanı robotlaştırıcı ve zihinsel olarak tüketici yanı zaten biliniyor. güneşten, havadan uzak bir biçimde 8 saat bilgisayar başında oturup sürekli aynı konuşmaları yapmak gerçekten çok zor. yemek arası 30 dakika, diğer molan 30 dakikadadan ibarettir. üstelik hafta sonları da genelde çalışırsın. izinlerin birbiriyle alakasız iki gündür. pazartesi ve perşembe izinliydim ben uzun süre. adeta duble pazar günü sendromu.

    bunlar zaten çağrı merkezinde çalışmanın olumsuz yanları. ancak bunların ötesinde apple-care'de durum çok farklıdır.
    agenttan sadece diğer çağrı merkezlerindeki gibi robotik bir biçimde konuşmanı beklemezler. bir çağrının en az 10 dakika sürmesini, müşteriyle empati kurmanı, sorununu çözeceğine dair güven telkin etmeni beklerler.
    bu bir skripte yani metine bağlı olarak konuşmaktan daha eğlenceli gelebilir. fakat sürekli sahte bir biçimde duygunuzu ifade etmeniz bir süre sonra sinirlerinizi laçka hale getirir.

    performans olarak da agent'ten en az yüzde 93 civarında müşteri memnuniyeti sağlamasını talep ederler. fakat türkiye'de iphone'ların garantileri 2 sene olduğu için apple türkiye'deki müşterilere önem vermez. çok fazla destek sağlamaz. apple store'dan randevu alınmaz. teknik servislere dair şikayetler çoktur. hepsinin adeta ağzından girip burunundan çıkıp mutlu (!) etmen gerekir.
    bunun dışında iphone'u kaçak yollarla türkiye'ye sokan ve icloud şifresini unutarak cihazı kilitleyen birine resmi fatura olmadan işlem yapılamayacağını küfür yemeden anlatman ve onu eğer olur ya bir ankette olumlu puan vermeye ikna etmen gerekir.

    bunun için samimiyet yakaladığın müşteriyle muhabbet etmeye hatta daha da ileriye giderek senli benli konuşmaya izin verirler. ilgisiz kişilerle muhabbet etmek ilk başta eğlencelidir. hatta "ooo geyik yapa yapa geçiyor mesai" diye kendini avutursun. fakat bir süre sonra içinden gelmez, çünkü sürekli yalan söylemek, insanları eylemek seni sıkar.
    takım lideri veya kaliteci çağrını dinledikten sonra "niye müşteriyle muhabbet edip müşteriyi çevirmedin niye müşteriyle nötr bir şekilde konuştun" diye seni azarlayabilir. bugün kendimi iyi hissetmiyorum, muhabbet edecek havamda değilim demen de kurtarmaz. zaten yüzde 93 memnuniyeti sağlayamazsan eline anca asgari ücret geçer.

    sonuçta ben orada 15 ay kadar çalıştım. şartlardan memnun olmayan arkadaşlarla bir araya geldik, örgütlendik. çağrı merkezi çalışanları derneğinin desteğiyle birlikte uzun çabalar sonucunda şirket yönetimi ile masaya oturduk ve şartların iyileşmesi için sunduğumuz 10 maddeden 8'i tamamen 1 tanesi de kısmi olarak iyileşti. biz bir komite kurup ayda bir şirket yönetimiyle görüştük.
    sonrasında tabi o komiteyi oluşturan arkadaşlar dağıldı tek tek. çünkü çağrı merkezinde bir yılı aşkın bir süre çalışabilmek çok kolay değildi.
    ben de sosyal yaşamım alt üst olduğu ve ruhsal olarak tükendiğim için işi bıraktım. benim için her anlamda çok öğretici bir süreç oldu.

    arkadaşa tekrar geçmiş olsun. umarım hakkını hukuki anlamda aramak konusunda cesur olur. bir desteğe ihtiyacı varsa. her türlü desteği verebilirim kendisine.
  • işini kendi bulunca mağdur edilmeyecek işçilerdir.
    ne o öyle gavur icadı iş bulma şirketlerine esir olmak? çalıştığını kaptırmak?
    git maallenin kaaahvesinde bekle, elbet bir işveren gelir.
  • üzücü bir durum.
    umarım hakkınızı kısa sürede alırsınız.
    konu yukarı.
  • (bkz: iphone fabrikasinda calisan gencin yorumlari)para sıçan firmaların sırtına bindiği insanlardan birinin dramıdır.
  • adamlar sgk bugunu bulmuş. al 30kişi 3ay çalıştır zaten ilk 3ay maaşınıda müşteri firmadan yani appledan alıolar sonra hiçbirinizle çalışmak istemiyoruz deneme sürecini geçemediniz de. adamlar yıllardır bu anlayışla çalışıo ama kimse çıkıp sen napiosun demiyor
  • sermayeyle kendi vatandaşı çıkar çatışması yaşadığında, durumu artık "çıkar çatışması" kavramından çıkartıp resmen "kölelik düzeni" kavramına taşıyacak kadar sermaye yanlısı bir devlet yönetimi anlayışının sonucudur.

    bu yazılanlardan anladığım, kendisine bir şey olmayacağını bilen büyük sermayenin, resmen köle pazarından köle seçermiş gibi adam alıp, bunları sömürebildiği kadar sömürdükten sonra maliyetlerinin artmaya başlayacağı noktada, nasıl olsa yeni köleleri rahatça bulabileceği için performansa falan bakmadan başından savmış olduğudur.

    çocuklarımızı bekleyen geleceğin böyle bir şey olduğunu gördükçe içime fenalıklar basıyor.
hesabın var mı? giriş yap