• söylenmesi ve yazılması zor ingilizce bir kelime. buradan hareketle, ingilizce konuşan insanlarda tebrik etme kültürünün gelişmediğini söyleyebiliriz. kelimenin türkçedeki karşılığı olan "afferin lan" ele alındığında bu gerçek daha bi gün yüzüne çıkıyor.

    (bkz: gramerin milletlerin karakteriyle ilişkisi)
  • microsoft windows 95 ilk ciktigi gun, apple firmasi buyuk gazetelere tam sayfa ilan vermisti (sanirim imzasizdi)
    tek kelimelik bir ilandi :

    c:\ongrtlns.w95
  • ingilizceyi az bilen insanlara söyletilmeye çalışılan kelimelerden biri.
    (bkz: pronunciation)
  • kitleleri çıldırtan oracular spectacular'ın ardından kolaya kaçmamış mgmt ve sadece cesur sanatçıların atabildiği büyük bir adımla çok farklı bir ikinci albüm kaydetmiş. kids ve türevlerinin başarısından sonra "bu tuttuğuna göre buna abanalım hacı" demek yerine, "bu bitti şimdi şunu yapalım" diyerek güzide albüm congratulations'u çıkarmıştır 2010'da. benim nacizane fikrime göre ise bu ikinci albüm, belli başlı hitlerin taşıdığı ilk albüm oracular spectacular'ı geride bırakıyor. albüm baştan sonra güzel ve muazzam melodilere sahip.
    (bkz: it's working)
    (bkz: i found a whistle)
    (bkz: siberian breaks)
  • şahane albümdür.
    fakat kendisi mgmt'nin ikinci albümü olduğu için hak ettiği beğeniyi göremeyecektir. bu albüm için, başka isimle bi grup kursalardı*, olmamışçı insanlar hastası olup etrafta süper grup keşfettim diye dolanırlardı.
  • (bkz: tebrikler)
  • ingilizce konuşan hiçbir insan evladını tebrik etmek istemememe yol açan ingilizce, allahın belası bir telaffuza sahip olan kelime.
  • nice koç yiğitlerin söylemeye çalışırken heba olduğu, karizmayı dağıttığı laftır. başarı ve talih anlarında, keyif ve mutluluk ifade etmek için kullanılır.

    ingilizler tahminen 15. yüzyılın ortalarında, latince "congratulationem" ifadesinden yola çıkarak bu kelimeyi kendi dillerine adapte etmiştir.

    fakat enteresan bir şekilde latin dillerini konuşan halklar, latince'den ingilizce'ye geçen bu kelime yerine, başka bir kelime kullanır.

    italyanlar, felicitazioni
    ispanyollar, felicidades
    catalanlar, felicitats
    fransızlar, félicitations
    romenler, felicitari derler.
  • ortaokulu toplama kampı gibi olan fakat kaliteli öğretmenlerden oluşan bir ortaokulda okumuştum. toplama kampından kastım; alfabeyi bilmeyen arkadaşlar, çarpım tablosu konusunda vasatı aşamayanlar, dağ köylerinden okula "belki adam olur" diye gönderilmiş çamyarmaları..

    ders : ingilizce
    konu: örnek mektup.

    artık kimsenin bir kelime bilmemesinden midir yoksa gerçekten mi unuttuğundan mıdır bilmem emin olamadığım bir şey var ki, ingilizce hocasının elindeki sararmış ve mektup örnekleri olan ince kitabını ders arasında masasının üzerinde unutup tenefüse çıkmış olmasıydı.

    üç beş sözde gözüaçık arkadaş fırsat bu fırsat diyip oradan kısa kısa mektup örneklerini 2 dk içerisinde defterlerimize yazmış bulunduk. sen tut o kadar mektup arasından şu adi kelime ile başlayanını seç. (harf harf kopyaladığımdan olsa gerek tahtaya kalktıktan sonra kelimenin boyutunu farkettim)

    hoca evet üzerine evet derken, ben bir türlü giremiyorum mektuba anasını satiyim. ölüm fermanını oku deseler okurum ona başlayamadım arkadaş. hocanın son suratıma bakışından sonra ağzımdan;

    "congürüleyşıyons" diye bir kelime çıktı. barni moloztaştan hallice olan renkli gözlü ingilizce hocamız karşımda gülmekten altına sıçtı. belki de bir kopmloydu tüm yaşananlar. kitabı bilerek unutmalar. sanırım bu travmadandır ki hala "o" kelimeyi okuyamıyorum ve yazamıyorum.
  • masterchef'te her allahın günü gordon ramsey en az yirmi kere söylüyor bu kelimeyi. o her söylediğinde ben de en az beş kere söylemeye çalışıyorum ama yok arkadaş her seferinde başka mı söyler insan olmuyor olmuyor. aksanına yandığımın gordon'u da çok güzel söylüyor uyuz oluyorum.
hesabın var mı? giriş yap