• az önce, elimde çöp poşetiyle metroya binmeyeyim diye metro girişindeki çöp kutusuna doğru yöneldim. benle birlikte bi adam da o tarafa kıvrıldı. hızlanıp önüme geçti ve başladı çöpü karıştırmaya. atamadım tabi adamın önüne elimdeki poşeti. poşet benle küçük bir haliç yolculuğu yapmak zorunda kaldı.
    (bkz: hayata dair iç burkan detaylar)
  • sürekli yaşadığım, ve ağzıma sıçan bir psikoloji.
    ben yemekleri ufak poşetlere döküp bağlıyorum. ardından büyük poşete atıyorum hepsini, bir ihtimal işte. biri karıştırır da yemek isterse, el verdiğince temiz bir şeyler yesin diye.
    insanları çöpten yemek yemeye muhtaç eden, bana da bunu düşünme mecburiyeti veren sistemin de düzenin de allah belasını versin. iki yakaları bir araya gelmeyecektir. ne orada, ne burada.

    debedit: neden çöpe atıyorsun buzluğa koy diyen yazarlara vermek istediğim bir cevap var.
    babaannemin buzdolabını kullanıyorum lan ben, baya küçük onun buzluğu, adam akıllı bir şey sığdıramıyorum. o sebepten yani.
    bu cevabı beğenmeyen yazarlar için ise alternatif bir cevabım var. çok zenginim ve pirensesler gibiydim ben baba evinde, yemeği ısıtmak siz fakirlerin işi sşlfkşasdfk.

    isteyen istediği cevabı kullanabilir. ayrıca tebrik eden ve güzel mesajlarıyla beni mutlu eden tüm herkese teşekkür ederim. elinizden geleni yapmak zor değil, fazlasını isteyen ya da bekleyen yok. sadece yapabiliyorsanız yapın, emin olun haberiniz bile olmadan birilerinin güzel dileklerini alacaksınız ;)
  • her zaman beklediğiniz gibi bir son olmuyor maalesef bu tip olaylarda. çöp atmayacaktım ama marketten çıkarken marketin manavının çöpünün oradan geçtim arabama binmek için. yanımda annem de vardı. o sırada çöpü karıştıran bir kadın gördüm, çöpten sebze alıp elindekk torbaya dolduruyordu. annemle biraz tereddütten sonra (kadını incitmemek için), arabadan inip bir şeyler almayı teklif etmeye karar verdik. tam inicez, kadın geldi, yanındaki düzgün giyimli oğluyla yandaki arabaya gayet mutlu mesut bindi ve gittiler. ben hayatımın şokunu yaşadım o an. işte böyle pişkin insanlar da var maalesef.
  • paradoks bence bu. yardım etmek mi gerekir, senden daha kötü durumda insanlar olduğunu görüp rahatlamak mı ? bilmiyorum. ama kafa açtığı kesin.
  • akp secmeniyle karsilasmaktir.
    eskiden copte yemek bulamiyordu copu karistiranlar.

    tesekkurler uzun adam.
  • şükür etmek mi gerekli bilemiyorum ama son günlerde şükür benim için anlamını yitirdi şöyle bakıyorum: allahım şükürler olsun ben bur durumda değilim demek gibi geliyor off kafam karıştı
  • geri dönerim.
  • hemen hergün en azından ankara'da karşılaşılan durum.

    ama öyle ezik filan değil karıştıranlar. sizin gözünüze baka baka çöpten poşetleri çıkarır. çöp'ün hemen önünde parçalar. içindeki iki üç plastiği alır kendi arabasına atar ve sonra devam eder bir başka poşeti çıkarıp.

    ha olurda : birader ne yapıyorsun demeye kalkarsan.

    ağzında sigarası, yavşak bir gülümseme ile sana bakar. cevap vermez. yanındaki tipe arapça yada kürtçe ( hangi lisansa konuştuklar ) bi şeyler söyler ve bir sonraki çöpe geçerler. siz ayrılır ayrılmaz da geri gelirler çöp poşetlerini parçalamak için.

    daha havalar ısınalı bi kaç gün oldu ama etraf çöp kokusundan geçilmiyor. yazın hastalık düşecek bu sokaklara.

    ha sanmayın ki aç bu adamlar. hepsinin elinde akıllı telefon .
  • köpege verilen yemegin(bi paket biskuvi) birkac dakika sonra bi evsiz tarafindan alinip goturuldugunu görmek ile sebep-sonuc iliskisi acisindan benzerlik tasiyan vahim olay. evet yakin gecmiste bizzat uzulerek sahit oldum. daha fazlasini yapmak elimden gelebilseydi o an keske..
    (bkz: ic burkan garibanlik anlari)
  • genelde başıma gelen durum, öyle bir psikolojiye sokuyor ki sokak sonundaki çöpe kadar yolumu uzatıyorum hele ki o çöpü karıştıran bir çocuğu görmüştüm benimle 1 yada 2 yaş vardır aramızda o zaman da çocuksun tabi birde göz göze gelince çöpü atamadım atamadığım gibi de yere bakıp uzaklaştım.
hesabın var mı? giriş yap