• eşine az rastlanır.
  • bu sabah zoom üzerinden görüştüğümüz koreli hanım çok dertli. kayınvalidesi terör estiriyormuş evde. bu çocuklar neden çorap giymiyor diye, şuralara birer halı yaz da ev eve benzesin diye. bağırmış, çağırmış, çıkmış gitmiş. gelmiyorum bu eve bi daha yaz gelene kadar demiş. bizim nahif kadın üzgün. "neden böyle yapıyor?" diye soruyor bana. bizde böyle bi şey yok, biz çorap giyemeyiz, halı da kullanmıyoruz ki diyor.

    ben de sanki mevsim geçişlerini çorap çeşitlerine göre tanımlamıyormuşum gibi; kış gelmeden önce çeşit çeşit çoraplar alıp, elimde yeni çoraplarımla kışın gelişini camda beklemiyormuşum gibi; iflah olmaz bir çorapçı olarak, diğer çorapseverlerle karanlık toplantılar yapmıyormuşum gibi çok ani bir tepki verdim:

    -yahhhuuu daha neler ya! bunlar eskide kalmış kafalar, artık evler o kadar sıcak ki, ne halıya ne de çoraba ihtiyaç var. insanlar eskiden köyde yaşarlardı, e tabi fakirlik de var. sobaya bir odun atmak yerine insanlar giyinirmiş, sizin anne de yaşlı ya ondan böyle yapıyor. yoksa yani bu devirde halıymış, çorapmış... yok artık!

    o esnada, görüşmemizi sabote etmesin diye tv açma rüşveti verdiğim evladıma yeni
    koşulumu sunmaktan çekinmedim. küçük bi "excuse me" izniyle, kendimi mute'ladım:

    - çoraplar giyilene kadar televizyon açılmayacak!!!! kaç defa sölicem acaba yaaaa? hayır efendim üşüyorsun. sen neye göre karar veriyorsun ya üşümediğine??!!! halıya otur, taşa oturuyoooorsuuuuuuun!

    üşüyüp üşümediği hemen belli olmaz ki zaten, yer soğuk çeker bi kere. bütün hastalıklar hep çorapsızlıktan... tabi...
  • dünyada en çok sevdiğim nesne. her dışarı çıktığımda, markete domates almaya gittiğimde bile çorap alıp dönüyorum. çünkü dünyadaki en tatsız durum ayaklarımın üşümesi ve en mutlu olduğum an ayaklarımın ısındığı an.
    sanırım bu konuda dumbledore'un ruh eşiyim: ""i? i see myself holding a pair of thick, woolen socks. one can never have enough socks".
  • # çıkarılıp yere bırakıldığında günler boyu brown hareketi ve random walk ile odanın bütün zeminini dolaşıp toz, kırıntı, kepek ne varsa bütün minik atıkları toplayan bir çeşit temizlik hayvanı.
  • hayattaki yegane zenginligim. 57 si cift ve 5 adedi de tek olmak uzere toplam 119 adet corap sahibiyim. yanlislikla almis bulundugum bir cift iki ucu da acik olan corap gorunumundeki seyleri* saymiyorum. coraplardan olusan hazinemin muhtemel 5/6'si bizzat sokak tezgahlarindan, marketlerden veya magazalardan alinmis olmakla beraber, geri kalanlarin neredeyse tamami es dost ziyaretleri esnasinda, "ya, yanimda yedek corap getirmemisim, sende varsa ver ben sana yikayip getiririm! " demek suretiyle hazineme katilmistir. ufak bir hesepla her gun corap degistirdigim goz onunde bulundurulursa, nerdeyse 2 ay boyunca hic corap yikamadan temiz coraplarla dolasma sansina sahip oldugum soylenebilir. elbette her guzel seyin bir cok da kotu tarafi mevcuttur. misal, az once bahsettigim bicimde her gun corap degistirip, hic yikamadigim durumlarda, katlama yontemiyle top haline getirdigim coraplari, eski hallerine getirip makinaya atmam esnasinda harcadigim zaman ve eforla kucuk capli bir olimpiyat rekoru kirmam mumkun gorunuyor. buna islak coraplarin asilmasi ve toplanip tekrar katlanmasi surecini de eklersek az onceki kucuk capli ve bana ait olan rekoru, ikinci denemede egale etmem de mumkun gorunuyor.
    diger yandan, her hazine sahibi gibi benim de muthis kaygilarim mevcut corap konusunda. terasa astigim coraplarin ev arkadasi, ev arkadasinin arkadasi gibi bir takim hain yaradilisli, ac gozlu, mulkiyet dusmani marjinaller tarafindan yurutulmesi olasiligi tuylerimi diken diken ediyor her daim. keza vakityle bir cift corabini odunc aldigim ev arkadasim olacak mulkiyet dusmaninin, telden kendi coraplari yerine, bart simpson desenli cillop gibi coraplarimi yurutmuslugu vardir.
  • fonksiyonu nedir ne işe yarar diye bu güne kadar akıl yormadığımı fark ettiğim kıyafet. bir alışkanlıktır benimsemişiz gidiyoruz. niye giyiyoruz?

    ayaklarımızı sıcak tutmak için mi? o zaman ayakkabıyı niye giyiyoruz?
    ayaklarımıza batacak şeylerden korunmak için mi? o zaman neden eve gelir gelmez çoraplarımızı çıkartıyoruz?
    belki de estetik olsun diye giyiyoruzdur? bu da bence geçerli bir argüman değil sadece çoraplı halimizi düşünelim hiç estetik yanı var mı? yok.
    bir başka aklıma takılan mevzu, eldiven çorap ilişkisi. eldiven de çorapla benzer işlevi görüyor ama çorabın kültürümüzde yeri bambaşka. örnek vermek gerekirse, herhangi bir ortamda eldivenimizi takıp çıkarabiliriz. fakat çorabımızı sadece çok samimi olduğumuz insanların yanında giyip çıkartıyoruz. çorap burada toplumsal bakış açısından dondan pek farklı değil.

    tabii ki yanında donumuzu giyip çıkardığımız kişilerle daha samimiyiz ama bu eksenden bakıldığında don>çorap>eldiven. geçen gün bir davete katılacaktım, ayağımdaki çorapların kıyafetimle uyumlu olmadığını fark ettim, hemen bir çamaşırcının önüne çektim arabayı. gittim iki çift siyah çorap alayım dedim. renk istemiyorum, ton veya desen istemiyorum. iki çift siyah çorap. toplamda dört tane çorap. hemen gireceğim alıp çıkacağım. fakat o kadar çok renk ve desen var ki. yanına gemici çıpası desenli, baklava dilimliler şunlar bunlar. 2 tl'lık çoraplar vardı, 5 tl'lık çoraplar vardı benim aradığım kategoride. ucuz mal alacak zengin olmadığımdan 5 tl'lık çoraptan almaya karar verdim. bu arada mağazadaki tezgahtarlar en iyi tercihi yapabilmem için seferber oldular.

    tek bir tercih olsaydı yine iyiydi. seçenek kısıtlaması olmaması bana yaramıyor. sanki düzgün bir karar almam gerekiyormuş gibi. tezgahtara soruyorum hangisi iyi diye, birini söylerse onu alıp çıkarım. niye filan diye polemiğe girmem. ama bazı tezgahtar default olarak malının özelliklerini bana anlatmanın çabası içine giriyor. yani sadece mağazadaki en pahalı siyah erkek çorabını almam yeterli değilmiş de ayrıca çorap sektörünün sorunları hakkında, ürünün kalitesi ve farklı özellikleri hakkında bilgi almam gerekliymiş gibi.

    aldığım çorapla ilgili edindiğim bilgileri sizle paylaşayım. gerekli olup olmadığına karar verin.

    müşteri beklentisi: düz siyah çorap
    tezgahtarın malı: ducks socks (ducks sucks yazsalar daha iyi olurmuş) fiyatı 5.00 tl, etiketinin üzerinde bir yeşil yaprak var, yaprağın üzerinde "bambu" yazıyor. onun altında da "100% bambu" yazıyor.

    ürünün arkasında ürün menşei var: made in turkey. (bunun rusçası da yazıyor demek ki bu çorap rus erkeklerinin de ayaklarını ısıtıyor güzeel)
    bambu erkek kod: 8020.7000 (bu stok kodu olabilir)
    üretici firma: mim çorap san. ve tic. ltd. şti. (yeşildirek necip efendi sok. no:12, eminönü/istanbul)
    tel: +90 212 526 50 17-18 (santral iki numara var demek ki kurumsal firma)
    fax: +90 212 513 87 22 (fax'ı da var tabela firması değil iyi firma)
    www.mimsocks.com

    siteye girdim. benim aldığım çorap sanıyorum şu sayfada 1. satır 2. sütundaki çorap.

    soket çorap diye geçiyormuş. firmanın iki tip ürünü var zaten bu çorap kategorisinde "1. soket çorap 2. patik" patikte de tek renk gri çalışmışlar. firmanın üretim politikası hakkında yargılayıcı konuşmak istemem ama o sıçan rengi patik çoraplarla piyasada pazar payı elde etmeleri çok zor.

    çorabın temsili grafi üzerinde; esnek lastik, %100 bambu, aşınmayı azaltan güçlendirilmiş topuk, aşınmayı azaltan dikişsiz güçlendirilmiş burun yazıyor. yine altında 100% bambu yazıyor.

    türkiye'de bambu kamışından çorap üretmeyi başaran bir firma var ve ben bunu bilmiyorum. olacak iş değil. ama gerçekten varmış. organik bambu elyafından çorap üretiyorlarmış. ve ben allahın cahili bilmeden etmeden teknoloji harikası bir ürüne sahip olmuşum.

    ürünün özellikleri:

    - doğal anti-bakteriyel özelliği (ya bir insan yeter ki bana anti-bakteriyel desin, gider o ürünü alırım hiç tereddüt dahi etmem)
    -çok hafif (allahı var gerçekten hafif, insan hissetmiyor ayağında, ama bugüne kadar hiç bir çorap alıp da elime ağırmış lan bu diye bıraktığımı hatırlamıyorum)
    -serinlik hissi (serinlik hissi ne lan, sprite mı içiyoruz çorap mı giyiyoruz mına koim?)
    -kaşmir ve ipek tuşesine en yakın yumuşaklık (en sevdiğim ve çorabı almamda en etken ifade bu oldu, kaşmir ve ipek tuşesi...tuşe....çoraba dokunuyorsunuz adeta vernellenmiş bir bebek poposu gibi yumuşacık, o yüzden aldım çorabı..heyt be kaşmir tuşesi...bunu yazdım bir kenara bir kızın saçını okşarken senin saçlarında adeta kaşmir ve ipek tuşesi yumuşaklığı var diyeceğim.)
    -vücutta oluşan teri anında emer (anında emer...biraz bekletip emseydi almayacaktım fakat anında emmesi çok önemli. çorabı kullandıktan sonra koltuk altınızı da silebilirsiniz, çok fonksiyonel o bakımdan, ben mesela iki çift daha alıp sahile veya festivale giderken ufak mendil boyutunda kesip cüzdanımda taşıyacağım, alnın mı terledi bir tanem, bir saniye al geçir şu çorabı kafana, iyice bir emdir terini)
    -boyayı çok güzel emme özelliği (bu özellik de çok güzel emmeee, diğer özellikler kadar değel, ne demek lan çok güzel emme özelliği?)
    -parlaklık görünümü nedeniyle merserizasyon gerektirmez (hah iyi oldu bunu yazdığınız, çünkü hayatta çorap alırken en büyük endişem merserizasyon gerektiriyor mu gerektirmiyor mudur. çünkü benim için hayatta en önemli şey selüloziklerin ön terbiyesi ve merserizasyonudur. eğer bir çorap merserizasyon gerektiriyorsa anasını skeyim ben öyle çorabın. )
    -ultra-viyole ışıklar kırar. (bu da çorabın son özelliği. ultra-viyole ışıkları kırar yazmamışlar. ultra viyole ışıklar kırar yazmışlar. çok kalp kırar kalıbı gibi. bu özelliği de önemli bu teknoloji harikası çorabın. bu çorapla laboratuvar ortamında rahatlıkla sterilizasyon işlemi gerçekleştirebilirsiniz. hatta çorabı musluğa takın ve şehir suyunu süzmek için kullanın.

    her ne skimse işte, bilmeden etmeden 5 tl'ye kendime çorap diye, kevlar gibi, nanotekstil gibi teknoloji harikası bir ürün almışım. yani çorap deyip geçmemek lazım. birazdan da şirketi arayıp hem böyle bir ürünü biz tüketicilerin hizmetine sundukları için tebrik edecek, hem de çorabı soket özelliği nedeniyle iphone'a bağlayabiliyor muyuz o konuda bilgi alacağım.
  • renklisi makbul olan ayak eldiveni. basa oruleni de vardir.
  • türk erkeğinin giymeyi bilmediği giyecek. özellikle takım elbise altına.. spor çorabı giyen mi ararsın, bileğe kadar gelen soket çorap mı.. hava sıcaksa ince siyah şık çorap giyilir, soket çorapla oturunca kıllı bacak gösterilmez. kalın spor çorap da giyilmez ince pantalon altına kösele ayakkabı üstüne.. spora gitmiyorsunuz. renklere hiç gelmeyelim bile zaten.. koyu takım elbiseler koyu ayakkabılar altında beyaz gri krem rengi çorap giyilmez, ama kimse sallamaz. pamuklulaşmış rengi solmuş, senelerdir giyilen çorap da bi zahmet değiştirilir, 1 ytl ye çorap satılıyor dışarda. tamam tasarruf falan da bokunu çıkarmanın alemi yok.

    halbusine giyim önemlidir çorap da olsa..
  • yazın bittiğinin ilk habercisidir.
  • killi agzini acti, ciplak icine kacti..
    :) annem sormustu bunu bi keresinde.. nerden duyduysa?!
    coraplar insanin karakterini ortaya koydugu gibi, kokusunu da ortaya koyar.
hesabın var mı? giriş yap