• bu pazar gününün güzel geçmesine neden olacak müjdeli bir habere konu olmuş sanatçı. ilk 33lük plağı koca çınar ın cd halinde orjinal kayıtları ile yeniden yayınlanacak olması ne zamandır arayıp bulamadığımız şarkılarının özlemini dindirecek. hakan eren'in yaptığı nostaljik altı albümden biri olarak satışa sunuluyor. albüm onbir adet çiğdem talu melih kibar şarkısını bünyesinde barındıracak. döneminde hepsi dillerden düşmez şarkılar olmasına karşın koca çınar'ın yeri ve özlemi başkaydı...
  • yormadan kendini dinleten, dinlendiren, huzunlendiren muthis yorumcu, usta insan. garip bir hava vardir sayin coskun demir'in sesinde. sanirim en iyi tanimi "melankoli" dir bunun. en hareketli eserlerinde bile garip bir kasvet vardir sanki. ozellikle vakit aksam oldu ve kim o sarkilarinda hissedilir bu. turk sanat muzigi eserlerini de mukemmel yorumlar, duzenlemesini yaptigi duydum ki unutmussun sarkisini baska boyutlara tasimistir. borazan sesli kiytirik popcularin aksine bunca senedir ne bir skandala karistigini duydum ne de populer olmak icin taviz verdigini. umarim bir gun boyle gercek sanatcilara iade-i itibar yapar insanlarimiz cok gec olmadan. kendisiyle yapilan her roportajda mutevaziligi ile ayrica hayran biraktirir. yeni bir turk sanat muzigi eserleri albumu cikaracagi gunu iple cekmekteyim.
  • seksenli yıllarda sahrayıcedit mahallesindeki büyük çayırda çok sık spor yapan şarkıcıdır kendisi.

    yaş 9, bilemedin 10. coşkun demir bizim evin önünde önce ileri geri koşar, sonra kültür fizik hareketleri yapardı. biz de ne zaman onu görsek onun spor yaptığı yere yaklaşır, yakınına bir yere oturup onu izlerdik. nasılsın coşkun ağabey, iyiyim siz nasılsınız çocuklar, biz de iyiyiz coşkun ağabey dışında hiç bir konuşma olmazdı aramızda. bize hiç "gidin çocuklar" demedi. o ünlü olduğu için biz onu izlerdik sadece. sonra da okula gidince anlatırdık. "bizim oraya coşkun demir geldi oğlum" derdik.
  • sesini her duyduğumda çocukluğumu hatırlıyorum: yoksul gecekondu evlerini, kireç boyalı duvarları, kırık dökük kapıları, pencereleri...

    uzayıp giden kavakları ve yanlarında -küçük süslü kız kardeşler gibi- dikilen ayva ağaçlarını seyrediyorum onu her dinlediğimde.

    o her kim o dediğinde bir banliyö treni gürültüyle geçiyor ağaçların arasından, sarı boyalı istasyona doğru gidiyor.

    uzaktaki büyük tepe, her yerinden mantar gibi bitmiş evlerden başka bir şey göstermiyor bana. o tepenin ardında ne var acaba diye düşündüğüm günler... bir başka tepe, sonra bir başka tepe daha. (pek umut yok!)

    yılan gibi kıvrılarak uzayan yollar, su taşıyan kadınlar, tek tük geçen arabalar...

    ömürlerinin şu son çeyreğinde, emekli olmanın verdiği bir iç sıkıntısıyla ve artık iyiden iyiye ölüme yaklaştıklarını fark etmenin korkusuyla sabah akşam avlusunda -bir umut uğruna- pinekledikleri küçük camiden çıkıp etrafa dağılan yaşlılar...

    yorgun eşeğin üzerine yüklediği helkelerle yoğurt satan hacı amca...

    teneffüslerde koşa koşa yolun karşısına geçip hücum ettiğimiz bakkalın sahibi mehmet amca... iskemlesini dükkanın önüne koymuş güneşleniyor mehmet amca; yeni bir saldırı için güç topluyor selanik göçmeni ihtiyar ayakları.

    hatırladıkça nefesim tıkanıyor, içim eziliyor, bir fısıltı çağırıyor beni sessizce...
  • bu adamin mukemmel bir sesi vardir, guclu degildir belki ama uniquedir. bir $arkisi vardi; sevgi ku$un kanadinda diye, gezmedigim unkapani tuccari kalmadi yine de bulamadim. bulanlar oturup dinlesin, kimseye vermesinler, sonra ebru gunde$ filan soyler de maazallah!
  • 80'lerin erol evgin'e alternatif olabilen güsel sesi.
    çocukluk dönemi sanrılarımdan. sarının tonlarını taşıyan insanlara duyduğum sevgi buralardan gelmektedir.
    (bkz: kim o)
  • sevgi kuşun kanadında diye harika bir şarkısı vardır. bu şarkıyı söylemek herhalde en çok ona yakışır.

    edit: klipte giydiği kazak on numara.
  • an itibarıyla türkiye'nin sesi radyosu'nda hayat hikayesini kendi ağzından dinleyebildiğimiz beyefendi.. "beyefendi" kelimesi pek az insana bu kadar yakışır herhalde..
  • bugün televizyon açıkken bir dizide 'bize kalan nedir' şarkısıyla ilgimi çekti.
    80 leri yaşamadım, bu şarkıyı da, sanatçıyı da ilk defa duyuyorum. etkilendim, hüzünlendim. sözlerdeki anlam harika. derdim tasam yokken dert sahibi yaptı beni. hiç duymadığım için üzüldüm, demek ki kıymeti bilinmemiş.
  • delikanlı erol evgin'dir. aynı nazeninlikte bir ses ve endama sahip olmasına rağmen kelliğinden utanıp peruk olayına geçiş yapmamıştır mesela. aslen eskişehirli olduğunu ve okçuluk sporuna gönül verdiğini hatırlıyorum. ve her eskişehirli sanatçı gibi televizyonda çıkınca alkışlanırdı. evde bir sevinç dalgası olurdu. annem mutfakta olursa falan çağırırdık coşkun demir çıktı diye. biz eskişehirliler bir gariptik lan. sırf eskişehirli diye yıllar yılı mithat körler'e bir sempati besledim mesela. güner ümit falan. evvelce söz etmiştim trt hava durumunda eskişehir birkaç günde bir çıkardı. çıkınca heyecanlanırdık. yılmaz büyükerşen eskişehirlilerin bu kent milliyetçiliğini iyi gözlemlemiş olacak ki, övünmelerine mahal verecek bir şehir inşa etti. hepsinin gururu okşandı. hem mithat körler'i bile eskişehirli diye bağrına basmış bir efrad, yılmaz hoca'yı niye basmasındı ki? bu arada mevzu coşkun demir'di di mi? sen bensiz ben sensiz, koca çınar, bize kalan nedir gibi çok bilinen şarkılarının yanı sıra vakit akşam oldu mu? şarkısını da bir deneyin derim. nazenin bir abimizdir. seviniz.
hesabın var mı? giriş yap