• sazıyla, sözüyle ve duruşuyla beğendiğim bir sanatçı olur kendileri. bu mecrada adına başlık açılmamasına şaşırdım açıkçası. ekşinin bir kaç yıldır foruma dönüştüğü kutsal bilgi kaynağı olmaktan çıktığı bir zaman diliminde üşenmeden açayım şu başlığı dedim. zira uluslararası anlamda da gayet başarılı bir sanatçı.. emirhan kartal ile bir saz evinde yaptığı kısa kaydı sanırım bir çok kez dinlemişimdir kendisine mesaj atıp kaydın biraz daha uzununu rica ettim, kendisi de nazikçe dikkate alacağını iletti. cevap vermeseydi ukala derdimdlıfjd.biz zira biz sanatçının halkını sevenini dikkate alanını severisss^^ şaka bir yana da gerçekten hissederek sanatını icra ettiği için etkileyici eserler çıkıyor ortaya..neyse efenim bir kaç sazından sözünden örnekler koyayım buraya. biraz da bilgilendirme yazıları. elbet aratan olur.

    bahsettiğim kısa kayıt

    enstrümantal harikası bir eser

    amme hizmeti;

    sitesi var ama ingilizce : https://coskunkarademir.com/

    twitter adresi: https://twitter.com/coskunkarademir

    instagram adresi: https://www.instagram.com/…karademirofficial/?hl=tr

    sözcü gazetesinde ki kapsamlı röportajı..

    "avrupa müzik listelerinde son iki yıldır hiç alışılmadık bir müzik türü haftalarca liste başı oldu. anadolu irfanından beslenen müziğini evrensel bir çizgiye taşıyan genç ve başarılı müzisyen coşkun karademir, birbiri ardına çıkardığı the secret ensemble ve endless path ile büyük bir başarıya imza attı. ülkemizde bu başarılar geçmiş yıllarda eurovision’da ortalığı yıkan popüler bir şarkıcının sabun köpüğü birinciliği kadar ses getirmedi.

    zaman zaman popüler dizi ve filmlere müzik yapsa da müzikal çizgisini çok daha derin ve evrensel bir zemin üzerine temellendiren karademir’in 2016’da çıkardığı secret ensemble albümü avrupa’da dünya müzik listelerinde haftalarca ilk beşte kaldı. iran’ın billur sesi mahsa vahdat’la birlikte ürettikleri bu proje dünyanın en büyük müzik kritik dergisi songlines tarafından yılın albümü seçildi. bu da yetmezmiş gibi geçen yıl yine mahsa vahdat ile norveç’te erik hillestad prodüktörlüğünde kaydettiği “endless path” albümü de 2018’in top of the world yani yılın albümü oldu. karademir’in ikinci albümü endless path, norveç dışişleri bakanlığınca desteklenmiş.

    bu sene ispanya kanarya adaları’nda gerçekleştirilecek womex uluslararası müzik fuarı’nda quartet olarak sahne almaya hazırlanan karademir, etnik perküsyon, çello, kopuz, bağlamayı buluşturacağı konserde endless path ve secret ensemble’ın özeti olan bir müzik yapacak. zoru başararak kurumsal hiçbir destek almaksızın ülkemizin müzikal zenginliğini ve derinliğini dünyaya taşıyan tecrübeli sanatçı ile bu başarı yolculuğunun satır aralarını konuştuk.

    - birkaç yıldır bu ismi sıkça duyuyoruz. peki ama coşkun karademir kimdir?

    ayağı toprağa basan bir adamdır. çocuk yaşta sivaslı bir ailenin evladı olarak bağlama ile okuldan evvel tanışmış olması, bağlamanın yanı sıra irfan okulunun da daha o yaşlarda talebesi olması en büyük şansıdır. 16-17 yaşlarında stüdyolarda müzik üreten biri haline gelir. türk müziği, batı müziği eğitimi almakla yetinmez müzik prodüktörlüğü, müzik kayıt endüstrisi alanlarında da yetiştirir kendisini.

    yücel paşmakçı, erdal erzincan, mehmet erenler’den hem bağlama hem de halk müziği nazariyatı eğitimleri alır. “sazı elime aldığım anda yapacağım iş bana yazılmıştı” der ve yola devam eder.

    - sonrasında nasıl bir yol çizdiniz kendinize?

    yüksek lisansımı türk müziği okumakla beraber etnomüzikoloji alanında da çalışmalar yaparak tamamladım.bu alanda doktoraya devam ediyorum. farklı ülkelerde, osmanlı coğrafyasına ait irfani müzikleri araştırdım. oradan irtibat kurmak hem kalbi hem müzikal olarak bizim için çok kolay oluyordu.

    - bugüne kadar bu kaynaktan beslenen müziğimiz çok da dışa dönük değildi. nasıl başardınız?

    ‘biz çok güçlü bir medeniyetiz’ her seferinde böyle söylüyoruz. bu sadece birbirimizi ateşlemek için kullandığımız bir söz haline geldi. dışarıda sesimiz yok. dışarıda sesimiz olanlar ne kadar ‘bizim’ sesimiz? ırk olarak türk olabilirler, ellerinde bize ait bir enstrüman da olabilir ama ne kadar buradan söz söylüyorlar bu bir tartışma konusu. herkes bizi gerçekten temsil ediyor mu buna dikkat etmek lazım.

    - sizin farkınız nedir peki?

    anadolu irfan mekteplerinden beslenen şiir ve müziği buluşturacak bir müzik topluluğu olarak secret ensemble’ı kurdum. bu topluluk anadolu irfanının müziklerini, şiirlerini buluşturup benim müzikal fikirlerimin süzgecinden geçirerek ama geleneğini de bozmadan dünya sahnelerine taşımak üzere yola çıktı. bunu yaparken de osmanlı coğrafyasında bizimle aynı konuya temas etmiş sanatçılarla biraraya geldik. ilk olarak en büyük kültürel ortağımız iran’dan mahsa vahdat’la işbirliğine gittik. hafız’dan, yunus’tan, hz. mevlana’dan şiirlerin olduğu bir albüm yaptık. secret ensemble 2016’da çıktı. avrupa’da dünya müzik listelerinde dört beş hafta ilk beşte kaldı. dünyanın en büyük müzik kritik dergisi songlines, secret ensemble’ı yılın albümü seçti. bu bizim için bir ilkti ve avrupa’da bu albümle ilgili “geleneksel bir müziği nasıl böyle modern bir sounda çevirip güçlü bir anlatım haline getirmişler ve iran’dan da böyle güçlü bir destek alıp bu üretimi gerçekleştirmişler hayret verici. daha önce türk müziğini böyle güçlü bir şekilde duymadık” diye yazanlar oldu.

    - bu başarının sırrı neydi peki?

    biz sözümüzü bugünün diline nasıl söyleriz diye yola çıktık. bizi çok da içeri almak istemedikleri bir müzik endüstrisi var avrupa’da. çok fazla sözümüz geçmiyor orada. hem onların bize karşı önyargıları var hem de biz tam olarak dünya klasmanına uygun üretimler yapmıyoruz. o yüzden the secret ensemble diyerek onların dilini kullanmış oldum. içerik olarak elime gitar alıp çalmadım. yunus yerine avrupa’dan bir şairden okumadım. hem müzikal anlamda hem de sound ve mühendislik olarak biraz dünya klasmanının kullandığı literatüre uyarak bir albüm çıkardım.

    - ödülden sonra neler oldu?

    the secret ensemble’ı irlanda’da çok büyük bir festivale davet ettiler. irlanda’da st.patrick festivali’ne çağırdılar. gittik, büyük kapanış konserini verdik. gelenlerin hepsi hristiyan, irlandalı. dert gönül kazanmak. biz ödül sayesinde o insanlarla bir kontak kurmayı başardık. dünya artık bizi biliyor. ardından da norveç’te kaydettiğimiz endless path geldi. uluslararası müzik fuarı’nda türkiye ile ilgili lobi çalışması yapılmıyor ne yazık ki. sıfır destekle müzik alanında türkiye’nin en büyük lobi faaliyetini biz başardık. bundan sonraki süreçte kültür bakanlığımızın bizi muhatap alması, açılan bu gediğin genişletilmesi noktasında işbirliği içine girmek sesimizin daha gür çıkmasını sağlayacaktır.

    yunus’un ‘gel dosta gidelim’ şiirini bestelemiştim. kayda girene kadar başka bir şekilde çalıyordum. ama mekân yaptığımız bütün icra ve düzenlemeleri gürültüye dönüştürdü. çok minimal, az konuşup çok şey anlatacağın bir müzik yapman gerekiyordu. sözlerin sahipleri yönetimi ele aldı. ‘bizi anlatacaksanız böyle anlatacaksınız’ dediler açıkçası. sazın perdesini görmeden karanlık bir ortamda kayıt aldık. tamamen doğaçlama bir biçimde, o anın zuhuratıyla ortaya çıktı o beste.

    endless path, norveç’te neredeyse hiç ışık almayan emanuel vigeland müzesi’nde kaydedildi.

    genç ozan, yunus emre ve mevlana’nın şiirlerini bestelediği albümüyle avrupa müzik listelerinde liste başı oldu.

    karademir’in mahsa vahdat ile norveç’te kaydettiği “endless path” 2018’in top of the world albümü oldu. "

    sözcü gazetesınde kı röportajı

    kalan müziğin sitesinde şu bilgiler yer alıyor;

    "geleneksel müzik çalışmaları ile türkiye’de uzun yıllardır çok iyi bilinen müzik direktörü, prodüktör ve bağlama üstadı coşkun karademir; uluslararası müzik piyasasına ilk olarak the secret ensemble “kuşların cağrısı” albümü ile çıktı.

    bu albümün başarısı sonrasında norveçli kkv firması tarafından mahsa vahdat ile bir düet albüm hazırlaması için davet edildi. müzik direktörlüğünü yine coşkun karademir’in yaptığı endless path – sonsuz yol adlı albüm, vahdat’ın mevlana’nın, karademir’in yunus emre’nin şiirlerinden bestelenen şarkıları söylediği bir albüm oldu.

    iki albüm de önemli uluslararası müzik otoriteleri tarafından heyecanla karşılandı ve “top of the world album“ seçildi.

    essence – öz adı verilen son albümünde, the secret ensemble’ da ortaya koyduğu doğu\batı enstrümanlarını yenilikçi bir şekilde sentezlediği özel anlayışa, bu sefer quartet formatında dönüyor karademir. yine seçme müzisyenleri bir araya getirdiği ve kendi adını taşıyan coşkun karademir quartet, bağlama ve kopuz sazlarında hakimiyetinin ve bunların üzerinden oluşturduğu müzikal düşüncelerinin kendisiyle beraber duduk, çello ve perküsyon sazlarıyla nasıl kurgulanıp dünya sahnelerine quartet mantığıyla sunulabileceğine örnek teşkil ediyor.

    yayla parçasıyla ile anadolu’nun bir yaylasıyla bulutların arasındaki muhabbet de, çiçek ile bir dağ çiçeğinin doğarken çıkardığı ses de duyuluyor bu albümde. hz. meryem ağıtlarının cantiga formundaki nadide eserlerinden olan, kral alfonso x’in “el sabio” bestesi de bambaşka bir ruha bürünüyor. rüzgar’ la bir anda istanbul boğazı’nın rüzgârını yüzünüzde hissederken, sonrasında abyaneh’le iran’ın antik bir kendine yolculuk yapabilirsiniz. albümde aynı zamanda sanatçının köklerine gidip şah hatayî nefeslerini hatırlıyoruz ve devridaim’le kamil insan olmak için ruhun zamanların ve mekânların ötesindeki seyahatine eşlik ederken, ıran asıllı ses sanatçısı sepideh raissadat’ın sesi bize yolculukta rehberlik ediyor.

    özet olarak , hem sözlü hem de enstrümantal olarak doğu\batı buluşmasının çok güçlü bir anlatımla ses bulduğu essence / öz albümünde karademir’in müzikal besteleri, levent güneş’in projeye ayrı bir renk katan beste ve aranjeleri, anadolu tasavvufunun örnek eserleri ve batı müziğine ait dokular en önemli yeri tutuyor.

    daha önceki projelerinden gelen tecrübeler sonrasında karademir; müziğin insanlara, insanlık tarihine, insanlığın temel hikâyesinin özüne nasıl yansıdığını anlatıyor. zaman, devir, ülke, sınır, din, dil anlayışının ortadan kalktığı ve sadece duyguların ve müziğin hükmettiği bir anlatım biçimiyle karşımıza çıkıyor essence/öz albümü.."
  • yeni single çıkarmış: kara tren... düzenlemesini de yorumunu da çok beğendim.
    dilime dolandı bu hafta.
  • şu anda trt müzik kanalında ("sınırsız ezgiler" programında) ilk defa görüp dinlediğim sanatçı.

    adam mük-kem-mel çalıp söylüyor lan!!!! nasıl sayfalar dolusu entry olmaz böyle birisi hakkında. sonra da ekşi sözlükte soru cevaplamaya çoluk çocuk, makyajcı youtuber falan çağırdılar diye yakınıyoruz.
  • yeni albümü "hemdem" bugün itibariyle müzik platformlarında yer aldı. daha önce single olarak çıkan "karan tren" adlı türkü de mevcut bu albümde. "kapanmıyor yaralar" adlı şarkıda ceylan ertemle yorumlamışlar. gayet güzel olmuş.

    ayrıca;
    kırtıl semahı- ayfer vardar
    sabahtan cemalin seyran eyledim- zeynep baksi karatağ link
    leyla-buray
    düetleri var.

    öpüyoruz kendisini.
  • kendisini canlı dinlediğiniz zaman ortamda öylesine bir samimiyet, öylesine bir mahcubiyet oluşuyor ki dinleti sonrası sanki eve de beraber dönecekmişiz gibi geliyor. kişiliğinin ve sanatının hissettirdikleri bambaşka. aynı döneme geldiğimiz için çok şanslı hissediyorum kendimi.
  • yeni neslin bağlama ustalarından biri.
    yolu açık olsun. youtube da çok güzel çalışmaları var dinleyin, dinletin.
  • eşimden sonra sevdiğim tek sivas'lı :))

    müzikal anlamda kendisini çok başarılı buluyorum..burda ilk başlık entry'sini girecek kadar seviyorum düşünün^^ fakat merak ettiğim hatta ettiğimiz bir konu var. şimdi bu insan çok güzel çalıyor, güzel de söylüyor. gelenekselle modern müziği harmanlıyor. elbette özünden besleniyor. belki yüz yüze tanışsak samimidir ki ben öyle düşünmek istiyorum^^ ama duruşu pek soğuk, pek mesafeli. bir gün tiyatro oyunundan çıkmış durakta otobüs bekliyorduk ankara ayazı malum ana bi baktık önümüzden coşkun karademir geçiyor arkasından seslendik ettik ıhı duymadı hızlıda yürüyormuş dlfkjdl neyse otobüsüde kaçırdık. gittim instadan yazdım dedim coşkun hocam sizin yüzünüzden otobüsü kaçırdık falan hiç pas vermedi haaa :) ana dedim kendini beğenmiş dlfjkdşljffjd sinirlenmişim. kendi halinde biri o belli. sessiz sakin fakat eşimle konuştuğumuz konu hep şuydu sanat politiktir. sanat, toplumsal hareketleri etkilediği kadar toplumsal hareketler de sanatı etkiler. bu konu uç bir konu gibi görülebiliyor ama değil. bence bunun ortası yok gibi . bu konuyla ilgili şöyle bir yazı okudum onu da iliştireyim şuraya. sanatçı siyasete karışmalı mı?

    beslendiği insanlar, beslendiğimiz ustalar ozanlar hep haksızlıklara hukuksuzluklara karşı sazıyla sözüyle cevap vermişlerdir sesini çıkarmışlardır. ya diyor eşim iyi hoş zaten sazına sesine diyecek bir şey yok da arkadaş dünya yerinden oynasa coşkun (aramızda arkadaşımız gibi bahsediyoruz) ağzını açıp bir şey demiyor yazmıyor konuşmuyor sosyal medyada yani..aslında bunu bende farketmiştim ama adam sanatıyla gündeme gelmek istiyor vs diye savundum^^ ama şunu farkediyorsunuz toplumun göz önündekiler böyle bir şey demek zorunda ha sanki bakın mesela özkan uğur vefat etti rahat uyusun fakat twitter'da arkasından insanlar ne etliye ne sütlüye karıştı vs diye yorumlar yapmışlar. hah dedim işte bahsettiğimiz konu bu. sanki biraz kabuğundan çıkmalı. biraz sesi çıkmalı bir şey söylemeli olan biten hakkında. zira sanki türkiye'de yaşamıyormuş gibi davranıyor. bu konuda haklı olduğumuzu düşünüyorum. sevdiğimiz için eleştirme hakkımızın olduğunu düşünerek paylaşabiliyorum bu fikirlerimi. yoksa bize ne boğaz'ı gören evinden, marka tişörtlerinden ahahahahjaghsa çok kötüyüz yakdjflkd. bir tık kalburüstü onu farkediyoruz acaba ondan mı sesi çıkmıyor bile dedik. okursa buraları alınmasın bize 12 ağustos konserine çoktan biletlerimizi aldık bile^^

    12 ağustos ankara konseri için biletler
  • 6 aralık 2023, cemal reşit rey konser salonu'nda alireza ghorbani ve muhteşem müzisyenler ile 'together' ismini verdikleri muhabbetin ilk konserini veren sanatçı, aranjör, prodüktör.

    sazı, müziği, denemeyi, üretmeyi ve bunları bir kompozisyon içinde sunmayı çok sevdiği o kadar belli ki bu sevgi hiçbir zerresini ziyan edilmeden hissediliyor. iyi ki var.*

    çok sevdiğim şeyleri abartmak, biraz fazla sahiplenmek gibi bir yönüm var ama kendinize iyilik yapmak, dürüst ve saf bir müzik dinlemek isterseniz bir sonraki konseri kaçırmayın derim.*
  • dilek türkan'la düetlerinden oluşan "sükun" adlı albümü bütün platformlarda yerini almıştır.

    dilek türkan'ın kadife sesi ne şahane.

    albümde:

    -tek kapıdan çıktım
    -derdim çoktur hangisine yanayım
    -güzel seni çok özledim
    -gide gide bir söğüde dayandım

    adlı eserler bulunmaktadır.

    daha önceleri dilek türkan'ın youtube kanalında birlikte okumuşlukları vardı. şimdi albümleşti. buradan dinleyebiliriz.
  • yarınlar yokmuşcasına tellere nasıl vurulur adlı eseri ek'te olan sanatçıdır.
hesabın var mı? giriş yap