• bir van morrison parçası. bob dylan'la düet olarak da söylemişlerdir. iyi de yapmışlardır.
    aha da sözleri:

    i can hear her heart beat for a thousand miles
    and the heavens open everytime she smiles
    and when i come to her that's where i belong
    yet i'm running to her like a river's song

    she give me love, love, love, love, crazy love
    she give me love, love, love, love, crazy love

    she's got a fine sense of humour when i'm feeling low down
    and when i come to her when the sun goes down
    she take away my trouble, take away my grief
    take away my heartache, i go right to sleep

    yes i need her in the daytime
    yes i need her in the night
    yes i want to throw my arms around her
    kiss her hug her kiss her hug her tight

    and when i'm returning from so far away
    she gives me some sweet lovin' brightens up my day
    yes it makes me righteous, yes it makes me whole
    yes it makes me mellow down to my soul
  • çok süper bir paul anka şarkısıdır
  • van morrison & bob dylan düetinin dısında; van morrison & ray charles düetiyle de dile getirilmiş olan şahane.*
  • mutlulugu bile acitarak veren bir parcadir. lezizdir leziz olmasina ama bogazda yaptigi yumru, yutmayi zorla$tirdigi icin, tadindan bi$i anlayamazsiniz.
  • 1950 lerin sonuna ait,
    paul anka'nın süper yorunladığı bir parçadır.
  • marianne faithfull'un muhtesem sarkisi

    sozleri de soyledir:

    hated by all and everywhere he goes
    blazing contempt for human life and lies
    murder as art and what he knows he knows
    from life and fear in other people's eyes

    crazy love is all around me
    love is crazy love is kind
    but i know somehow you'll find me
    love is crazy love is blind

    she walks the boulevard without a care
    knowing too much but having come so far
    pretending life is just a game you play for nothing
    loving no-one and no-where

    crazy love is all around me
    love goes crazy given time
    but i know somehow you'll find me
    love is crazy love is blind

    she looks as if expecting a surprise
    maybe an encounter that will change her life
    not knowing hot from cold or good for bad
    if life is just a joke or if it makes her sad

    crazy love is all around me
    love is crazy love is kind
    but i know somehow you'll find me
    love is crazy love is blind
  • poco isimli country grubuna ait, 1978 tarihli leziz bir şarkı. hatta yapılagelmiş en güzel bayık şarkılardan kendisi. bu son cümle övgü mü yergi mi bilemiyorum. ama doğru zamanlamayla loop kralı olabilecek bir yapıya sahip şarkı.
  • bob dylan ve van morrison düetinin 58. saniyesinde bob dylan; "and when i come to her..." derken van morrison; "she take away my trouble..." der ve doğrusunu söylemiş olur. işin garibi yıllardır dinlediğim bir şarkıdaki hatayı, gözlerim dalmış, kafamdaki sorularla boğuşurken fark etmemdir. hala güzel şarkıdır ama.
  • soyle bir belgesel: http://www.crazylovefilm.com/

    arkadaslar bizi zorla oturttu izleyecegiz diye. konu nedir, bunlar kimler hicbir fikrim yok. film basladi, surekli bir roportaj serisi halinde devam etti ve yaklasik 20 dakika sonra sikintidan bayilarak kactim. cunku adamlar bastan hikayeyle nicin ilgilenmem gerektigine dair bir kurgu yapmamislar, sanki bu kisiler cok unluymus de benim de ilgilenmem gerekiyormus gibi bir varsayim vardi, sinirlenip baska odaya gittim is guc icin. (bu entryi de ayni teknikle yaziyorum)

    fakat sonra baktim icerden ah oh sesleri, gulusler yukseliyor. dedim ya arkadaslar orgye basladi ya bu belgeselde birseyler oldu. meger ikisi de dogruymus; orgye sonra deginiriz de belgeselin ortasinda anliyoruz ki, zamaninin sahtekar ve zengin bir avukati guzel bir kadina sirilsiklam asik olmus ve kadin baska biriyle nisanlaninca yuzunu kezzaplamis. kadin kor oluyor, adam tutuklaniyor. avukat ve zengin olmasindan oturu hakim dahil herkesi dava ediyor, en sonunda hapse dusunce de oradaki tutuklularin avukatligini ustlenip teknik sebeplerle loopholelarla filan adamlarin davalarini dusuruyor, kararlari geri cevirttiriyor. yani herif tam bir got ama ayni anda da kor ettigi kadina hala asik ve para gonderiyor. bu sevgi uzerine sartli tahliye ediliyor ve inanilmaz bicimde kadini bulup, saga sola kaymis kor gozlerine bakip askini itiraf ediyor, bunu ikna da ediyor ve evleniyorlar. zamaninda ortamdaki butun gazetelere dergilere konu oluyorlar tabii, surekli talkshowlara cikiyorlar. bir sure sonra adam ayni kezzap tehdidini baska bir kadina yapiyor ve mahkemesinde karisi gelip halen adami savunuyor. artik stockholm sendromunun fantastik bir hali midir, yoksa adam hakkaten masum mudur nedir, karisinin tanikliginin yardimiyla o isten kurtuluyor ve tabii bu arada medyaya tekrar dusmusler, tekrar hatirlanmislar falan.

    belgeselin sonlarina dogruki roportajlarda, kadraj da ikisi de birden gozukmeye basliyor, yani anliyoruz ki deli asklari halen devam etmekte, birlikteler. bu noktada ikisi de ihtiyarlamis, inanilmaz derecede huysuzlar, muppet show amcalari gibi surekli vidi vidi, tabii komik bir durum ve bitis.

    cok filmin ortasinda ciktim veya hemen bitsin diye ileri aldim ama basinda cikip da ortasinda girdigim ve sonuna kadar izledigim ilk film bu olsa gerek. halen de deger mi pek bilmiyorum
hesabın var mı? giriş yap