• creatio ex nihilo hikayesinin tevrat, incil ve kuran ı kerim 'de ortak olması, ibrahim'in tanrı ve din algısı gereğince makuldur, zira tek tanrılı inanç sistemi, kötülük dünyanın güzelliği için zorunludur ifadesini doğurur. bu şu nihil'den yaratım'ın kaçınılmaz sonucudur. çünkü pagan yunan ve roma dünyasında iyi ile kötü birbirinden ayrılmamıştır, bunu ben özellikle yunan tragedyasından örnekleyerek anlatmıştım. "ares savaşçı tanrıdır, yıkıcıdır ama bu özelliğinden ötürü şeytan veya şeytansı değildir. athena bilgeliği simgeler ama troya'nın yıkılmasında başrollerden birine sahiptir. (öğüt tanrıçası metis'i yutmuş olan zeus'un kafasından silahlarıyla birlikte doğmuştur.) sadece tanrılar hem iyi hem kötü yani antropomorfik bir özelliktedir. onun dışında syrenler, furialar ve kader tanrıçaları moiralar hep diğer tanrılardan bağımsız hareket ederler. yani demek istediğim tektanrılı inanç sistemindeki iyi ile kötünün ayrılması paganizmde yoktur. ... sinemada karakterler orestes olamazlar, biz de orestes olamayız. çünkü yaşadığımız çağ yalan bir humanitas'ın , önceki çağların hepsinden daha üstün olmasıyla övünen abuk bir kendini bilmezliğin etkisindedir. bu çağda normlar seni iyi ya da kötü yapar, oysa paganizmin egemen olduğu çağlarda sen kötülüklerin ve iyiliklerinle kabul edilirdin. sen o çağlarda edebiyatta; kızın yok yere kurban edilirken masum bir anneydin, bu acıyla kocandan intikam alırken ise katil bir eştin en nihayetinde babasının öcünü almak isteyen oğlun seni bu suçundan dolayı öldürmeye geldiğinde bu sefer yine masum bir anneydin. çünkü sen pagan bir kafanın kurgusuydun. sen tam anlamıyla bir insandın." (#10989480)

    buradaki asıl vurgulanması gereken husus en basit tabiriyle, hiçten yaratmamış olan tanrıların, tıpkı insanlar gibi çelişkileri ve ihtiraslarıyla var olmalarıdır. bu şekilde var oluş ya da insanlar tarafından kurgulanış, nihil'den creatio düşüncesinin olmamasıyla alakalıdır. tanrılar da insanlar gibi yaratılmışlardır da ondan. oysa ki creatio ex nihilo'da tanrının hiçten çokluğu yaratışı söz konusudur. bu haliyle tanrı her şeyden (en'am 13: "gecenin ve gündüzün içinde yer alan her şey o'nundur. o, semî'dir, her şeyi duyar; alîm'dir, her şeyi bilir.") olduğu gibi kötülükten de sorumludur. tanrı hiçten yaratan olarak, devinimde insanlar gibi doğurularak yaratılmış veyahut parthenogenesis bir biçimde dünyaya gelmiş olan tanrılarla aynı nitelikte olamaz, bu yüzden ibrahim'in tanrısı antropomorfik değildir. insanda ondan paylar vardır, ama onda insandan paylar yoktur.

    tevrat, incil ve kuran'dan hiçten yaratılışla alakalı parçaları buraya almakta fayda görüyorum, ibrahim'in dinindeki durumu daha iyi algılayabilmemiz için metinleri gözümüzle görmemizde fayda var.

    *
    tevrat
    *

    bölüm 1
    yar.1: 1 başlangıçta tanrı göğü ve yeri yarattı.
    yar.1: 2 yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. tanrı'nın ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.
    yar.1: 3 tanrı, "işık olsun" diye buyurdu ve ışık oldu.
    yar.1: 4 tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.
    yar.1: 5 işığa "gündüz", karanlığa "gece" adını verdi. akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.
    yar.1: 6 tanrı, "suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın" diye buyurdu.
    yar.1: 7 ve öyle oldu. tanrı gökkubbeyi yarattı. kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı.
    yar.1: 8 kubbeye "gök" adını verdi. akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.
    yar.1: 9 tanrı, "göğün altındaki sular bir yere toplansın, kuru toprak görünsün" diye buyurdu ve öyle oldu.
    yar.1: 10 kuru alana "kara", toplanan sulara "deniz" adını verdi. tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
    yar.1: 11 tanrı, "yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar, türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin" diye buyurdu ve öyle oldu.
    yar.1: 12 yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar, tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
    yar.1: 13 akşam oldu, sabah oldu ve üçüncü gün oluştu.
    yar.1: 14-15 tanrı şöyle buyurdu: "gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin." ve öyle oldu.
    yar.1: 16 tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.
    yar.1: 17-18 yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
    yar.1: 19 akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu.
    yar.1: 20 tanrı, "sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun" diye buyurdu.
    yar.1: 21 tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan canlıları ve uçan çeşitli varlıkları yarattı. bunun iyi olduğunu gördü.
    yar.1: 22 tanrı, "verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın" diyerek onları kutsadı.
    yar.1: 23 akşam oldu, sabah oldu ve beşinci gün oluştu.
    yar.1: 24 tanrı, "yeryüzü çeşit çeşit canlı yaratık, evcil ve yabanıl hayvan, sürüngen türetsin" diye buyurdu. ve öyle oldu.
    yar.1: 25 tanrı çeşit çeşit yabanıl hayvan, evcil hayvan, sürüngen yarattı. bunun iyi olduğunu gördü.
    yar.1: 26 tanrı, "insanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım" dedi, "denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun."
    yar.1: 27 tanrı insanı kendi suretinde yarattı. böylece insan tanrı suretinde yaratılmış oldu. insanları erkek ve dişi olarak yarattı.
    yar.1: 28 onları kutsayarak, "verimli olun, çoğalın" dedi, "yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.
    yar.1: 29 işte yeryüzünde tohum veren her otu, tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. bunlar size yiyecek olacak.
    yar.1: 30 yabanıl hayvanlara, gökteki kuşlara, sürüngenlere -soluk alıp veren bütün hayvanlara- yiyecek olarak yeşil otları veriyorum." ve öyle oldu.
    yar.1: 31 tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü. akşam oldu, sabah oldu ve altıncı gün oluştu.
    bölüm 2
    yar.2: 1 gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı.
    yar.2: 2 yedinci güne gelindiğinde tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. yaptığı işten o gün dinlendi.
    yar.2: 3 yedinci günü kutsadı. onu kutsal bir gün olarak belirledi. çünkü tanrı o gün yaptığı, yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.
    yar.2: 4 göğün ve yerin yaratılış öyküsü: rab tanrı göğü ve yeri yarattığında,
    yar.2: 5 yeryüzünde yabanıl bir fidan, bir ot bile bitmemişti. çünkü rab tanrı henüz yeryüzüne yağmur göndermemişti. toprağı işleyecek insan da yoktu.
    yar.2: 6 yerden yükselen buhar bütün toprakları suluyordu.
    yar.2: 7 rab tanrı adem'i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. böylece adem yaşayan varlık oldu.
    misirdan çikiş : çık.20: 11 çünkü ben, rab yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. bu yüzden şabat günü'nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.
    misirdan çikiş : çık.31: 17 bu, israilliler'le benim aramda sürekli bir belirti olacaktır. çünkü ben, rab yeri göğü altı günde yarattım, yedinci gün işe son verip dinlendim.'"
    yasanin tekrari : yas.4: 32 "siz doğmadan önceki geçmiş günleri, tanrı'nın yeryüzünde insanı yarattığı günden bu yana geçen zamanı soruşturun. göklerin bir ucundan öbür ucuna sorun. bu kadar önemli bir olay hiç oldu mu, ya da buna benzer bir olay duyuldu mu?
    2. krallar : 2.kr.19: 15 şöyle dua etti: "ey keruvlar arasında taht kuran israil'intanrısı rab, bütün dünya krallıklarının tek tanrısı sensin. yeri,göğü sen yarattın.
    nehemya : neh.9: 6 halk şöyle dua etti: "tek rab sensin. gökleri, gökleringöklerini, bütün gök cisimlerini, yeryüzünü ve içindeki her şeyi,denizleri ve içlerindeki her şeyi sen yarattın. hepsine sen canverdin. bütün gök cisimleri sana tapınır.
    mezmurlar (zebur) devami : mez.89: 12 kuzeyi, güneyi sen yarattın, tavor ve hermon dağları sana sevincini dile getiriyor.
    mezmurlar (zebur) devami : mez.95: 5 deniz o'nundur, çünkü o yarattı, karaya da o'nun elleri biçim verdi.
    mezmurlar (zebur) devami : mez.104: 19 mevsimleri göstersin diye ayı, batacağı zamanı bilen güneşi yarattın.
    mezmurlar (zebur) devami : mez.104: 24 ya rab, ne çok eserin var! hepsini bilgece yaptın; yeryüzü yarattıklarınla dolu.
    yeşaya : yşa.37: 16 "ey keruvlar arasında taht kuran israil'in tanrısı, herşeye egemen rab, bütün dünya krallıklarının tek tanrısı sensin.yeri, göğü sen yarattın.
    yeşaya : yşa.45: 12 dünyayı ben yaptım, üzerindeki insanı ben yarattım. benim ellerim gerdi gökleri, bütün gök cisimleri benim buyruğumda.
    yeremya : yer.27: 5 yeryüzünü de üstünde yaşayan insanlarla hayvanları da büyükgücümle, kudretli elimle ben yarattım. onu uygun gördüğüm kişiye veririm.
    yeremya : yer.32: 17 "ey egemen rab! büyük gücünle, kudretinle yeri göğüyarattın. yapamayacağın hiçbir şey yok.

    *
    incil
    *

    matta: mat.19: 4-5 isa şu karşılığı verdi: "kutsal yazılar'ı okumadınız mı? yaradan başlangıçtan 'insanları erkek ve dişi olarak yarattı' ve şöyle dedi: 'bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.'
    markos: mar.10: 6 "tanrı, yaratılışın başlangıcından 'insanları erkek ve dişi olarak yarattı.'
    ibraniler'e mektup: ibr.1: 2 bu son çağda da her şeye mirasçı kıldığı ve aracılığıyla evreni yarattığı kendi oğlu'yla bize seslenmiştir.

    yuhanna

    bölüm 1

    tanrısal söz

    yu.1: 1 başlangıçta söz vardı. söz tanrı'yla birlikteydi ve söz tanrı'ydı.
    yu.1: 2 başlangıçta o, tanrı'yla birlikteydi.
    yu.1: 3 her şey o'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey o'nsuz olmadı.
    yu.1: 4 yaşam o'ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı.
    yu.1: 5 işık karanlıkta parlar. karanlık onu alt edemedi.

    vahiy

    va.4: 9-11 yaratıklar tahtta oturanı, sonsuzluklar boyunca yaşayanı yüceltip ona saygı ve şükran sundukça, yirmi dört ihtiyar tahtta oturanın, sonsuzluklar boyunca yaşayanın önünde yere kapanarak o'na tapınıyorlar. taçlarını tahtın önüne koyarak şöyle diyorlar: "rabbimiz ve tanrımız! yüceliği, saygıyı, gücü almaya layıksın. çünkü her şeyi sen yarattın; hepsi senin isteğinle yaratılıp var oldu."

    *
    kuran ı kerim
    *

    bakara 29: o allah'tır ki, yeryüzündekilerin tümünü sizin için yarattı. sonra göğe saltanat kurdu da onları yedi gök halinde düzenledi. o alîm'dir, herşeyi çok iyi bilir.
    en'am 1: hamt allah'adır! o ki gökleri ve yeri yaratmış, karanlıklara ve nura vücut vermiştir. sonra, gerçeği örtenler bunları rablerine denk tutuyorlar.
    en'am 73: gökleri ve yeri hak olarak yaratan da o'dur. "ol!" dediği gün, hemen oluverir. sözü haktır o'nun. sûra üfleneceği gün de mülk/yönetim o'nundur. âlim'dir, görünmeyeni de görüneni de bilen o'dur. o'dur hakîm, o'dur habîr.
    a'raf 11: andolsun ki sizi yarattık, sonra sizi biçimlendirdik, sonra da meleklere "âdem'e secde edin" dedik. onlar da secde ettiler. ama iblis etmedi, secde edenlerden olmadı o.
    ra’d 16: de ki; "göklerin ve yerin rabbi kim?" de ki: "allah." de ki: "o'nun yanında başka evliya mı/destekçiler mi edindiniz? bunlar kendilerine bile yarar sağlayıp zarar verme gücünde değiller." de ki: "körle gören yahut karanlıklarla ışık bir olur mu? yoksa allah'a, tıpkı o'nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da yaratış/yaratılanlar kendileri için benzeşir hale mi geldi?" de ki: "allah'tır her şeyi yaratan, o'dur vâhid ve kahhâr olan."
    ibrahim 19: allah'ın gökleri ve yeri hak olarak yarattığını görmedin mi? dilerse sizi yok eder, yepyeni bir halk getirir.
    ibrahim 32: allah odur ki, gökleri ve yeri yarattı. gökten bir su indirdi de onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkardı. emriyle denizde akıp gitmeleri için gemileri hizmetinize verdi. irmakları da emrinize verdi.
    hicr 26: yemin olsun, biz insanı; kuru çamurdan, değişken-cıvık bir balçıktan yarattık.
    nahl 3: gökleri ve yeri hak olarak yarattı. arınmıştır onların ortak tuttukları şeylerden.
    meryem 67: hatırlamıyor mu insan; o daha önce hiçbir şey değilken, onu biz yarattık.
    tâhâ 55: sizi yerden yarattık. tekrar oraya göndereceğiz. ve oradan sizi bir kez daha çıkaracağız.
    enbiya 33: o odur ki, geceyi, gündüzü, güneş'i ve ay'ı yarattı. her biri bir yörüngede yüzmektedir.
    müminun 12: yemin olsun ki, biz insanı topraktan oluşan bir özden yarattık.
    nur 45: allah, tüm canlıları sudan yarattı. onlardan kimileri karnı üzerinde yürür, kimileri iki ayak üstünde yürür, kimileri de dört ayak üstünde... allah dilediğini yaratıyor, allah her şeye kadirdir.
    furkan 61: şanı yücedir o kudretin ki; gökte burçlar yarattı, orada bir kandil ve ışık yansıtıcı bir ay oluşturdu.
    rum 54: allah o'dur ki, sizi bir güçsüzlükten yarattı. sonra o güçsüzlüğün arkasından bir kuvvet oluşturdu. sonra o kuvvetin arkasından bir güçsüzlük ve ihtiyarlığa vücut verdi. dilediğini yaratır. alîm'dir o, kadîr'dir.
    lukman 10: gökleri direksiz-desteksiz yarattı; görüyorsunuz onları. ve yeryüzüne, sizi çalkalayıp sendeletmesin diye ağırlıklar, dayanaklar bıraktı ve orada her çeşit hayvanı yaydı. gökten bir su indirdik de orada her türlü cömert ve bereketli çifti filizlendirdik.
    secde 7: o, odur ki, yarattığı her şeyi güzel yarattı. ve insanın yaratılışına çamurdan başladı.
    zümer 6: sizi bir tek canlıdan yarattı; sonra o canlıdan onun eşini vücuda getirdi. ve sizin için davarlardan sekiz çift indirmiştir. sizi annelerinizin karınlarında üç karanlık içinde, bir yaratıştan öbürüne geçirerek oluşturuyor. işte allah! budur sizin rabbiniz! yalnız o'nundur mülk ve saltanat! ilah yoktur o'ndan başka! hal böyle iken nasıl oluyor da gerçeğin tersine döndürülüyorsunuz?!
    mümin 61: allah, içinde dinlenesiniz diye sizin için geceyi yarattı. gündüzü de aydınlık kıldı. şu bir gerçek ki, allah, insanlara her halde lütufkâr davranıyor fakat insanların çokları şükretmezler.
    câsiye 22: ve allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı. ta ki her benlik, kazancının karşılığıyla, hiç kimse zulme uğratılmaksızın, yüz yüze getirilsin.
    kaf 16: yemin olsun ki, insanı biz yarattık. nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biiriz. biz ona, şah damarından daha yakınız.
    kaf 38: yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yarattık. ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.
    zariyat 49: her şeyden iki çift yarattık ki düşünüp anlayabilesiniz.
    rahman 14: insanı, pişirilmiş çamur gibi kuru bir balçıktan yarattı.
    rahman 15: cini de ateşin dumansızından yarattı.
    hadid 4: o, odur ki, göklerle yeri altı günde yarattı, sonra arş üzerinde egemenlik kurdu. yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve onda yükseleni bilir. o, nerede olursanız olun sizinle beraberdir. allah, işleyip üretmekte olduklarınızı en iyi şekilde görmektedir.
    teğabün 3: gökleri ve yeri hak olarak yarattı; sizi biçimlendirdi ve görünüşlerinizi güzel yaptı. yalnız o'nadır dönüş.
    mülk 3: birbiriyle uyum ve ahenk içinde yedi gökleri yaratan da o'dur. o rahman'ın yaratışında/yarattıklarında herhangi bir uyuşmazlık, aykırılık, çelişme göremezsin. bir kez daha bak! bir çatlaklık, bir uyuşmazlık görüyor musun?
    nuh 15: "görmediniz mi, allah yedi göğü ahenkli bir bütün olarak nasıl yarattı?"
    nebe’ 8: sizleri çiftler olarak yarattık.
    ala 2: o ki yarattı, düzene koydu.
  • creatio ex nihilo 'nun yanlış yazımı.

    http://www.asa3.org/…a/pscf/1980/jasa3-80craig.html
    http://books.google.com/…x nihilo&btng=search books

    corrigendum: bu entiri creatio ex nihilio başlığında idi, o yüzden böyle bir entiri girmiştim, telaşa kapılmayın lütfen.
  • hiçlikten doğan tanrısal bütünlüktür. latince 'yoktan yaratma' anlamına gelir.

    değişmez, başlangıçsız, sonsuz ve zamansız bir süreci ifade eder. tüm uzay-zamanın, tanrı'nın bir eylemiyle, önceden var olan herhangi bir materyalden veya dışarıdan değil, yoktan yaratıldığı görüşünü ifade eder.
  • tevrat, incil ve kuran'ın temel ortaklığıdır.
  • yoktan (hiçlikten) yaratmak.
  • felsefede sonsuz gerileme (bkz: sonsuz gerileme) denilen kavramın bizi içine hapsettiği, çaresizce kalakaldığımız zamanlarda sığınabileceğimiz hiçlikten yaratılış anlamına gelen latince kelimeler bütünü. farklı bir bağlamda söylenmiş olsa da john lennon'ın söylediği (bkz: before elvis there was nothing) cümlesine de sığınabilirsiniz.
  • bir şeyi "yoktan var etme"; "hiçten yaratma" edimi için kullanılan latince terim. geleneksel hristiyan tanrıbilimine göre, tanrı dünyayı, varolan her şeyi yoktan var etmiştir. ancak dünyanın yoktan var edildiğini söylemek, onun önsel olarak varolmayan bir töz tarafından biçimlendirildiği anlamına gelmez; daha çok, tanrı'nın varlığa getirdiği şeyler dışında dünyada herhangi bir şey olmadığı anlamına gelir. başka bir deyişle, tanrı doğal evrendeki her şeyi özgür edimiyle varlığa büründürmüştür. gelgelelim kilise'nin plotinos'tan etkilenen kimi ileri gelenleri, örneğin nyssalı gregorios -üstelik kutsal kitap'ta da tanrı'nın insanoğlu ile hayvanları topraktan, yani önceden varolan bir maddeden yarattığı yazdığı halde (eski ahit, tekvin, bap 2: 7,19)- creatio ex nihilo'yu tanrı'dan çıkan bir türüm olarak kavramıştır; yaratılmış olan ne varsa yokluktan değil, tanrı'nın kendisinden çıkmıştır.
hesabın var mı? giriş yap