• bilgisayarımdaki fanı ortaya çıkarmış oyundur. camı da kırıp fırlayarak dışarı çıktı.
  • crysis 3'te yay olayını öne çıkaran ve süper bir fikirmiş gibi gösteren crytek'e tavsiyem crysis 4'te balta ya da meşe odunu kullandırmaları... bomba yerine de taş atabiliriz.

    durun be şaka yaptım, hemen eklemeyin bunları oyuna...
  • sözlükteki sabileri veya sabi ruhluları görmemize neden olan oyun.olm başka işiniz yok mu sözlükte benim makinam senin makinanı döver kavgası yapıyorsunuz.siktiniz formatı,tamam bir kere yazarsın koyarsın lafı kenara çekilirsin,nedir bu yahu.
  • deli sistem gereksinimi isteyen oyun.
    al lan al evi, damı, cpu'yu, ekran kartını komple al ya canımı al.
  • oyun kısa, hikaye gereği özellikle 3. oyunda bir zamanla yarışma durumu olduğu için sürekli bir koşuşturma da olunca hikaye hiç tatmin etmiyor insanı; fakat bu hikayenin kötü olmasından değil, iyi anlatılamamasından kaynaklanıyor.

    call of duty'nin baştacı modern warfare serisinde bu hikaye işini güzel çözdü; farklı oyuncuların gözünden, bağlantılı olaylar anlatılıp sonra oyunun ana karakteri üzerinden bu bağlantı kurularak hikaye aktarılıyor oyuncuya. hikayeyi anlatmaya yardımcı karakterler de hikayeye yedirilerek öldürülüyordu, böylece oyuncu oyuna daha da bağlanıyordu.

    crysis'te bunu yapamadılar bir türlü. sıkıntı tabi ki tek bir nano giysi olması olamaz; sayko'nun prophet yakalanmadan önce neler yaptığı, prophet'ın yakalanıp nakledileceği bilgisini bothan'ların nasıl öldüğü* falan anlatılabilirdi. cell'in dünya'ya yavaş yavaş hakim olması aslında çok yüzeysel anlatılıyor.

    3. oyun güzel. yerli kardeşler seride neyin sıkıntılı olduğunun farkındalarmış elbette ki, özellikle hikaye anlatımı ve alcatraz üzerinden karakter gelişimi çok eleştri alan crysis 2'den sonra prophet'a da captain price kopyası sayko'yu iliştirmişler...

    bu aralar fırsatım oldu, oyunlar da kısa olunca origin access basic'in bedava haftası üzerinden crysis 2 ve 3'ü ardı ardına bitirebildim deneme haftası bitmeden. tavsiyem oynamamış olanlar, crack'le falan uğraşmadan bu yöntemle oynayabilirler oyunu*.

    ayrıca türkçe dublajlı oynadım crysis 3'ü, hiç ingilizce'sini duymamış olmama rağmen cümle yapısından hatalı ya da böyle baharatı eksik olduğu anlaşılan laflar vardı ve ayrıca dublajların bazı özellikleri de garipti. özellikle bora sivri'nin sesinin oldukça underrated olduğunu düşünen ben bile, kendisinin cümleleri ve sözcükleri gereksiz fazla vurguladığını düşündüm. niye her kelimeyi vurgulamak zorunda hissetti, bilemiyorum. ama ses karakterleri bakımından, ingiliz olan sayko için yapacak bir şey olmadığını da göz önünde bulundurursak, orijinal seslendirme sanatçılarının seslerine çok yakın yerli sanatçılar seçilmiş gibi geldi bana ve bu güzel bir isabet; bence sesler karakterlere oldukça yakışmıştı ama işte, bora sivri'nin vurgulaması dışında ellerindeki metinlerde de bir sıkıntı vardı sanırım ufaktan...

    prophet ile sayko'nun o güzel dialogu ses karşılaştırması için iyi bir örnek olabilir aynı sahneler ve vuruculuğu açısından;
    türkçe versiyonu:
    https://www.youtube.com/watch?v=bu8dmmzhyck

    bu da ingiliççesi:
    https://www.youtube.com/watch?v=q2um9dy16js

    genel olarak ben beğendim ve güzel bitti seri. ama yerli kardeşlerin şirket yönetimi konusunda azıcık geriye çekilmeleri gerektiğini düşünüyorum crytek'in şu andaki haline bakarak...

    yazdıklarımı silmemek için not: özellikle prophet'ın sayko'yu yere fırlattığı sahnelerdeki cümlelere bakınca aslında orijinal seslendirmen james vincent meredith de sık sık vurgu yapıyor ama işte metinin çevrilmesindeki o baharat eksikliği aslında çok çok abartı görünmeyen bora sivri'nin sesini garipleştiriyor. yine de hem metin olarak hem de seslendirme olarak iyi iş çıkarmışlar.

    da abicim, mesela örnek video üzerinden konuşursak, adam diyor ki "you take out the artillery, ı'll bring in the vtol.", sen niye "ağır silahları çıkar" diyorsun orada?! yahu, zaten oradaki oyunun görevi bile "sef hava savunmalarını kapatın", hani en kötü "sen topçuları indir" ya da "hava savunmasını hallet" falan dersin ki güzel çeviri olarak gayet "sen hava savunmasını (toplarını) imha et" uyar oraya. yani en kötü bölüm isminden kopya çek, "sen ağır silahları çıkar" aşırı google translate yahu...

    ayrıca o sahnenin en önemli cümlesi "like you said, boss. ı don't need a suit. don't need tech. just need bottle, right?" değil mi? evet, sayko o cümleyi söylerken böyle matarasına vuruyor, matarasına işaret ediyor gibi geliyor ama öyle mi? yoksa, yumruğu ile göğsünü, yüreğini mi işaret ediyor; sanki yüreğini ortaya koyuyormuş gibi. o diyaloğu toptan düşünelim; umudunu, cesaretini kaybeden sayko'yu tekrar olaya dahil etmeye, hala hikayede bir parçası olduğuna inandırmaya çalışıyor sayko. sayko'nun artık kabul ettiği gibi birer deney parçası, kullanılıp atılan, gözden çıkarılan asker paçavrası, insan olmayan silahlar değiller aslında. peki şöyle desem, bottle'ın aslında ingilizce'de cesaret, yürek anlamına da geldiğini size söylesem? ki, oxford sözlüğü bottle'ın kelime anlamında şakkadanak sayko'nun o anki durumunu tam onikiden vuruyor;
    "the courage or confidence needed to do something difficult or dangerous."

    yani aslında sayko orada diyor ki "dediğin gibi patron, giysiye ihtiyacım yok, teknolojiye de gerek yok, sadece yürek lazım değil mi?"(edit: sadece yürek yeter, değil mi?). daha güzel olmadı mı? (evet bottle - yürek eşitliği çok uymamış gibi ama şişeden iyidir.)

    işin ilginç tarafı, bottle'ın cesaret anlamına da geldiğini bilmiyordum ben, o diyalogta bir gariplik sezdim sadece ve sayko'nun likör matarasına dünya'nın yok olmasından daha fazla öncelik verecek bir iskoç olmadığını hatırladım; sayko ingiliz. oyunu bitirdikten sonra 10 saniye sürmedi bottle'ın cesaret anlamına da geldiğini öğrenmem, direk tureng'ten öğrendim. e ben bunu yapabiliyorsam, bu iş için binlerce lira alan çevirmen takımı ne halt yiyordu acaba?

    demek istediklerim bu kadar. güzel oyun, güzel seri; oynayın mutlaka...
  • tek üzücü yanı kısa sürmesi olan oyun. o da daha önce bahsedildiği üzere biraz kolay olmasından.çünkü crysis 2'deki en bela olaylardan biri düşmanların olağanüstü dayanıklı olması ve nano giysinin enerjisini bir anda tüketen aparatların çevrede çokça bulunmasıydı. nitekim crysis 3 te sinyalci denilen dev tripot varlıklar hem çok seyrek, hem görece daha zayıf, hem de önlerinde sağında solunda çok güçlü turret'lar bulunmakta. haliyle gidip turret'ı ve sinyalciyi birlikte karşına alamayacağından hack işlemine girişiyorsun, sonra turret zaten sinyalciyi yamultuyor. etrafta tanklar savaş araçları vs. de bulunuyor, yine turret hackleyerek uçan cisimleri zahmetsizce indirebiliyorsunuz. ayrıca seflerin düşürdüğü silahları da kullanabilmek gayet güzel, fakat onlar da çok hasar veriyor,haliyle bu da oyunu kolaylaştıran bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. demem o ki ilk oyunun zorluğuna bakarak ikinci oyunu da orta karar bir zorlukta başlatmamanızı tavsiye ediyorum sizlere sayın sözlük ahalisi. ayrıca dünyayı kurtarma muhabbetinden sıkılmış olanlar hiç başlamasın bu güzide oyuna bence :) sonuçta her yandan über teknoloji fışkıran bir ortamda yozgat belediye binasını kurtaracak değiliz herhalde dimi ? :)
  • max speed ve max strength modlarının yeniden ayrıldığı, psycho karakterinin geri döndüğü, yepyeni düşmanlar ve harap edilmiş bir new york eşliğinde tamami ile sandbox yani açık dünya stili ile 1. oyundaki stile geri dönen ve yan görevleri de içerisinde barındıracak olan crysis serisinin 3. ve en intikam dolu oyunu.
  • ılk oyununu pc'de oynayarak bitirdigim harika olusumun 3. versiyonu. hasta kaldim, hele ps3'te oynamanin keyfi baskaymis. basinda saatlerin nasil geçtiğini anlamiyorum gercekten. efektler muazzam, gercekci. bazen checkpoint noktalarini bulmak zor olabiliyor. heyecan dorukta ama.
  • özet geçiyorum...

    oyun güzel, gerek grafik olsun, gerek silahlar olsun, gerek oynanış olsun. sniper modunda uzaktan vurayım, stealth kasayım diyen için gayet zevkli. hiç ağır silaha girmeden misler gibin. tuzak da kurmak mümkün, o da ayrı bir zevk.

    ne olsa iyi olurdu? grendel'e susturucu takabilseydik ve bir silah daha alabilseydik iyi olurdu.

    işin saçma kısmı sandbox olarak lanse etmeleri. sandbox dediğin farcry3 gibi olur, öyle alanı genişletmekle olmaz. normal fps gözüyle bakınca gayet iyi duruyor ama.
  • triple a sinifinda bir oyun oldugunu her yonuyle belli eden fps.

    cok iyi grafikler ve karakter modellemeleri, akici oynanis, iyi seslendirmeler, iyi muzikler, kabul edilebilir bir senaryo ile eglenceli bir deneyim yasatmayi basariyor.

    crysis ile crysis 2 arasinda hem konu hem de oynanis tarzi acisindan oldukca buyuk farkliliklar vardi, konu acisindan crysis'in sonunda verilen ipuclarinin devam ettirilmemis olmasi ve beklenin disinda olacak bir sekilde konunun daha ileriki bir tarihte baska bir setting'te gecmesi degisimin iyi yaniyken, oynanisin ilk oyuna gore dogrusallasmis olmasi crysis 2'nin negatif yonuydu.

    crysis 3 ise setting olarak ilk iki oyunu birlestirmeyi basarip (ilk oyundaki bitki ortulu ada + ikinci oyundaki new york = agd olmus new york) ilk oyun kadar olmasa da yeterli acik alan deneyimi sunabilerek guzel bir denge olusturmayi basariyor. alanlar genel olarak buyuk arenalar olarak insa edilmis, sehirden arta kalan bina yikintilari, suyun akisiyla vadi haline gelmis yollar gibi cesitliliker var ve yol secimi tamamen oyuncuya birakilmis, yollar arasinda kolaylikla gecis yapmak da olasi. boylelikle visor sayesinde arena da neler oldugunu gorup ona gore belirleyeceginiz stratejiyle arenayi nasil temizleyeceginiz, tamamen suitin hangi ozelliklerini kullanmayi sevdiginizle alakali olarak sececeginiz oynayis tarziniza ve dolayisiyla size birakiliyor.

    nanosuitin ozellikleri standard sekilde kullanilmis, alistigimiz bildigimiz kontroller var ve bu sefer upgrade imkanlari sagdan soldan topladigimiz kitler (bu kitler genellikle secondary objectivelerden geliyor) aciliyor ve acilan perkin gereksinimini yerine getirerek perkin gelisimi de saglanabiliyor. mesela cloak ile ilgili bir perk dusmanlar cevresinde belirli bir sure cloak durumunda kalinmasi ile max verimlilige vurduruluyor.

    silahlarda pek degisim yok, sik kullanilan silahlarin cogu crysis 2'den gelmis, dusmanlarin turretlarini mayinlarini hack ederek zararsiz hale getirebiliyor yada kendi tarafimizda savasmaya yonlendirebiliyoruz.

    grafik olarak crysis 2'yle ayni motoru kullaniyor oyun ancak detay seviyesi cidden arttirilmis ve pc'de bu oyun crysis 2'nin high res pack + dx11 patch'i ile yakalayamadigi detay seviyesine ulasiyor. zaten bitki ortusu ciddi sekilde resource istiyor buna ek olarak detayin arttirilmis olmasi crysis 3'u neredeyse ilk crysis gibi bir sistem canavari haline getirmis. ozellikle psycho modellenmesi o kadar iyi ki kendisi ile konustugumuz in-game cut-sceneler film modunda geciyor. crysis 2'de pc ve konsol arasi farklilik fazla olmasin diye ugrasmisti crytek burada ise pc'nin gucunu sonuna kadar kullanmaya calismislar ve netten gordugum konsol videolariyla oynadigim pc grafikleri arasindaki fark quake 2 ile doom 3 arasindaki fark gibi neredeyse. ben i7 2820qm ve 8 gb sistem ram'i destegi ile calisan 2gb ram'li gtx580m cipinde very high details'ta antialising olmadan 1920x1080de cok akici bir oynanis yakalayamadim ve ortalama 20 fps civari aldim, high'da fxaa acikken problemsiz oynadim oyunu. boylelikle crysis 3 laptop'imin max ayarlarda calistiramadigi ilk oyun oldu.

    --- spoiler ---

    oyun hakkindaki tek elestirilerim senaryo hakkinda: yil olmus 2013, half life 2 cikali neredeyse 10 yil olmus, hala kopyalaniyor oyun. asilerin baskici otoriteye karsi savasi var yine burada, combine olmus cell, asiler olmus psycho'nun tayfasi. rage'de de ayni seyi gormustuk. asin artik bunu be olm.

    bir de ikinci oyunda prophet reyiz kafasina sikmadan once suit'i pijama gibi cikartiyordu, boylelikle oynadigimiz karaktere (alcatraz) geciyordu suit ama burada suiti askerlerden ayirabilmek icin cell'in skinning lablerde iskence olarak nitelendirilebilecek uygulamalara gereksinim duydugu ortaya cikiyor. plot devamliliginda bir hata gibi geldi bana.

    --- spoiler ---

    sonuc olarak gunde 1 - 1.5 saat kadar oynayarak 6 gunde bitirdigim bir oyun oldu crysis 3. biraz kisa olmus ama sikici hale gelmeden bitiyor olmasi iyi bir sey. piyasadaki buyuk serilerden biri bitmis oldu bu oyunla birlikte. yerli kardeslerin bir sonraki isini merakla beklemeye koyulmaktan baska yapacak bir sey yok artik.
hesabın var mı? giriş yap