• uzun gagalı, kahverengi tuylu, sık agaclikli ve calilikli bolgelerde yasayan, genellikle yagmulu ve firtinali havalardan sonra avcilar tarafindan sile ve kemerburgaz civarinda bolca katledilen bir gocmen kus
  • tarihimizde bilinen ilk grev, kasımpaşa tersane işçilerinin 1872'de -şemsettin sami, talat ile fıtnat'ın aşklarını anlatırken- yapılmıştır. üst üste üç ay ücretlerini alamayan 600 kadar tersane işçisi, bahriye nezareti'ne,sadrazama ve sonunda padişaha başvururlar. bir şey elde edemeyince grev yaparlar. grev, işçi isteklerinin kabul edilmesiyle son bulur. ilk grevden 55 yıl sonra mahmut yesari, edebiyatımızda işçilerden söz eden ilk romanı çulluk'u yayımlar.
  • mahmut yesari'nin konusu cibali tütün fabrikasında geçen romanı. teknik olarak biraz zayıf bir roman olsa da "türk edebiyatının ilk işçi romanı"* olması nedeniyle önemlidir.
  • şuan yaban hd diye bir tv kanalını izliyorum. adam el kadar hayvanı vuruyor. ne o avcıymış. sokayım senin avcılığına!! karnın açsa gel ben sana yemek ısmarlayım hayvan herif.
  • ormanların kralicesi

    trakya da yelve ve gagalı olarak ta adlandırılır. çil iriliğinde kuru yaprak renginde, sakin bir orman kuşudur. erginlerde alın ve yanaklar açık gri kahverengi, gerdan beyaz, tepe koyu kahverengi ve enine açık pas rengi bantlıdır. gagadan başlayıp gözden kulağa kadar uzanan ve yanak altından geçen iki koyu şerit yanakları süsler. sırtı ve kanatları kestane rengi, üzeri koyu lekeli, kanatlar ve kuyruk tüyleri enine koyu renk bantlıdır. göğüs, karın ve kuyruk altı açık gri kahverengi, enine koyu renk ince şeritlidir. boynu ve kuyruğu kısa, gövdesi dolgunca olduğundan uçarken küt bir görünüşü vardır. gagası uzun ve yumuşak, dip kısmı et rengi, diğer tarafı gri kahverengidir. ayaklar kısa ve et rengidir. boyu 34 cm.dir. genellikle sessizdir.
    genellikle rutubetli, derin ve yumuşak topraklı, içinde çayırlar, sulak alanlar bulunan yapraklı ormanlarda yaşar. dişiler kök diplerinde, çalılar arasında toprağı çukurlaştırıp içine yosun, kuru ot ve yaprak döşeyerek hazırladığı yuvaya 4 yumurta yumurtlar. kuluçka süresi 18-19 gündür. yavrular 4-5 haftada uçarlar. çulluklar gagasını yumuşak toprağa, sığır pisliklerine ve çamurlara sokarak uzun diliyle küçük kurtçukları, aryaları, tel kurtlarını bulup beslenirler. yurdumuzda trakya, marmara, karadeniz, ege ve akdeniz bölgeleri ormanlarında kış göçmeni olarak bulunur. kuzeydoğu ormanlarında az sayıda kuluçkaya yattığı sanılmaktadır.orta, doğu ve güneydoğu anadolu'nun ormansız alanlarında rastlanmaz.yurdumuz dışında orta doğu ve kuzey avrupa da rusya da kuluçkaya yatar. güney avrupa, kuzey afrika ve orta doğudaki nehir boyu ormanlık, ağaçlık yerlerde kışı geçirirler.
    havaların soğumaya başlamasıyla çulluk, kuzey avrupa ülkelerinden, rusya'dan ve balkanlar'dan yurdumuza doğru göçe başlar. çulluğun ilk görüldüğü günler ekim ortalarına rastlar, ama asıl kuş, ekim sonu ile kasım ayı içinde önce trakya ve karadeniz'in kıyılarına yakın yerlerde kendini gösterir.
    çulluk daha sonraları güney bölgelere doğru inmeye başlar. eğer çulluğun ilk geldiği dönemler kuzey sahilleri yağışlı ve sert olmazsa kuşlar uzun zaman bölgede kalabilir. aksi takdirde çok çabuk güneye göç ederler. bunun da nedeni çulluğun solucan ve böcekleri nemli toprakta aramasıdır. iç anadolu'da çulluk pek fazla rağbet edilen ve bilinen bir av olmamakla beraber, kışın çok soğuklarda nehirlerin dar vadilerden geçtiği alanlarda nehir kenarlarında bol miktarda çulluğa rastlamak mümkündür.

    http://www.turkiyeavcilari.com/
  • (bkz: su çulluğu)
  • anadolu'da kimi yörelerde "hindi" yerine kullanılan kelime...
  • hakkaten çok güzel, lezzetli döneri olurdu. doyamaz en az iki tane yerdik. maltepe camiinin hemen yanıbaşındaydı.
  • mahmut yesari'nin doğum günü vesilesiyle aklıma düşmüş olan eseridir.
    "şüphe insanı rahat uyutmaz ama çok tehlikeden kurtarır."
  • bugün hayatımda ilk defa ölü taklidi yapan bir hayvan görmemi sağlamış kuştur. sabah, çorlu'da, kapının önünde bulduğum, bir gözü kanlı, tanımadığım kuşu, veterinere götürdüm. veterineri gören kuş; hop diye kendini yanlamasına yere attı, ayaklarını da uzattı, gözünü de kapadı. vallahi ölü gibi yattı öylece. veteriner: "bak" dedi, "ölü taklidi yapıyor". hayret ettim. çok ilginç bir görüntü idi. neyse, gözü hariç iyileşecekmiş, sonra salacaz bakalım doğaya, vurmazsa avcılar yaşar belki biraz daha tek gözle.

    (bkz: ölü taklidi yapmak)
hesabın var mı? giriş yap