• essek olduğumu hatırladığım gündür
  • yeni geçtiğim iş yerinde çok fazla mülteci var mavi yaka çalışan olarak. devlet özel programlarla bu adamları işe yerleştirmiş çalıştırıyor (bu çok ayrı bir tartışma konusu tabi).

    bu adamları hafta sonu işe getiremiyorsun abi, adama cumartesi mesai var deyince "nassı yani" dermiş gibi yüzüne bakıyor. adamlar orta doğuda ölümün beşiğinden çıkıp gelmişler ama hafta sonu çalışma diye bir şey bilmiyorlar. özellikle iranlı olanları hiç bir suretle işe getiremiyorsun, adamların lügatında böyle bir şey yok. afganı olsun suriyelisi olsun gelmiyor hafta sonu mesai ye.
    bu adamlar böyle bir prensip edinmişken bizim türkler ne yapıyor?cumartesi mesaiye gelip fabrikada yatıp pazar işe devam eden adamlar gördüm, abartmıyorum. hafta içi-hafta sonu fark etmiyor fabrika demirbaşı gibi oluyorlar.

    bizim çalışanlarda ne sosyal hayat kalmış ne aile hayatı ne başka bir şey var. adamlar bitmiş, yüzlerinde mutsuzluktan başka bir şey görmüyorum. ama bu yaşıma kadar bu durumu sorgulayanını görmedim. en keyfine düşkün olanları gece mesai çıkışı bira alıp parkta içiyor. arada bir iki tane bohem var onlarda ayda yılda bir kere mesai olmazsa tekne kiralayıp balığa çıkıyorlar. düşün bak burada en çılgın olanları bu kadar.
    ötekilere, yani mülteci gelenlere bakıyorum. adamlar bizimkilerden daha çok vakit ayırıyor kendine olsun ailesine olsun. adamların özel uğraşları var, resim seven var. kuş seven var, adam karısını alıp kuş gözlemlemeye gidiyor kırsala. fotoğraf merakı olan var, soruyorum iran da da fotoğraf çeker miydin diye, çekerdim oradaki makinem iyi değildi, şimdiki makinem daha güzel diyor adam. adamlarının bazılarının ellerinde sanat var.
    cumartesi günü evden çıktığım zaman tanıdık biriyle karşılaştığımda mutlaka "sen cumartesi çalışmıyor musun?" tarzı bir soru mutlaka duyuyorum.

    bizim bu noktada ülkede hafta sonu çalışmanın nasıl normalleştiğini, günde 12-14 saatin nasıl günlük hayata yerleştirildiğini sorgulamamız lazım artık. bu kadar çok çalışıp neden bu kadar az kazanıldığını sormamız lazım.
  • hayatın bana sunduğu güzel şey!

    bir şey de yapmıyoruz. köy kahvesi gibi oluyor resmen şantiye. hayır ben vakti zamanında, sabahın köründe, haftanın 5 günü okula, 2 günü dershaneye nasıl gitmişim anlamıyorum. yaşlanıyorum galiba. haftada bir gün izin yetmediğine göre.
  • haftanın hiçbir zaman bitmemesine neden olan durum. pazartesi kendini eve gidip bir çay içip gelmiş gibi hissetmeme neden oluyor.
  • hem formal * hem de non-formal * olarak çalışıyorsanız ilginç bir şekilde rodajı iyi yapılmış bir motosiklet gibi oluyorsunuz. çalıştıkça açılıyor motorunuz, sübaplarınız.

    cumartesi çalışmak keyifsizdir eğer formal işteysen,
    cumartesi çalışmak keyiflidir eğer non-formal işteysen

    her iki varsa hayatında işte hayatım
  • her hafta olmadığı sürece güzeldir
  • asla zorunda değilke çoğu zaman yaptığımdır. nedeni kendimi geliştirmek istememdir. biraz cefa çekeyim de ileride sefasını belki sürerim diye beklentim yok ama neden olmasındır.

    editov: bugün 11'den akşam 5'e kadar şirketteydim.
  • bi keresinde bi iş gorusmesinde cumartesi de calisildigini soylediler. aninda ses tonum degisti. suratim da kesin sirke satmistir o an. ne kadar istemedigimi belli ettiysem artik aramamislardir beni daha .d
  • bir tiyatrodur, patron "madem maaş veriyorum cumartesi de gelsinler" diyerek kendi egolu keriz rolünü oynar, çalışan da gelip yarım gün çay - kahve içerek, nette dolanarak, yalandan 2 rapor sayfasına bakıyormuş gibi yaparak kendi rolünü. cumartesi çalışmak, eline 3 kuruş para geçince hemen bir startup kuran kafasız cheap charlielerin inatlarından ve aptallıklarından sadece zarar ettiklerini anlamadıkları bir tiyatrodur. olabilecek en yakın zamanda iş değiştireceğim, kimisi kariyer hırsından her gün ölen, kimisi referanslı yatış işlerini gerçek iş zanneden ve benimkiyle kıyaslayan totoş arkadaşlarıma filan durumdan bahsetmiyorum çünkü yorumları bende haklarında gerçekten düşündüklerimi dümdüz söyleme dürtüsü yaratıyor ve söylesem, kan çıkar ahahasdf. iş değiştirmem için başta neredeyse her hafta istanbul havalimanı'nı 2 kere kullanmam gibi bir sürü sebep var ama onca saçmalığın arasında bana bu kararı aldıran tek sebep cumartesi yarım gün çalışma olayı. cumartesi sabahı duş alıp giyinerek ofise kahve içmeye gitmek çok ağır geliyor. kendi işini kurmak isteyen heveslilere yegane nasihatim şu, cumartesi kimse çalışmaz, boşuna çay - kahve, elektrik - su parası ödemeyin tatlım keriz gibi.
  • cumartesi yarım gün çalışmadan verim alınır mı, boşuna elektrik, su v.s. masrafı değil mi? diye özel sektördeki önemli bir şahsa sormuşlar.
    “ben de biliyorum cumartesi kimseden verim almanın güç olduğunu çalışanların tatil havasına girdiğini. ama cumartesi işgünü yapmazsak bu sefer cuma gibi koca bir günü tatil havasında kaybediyoruz” demiş. bu kişinin kim olduğu hakkında çeşitli rivayetler var, cumartesi pek bir iş yapmasalar da tatil vermeyen işverenlerden duyduğum ortak düşünce buydu.
hesabın var mı? giriş yap