• bölünmesi gerektiğine inandığım siyasi partidir.

    kılıçdaroğlu seçim öncesi milletvekili adaylarını belirlerken ulusalcıların oylarını kaybetmemek ve aynı zamanda soldan da oy alabilmek adına her iki taraftan da milletvekili adaylarıyla seçime girdi. bu tercih kağıt üstünde gayet mantıklı dursa da bana çok riskli gelmişti. çünkü terazinin bir tarafına nur serter, muharrem ince, süheyl batum gibi isimleri koyup, öteki tarafına hüseyin aygün, ilhan cihaner, sezgin tanrıkulu gibi isimleri koymak tek kelmiyle deliliktir. nitekim chp bir yerde bu tercihinin bedelini ödüyor. parti de bir vekilin söylediği diğerininkini tutmuyor. chplilerin dediği gibi bunun adı çok seslilik olarak algılanmıyor kamuoyu tarafından, aksine kendi içinde tutarlı davranamayan bir siyasi parti görüntüsü çiziyor ve sürekli olarak iktidara malzeme veriyor.

    sorunun temel kaynağıysa chpnin yaşadığı kimlik bunalımıyla alakalı.

    bir siyasi parti hem ulusalcı"diğer bir deyişle milliyetçi" hem solcu olamaz.bu iki düşünce sistemi birbirine taban tabana zıttır.çünkü milliyetçililik dediğiniz akım fransız ihtaliliyle başlar ve ayrıştırıcıdır. bazı arkadaşlar ama ama chpnin milliyetçilik oku 20. yy başındaki milliyetçilikten çok farklı olduğunu iddia edebilir. ancak ne yazık ki bu doğru değildir. çünkü atatürk'de o dönemde yaşıyordu ve milliyetçilik akımından etkilenmiştir. her ne kadar bizim milliyetçilik anlayışımız atatürk milliyetçiliği dense de, literatürde böyle bir şey yok. türkiye'de de zaten hiç bir zaman olmadı. varlık vergisi, 6-7 eylül olayları, dersim katliamıyla yapılmak istenen asimilasyon " dönemin vekilleri tarafından aynen bu şekilde ifade edilmiş ve meclis zabıtlarında aynen bu şekilde yer almaktadır." ve bunun gibi daha nice olay.

    sola gelince solda böyle bir anlayış yoktur. sol enternasyoneldir. kıyamette işte burada kopuyor. parti içinde var olan bu çatışma aynı şekilde chp tabanında da var. chp bu yol ayrımını görmezlikten gelerek büyük bir hata yapıyor. çünkü sorunu görmezlikten gelmek onu ortadan kaldırmıyor, aksine büyütüyor.

    işte tam bu noktada chp bir karar vermeli. ya ulusalcı olmalı ya da sosyal demokrat.

    bazıları sosyal demokrasinin chp için bir tercih olmadığını düşünebilir parti geleneğinden dolayı. ancak ben buna katılmıyorum çünkü o partinin oklarından biri de devrimciliktir. çağa ayak uydurmaktır. milliyetçilik çok eskide kaldı, ayrıştırıcı olmakla birlikte çağımızın en büyük hastalıklarından biridir bence. milliyetçilik yerine yurtseverlik çok daha bütünleştirici olabilir chp adına.

    peki chp nin ulusalcı kanadı bunu kabul eder mi?

    açıkcası hiç sanmıyorum.

    nasıl ki akp refah partisinden kopup kendi başına devam ettiyse chp'de kendi içinde aynı şeyi yapmalı bütün bu vaziyetten dolayı. hem parti için hem de türkiye için en hayırlısının bu olduğunu düşünüyorum.
  • 61 anayasası'na kadar halk arasında "devlet", 28 şubat'a kadar halk arasında "halk partisi", 28 şubat sonrasında halk arasında "laik parti", cumhuriyet mitingleri'yle birlikte halk arasında "cumhuriyetçi", günümüzde halk arasında "ulusalcı" diye bilinen siyasi örgüt. halk arasında adı sürekli değişen, kuruluşundan günümüze gecen 90 yılda bir türlü bir ideoloji belirleyememiş partidir aynı zamanda. yaşadığı değişimler, renk değiştirme özelliğini mi gösteriyor; yoksa "eller gider mersin'e biz gideriz tersine" sözünü mü hatırlatıyor çözemedim.
    birgül ayman güler'in sözleriyle yaşadığı kaosta da kriz yönetimini becerememiş, yarım ağızla yapılmış eleştirel sözler, parti içi reaksiyonda bir kınamaya dönüşme gereği bile duymamıştır. haliyle yaşanan krizdeki eleştirel sesler, çatlak ses olarak görülmüştür. bu beceriksizce gerçekleşen kriz yönetimi sonrasında hem ulusalcılar partiye mesafe göstermiş, hem de 'ödp'ye vereceğim oy boşa gideceğine chp'ye vereyim' diyenleri geçmişte chp'ye oy verdikleri için utandırmıştır. haliyle, hem "kemik oy" yok denecek kadar azalmış, hem de gelecek süreçte çare sarıgül sloganlarına meydanı boş bırakmıştır.

    tanım: adında halk geçen, milliyetçi parti.
  • "bir ülkede kitlesel bir reformist parti, bir sosyal demokrat parti yoksa o ülkede sosyalistlerin işi zordur. çünkü işçi ve emekçiler sağ politikaların etkisi altına girerler. türkiye'de cumhuriyetin kuruluşundan beri kısa aralıklar dışında (1970 sonrasında kısa bir dönem evecit'in chp'si ve 1980 sonrasında shp bu istisnayı oluşturuyorlar) sol, reformist, sosyal demokrat bir parti olamadı. bugün bu nedenle işçi ve emekçiler akp'yi ne yazık ki reformist olarak görmekte ve onu desteklemektedir."

    http://www.marksist.org/…iklerimiz/204-yazilar/9979
  • yargıtay cumhuriyet başsavcılığı verilerine göre kayıtlı üye sayısı 953 bin 416 olan parti.
  • sadece doğu ve güneydoğu anadolu bölgelerinde milletvekili çıkaramamışlığına inandırılmışlığımız olan parti. ancak işin aslı öyle değil. işin aslı memleketteki 81 ilde seçime girmesine rağmen, 20-25 tanesinde yarışabilmiş partidir. bu illerin de 5-6 tanesinde birinci parti, 2-3 tanesinde atbaşı, geri kalan 15-16 tanesindeyse 2.'lik için yarışmıştır.

    bu resim, türkiye partisi olamamışlığın eseridir. bu resmi görmek istemeyenleri hayretle karsılamakla birlikte, belki görürler umuduyla;

    doğu ve güneydoğu bölgeleri haricinde chp'nin en fazla 1 milletvekili çıkardığı iller:

    afyon 5'te 1, aksaray 3'te 0, amasya 3'te 1, artvin 2'de 1, bartın 2'de 1

    bayburt 1'de 0, bilecik 2'de 0, bolu 3'te 1, burdur 3'te 1, çankırı 2'de 0

    çorum 4'te 1, düzce 3'te 0, giresun 4'te 1, gümüşhane 2'de 0, isparta 4'te 1

    k.maraş 8'de 1, karabük 2'de 0, karaman 2'de 0, kastamonu 3'te 0, kayseri 9'da 0

    kırıkkale 3'te 0, kırşehir 2'de 0, konya 14'te 1, kütahya 5'te 0,1 nevşehir 3'te 0

    niğde 3'te 1, ordu 5'te 1, osmaniye 4'te 0, rize 3'te 0, sakarya 7'de 1

    sinop 2'de 1, sivas 5'te 0, tokat 5'te 1, trabzon 6'da 1, uşak 3'te 1

    yalova 2'de 1,

    yozgat 4'te 0.

    kriterlere uymuyor ancak, gaziantep, şanlıurfa, samsun illerinde toplam 33 vekil varken, chp'nin bu illerde sadece 4 milletvekili vardır.

    eğer, kıyılar bizim, beslenme alışkanlığımız balığın farkı, iyot'la açıklamaya kalkarsanız, liste karşınızda. balığın da iyotun da kralının oldugu karadeniz illeri göz kırpmaktadır ya da tanımlayamadığım bir el hareketi yapıp bir sonraki seçimde çarpacağı tokatı da hazırlamaktadır.

    bu sonucu değiştirebilmek için;

    toplumsal barışın bir ayağında devletle kürtler'in olduğu kadar, diğer ayağında da chp'yle muhafazakarlar yer almaktadır.

    yok kardeşim, biz doğru poltikalar izliyoruz, bak birgül ayman güler'e ne güzel söyledi;
    türk ulusuyla kürt milliyeti eşit gösterilemez

    ya da amacını çoktan aşmış olan türkiye laiktir laik kalacak gibi sloganlar atmayı uygun görüyorsanız ya da en masumane dini gereksinimleri bile aşağılıyorsanız, akp karabük gibi bir işçi şehrinden almış olduğu oy oranını memleketin her yanına yaymak için seçim gününü bekliyor, emin olun.

    not: karabük'teki akp oy oranı -çok yaklaşık olmakla birlikte- 12 eylül referandumdaki evet oylarına tekabül etmektedir.

    doğu ve güneydoğu'daki milletvekili sayılarını göndermemi isteyenler, mesaj kutumu gördüğüm en güzel yeşil tonuna sahip olan renge bürüyebilir

    ya da;

    internet ellerinin altında işte.
  • cumhuriyet rejimi çocukları tarafından kuruluşundan bu yana en çok eleştiri aldığı yıllarını yaşayan partidir. bunun en önemli nedeni iktidardaki akp'nin geçmişte yaşanan her olumsuzluğu chp'ye bağlama taktiği sonrası esen rüzgardan kapılan hastalıktır. ülke siyasetine dair yaşanan tüm sorunlarda artık "o değilde chp'ye küfretim mi lan ben bugün?" düşüncesi bazı siyasetten anladığını sanan garibanların beyninde hastalık derecesine ulaşmış vaziyettedir. sanarsın ki chp'siz memleket refaha erecek ve buna çok emin bu şahıslar.
  • ya partinin belediye başkanı baki ergül ya da sırrı süreyya önder büyük yalan söylüyor.

    " sırrı süreyya önder, sinop’taki olaylardan chp’li belediye başkanı baki ergül ve vali ahmet cengiz'i sorumlu ttu. önder, sinop’ta yaşananlar sırasında fotoğraf çektiklerini ve bunu yerel arkadaşlarıyla paylaştıklarını söyledi. önder şöyle konuştu: “olaylarda mhp’nin bir vebali yoktur. biz orada bazı tespitler yaptık, gözlemlerde bulunduk. mhp’liler bu kalabalıklar arasında yoktu. fotoğraftaki kişiler arasında mhp ile organik bağı olan kimse yok. aancak maalesef chp’li yetkililerin vebali vardır. chp’li sinop belediye başkanı’nın provokatif açıklamaları olmuştur. vali'nin de sorumluluğu vardır. biz karadeniz’e insanlarla kucaklaşmaya geldik. polis kordonu buna müsaade etmiyor. bu yüzden trabzon’a gitmekten vazgeçtik. ancak inanıyorum ki karadeniz insanı yapılanlardan ders alacak ve bizi tekrar çağıracak.”"

    http://www.radikal.com.tr/…5&categoryid=78&rdkref=1

    "pazar günü öğleden sonra eşinin hastanedeki tahlilileri için samsun’a gittiğini pazartesi günü saat 19.00’da sinop’a döndüğünü belirterek, şöyle konuştu:

    "olayları ben de televizyondan izledim. bir insan iki yerde aynı anda olamaz heralde. sayın vekiller, bizim seçilmişlere saygımız sonsuz, herkese olduğu gibi. neyi amaçlıyorlar onu bilmiyorum. bir hafta içinde ne yerel basında ne genel basında ne radyoda ne televizyonda hiç bu anlamda bir temasım olmamıştır. ben de son derece üzgünüm. kentimde böyle olayların olmasını kesinlikle tasvip etmiyorum. ben eşimin problemleriyle uğraşırken, hiç hakkım, günahım olmadığı halde böyle bu anlamda ifadelerde bulunulması onların yapılarını gösterir diye düşünüyorum."

    "bdp ’li milletvekillerini allah’a havale ettiğini dile getiren ergül, "insan bir yalan söylerken veya birisi hakkında suçlamada bulunurken önce elini vicdanına koyacak. ’acaba karşıdaki bunu hak edecek mi?’ diye. hiç bunları yapmadan böyle karalamayı, ’çamur at izi kalsın’ gibi son derece yakışıksız bir davranış olarak görüyorum. olaylarda dahlimin olduğunu ispat etsinler, değil belediye başkanlığını, sinop’u terk ederim. samsun’da da olaylar oldu. samsun’dakileri de birisi mi provoke etmiş yani" diye konuştu.""

    http://www.radikal.com.tr/…id=1122081&categoryid=78

    edit:

    "bdp heyeti, sinop ve samsun'da yaşanan olaylar nedeniyle dün trabzon ziyaretini iptal etti. bdp'li sırrı süreyya önder mhp'nin olaylarda vebali olmadığını savunurken chp'li sinop belediye başkanı'nı suçladı. hürriyet'e konuşan belediye başkanı baki ergül ise olaylarda dahlimin olduğunu ispat etsinler, değil belediye başkanlığını, sinop'u terk ederim" dedi.bugün tbmm'de bir basın açıklaması yapan önder, ''yerel gazete haberi üzerine belediye başkanını suçladık ama haberi doğrulatamadık. sözümüzü geri alıyoruz. özür diliyoruz'' dedi."

    http://www.hurriyet.com.tr/_np/4947/19324947.jpg

    güzel bir siyasi manevra. suçluları görme,suçsuza vurup geri çekil.
  • akp'ye yeğleyeceğim ancak zihniyetinden nefret ettiğim parti.

    zülfü livaneli gibi adamlara kalması lazım.
  • tek kurtuluşu kemalizme biraz daha sarılmaktır,

    büstlere gül atmalı,

    ata ziyaret edilmeli,

    kalkar kalkmaz andımız okunmalı,

    23 nisan, 19 mayıs, 30 ağustos... her gün her yer atanın resimleriyle donatılmalı,

    kitaplarda biraz daha ata olmalı özellikle ilkokul,

    atayı küçümseyen şirk koşanlar sürülmeli, asılmalı, kesilmeli,

    silivri'ye girenleri sokanlarla değiştirmeli,

    kemalizm zorunlu ders olmalı,

    çok özel stklarla işbirliği yapıp ikna odaları kurulmalı,

    ulusal sermayeden başka sermayeye göz açtırılmamalı,
    (koç, olmasaydın olmazdık)

    ulusalcı olmayan yenilikçi, akraba kıyağı ile girmiş adamlar partiden ihraç edilmeli,

    dini değerler yobazlık olarak yaftalanmalı,

    şapka devriminde asıldığı gibi binlerce insan asılmalı,

    gerekirse dersim bir daha bombalanmalı,

    yeni şeyh saidler, nursiler bulunup sürülüp asılmalı,

    en önemlisi cumhuriyet mitingleri yeniden yapılmalı!

    kemalizme öyle sarılmalı ki başka bir şey düşünmeye fırsat kalmamalı!
hesabın var mı? giriş yap