• atatürk ün partisi...

    ilkokul yıllarım...büyük halam (herhalde artık aklımın bazı şeylere erdiğini düşünmüş olacak) kırmızı bir kumaş parçası verdi bana , bayağı eski görünümlü, yine de uzun zamandır itina ile saklandığı belli, üzerinde altı tane beyaz ok var...."bu" dedi "atatürk'ün partisinin aplikesi.senin dedenin dedesi selanik'ten mustafa kemal'le beraber çanakkale'ye gelmiş. sonra da istanbul'a.çok becerikli bir yorgancı-terzi olduğundan cumhuriyet kurulduktan sonra mustafa kemal partisi için büyük dedene hazırlatmış bunlardan" atatürk'ün bir partisi olduğunu ilk kez duyuyorum, chp'nin yasaklı yılları olduğundan altı ok'un anlamı hakkında en ufak bir fikrim yok. aplikeyi (ki bunu da ilk defa duyuyorum) saklama görevi artık benim. daha iyi muhafaza etmek için kumaşı çerçeveciye veriyoruz, iki gün sonra almaya gittiğimizde dükkan sahibi çerçevenin talibi çıktığını, satmak istersek müşterisinin hazır olduğunundan bahsediyor. annem manevi değeri olduğunu söylüyor, çerçeveyi alıp dükkandan ayrılıyoruz. partinin karizması gözümde bir kat daha artıyor.çerçevelenmiş aplike artık benim odamda...

    chp ile ikinci tanışmam ortaokul yıllarımda, tekrar açıldığı 1992 senesinde, ama ilki kadar net değil kafamda. daha net hatırladığım 1995 kurultayı.artık lisedeyim... karayalçın ve baykal'ın birbirlerine seslenişleri gözümün önünde, nedense gönlüm karayalçın'dan yana.hava karlı, dayım kurultayda oy kullanmak için ankara'ya yola çıkıyor. yüzünde, sözlerinde belirgin bir umutsuzluk var. kafamdaki chp resminin kırışmaya başladığı bir dönem.

    ve üniversitedeyim, kadıköy'de vapurdan iniyorum, meydandaki heykelin önünde bir chp mitingi. sahnede sıra bekleyen birkaç bayan. eline mikrofonu alan "laikliği elden bırakmayacağız!.." tarzı laflar sıralayıp yerine geçiyor. kim oldukları hakkında fikrim yok. ama bana daha ziyade mehmet ali erbil'in seyirci profilini anımsatıyorlar. söyledikleri doğru, ama ifade edemiyorlar. aşağıda olmaları gerekirken neden kürsüdeler?...benim kafamdaki chp çok daha iyi kadrolaşırdı...

    bugün odamdakiyle gerçek hayattaki chp nin hiç de benzeşmediğinin artık farkındayım. savundukları, tavizleri, inandıkları, önem verdikleri, öncelikleri, kadroları, karşı duruşları ve liderleri ile çok farklı kulvarlarda koşuyor...bendeki oklar çok başka yerleri gösteriyor.
  • deniz baykal'in son aciklamalariyla, chp'nin kapilarini merkez saga actigini ogreniyoruz. bu dogru hamleyle chp artik dogru yerini bulmustur. sol bir parti oldugu seklindeki mitlerden arinan chp'nin geleceginin ne olacagi ilgiyle takip edilmelidir.

    http://www.hurriyet.com.tr/…/4469696.asp?m=1&gid=69

    bundan sonra chp denince oncelikle su sorularin cevaplarinin kafamizda netlesmesi gerekmektedir:

    "bir partinin yillardir var olmasi bundan sonra da var olmasini gerekli kilar mi?"
    "sagda yeni bir parti ihtiyaci vardi da ondan dolayi mi chp saga acildi?"
    "sol tandansli secmenler bu semsiye altinda yagmurdan korunabilirler mi?"
  • tabanını şimdiye kadar ülkeye faydası olmamış merkez sağ ile genişleteceğini açıklamış, bir oraya bir buraya koşan fikirlerle yürütülmeye çalışılan, çocuk bahçesine dönüşmüş parti.

    http://www.hurriyet.com.tr/…/4475795.asp?yazarid=49
    güzel bir bülent düzgit karikatürü
  • son yıllardaki tutumuyla, sosyalist enternasyonel'e,bünyesine dahil partileri tekrar gözden geçirmesi gerekliliğini hissettiren parti.
  • seçmenin kötünün iyisi mantığı ile hareket etmesinden dolayı yıllar yılı ne iktidar olabilmiş, ne de barajın altına düşerek meclisteki koltuklarını kaybetmişlerdir. vermeyin oyunuzu kardeşim madem kötünün iyisi diyorsanız. belki akılları başlarına gelir, mabadları kalkar oturdukları o koltuklardan. en fazla 5 yıl daha abidik gubidik bir parti gelir iktidara. bu koltuk düşkünleri de analarını alıp giderler. bir sonraki seçimde chp adam gibi birileriyle seçime girer. atatürk'ün mirasının düştüğü hallere bak. hallerini gördükçe utanıyorum.

    edit: düzeltme için ozmania ya teşekkürler. 99da barajın altında kalmışlardı. demek ki bu adamlar bu koltuk üzerinde ölmedikçe chpden gitmeyecekler... sanırım koltukla birlikte gömülürler...
  • belediye başkanını protesto eden bir hanımefendiyi saçlarından çekerek ve aşırı şiddet uygulayarak engellemiş üyelere, sorumlulara vb. sıfatta insanlara mekan olmuş partidir.
    yani bu partidekilerde eleştirilmeyi veya protesto edilmeyi kaldıramayan insanları bünyelerinde bulundurmaktadır ve başbakan'ı eleştirirken kendi yaptıkları terbiyesizliği görmemezlikten gelmektedir.
    yani temsil edeceği halka gösterdikleri saygı bir diğerinden * pek fazla değildir, hatta çok daha azdır.

    http://83.66.3.10/2006/07/13/son/sontur40.asp
    (bkz: sevgiler)
  • denizin bittiği yer
  • kimin partisi olduğuna dair tartışmaların tam göbeğinde, aslında son noktayı gazi 'nin koyduğu hadisenin, sorunun göbeğidir.

    türk ocağı reisi dr. şemsettin bey, gazi 'ye hitaben şöyle demektedir; "..sen yalnız bir şahıs değil bütün bir milletsin, senin şahsın, fırkan bütün milletin şahsı ve fırkasıdır. yaşa varol!" bunun üzerine; gazi sözü alır, cevap verir; "..genç arkadaşımızın söylediklerine yalnız bir şey ilave edeceğim. halk fırkası 'nın kadrosu bütün efradı millettir. bu hakikati düşünemeyenler henüz dimağlarını düşündürmeye alıştırmayan bedbahtlardır." (hakimiyeti milliye: 12 ekim 1925; atatürk 'ün söylev ve demeçleri,iii,sf:235) yine gazi 'nin, gücünü milletten aldığına dair ifadeleri de sık okumaktayız, misal bir konuşmasını bu desteğe bağlayarak şöyle bitirmiş; "..hep beraber yürüyerek inşallah pek az zamanda millete refah ve saadet verecek olan büyük gayemize varacağız." (aynı kaynak; 2 nisan 1923) şimdi ismet inönü ile başlayan milli şef 'liğin o hani dikta rejimine doğru gidişi ve ardından milli şef 'in gemisinin ii. dünya savaşı'ndan küçük sıyrıklarla atlatmasının ardından, zaten darboğazda, daraldıkça daralan , yüzyılların açlığı ve savaş görmüşlüğüyle bunalmış halka ilaç gibi gelecek yine chp kadrosundan yeni menderes ve onun yeter söz milletin zımbırtısı karşısında chp 'nin de artık miyadını doldurduğunu düşünenler, yine o diktaya kayan inönü 'nün bir avuç milletvekiliyle menderes 'i sarsmasıyla dönüp şaşırmışlarken, ardından geçen süreçte şu karşı devrim hadisesi de belirginleşir ve nedense menderes açılımlarıyla ülkede gerginlikler ayrılıklara dönüşür olmuş. milli şef sayesinde o sıyrıklarla atlattığımız ikinci dünya savaşı var ya, işte o bize ardından soğuk savaş dönemleri, 10 yılda bir antidemokratik setler, eğitim alanında devrimlerin gereği ve itkisiyle şahlanan, hedefe yönelen beyinlerin yavaş yavaş sağdı, soldu diye parsellere bölünmesi şeklinde bir tarafımıza tıkanıverdi.

    o yüzden mustafa kemal 'in bıraktığı yerden ismet bey 'in devraldığı chp, aslında günümüze hiç bakmamak lazım, zaten halktan kopmayı bir kenara bırakın, hiç onarılmayacak yarala sebep oldu. o yüzden günümüz chp 'sini salt deniz baykal'la eleştirmek yerine, mka sonrası yaşananlara ve bu yaşananlardan kimlerin nemalandığına dikkat etmek lazım.

    yahu o kadar eleştirdiğimiz, batının adamı dediğimiz adnan menderes bile asıldı. ne kadar işimiz zor suçluluları bulmak uğruna değil mi?
hesabın var mı? giriş yap