• ne kadar sövsen az bunlara, gençliğin bütün hayallerini, gelecek planlarını siktiniz.

    akademisyen olmak istersin, önüne torpil gerçeği çıkar. öğretmen olmak istersin, mülakat adı altında yine torpile, biat kültürüne çarparsın.

    binlerce kültürlü, gerçekten donanımlı olan insan çaresizlikten akıllarının ucundan geçmeyen işlerde çalışarak hayatlarının en güzel yıllarını bunalım içinde geçiriyorlar.
    bir insanın hayattaki isteği mezun olduğu bölümle ilgili işte çalışmak olabilir mi ya? bu siktiğimin coğrafyasında oluyor işte.
  • birçok üniversitede sipariş üzere ilana çokça rastlamışlığım var ama şu son on yıllık dönemde, cumhuriyet üniversitesindeki akraba-eş-dost atamaları kadar aleni gerçekleştirilen başkaca alımlara rastlamışlığım yok. skandal hafif kalır, rezalettir. değişen bunca yöneticinin ardından üst kurulun etik anlayışı, utanmazlığı, aymazlığı hiç mi değişmez; açık seçik torpille o koltuğa oturanların yüzü hiç mi kızarmaz yahu! daha altı ay önce atanan eşler-oğullar-yeğenler skandalından sonra aynı yıl içerisinde ikinci sülale alımlarına girişen şu insanların pervasızlıklarına ne demeli? güya eğitim yerleşkesi, bilim merkezi burası öyle mi? uluslararası mecrada eğitim üretimine dönük marka değeri çalışmalarına zarar veren, liyakat anlayışı hiçe sayılarak yapılan ve utanmazca savunulabilen bu atamalar; hür fikrine ve adil tavrına güvendiğimiz sn. ziya selçuk ve tüm devlet büyüklerine açık çağrı olsun. üniversitelerimiz, içlerine nüfuz eden bu paralel eş-dost-akraba yapılanmalarından arındırılarak gerçek hüviyetine kavuşturulsun. ahbaplık ilişkileri üzerine inşa edilen -sözde- bilim anlayışımız sebebiyle beyin göçü veriyor ve nitelikli değerlerimizi birer birer kaybediyoruz. hükumetin dile getirdiği "dünya üzerinde küresel aktör" olabilmenin ön koşulları, işte bu kurumlarda gerçekleştirilecek liyakatli atamalardan geçiyor. başlangıç için işte size muazzam bir fırsat. masaya yumruğunuzu öyle bir vurun ki bir daha kimse bilim merkezlerinde ahbap-çavuş ilişkisine meyledemesin. devletin gücü, bilim insanlarına güven versin. tam zamanı!

    ek: şu rezalet tablosunu da buraya iliştireyim. ibret olsun!
  • liyakat gibi liyakat.

    siz de destek verin ak parti seçmeni. destek verin ki bir gün hayatınızın en önemli anında, bütün emeğinizi verdiğiniz bir sınavda, akpli bir adamın oğluna kaybedin.
  • damadını bakan yapan var
  • ya ne olacağıdı.

    seni ya da beni mi alacaklardı.
  • bu ne sadece sivas'a ne de akp'lilere özgü bir vaka. şu an istanbul'daki 2 kalburüstü üniversitenin siyaset bilimi bölümlerinin sonbaharda araştırma görevlisi olarak alacakları kişileri biliyorum. an itibariyle ortada ne kadro var ne ilan ama araştırma görevlisi olacak kişiler belli. tıpkı sivas vakasında olduğu gibi bu durumdan da çok canım yanıyor ama elimden gelen bir şey olmadığı için anca ekşisözlüğe yazabiliyorum. ülkenin sağcısı da solcusu da, akademisyeni de cahili de kadrolaşma peşinde. istersen 5 dil bil, harvard'da doktora yapmış ol liyakattan bihaber olabiliyorsun, bazı 'özel' kişilere "sen doktoraya/mastera başvur seni asistan alalım" diye haber gönderebiliyorsun. türkiye akademisinden tiksindiğim kadar az şeyden tiksindim.
  • sorsan kul hakkından cok korkarlar.
  • yıllar öncede torpil vardı evet ama bu kadar bariz bir şekilde torpil yapıldığı görülmemiştir.
  • türkiye'de olması gereken budur. insanların neden şaşırdığını anlamadığım durum. tabi ki eşine, çocuğuna, akrabasına falan verecek kadroyu. tanımadığı adama kadro mu verecek? hayret bişi.
  • doğuş'un çok iyi bir lafı vardı ; babadan oğula nesil bunlar
hesabın var mı? giriş yap