• ne kadar yüce ve cool değil mi? size önerim bunu yapabilene öykünürken 'yapar-mış gibi' davranıp kabaran hindilerin oyununa gelmeyin.
    etraf hayal dünyasında yaşayıp bazısafve salakları etkileyebilince kendini nimet sayan solucanlardan geçilmiyor.
  • yazları yaklaşık 1 ay, kışın da sömestr tatilinde 1 hafta boyunca ekşi sözlük yazarları dağ evi projesi kapsamında kendi barakamda yaptığım eylem.

    siktirip gidiniz lütfen. mesaj alımına kapalıyım. o zaman o kadar yalvardım, gelin dedim, başım üstüne dedim. ama siz dalyaraklar göt, meme, cinsellik, zik daşşak başlıklarında fink atıyordunuz. şimdi de tarrağımı alırım sizi.
  • su an tam da ihtiyacim olan sey.

    varsin telefon, televizyon, internet olmasin. bol kitabim olsun, sicacik battaniyem bir de kopegim... daha ne isterim...
  • kitap okumak değilde dağ evine gidip bir süre kendi başıma yaşayıp , kendi yemeğimi yapıp şehirden uzakta yaşamak istiyorum. serdar kılıç misali
  • hayal. fazla ütopik. en çok ihtiyacım olan şey galiba. kimse olmadan, sessizlikte tek derdimin kitabın gidişatı olduğu çok değil 4 5 gün verseler bana pek çok şeyden vazgeçebilirim. oturup hayalini kurup mutlu olmalık olay işte.
  • bir kaç seneye bolu'da orman içinde alacağım bir araziye hayalimdeki şömineli dağ evini inşa edip ömrümün sonuna kadar her haftasonu yapmak istediğim olay. şöminede yanan odunun, cama vuran yağmurun ve ağaçların rüzgarla çıkardığı sesin dışında tek bir sesin bile olmadığı bir ortam hayal ediyorum.
  • kısa zamanda cazibesini yitirecek bir eylemdir şahsımca.

    hiçbir şey salt güzel değildir. her şey birbiriyle zincirleme bağlıdır ve bir şeyi diğer şeyden daha cazip kılan da bu zincirleme sistemdir. bir yere kapanıp sadece seks yapmak, sadece oyun oynamak, sadece film izlemek de oldukça sıkıcıdır. evet, dağ evine kapanıp kitap okumak harika bir eylem. fakat nereye kadar?

    günlük hayatta kulağımıza hoş gelen bu eylemlerin hepsi başka olumsuz şeylerle birlikte güzel. işe gideceğiz, geri zekalı insanlarla çalışacağız. avm’ye gidip yine geri zekalı insanlara küfür edeceğiz. arkadaşlarla buluşup bomboş aktiviteler yapacağız. sıcaktan terleyip, soğuktan donacağız ki cazip şeyler cazip kalabilsin. soyutlanıp herhangi bir keyfe odaklanmak uzun vadede benlik bir olay değil.
  • yürümeyi, görmeyi, aç gözlülükten sıyrılmayı, mütevazılığı , yalnızlığın mutsuzluk olmadığını, hayatın her zaman tamamlanacak görevlerden ibaret olmadığını öğretir.
  • dağ evine gitmek için partnerle beraber hazırlıklara başlanır. sabah çok erken kalkılır, giyilebilecek en eski ve salaş elbiseler giyilir. kitap da alındıktan sonra arabaya binilir. partner için her ne kadar sevgili tercih edilse de, bu partner gerçekte baba olmaktadır.

    şehir merkezinden çıkarken kahvaltılık için simit poğaça ve üçgen peynir, öğlen için meyve ya da kuruyemiş ve akşam yemeği için tavuk kanat & kırmızı et alınır.

    yola koyulunur. yollar yavaştan rampalaşır, rampalaştıkça kıvrımlar artar. 2. ve 3. viteste mekik dokursunuz. sonra bi bakarsınız tüm şehir ayaklarınızın altında. telefon çekmemeye başlar. aptal insanlar sizi rahatsız edemeyecektir. ve dağ içindeki yolculuğunuz başlar. resmen iklim değişmiştir. şehirde kar yağarken dağın iç bölgelerinde yağmur yağıyordur. ama yine de soğuktur.

    yaklaşık 30 dk sonra dağ evine ulaşılır. araba kenara park edilir. hemen eve girilip çay yapılır. partner de o ara çevreden odun toplar ve sobayı yakar. çok güzel bir kahvaltı edilir.

    sonra sobanın yanına geçilip öğlene kadar kitap okunur çay eşliğinde. bir yandan pencereye bakıp o soğuk sislerin arasından size kendini gösteren dağlar izlenir, hayallare düşlere dalınır.

    öğlen olunca partnerle beraber kuruyemiş veya meyve yenilir sohbet eşliğinde. olaylardan ya da insanlardan değil, fikirlerden bahsedilir. partnere karşı olan sevgi artırılır.

    ve sonra tekrar kitaba geçilir. yine çay eşliğinde kitap okunur saatlerce. akşam 5’e gelince çevreden odun toplanmaya başlanır. partner de o ara etleri hazırlıyordur, baharat ve tuz ekliyordur. sonra tamamen doğadan bulunan imkanlarla mangal yapılır. sadece iki kişiye yetecek kadar. etler pişerken yine partnerle sohbet edilir. sonra akşam yemeği yenir.

    yemekten sonra akşamın soğuğu iyice çöker. dolayısıyla soba köklenir. daha kat giyinilir ya da partnere yapışılır. yine kitap okunur. bu sefer kitaba kahve eşlik eder.

    gece olmuştur artık. üst kata çıkılır ve yatılır. daha samimi olmak istenirse aşağıda sobanın dibinde yatılır. bu uyku gibisi yoktur. aman allahım, temiz havayla ve doğada geçirilen zamanın etkisiyle fantastik bir uyku geçirilir. ve sabah erkenden kalkılır. dünkü rutin tekrarlanır. akşam olur.

    ve artık zaman gelmiştir. her şey toplanır. soba söndürülür, bulaşıklar yıkanır, çöpler toplanır. ve arabaya binilir. dağdan inerken şehir tüm ışıklarıyla ayaklarınızın altında görünür. harika bir görüntüdür. ve birden telefonunuz çekmeye başlar. sanki akşam brifingi varmış gibi mesajlar üst üste gelir. o an hissedersiniz ki anaakıma siz de girdiniz, şehirlilerden bir şehirli oldunuz. kısa süreliğine de olsa o dağ mutluluğu yerini dağ özlemine bırakır. ve bir sonraki cumartesi sabırsızlıkla beklenir.
  • kimi insana işte ev işte dağ desen kitabını alıp okuyamaz bence. sadece romantik.

    bir de kapanıyorsam şehirdeki evime de kapanabilirim. sonuçta gaye kitap okumaksa ısınma, aydınlatma (elektrik kesintisi), yemek hazırlama gibi konuları düşününce şehirde daha verimli olacaktır. dağ evine gidiyorsam da kitabımı okuyup eve kapanmamayı tercih ederim.
hesabın var mı? giriş yap