• resmi ideolojiye göre kürtler.
    aslında kürt diye birşey yokmuş. türklerin dağda kalmış, medeniyetten uzak artıkları yüksek doruklarda donmuş karlar ve buzlar üzerinde yürürken ayaklarından kart kurt diye sesler çıkarmış. bundan dolayı kürt denmiş bu insanlara. (kahkaha atmak serbest:) )
  • (bkz: yoruk)
  • "kürt yoktur, kürtler karda gezerken kart kurt diye ses çıkaran dağ türkleridir" kuramının aynı kapıya çıkan karşı tezi şudur:

    aslında türk diye bir şey yoktur, türkler orta asya kürtleridir. ama ta oradan buraya doludizgin at sırtında gelirken nallarından tırk tırk turk turk diye sesler çıktığı için adları türk diye bilinmiş, onlar da zamanla buna inanmıştır.
  • mehmet gul'un ciddi ciddi savundugu tezdir.
  • turklerin cesitlerinden biridir.

    - tatli su turku
    - dag turku
    - benekli turk
    - deniz turku
    - ordek gagali turk
    - tepeli turk

    hepsinin marifeti ayridir, her turlu boylari, turlu turlu huylari vardir. dag turku ne demek yahu?, yeni bir hayvan cinsi mi?
  • "ülkücü kürtler" tanımı ile söylemsel bir çakışma durumu arz etmektedir; gerçeklik olgusuna uzaktan umursamaz bir şekilde bakınsa da..
  • bakalım mümtaz soysal nasıl tanımlanmış dağ türkleri'ni:

    "çeşitli ırklara mensup yurttaşlar yönünden türkiye cumhuriyetinin tutumunu küçük düşürmek için bu deyimin yurt dışında dilden dile dolaştığını biliyorum. fransa’da olduğu gibi türkiye’de de türk yurttaşlığı, kavmî veya ırkhi değil, hukukî bir kategoridir. etnik köken ile hiçbir ilgisi yoktur ve etnik köken hiçbir hukukî sonuç doğurmaz. avukat bourguet’nin değindiği deyim, türkiye’de kullanılmamakta fakat alay edercesine bazen yabancı eserlerde zikredilmektedir. belki de cumhuriyetin ilk yıllarında etnik düşmanlıkların izlerini ortadan kaldırmak için de kullanılmıştır. şayet böyle ise, bu ancak övgüye değer bir davranış olabilir. fakat o deyim bugünün türkiyesinde geçerli olan bir deyim değildir."

    http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/sayi38/soysal.htm
  • sosyal-antropolog martin van bruinessen, türkçede, “kürtlük, türklük, alevilik” adıyla iletişim yayınları arasında yayınlanan, türkiye’nin doğusu, iran ve kuzey irakta yaptığı araştırmalar sonrası kaleme aldığı kitabında; bölgede yaşayan etnisitelerin birinden diğerine geçişlerin olduğunu; bu geçişlerin çağlar içinde, doğudan batıya yatay, kışlaktan yaylaya dikey göçlerle veya dini/siyasi anlayış farklılıkları nedeniyle karşılaşılan baskı ve tehcirden kurtulmak amacıyla dönemin hakim dini veya etnik grubu içine karışmış olduklarını tespit etmektedir ki; resmi ideolojinin yıllardır istikrarlı biçimde sürdürdüğü bu söyleminin, bu bakımdan bir nebze de olsa gerçekliği bulunmaktadır.
hesabın var mı? giriş yap