• nefret ettim, o yüzden şimdi chick flick falanmış demeden gömeceğim izninizle.

    hayatta en sevdiğim şey güzel çekilmiş bir aşk hikayesi izlemekse en sevmediğim şey de aşk üçgeni hikayesi, hele de conservative alt tonlarla bezeli ilk kadının cefakar, munis bir havva, ikinci kadının da özgür ruhlu, sıradışı bir lilith olduğu bir aşk üçgeni hikayesi izlemektir. zaten 60ların 70lerin rock starları, çiçek çocukları hakkında yapılan hikayelerde genel bir sorun var, neden bu hikayelerin hepsi aileyi korumakla görevli muhafazakarların eline geçiyor bilmiyorum ama son zamanlarda freddy mercury'sinden elvis'ine istisnasız hepsi "aslında hepsinin tek isteği kendilerine huzurlu bir aile kurmaktı :(((((((((((" gibi sikko bir mesaj veriyor.

    ya bu gerçekten asla anlayamadığım çok ilginç bir şey, bütün toplum, bütüüün hayat düzeni, okullar, aileler, arkadaşlar, istisnasız her şey ama her şey sizi belli bir yaştan sonra heteroseksüel 'normal' bir çekirdek aile kurmaya itiyor zaten. bu insanların gerçekten özlerinde istediği şey bu olsaydı ellerine bunu yapmak için pek çok fırsat geçmişti eminim. yaşadığımız bu dünyada aile kurmak değil, kurmamaktır akıntıya karşı olan ve özel bir çaba gerektiren şey. bu arada bu istek iyidir ya da kötüdür gibi bir yerden yaklaşmıyorum, ama hayatlarında bir aile kurmamış insanlara ölüp gittikten sonra "aslında tek istedikleri buydu :((((" gibi farazi bir istek atfetmek en hafif tabirle anılarına saygısızlıktır. (tabii burada kurgusal rockstarlar var dolayısıyla istenildiği gibi anlatılabilir ama ben genel temadan bahsediyorum.) bence bunun altında böyle unhinged bir hayat yaşayamamış olanların duyduğu kıskançlık da yatıyor, yani bu rockstarların alkol ve uyuşturucudan genç yaşta ölüp gitmiş olmaları kendilerinin ne kadar doğru bir şey yapıyor olduklarını bir kez daha vurguluyor, bütün toplumun bunların sırtını sıvazlaması yetmiyor, bir de böyle rockstarların acı ve yalnızlık içinde kıvranmalarını izlemek ve bu hikayeleri ibretmiş gibi birbirlerine anlatmak istiyorlar. neyse geçelim, bu birinci ve genel sıkıntımdı.

    ikinci sıkıntım da ilkiyle bağlantılı olarak bahsettiğim gibi konservatif aşk üçgeni teması. bu femme fatale hikayeleri üzerine milyonlarca şey yazılıp çizildi, ne kadar kadın düşmanı olduğu konusunda hemfikir olundu, hala mı bunlar ya? ya hadi böyle bir hikaye yapıyorsunuz, bari ikinci kadına mutlu bir arc yaratsaydınız da biraz olsun mesaj vermekten uzaklaşsaydınız. ama yok, bu kadının da psikolojik olarak ne kadar dengesiz, ne kadar da sevgiye layık olmayan biri olduğu vurgulanıp cefakar kadın övülecek ve "sevgi neydi, sevgi emekti" mesajı verilecek ille mutlaka. hakkında tek bir güzel şey göstermediğiniz cefakar ilişkinin herkesin mutsuzluğu pahasına ölümüne sürmesi gerektiği bastıra bastıra vurgulanacak.

    sonuç olarak hiç sevmedim, ve artık bir sürü hikayesini izlediğimiz reese witherspoon'un kadın hikayesi yapıyorum ayağına gerçek bir kadın düşmanı muhafazakar olduğu konusunda iyice ikna oldum. bu kadının yaptığı hiçbir şeyi izlemem bundan sonra. ayrıca şarkılar da bok gibi olmuş. oh rahatladım.
  • fiction (taylor jenkins reid'in aynı isimli kitabı) olmasıyla beraber hikayesinin fleetwood macin hayatından esinlendiği iddia edilen, mükemmel bir dizi. şiddetle izlenmesini tavsiye ederim. müzik de hiç fena değil.
  • mükemmel bir dizi. favorilerime ekledim. tekrar bile izlenir. kitaptan uyarlama olduğunu bitince araştırdıklarımla öğrendim. gerçekten sizi bağlıyor. tadında bitirdiler diye düşünüyorum. duygu yoğunluğu ve yaşananlar gerçekten çok fena bir son ile bağlanmış. bu sonu beklemiyordum bile. araştırdıklarımla ilgili aşağıya türkçe çeviri olarak bırakayım. hatta youtube'de o aralarındaki bağı gösteren video linkini de paylaşmışlar. onu da ekledim.

    --- spoiler ---

    romanın yazarı, grubun doğrudan belirli bir müzik grubuna dayanmadığını, bunun yerine 1970'lerin müzik sahnesinden ilham aldığını söylüyor, ancak romanın okuyucuları daisy jones & the six'in temelde fleetwood mac olduğu konusunda hemfikir.

    bu hikayenin ruh hali panosu tek bir videoda özetlenmiştir. mayıs 1997'de fleetwood mac, "silver springs" şarkısını warner bros. studio'da canlı olarak seslendirdi ve şu anda 12 milyon kez izlenen ortaya çıkan video, birkaç ayda bir çevrimiçi olarak neredeyse rutin bir şekilde yeniden canlanıyor.

    youtube fleetwood mac live concert

    daisy jones'un yazarı reid, ikonik müzikal an hakkında şunları söyledi: "stevie, 'silver springs'i aşağılanmış bir kadın gibi söyledi, o mikrofonu bir silah gibi tuttu, sesinin onu rahatsız etmeyeceğini söylerken gözleriyle lindsey'nin kafasına delikler açtı." o "silver springs" enerjisi daisy jones & the six evreninde "regret me" ve "look at us now (honeycomb)" gibi orijinal şarkılarla dönüyor.

    fleetwood mac'in mirası iki yönlüdür - bir kısım inanılmaz diskografi ve bir kısım karşı konulamaz romantik iç çatışma. grubun öncüleri stevie nicks ve lindsey buckingham, onları aşk ve savaş dönemlerine taşıyan, daisy jones'tan daisy ve billy dunne'a ilham veren gergin bir ilişki olan müzikal bir bağı paylaştılar. fleetwood meseleleri, müzikal olsun olmasın, stevie ve lindsey ile başlamadı ve bitmedi. stevie ayrıca grubun ilk günlerinde mick fleetwood'a aşık oldu ve diğer grup üyeleri christine ve john mcvie birbirlerine aşık oldular ve yedi yıl evli kaldılar. kitabı okursanız, muhtemelen karen ve graham için en yakın ilham kaynağı budur.

    daisy jones & the six'in kurgusal mirası, yapımı romanda ve yeni dizide belgelenen aurora adlı tek bir plak etrafında dönüyor. benzer bir itibar, fleetwood mac'in, grup üyesi mick fleetwood'un bir keresinde "[onları] neredeyse öldürüyordu" dediği en ünlü albümü rumours'u takip ediyor.
    --- spoiler ---
  • dizi güzel 70 ler ve rock gruplarının hayatları nasıldır diye düşünen herkes için tatmin edici. beklentileri karşılıyor ve akıyor eğlenceli. klişe çok ama seri şekilde izleniyor.
  • ilk 2 3 bölümden sonra fleetwood mac bu demiştim. az önce diziyi bitirince googlelayayım dedim kitabın yazarı fleetwood macden ilham almış. şaşırmadık. efsane güzel diziydi bence. şarkılar da çok güzel.
  • şu anda bitirdiğim dizi. müziğin tüketenler açısından değil de, üretenler açısından ne kadar çetrefilli bir iş olduğunu anlatan müthiş bir iş olmuş. hikayede kitaptan ciddi sapmalar olsa da, duyguyu geçirme açısından çok başarılı olduğunu düşünüyorum.
  • 13 bölümlük şahane dizi. o kadar şahane ki gerçekten bu grup ve daisy var sandım..kurgu olması üzdü.
    mekanlar, atmosfer, oyunculuk.. seyirciye geçirdikleri duygu efsane.. öylesine başlamıştım ama hikayelerini izlemek müthiş geldi ruhuma ilk 6 bölümü bir solukta izledik eşimle.

    başroldeki hatun sürekli bana florence and the machine solistini hatırlattı. süper oynamış cuk.. sam claflin ah sana diyecek lafım yok peaky blinders da görüp bayılmıştım. kral oyuncusun net.
  • (bkz: stevie nicks) ve (bkz: lindsey buckingham) aşkından ilham aldığı için kitabı bu kadar gerçekçi buluyorsunuz. biraz okuyun, araştırın lütfen. her başlığa boş boş yazıyorsunuz.

    tanım: amazon dizisi ve taylor jenkins reid kitabı

    not:70’lerin tarzı benim gibi hoşunuza gidiyorsa, seversiniz. sam claflin tüm şarkıları kendi söylemiş.
  • instagram ünlüsü atanamamış survivor katılımcısı kardeniz kılıç'ın camilla rolüyle arzı endam ettiği dizi.

    bu kadar benzemek olmaz, olmamalı.

    tatlı bir dizidir, müziklidir, nostaljiktir.
  • 10 saatlik almost famous tadı. konusuna dair hiçbir şey okumadan başladım, azılı bir fleetwood mac fanı olduğum için daisy jones'u gördüğüm anda stevie nicks'i izlediğimi anladım. dizi için bestelenen şarkıların bazıları direkt olarak fleetwood mac sampleları ile yapılmış. önce the chain dinleyip sonra look at us now dinleyin. uzun zamandır beni bu kadar heyecanlandırıp bu kadar üzen bir şey izlememiştim. hiç bitmesin istedim. çok iyi.
hesabın var mı? giriş yap