• bir akşam ciğerimize eziyet etmek için bara gidelim dedik. vücudumuzun birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğu zamanlara, yani yaşlılığımıza 25-30 yıl kadar vardı, o yüzden çok da takmıyorduk sağlığımızı.

    mesai çıkışı dört tane erkek bünye toplandık. ankara'nın işlek sayılabilecek bir sokağında, şimdi sokağın ismini verip rencide etmek istemiyorum, gözümüze sadece oturup içmek amaçlı bir mekan kestirmeye çalıştık. derken neon ışıklarla süslü o mekanı gördük. dışardan öyle ışıklı görünüyordu ki, güneşin ikamesi bu tabela olabilir diye geçirdim içimden. böyle saçma benzetmelerim vardır.

    arkadaşlara mekanı işaret ettim, "eyvallah" parolasıyla oybirliğimizi sağladıktan sonra kapıya yöneldik. tam girecekken sonradan bodyguard olduklarını öğrendiğimiz (ilk anda anlaşılmıyorlardı evet) 3 tane erkek bünye bizi durdurup "damsız giremezsiniz beyler" dedi.

    bazen sebebini sorgulamamanız gereken şeyler vardır. ve "serde erkeklik var ağlayamam" mottosu barlarda asla geçerli değildir.

    o saatte herkesin akşam planını yapmış olduğunu, dolayısıyla dam bulmanın çok zor olacağını bodyguard abilere anlatmaya çalıştık ama "damsız almıyoruz" cevabıyla karşılaştık. mekan seçerkenki oybirliğimiz bu noktada bozuldu; "abi almıyorlar gidelim işte" gibi çatlak seslere rağmen grubun yeşil kod adlı ve en kısa boylu üyesi direnç göstermeye başladı. sayıca üstün olmamıza güvenmesinin anlamsızlığını o esnada anlatamadık kendisine. "ben bu akşam buraya gireceğim arkadaş"ın hemen akabinde yüzünde yumruk patlayınca, siz deyin "arkadaşını koruma içgüdüsü" ben diyeyim "adamlardan kaçamamak", yeşil'e vurana bir yumruk geçirdim.

    allah sıralı ölüm versin derler ya, buna allah sıralı dayak yedirsin'i de eklemek lazım birader. üç kişilik bodyguard ekibi, her birimizi aynı anda nasıl dövdüler anlamadım. çünkü hepimiz hala "üç kişiydiler oğlum, teker teker gelseler amına bile kordum" diye ısrar ediyoruz. en azından ben haklı olduğumu biliyorum, bana üç kişi birden girişti. hatta ikisi aynı anda öyle bir kroşe çaktı ki, şimşeğin ikamesi bu olabilir diye geçirdim içimden. böyle saçma benzetmelerimin olduğunu söylemiş miydim?

    yani görev başındaki bodyguardlara mukavemetten ağzımızın payını ve birkaç dişimizi elimize aldık. soğuk kış günlerinde kırılan dişin aralığından çok pis hava giriyor ağzıma ama buna da şükür. iki gözüm önüme de akabilirdi. o şekilde giren havayı düşünsenize.

    velhasıl, bazen damsız girmemeniz gereken yerler vardır. ve "dostlukmuş, ölüme yürümekmiş, üstüne titremekmiş, vefaymış; aşk dediğin, zavallı bir kapıyı duvara çarpıp çıkıncaya kadarmış" mottosu ne barlarda ne de aşk hayatında geçerlidir.

    böyle saçma düşüncelerim de vardır. söylemiş miydim?
  • bu olayı iki yönden incelemek lazım. birincisi yapılan inanılmaz çifte standart, ikincisi kadınların ikiyüzlülüğü.

    çifte standart üzerinden gidelim.

    şimdi abi, bu damsız girilmez olayından anladığımız kadarıyla geceleri çıkıp eğlenmek sadece kadınların hakkı. yani iki kız çıkıp her yere girebilirken iki erkek bir yerlere girebilmek için yanına minimum 2 kız almak zorunda. e peki abicim bu adamlar mecbur mu her dışarı çıkışlarında yanlarına birilerini ayarlamaya?

    hadi bunu siktir et. sen otomatik olarak herkese tacizci, huzur bozucu gözüyle bakıyorsun. peki beni tanıyor musun? kapıya geldiğimde bana bakarken gözlerimin içine bakıp mı bunu anlıyorsun? dünyanın en yakışıklı, entelektüel adamı da olsan, en çirkin ve pislik adamı da olsa aynı muameleyi görüyorsun. hadi çirkinliği geç. çirkin adamın eğlenmeye hakkı yok mu?

    abi sen nereden biliyorsun benim kızlara sarkıntı olacağımı? lan belki sadece arkadaşımla birlikte dans etmek istiyorum. eğlenmek istiyoruz. eğlenmek sadece kadın-kadın ya da kadın-erkek ikililerine mi ait. erkek erkeğe maç seyredebiliyoruz, erkek erkeğe rakı içiyoruz, erkek erkeğe eğlenmeye gidemez miyiz?

    bir yere gidiyorsun. hadi 3 erkek 2 kız girebildin. kızlar sadece arkadaşın. karşı masada da 5 tane kız var. kızlardan biri sana bakıyor. geliyor önünde sürtüne sürtüne dans ediyor. kız bunu yapabiliyor. o zaman o da girmesin abi. madem erkeğin bunu yapabileceğinden korkuyorsun, kızın yapabilme olasılığını da göze almalısın ki geceleri çıkanlar bilir bunlar hiç de rastlanılmamış şeyler değil.

    nedir abi korkulan? herkesin içinde tutup kadınları sikicek değil ya bu insanlar. zaten gittiğin yer belli. güvenliği de var. sen koyarsın içeri bir iki tane güvenlik. bir rahatsızlık mı veriliyor, alırsın onu dışarı. ama bak ne diyorum, hareket yapıldıktan sonra alırsın dışarı. senin ne hakkın var daha hiçbir şey yapmamış insanlara direkt olarak suçu yapıştırmaya?

    gelelim kadınların ikiyüzlülüğüne.

    yıllar yılı bik bik bik öttüler. kadın ve erkek haklarda eşit olmalı bla bla. eyvallah. bence de eşit olmalı. olmamalı diyene de kafam girsin. e peki bu damsız girilmez olayı nerden çıktı? tamamen arz talep meselesi. kadınlar bunu talep ediyor ve karşılığını alıyor. hani nerde haklarda eşitlik canım ablacım? bak sen 3 kız arkadaşınla içeri girebiliyorsun, ben ise yanımdaki erkek arkadaşımla içeri giremiyorum. niye hiç sesin çıkmıyor? niye hiç o kapıdan girerken arkanı dönüp de "ya olur mu böyle saçmalık onlar neden giremiyor?" diye sormuyorsun?

    sadece bu sebepten dolayı türk insanının zihniyetinden tiksiniyorum. buralardan kaçıp gidesim geliyor yeminle. hayır efsane mi doğru mu bilmiyorum ama yurt dışına çıkıp gelen onlarca arkadaşımız var. onların anlattıklarına bakıyorum. ne giriş ücreti var, ne dam sorunu.

    bak diyorum sadece bu yüzden bile tiksiniyorum. çünkü insanımızın kafa yapısını ortaya koyuyor bu. şununla ilişkilendirebileceğin onlarca günlük olay bulursun.
  • dünyada sadece türkiye' de rastlayacaginiz bir uygulama..
    (bkz: turksun dimi)
    (bkz: turkluk kompleksi)
  • bedri baykamın kendisine yöneltilen bu lafa karşılık olarak ne yani yanımızda vajina ile mi gezelim diyerek en güzel cevabı verdiğini düşünüyorum fakat dayak yemiştir üstüne.
  • küçüklüğümde cinsel içerikli espriler yüzünden yaşadığım ilk travmamın öznesi olan uyarıdır bu damsız girilmez.
    ilkokul kaçıncı sınıftaydım tam hatırlamıyorum, kardeş bacı ana baba, mini bir sülale olarak tatile gitmiştik. gündüzleri solungaçlarımız çıkayazken denizden ayrılıyor, geceleri sahilde yol boyu yapıp, çekirdek, dondurma, kağıt helva, haşlanmış mısır vs önümüze seyyar ne denk gelirse alıyor, yiye yiye geziniyorduk. eniştemle tatlı bir sohbete dalmış, aile fertlerinden biraz kopmuş, önden önden yürüyoruz. cafeler, barlar, discolar dizi dizi, girene çıkana bakıyor, sırıta sırıta özeniyorum reşit insan topluluğuna. sonra bir mekanın girişinde "damsız girilmez" tabelasını görüyorum, aile büyüğüm olan enişteme soruyorum bir taraftan da külahtan sızan dondurma damlalarını yakalamaya çalışarak; "enişteeeğ, damsız girilmez ne demeeehk?".. cevap:
    - başındaki d'yi at, anlarsın nihoahaha
    yazık değil mi lan körpe dimağıma, yazık değil mi lan "am mı.. am mı.. amsız girilmez mi.. bühühü anneeeaa" diye feryat figana boğuyorsun çocuğu..
    hala bir yerei birinin "dam"ı olarak girerken rahatsız oluyorum ahaha sosyal hayatıma vurulmuş bir sektesin sen enişte!
  • uzun zamandır bu kadar net ve direk duymamıştım "damsız girilmez" lafını. dokuz gün tatil var dedik, bi yerlere gittik. ilk gece, güzel bir bar; ama "damsız almıyoruz arkadaşım hadi" diyen bir hayvan evladı. şimdi bu damsız almamayı ne zaman bir şekilde haklı çıkarmaya çalışsam kendi içimde, büyük bir çatışma yaşıyor, kendimden soğuyorum. elin ingiliz veledini gayet önümden içeri alırken, bana "damsız girlmez" çeken o herif, bakıyorsun; en büyük başarısı 35 yaşında o kapıda bekçilik yapabilmek. böyle bir herifi de o kapıya dikip bana artislik yapma ehliyetine haiz kılmak, işgüzarlık... çünkü o adamı oraya, kendisi gibi hayvan evlatlarını içeri almasın diye koyuyorlar. bunu birileri onlara söylesin "senin gibi işsiz, sapsız hayvan herifler gelirse sakın alma" falan desin. bu şekilde olmuyor.

    böyle bir muameleye tabi kalmak, hele öyle bir herif tarafından; gerçekten rahatsızlık verici. türkiye'de "eziliyoruz" diye ağlayan kadın kıraathaneleri hiç damsız olduğu için gayet de eğlenmek için gittiği bir bar kapısından götüne baka baka döndürülmüş mü acaba? sikerler.

    yani şu ülkede, sadece bu ülke vatandaşı olduğum için yapılan bu orospu çocuğu muamelesini haketmediğimi düşünüyorum.
  • sadece turk erkeklerine uygulanan kural. turk kizlarina uygulanmaz, yabanci kizlara uygulanmaz, yabanci erkeklere uygulanmaz, bi bize tabi. tecavuzcuyuz ya, ondan.
    (bkz: allahinizdan bulun)
  • iyi amına koyim girmeyelim mekan sizin olsun, orası ayrı konu da, bazen arkadaşların mekanda oluyor sen içeri girmek istiyorsun fakat kapıda "iyi akşamlar, tek başınıza mısınız?" diye soran ama gözleri "hoşt aqduğumun abazası" diye bakan "madem götü göbeği serdik neden top sakal bırakıp bodyguard olmuyoruz" kokan arkadaşa laf anlatmak öyle kolay olmuyor.

    telefonla içeriyi arayacaz da arkadaşlardan bir xx kromozumlu gelip bizi alacak mekana sokacak. var mı böyle bi eziklik. fbi'ın gizli ofisine mi giriyoruz ya da daha önce barda kızların kafasında bira şişesi kırmışım da istihbaratım mı ulaştı. neyse vodafone sağolsun başkentin göbeğinde bile bazen çekmediği için içeriyi arayıp arkadaşı çağırmam 10 dakika sürdü, kapıda mendil satıcısı gibi dolanıyorum, götüm donuyor. sonra kız geliyor kalabalığın içinden salına salına, tutuyor kolumdan alıyor içeri. kefaretimi ödemiş de salıverilmişim gibi. kapıda dam bekleyen diğer erkeklere ufak bir "allah kurtarsın kardeş" bakışı. kıza beni içeri soktuğu için teşekkür mü edicem mesela. bir insana cinsiyeti yüzünden teşekkür edilir mi? ediyoruz. vebalı bir erkeği mekana alıyor sonuçta.

    nasıl bi şey acaba dam olmak diye düşünüyorum. kızlar kapıda bekliyor, mekana alınmıyor erkek olarak gidip ben "kardeş al onları içeri ya başlarında ben varım, bi sapkınlık yapmazlar" diyorum. garanti veriyorum, science fiction tam lan. yatmıyor aklıma. gerçi portekiz'de erasmus yapan bir arkadaş böyle bir uygulamanın orda olduğundan bahsetti, artık ne kadar gerçek ne kadar "alın size hikaye oturun osbir çekin" modu bilemiyorum ama heyecan verici.
  • şimdi bu olaydan insanların alınmasını gücenmesini engellemek için bar kapılarındaki badigard takımının daha nitelikli hale getirilmesi gerekiyor. şöyle ki, herifin biri bana 'damsız almıyoruz arkadaşım' dediğinde içimden gayri ihtiyari 'ulan sen kimsin de bana bakıp bi yere girip giremeyeceğime karar verebiliyorsun' tarzı şeyler geçiyor. o kadar uzun değil aslında, 'ulan sen kimsin'de bitiyor genelde, ama düşünmeye devam etsem bilinç akışı oraya varacak.

    hah şimdi kapıdaki adam mesela nobel ödüllü bi fizikçi falan olsa, 'lan adam heralde benden iyi biliyordur beni, demek hakkaten içeri girsem karıya kıza sarkıp ortamın içine sıçacakmışım' der vazgeçerim, 'saygılar abi' der başka yere giderim. ama halihazırda bar kapılarında nöbet tutan angutlarla olmuyor, insan sinirleniyor.
  • genel olarak disko ve barlarin cogunda kar$imiza cikan bir hadisedir. yaninda bayan olmayan erkeklerin icerde kavga ve/veya huzursuzluk nedeni olacagi inancindan ileri gelir. "dam olsa bu salak yere neden geliyim?" gibilerinden uste cikilabilse de, dayak yenmesi olasiligi ole bole diildir.
hesabın var mı? giriş yap