• bence abartılıyor... şaka lan ne abartılması adam aktörlük nedir sünepelere gösteriyor adeta.

    taa son mohikan filminden beri tanırım ağbimizi ki o filme sinemada giden dinozorlardanım.

    neyse tutkulu bir aktör değil sanatçı demek istiyorum. sen çok yaşa emi.

    u2 nun the hands that built america adlı parçası çalarken bir elinde satır bir elinde bıçak ile uzun silindir şapkasını çıkartan bu abimizi hiç unutmayacağım!
  • hollywood’un en klas aktörlerinden biri. bildiğim kadarıyla teknoloji ve sosyal medyayla ilgilenmiyor ve hala tuşlu telefon kullanıyor. * bu yönleri onu bence daha da klas yapıyor. ayrıca müthiş yakışıklıdır. gülmek bir insana nasıl yakışır diye merak ederseniz the age of innocence filminde tebessüm ettiği sahnelere bakmanız kafi olacaktır.
  • üstüne yoktur sanatında. " there will be blood "
  • bugün 63 yaşına basmış.

    bence de gelmiş geçmiş en iyi aktör. net. evet.
  • oscar da hattrick yapmış ender insanlardan.seviyürüm.
  • metot oyunculuğu diye bilinen oyunculuk şeklinin zirvesi olan aşmış aktör. bu kavram onunla beraber çıkmamış olabilir ancak onunla birlikte ulaşılması zor bir seviyeye çıkmıştır. filmlere hazırlanırken yaptıklarını öğrenince insanın saygısının artmaması elde değil.

    - peter jackson tarafından kendisine defalarca kez aragorn rolü teklif edilmiş, ancak kabul etmemiştir.

    - gangs of new york filmine hazırlanırken rol için gerekli olan öfkeyi açığa çıkarabilmek için eminem'in 'the way i am' adlı parçasını her sabah düzenli olarak dinlemiştir. eminem'i dinledikçe ona karşı olan hayranlığının arttığını söylemiştir.

    - gangs of new york filminde oynadığı bill the butcher(kasap bill) karakteri için profesyonel kasap dersleri ve bıçak atma dersleri almıştır. kasap bill gerçek bir kötü adam olduğu için day-lewis, filmin çekildiği roma çevresinde dolaşır ve rastgele yabancılarla kavga ederdi. aynı zamanda 19.yy'ı yansıtmadığı için mont giymeyi kabul etmemiştir. soğuk havaya rağmen ince dönem kıyafetlerini giymeye devam ettiği için zatürre olmuştur.

    - 1989 yılında londra'da sergilenen hamlet oyununda başroldeydi. sahnedeyken aniden bayılmış ve uyandıktan sonra hızlıca sahneden uzaklaşmıştır. dediğine göre babasının hayaletini görmüştür. bu olay onu etkilediği için tiyatroyu bırakmıştır.

    - in the name of the father filmi için yaklaşık 15 kilo vermiştir. aynı zamanda oynayacağı role girmek için 3 gün boyunca hapishane hücresinde kalmıştır. gece boyunca teneke bardaklarla kapıya her 10 dakikada bir vurularak uyumaması sağlanmıştır. set ekibinden kendisine soğuk su atıp, kötü sözler söylenmesini isteyip; gerçek polisler tarafından sorguya çekilmek istediğini söylemiştir.

    - 1997'de the boxer filmi için profesyonel boks eğitmeni barry mcguigan ile 18 ay boyunca eğitim görmüştür. bu süre sonunda barry, day-lewis'in profesyonel bir orta sıklet boksör olarak rekabet edebilecek seviyeye geldiğini söylemiştir.

    - aşırı seçici olan day-lewis, pulp fiction filmindeki vincent vega rolünü kapmak için çok mücadele etmiş ancak rolü alamamıştır. çünkü quentin tarantino, vega karakterini, john travolta'yı düşünerek yazmıştır.

    - my left foot filminde serebral palsi(beyin felci) olan bir karakteri oynayacağı için serebral palsi kliniğinde 8 hafta boyunca kalmıştır. klinikten tekerlekli sandalyeyle çıkmış ve filmin çekimleri bitene kadar kalkmamıştır. set ekibinden bu süre zarfında kendisini kaşıkla beslemelerini istemiştir. çekimler sırasında rol gereği fazla kambur kaldığı için iki kaburgasını kırmıştır. bu inanılmaz çabası ona en iyi erkek oyuncu oscar'ını aldırmıştır.

    - dedesi michael balcon zamanının en önemli film yapımcılarından biriydi. aynı zamanda alfred hitchcook'a ilk uzun metrajlı filmini çektiren kişidir. film başarısız olmuştur, ancak hitchcook'taki ışığı gördüğü için onunla çalışmaya devam etmiştir.

    - the crucible filminin çekimlerinde canlandıracağı karakteri iyi yansıtabilmek için yıkanmamıştır.

    - lincoln filminin çekimlerinde steven spielberg dahil tüm set çalışanlarının kendisine 'sayın başkan' olarak hitap etmesini istemiştir.

    - son filmi olan phantom thread için dikiş dikmeyi öğrenmiştir. elbiseleri eşinin üzerinde yeniden dikmeye çalışarak sık sık alıştırma yapmıştır.

    - eşi rebecca miller'ın yönettiği the ballad of jack and rose filminde rol almıştır. filmin çekimleri boyunca role iyi adapte olabilmek için eşinden ve set ekibinden ayrı yaşamıştır. yaşadığı yer, setten 2 mil uzaklıkta bir kulübeydi.

    the unbearable lightness of being filmi için çekçe öğrenmiştir.

    the last of the mohicans filmi için çıplak elle avlanmayı, çadır kurmayı ve kano yapmayı öğrenmiştir. dönemin savaş tekniklerini öğrenmek için abd ordusuna mensup bir albaydan eğitim almıştır. rolüne o kadar bağlanmış ki çekimlerden sonra klostrofobi ve halüsinasyon sorunları baş göstermiştir. bu durumu aşmak için profesyonel destek almıştır.

    yukarıdaki bilgiler, yabancı kaynaklardan alınıp, tarafımca çevirilip ve düzenlenmiştir. kopyala-yapıştır değildir.

    kaynaklar: bbc.com, imdb.com, factinate.com, rollingstone.com, wikipedia.com, comingsoon.net, boomsbeat.com, telegraph.co.uk, deathbyfilms.com, rottentomatoes.com, justfunfacts.com

    edit: kaynaklar eklendi.
  • (bkz: #106366183)

    saygı duyulasi biri falan değil fena ruh hastası kişi.
    her insan biraz nevrotiktir. bazen bazı aşırılıklar kabul edilebilir. ama yabancılarla kavga etmek sırf sahnede biraz daha gerçekçi görünsün diye iki kaburgasını yavaş ve acılı kırmak nedir ya. psikotik olmuş kendisi yani nevrasteniyi aşmış artık.

    elinden tutup akıl hastanesine götüreni yok yazık.
  • broadway' de gösterisini izlemek nasip olur inş.
  • (bkz: #2874353)

    reis bu şebeleklere gereken cevabı yıllar önce vermiş.
  • 60 yaşında aktörlükten emekli olduğunu açıklamış oyuncu.
hesabın var mı? giriş yap