• delinin birisi kuyuya taş atar, kırk akıllı çıkaramaz filmi.

    --- spoiler ---

    anlaşılan o ki, iranlı yönetmen filmografisini bu sözü şiar edinerek oluşturmaya çalışıyor. codayi-i nadir ez simin filminde de benzer bir temayı farklı şekilde işlemişti. ondan sonra bunu izlediğim için olsa gerek, pek garipsemedim. ama çok gerildim. en sükseli gerilim filmlerinden daha rahatsız ediciydi. baştaki pervasız neşe, birbirlerine durmadan kur yapan karı-kocaların eski hesapları da açarak tartışmaları, ortalıkta koşuşturan çocuklar, elly'nin aranması, bulunamaması, nişanlının çaresizliği, elly'yi teşhis etmesi ve akabinde terk etmesi. tüm bunlar haddinden fazla gerçekçi ve stresliydi. yine de en büyük gerilimi yalanlar havada uçuşurken yaşıyor insan. seyirci kameranın yerine geçip, karakterler arasında dolaşıyor ve hadi artık bu yalanı da söylemeyiver ya da bu gerçeği burada söylemenin sırası mı şimdi diye ikilemde kalıyor. kelebek etkisi ne imiş anlıyor insan. âlem domino taşları gibi devriliyor ve felek insanın elinden/dilinden çıkan eğri büğrü, şekilsiz, çamurdan bir küp gibi tebarüz ediyor. üstelik o küpten mütemadiyen su sızıyor.

    --- spoiler ---

    film bittiğinde zihnime yerleşen soru şu: acaba biz bir yalan söylediğimizde de -biz farkında olmasak bile- böyle tersine mi dönüyor devran?
  • diken üstünde bir sonraki sahnede ne olacak diye merakla izlenilen yalın, su gibi akıcı asghar farhadi filmi.

    --- spoiler ---

    ''kötü bir son, sonsuz bir umutsuzluktan daha iyidir.''

    --- spoiler ---
  • bi elimdeki kitaba, bir de bu filme bakarken, bi yarım saat sonra kitabı sehpanın üstüne bırakmama neden oldu. çok iyi bir anlatım.

    hakikaten iran diye bir şey var. ve o şey mollaların çok ötesinde olmalı.
  • sayın ferhadi teen slasher çekseydi bu kadar germezdi beni. gerim gerim gerildim. ezildim büzüldüm heyecanlandım hopladım dondum koştum yüzdüm üzüldüm duruldum yoruldum. filmde ne yaşadılarsa aynısını yaşadım. utanmadan tüm sinema tarihini dahil ederek söylüyorum ki seyirciyi filmin içine böylesine çekebilen yönetmen görmedim ben. gerçekten çok büyük, çok ulu yönetmenler var. ama böyle atmosfer oluşturan olmadı be, gerçekten olmadı. doğrusu beğenimin nasıl da elitizme boğulduğunu fark ediyorum ferhadi'yi tanıdıkça. dinamik kameradan nefret ederim. yasujiro ozu'nun film boyunca bir gıdım hareket etmeyen kameralarıyla büyüdük biz, ehehe. ama dedim ya, izledikçe arındım lan resmen. filmi izlerken benim de aklıma hep antonioni'nin l'avventura'sı geldi ama çakma falan demek saygısızlığın daniskası olur onu da belirteyim. bir de, filmin afişinde spoiler var aslında.
  • --- spoiler ---

    filmde benim en çok takıldığım sahne elly'nin ahmet'e karısından neden ayrıldığını sorması ve ahmet'in cevabıydı. ahmet'in eski karısı "sonsuz bir umutsuzlukla yaşamaktansa mutsuz bir sonla bitirmeyi yeğlerim" minvalinde bir cevap vermişti. bu cevaba elly'nin perspektifinden bakıldığında durum çok vahim. çünkü sonradan anlaşılacağı üzere elly'de nişanlısından ayrılmak istiyor ama söyleyemiyor. bir umut diye bu geziye gelip ahmet'le tanışıyor. yani ahmet'in eski karısının söylediği bu söz bizzat elly'nin de söylemek, yapmak istediği şey aslında.
    --- spoiler ---
  • çevirisini yaptığım klasik farhadi filmlerinden biri.
    http://divxplanet.com/…s/165736/darbareye-elly.html
  • adının aksine elly hakkında değil hepimizin bir şekilde pişmanlık dahi duymadan söylediği beyaz yalanlar üzerine olan iran filmi. fakat bilmeyiz ki; etrafımızdakileri kontrol altına almak ve sözümüzü geçirmek için söylediğimiz bu yalanlar her şeyin kontrolden çıkmasına sebep olabilir.
  • oldukça etkileyici bir film ; garipsediğim tarafı filmi izlerken hangi karakterler kiminle evli, ancak filmin sonuna doğru algıladım.

    --- spoiler ---

    elly'nin, çocuk boğulurken etrafa haber vermek yerine, çocuğu kurtarmak için denize girmesi, film izlerken insanın aklına gelmese de, film bittikten sonra insanın kafasına takılıyor.

    --- spoiler ---
  • belki o an sadece masumca söylenen bir yalanın, bir sürü insanın hayatını değiştirmesi üzerine bir film. yalanı yalanlarla örtmeye çalışmak da domino taşlarının birbirini devirmesi gibi, olayları daha içinden çıkılmaz hale getiriyor. insan bunu izlerken, acaba benim de söylediğim 'beyaz bir yalan' bu kadar şeyi etkilemiş midir diye düşünmeden edemiyor. filmde geçen muhteşem bir cümle ise;

    'besser ein ende mit schrecken als ein schrecken ohne ende' yani;

    'korkunç bir son, sonsuz bir korkudan daha iyidir.'
  • nefis seyir zevki veren, sürükleyici bir film.

    pek güzel bir "boka saran tatil" hikayesi de diyesim var. oyuncuların altyapısını araştırmadım ama hepsinin rol beceresi eksiksizdi. her yönden oldukça gerçekçi bir yapım olmuş.

    diğer yandan ortada bir kayıp varken kalkıp herkesin olayın ahlaki boyutlarına takılıp kalması da ayrı bir değişik gönderme idi. tıpkı tüm suçların kadınlara atılması gibi.

    kaçırmayınız.

    8 / 10.
hesabın var mı? giriş yap