• asghar farhadi'nin 4. uzun metraj filmi.

    aldığı ödülleri sonuna kadar hak eden ve su gibi akıp giden bir filmdir. tıpkı diğer asghar farhadi filmleri gibi.

    --- spoiler ---

    filmden en fazla aklımda kalan ve mottom olarak belirlediğim söz, elly'nin ahmet'e söylediği "kötü bir son, sonsuz bir umutsuzluktan daha iyidir." sözüdür.

    belki de hepimizin mottosu bu söz olmalı ki hem kendimiz hem de başkaları için daha yaşanılabilir bir dünya yaratabilelim.

    --- spoiler ---
  • beni kendimle konuşturan filmlerden biri.
    insanın - sorumluluktan, söylediği yalanlardan, duyacağı suçluluk duygusundan - kendisini kurtarmak adına, yaşanan trajediyi nasıl da onemsizleştirdiğini anlatıyor yalın ve gerçekçi bir şekilde.
    filmi çok sevdim ve bir kaç kere daha seyretmek istiyorum.
  • filmle ilgili zaten herkes yeterlince doğallığından , küçük bir yalanın neler doğurabileceğinin etkisinden filan bahsetmiş...tekrara düşmek istemem...

    ancak siz de benim gibi bu filmde tam bir ingmar bergman havası almadınız mı ? mesela deniz kıyısı sahnelerde , o diyaloglarda filan hep persona'yı düşündüm. belki biraz da the silence.

    zannedersem asghar farhadi daha önce ingmar bergman'dan çok etkilendiğini belirtmişti ancak ne coday-i naser ez simin de bu tadı tam almıştım ne de forushande'de...

    ama bu filmde tam olarak bi ingmar bergman filmi izlemiş gibiydim...

    çok iyi film.
  • asghar farhadi'den yine yalanların baş rolü üstlendiği bir iran dramasıdır.

    gizemi o kadar sağlam temeller üzerine oturtuyor ki yönetmen, filmin sonunu tahmin etmek gibi bir olasılık bırakmıyor birçok izleyicinin gözünde. bu da filmin albeni'si arttırıyor açıkçası. iran hayatından biraz aile yapısı, biraz ikili ilişkiler ve biraz da hakim zihniyet keşfine çıkmak için ideal bir film.

    aynı coğrafyada farklı kültürlere sahip olmamıza rağmen, o kadar bizden öylesine içtenler ki, yeşilçam klasikleri tadında her bir filmleri iranlıların. bu filmde daha iyi gördüm bunu.

    "acı bir son yaşamak, sonsuz bir acı içinde yaşamaktan iyidir"...
  • --- spoiler ---

    filmdeki en yalancı karakter sepideh'dir. şimdi tabi kocasının baskıcı ve şiddet uygulayan biri olması, onun sürekli yalan söylemesinde mi etkili olmuştur, yoksa kocası mı sürekli yalan söyleyen karısına böyle davranmaktadır bilemeyiz. elly'nin nişanlısı sepdeh'ye soru sormadan önce, ne kadar ironiktir ki kocası ona "her şeyi anlatabileceğin bir adam değil o" diyerek yalan söylemeyi öğütler. bu son yalan bir insanın başka bir insana yapabileceği en kötü şeylerden biridir. bana öyle geliyor ki sepideh bunu sadece kendini kurtarmak için söylemiştir.

    --- spoiler ---
  • son zamanlarda izlediğim en iyi psikolojik filmlerden biri. gerçekten böyle bir olay olmuş gibi. tüm karakterler çok samimi ve oyunculuklar müthiş. şu ahmad da enrique iglesias ın kopyası gibi swh. kültürlerimiz ne kadar benziyor. bazı lafların ardından “ben olsam şunu derdim” dediğim çoğu şey karşı karakter tarafından dendi. ama bir avrupalı, amerikalı bizim kadar derin olmaz diye düşünüyorum ikili ilişkilerde. ve tabii ki, en güzel çevirisiyle, “acı bir son, sonsuz bir acıdan daha iyidir.”

    --- spoiler ---

    bence son sahnelerde kadın yalan söyledi ya bir şey demedi elly diye, ondan sonraki vicdan azabı daha detaylı işlenebilirdi.
    --- spoiler ---
  • iran usulü l'avventura. bu ısrar meselesi her zaman sinirlerimi bozmuştur zaten, yapmayın öyle. (bkz: ısrar etmek/@tepedeki psychedelic adam)

    --- spoiler ---

    elly'nin intihar etmiş olabileceğini düşünmüştüm ama burda baktım intihar kelimesi geçmemiş bile. sonra biraz araştırdım, asghar farhadi ile yapılan bir röportajda bu sorulmuş.

    q: the film is set up like a mystery and everyone is wondering what happened to elly. because of the pressures she has, could viewers think she committed suicide?

    af: ı watched the movie as if ı were just a member of the audience. and ı never got the idea that she might have committed suicide. but ı've been hearing it a lot from different audiences. . ı don't have any problem with audiences thinking she is capable of suicide or not. but the reason people think she might commit suicide is because so many iranian films have portrayed a lot of sadness and depression and women having a lot of problems. they may think, "this is another suicide." but she is not that depressed.

    http://dannypeary.blogspot.com/…all-about-elly.html

    --- spoiler ---
  • öncelikle iran sineması hakkında bir kaç kelam edecek olursam, kısacık bir hikayeyle, tek mekanla film çekme işini efsane biçimde başarılı yaptıklarını söylemem gerek . popüler film kültürü neredeyse her dakika değişen sahne ve efekt arayışındayken, iran sineması adeta buna kafa tutarcasına 2 saatlik filmi oyuculuğun kalitesiyle dolduruyor. buna iyi bir örnek için (bkz: a cube of sugar)
    gelelim "darbareye eli" filmine; bu film için tanım verilecek olursa; bir insanın ölümüyle varlığının diğer insanlar nezdinde nasılda kolayca silinebildiğini ve "ölülerin ahlaka ihtiyacı yoktur" denilerek nasıl yalanlarla dirilerin ahlaksızlaştığını konu alan filmdir denebilir.
    yalanın berbat bir ahlaksızlık olduğunu anlamama yaramış ve açıkçası biraz rahatsız etmiş filmdir ayrıca. ben ölünce de acaba insanlar yaşamak kavgasına bu kadar çabuk dönebilecek ya da kendi ahlaklı görüntüleri için beni ahlaksızlaştırabilecekler mi diye derince düşündürdü ve bu epey sıkıntılı cevapsız bir soru gibi duruyor. insan, sadece kendini iyi göstermek için çabalayan bir canlıdan farklı olmalı diye bir mazeret sesi yankılansa da beynimde belki yaşadığım tüm ölüm sonu devam eden yaşamlarda bunun tersi emareler farkettim şimdi düşününce.
    filme dönecek olursak uçurtma uçurma sahnesi enfesti, ancak çocuk boğuldu diye gerim gerim gerildiğimden pek tadını bulamadım ve bir kez daha en korktuğum ölümün denizde boğularak olduğunu kesinleştirdim; çünkü denizi çok severim, onda ölümle boğuşurken ona nefret ya da korku duymak en istemediğim şey. ayrıca el çalıp şarkı söyledikleri, dans ettikleri anlar beni inanılmaz mutlu etti, mutlu olmanın bu kadar basit oluşu beni bir parça da şaşırttı tabi ama benim için çok öğretici bir filmdi. pragmatiklere önerilir; içinde insanı anlamak var.
  • yorumlara bakılacak olursa filmden asla anlamayan davarın tekiyim. anlamayarak başladığım filmin başını aşırı sikko bi sonla kapattım. büyük zaman kaybıydı, çok büyük.
  • peyami safa' nın yalnızız kitabını okuduğum günlerin birinde seyrettim bu filmi. kitapta geçen bir cümle adeta filmi özetler gibiydi.

    " deminden beri samim, bir yalanın kendini saklamak için nasıl yuvarlandığını ve böylece, farkında olmadan ele geçme sahasını nasıl genişlettiğini seyrederken agrippina'yı düşünüyordu. oğlu tarafından öldürülen anaya hiçbir şey yalan kadar benzemiyordu "

    --- spoiler ---

    o hesap filmde de iyi niyetle söylenen beyaz yalanlar kurtarmıyor hiçbir karakteri. yalanın kuyruğu yakalıyor her defasında bir diğerini. ölüye kalıyor sonunda temizlemek bütün kirleri. neticesinde ölülerin namusları olmaz değil mi ...
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap