• kızılay hepimiz tarafından bilinen sebeplerle, unicef şişeye para koyup denize atsak afrikalı çocuklara ulaşma ihtimalinin daha yüksek olması sebebiyle, lösev ise polemiğe girmemek için belirtmediğim sebeplerle bağış için bana sempatik gelmiyor. ben de darüşşafakaya bir süredir otomatik kredi kartı ödemesi ile bağışta bulunuyorum. zaman zaman mesajla maille vs teşekkür mesajları geliyordu. bugün bir delikanlı istanbul hattından aradı. darüşşafaka mezunu olduğunu, iyi bir üniversitenin iyi bir bölümünü okuduğunu (özellikle açıklamıyorum) ve bağışlar için teşekkürlerini iletti. hem çok sevindim hem de biraz mahçup oldum. belki kurum zorlamış delikanlı vaktini harcamıştır bilemiyorum. eğer öyleyse hakkını helal etsin bu kardeşimiz. ilk fırsatta bağış miktarını yükselteceğim.
    edit : darüşşafaka mezunu olup mesaj atan yazarlar oldu. çok sevindim. gerçekten yardım ettiğime dair içimde manevi tatmin oldu.

    lösev konusu çok soran oldu. bu benim kişisel fikrim. lütfen lösev olur, darüşşafaka olur, nesin vakfı olur fark etmez. bu ülkenin evlatlarına yardım götüren kurumlara yardım etmeye devam edin.

    debe editi: darüşşafaka mezunu ya da okuyan kardeşlerimin yolladığı mesajlara o kadar sevindim ki. çok sayıda bağışı yazar varmış onunda gördüm. lütfen lösev konusuna kafayı takmayın. o benim bireysel fikrim. yeter ki bu vatanın evlatlarına destek olan kurumlara yardıma imkanlar dahilinde devam edin.
  • oruç tutmam, itikatım çok kuvvetli değildir. yine de fitre veririm. geçen sene olduğu gibi bu sene de fitre bağışımı bu kuruma yaptım. 2023 istanbul maratonunda darüşşafaka adına koştum hatrı sayılır bağış topladım.
    eşimle hayatımızı birleştirirken nikah şekeri yerine darüşşafakadan buzdolabı magneti yaptırdık.
    benim gönlü rahat şekilde içimden koptukça bağış yaptığım msiyonunu anlamlı bulduğum bir kurum. eğitimde fırsat eşitliğine inanıyorum. yetim evlatlarımızın hayatına dokunacak imkanlar sunuyor. umarım hep böyle kalır bu kurum, hiç yozlaşmaz. annemin kalp ameliyatını yapan hocamız cengiz köksalın da darüşşafakada okuduğunu öğrendikten sonra benim için bu kurumun anlamı ve önemi daha da arttı. artık bu kurumla hem benim hem de annemin apayrı bir bağı var.
    bu sabah da bayramımı kutlamak ve yaptığım bağış için teşekkürkerini iletmek adına aradılar. ufak da olsa bir iyilik yapabilme fırsatını sundukları için minnettarım. hayatımın sonuna kadar gücüm yettiğince bağış yapacağım. iyi ki varsın darüşşafaka!
  • her yıl kadir gecesi'nde atatürk ve silah arkadaşları, darüşşafaka’nın kurucuları, padişah abdülaziz ve zübeyde hanım başta olmak üzere vefat eden tüm bağışçılarının, darüşşafaka'ya hizmeti geçenlerin ve bütün şehitlerimizin aziz ruhları için kur’an-ı kerim ve mevlid-i şerif okutan ve indirilen hatm-i şerif’in duasını yaptıran kuruluş.

    uygulamanın kökeni zübeyde hanım’ın 28 kasım 1921 tarihli ve 20 bin kuruşluk bağışına dayanıyor.

    ilave: zübeyde hanım bağışı için öğrencilere taze meyve verilmesini de şart koyduğu için hâlâ okulun birçok ortak buluşma noktasında öğrencilerin tüketimi için taze meyve bulundurulduğu da vaki imiş.
  • 1863'ten beri, “eğitimde fırsat eşitliği” sloganıyla türkiye'nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşlarından biri olan ve bağışlarla ayakta kalan darüşşafaka cemiyeti, depremzede öğrencilerin de yanı başında,

    “depremzede öğrencilerimizin kardeşlerine de kapılarımızı açıyoruz

    darüşşafaka olarak, 10 ilimizdeki milyonlarca insanımızı deprem felaketinin açtığı yaraları sarmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

    cemiyetimiz öncelikle afet bölgesinde yaşayan ve depremden etkilenen öğrencilerimizin 5. sınıftan 12. sınıfa kadar eğitimlerine devam eden kardeşlerine, darüşşafaka'nın kapılarını açma kararı aldı. depremzede öğrencilerimizin kardeşleri, 2022-2023 eğitim ve öğretim yılı sonuna kadar eğitimlerine, geçici öğrenci olarak okulumuzda devam edeceklerdir. misafir öğrencilerimizin bu süre içindeki tüm eğitim ve yaşam ihtiyaçları cemiyetimiz tarafından karşılanacaktır.

    8 yıllık tam burslu eğitim için okulumuza kabul edeceğimiz depremzede çocuklarımızla ilgili hazırlık sürecimiz devam etmektedir.

    çalışmalarımızı resmî hesaplarımız üzerinden paylaşmaya devam edeceğiz.”

    aklınızda bulunsun sevgili sözlük yazarları: darüşşafaka bağış kanalları

    hep var ol darüşşafaka.
  • anlatmak istediğim bir şey var.

    başta belirteyim, öncelikle kolay kolay bağış yapan birisi değildim.

    2 sene önce bir arkadaşım evlilik davetiyesini darüşşafaka'ya bağış yaparak bana dijital ortamda gönderdi. merak ettim kimdir bunlar diye biraz araştırdım. yetiştirdikleri çocukların başarılarını görünce çok duygulandım, dayanamadım bende küçük bir miktar yardımda bulundum.
    o günden sonra yine küçük miktarlarda da olsa ara ara bağışlar yapıp elimden geldiğince o pırıl pırıl çocukların eğitimlerine katkı sağlamaya çalıştım.

    gelelim bugün yaşadığım olaya.

    evrenle aram iyidir, pozitif düşüp pozitif yaşayanlardanım. ama şu son 2 3 aydır maddi sıkıntı içerisindeyim. almam gereken ücretli bir eğitim var, 300 400 liralık bir eğitim ama ona bile bütçe ayıracak durumda değilim. üzülerek eğitimden vazgeçmek zorunda kaldım.

    baktım babalar günü geliyor, aklıma darüşşafaka'da ki kardeşlerimiz geldi. madem battım bari batışım bir işe yarasın dedim kredi kartıyla hepi topu 50 tl lik bir bağış yaptım. üzerinden daha yarım saat bile geçmeden evren kürekle ağzıma vurdu.

    amcam benden küçük bir iş yapmamı istedi, onun için yanıma geldi. işini hallettim sonrasında da nereden baksan 10 seneden fazladır bayram harçlığı denilen şeyi unutmuş olan bana harçlık verdi :)

    cebime soktuğu için gidene kadar ne verdiğini göremedim. gittikten sonra bayram harçlığı heyecanını unutmuş olan ben, bir heyecanla elimi cebime attım. 500 tl sokmuş. aradım "amca" dedim, "bu para çok sen emin misin bunu bana verdiğine" diye. "eminim al harca bir ihtiyacını gör" dedi kapattı telefonu.

    o an küçük bir şokla darüşşafaka'da ki kardeşlerimizin gülen yüzleri gözüme geldi. ben onları gülümsetmek isterken, onlar beni gülümsetti. alamadığım için üzüldüğüm eğitime de birazdan kaydımı yaptırıyorum.

    teşekkürler çocuklar.
  • müthiş bir özlem duyduğum canım, birtanem güzeller güzeli okulum. bu özlemim biraz da çocukluğuma, hiçbir kötülüğün, çirkinliğin yaklaşmadığı, çakallıklardan uzak, bir fanus içindeki eski hayatıma, gerçek arkadaşlıklara, kardeşliklere...

    çarşı iznini özlüyor insan, lokalde içtiği çayı, dersten sonra koşa koşa gidip ikindi kahvaltısı aldığı ilkokul zamanlarını, 10 numara sohbetleri, japon kale maçları, çoraptan top yapıp rcf'lerde smaç basmayı, yemekhane önündeki lavabolarda su savaşlarını, partiler için tuvalette saç yapmayı, yatakhane arkasında maç yaptıktan sonra terli terli etüte girmeyi, daimi- evci geyiklerini, cuma günleri bir gelenek olan kuru-pilav yemeyi, kantinci şakir abi'yi, onun kardeşi olan maşallah'a fesuphanallah,bismillah diyerek dalga geçmeyi, saygı küpü müfit arın'ı spor salonunda görünce selam vermeyi, dersten biraz da olsun kurtulmak için revire gitmeyi, derbent'e kaçıp sadece gezip gelmeyi, atriumda masa tenisi masalarını kale olarak kullanıp maç yapmayı, nostaljik köprüden geçerken esen rüzgarı iliklerde hissetmeyi, futbol sahasının etrafında turlamayı, şenlik haftası gelince battaniye ve yastıklarla anfiye gidip tiyatro ve konser izlemeyi, bilgisayar laboratuarlarının açık olduğunu görünce yaşanan sevinci, cemil ve abdullah abi'yi, dönemce büyük olan abilerin,ablaların karizmasını, topumuzu alıp oynamalarını(yalnız bir tane abi vardı adını hatırlamıyorum şimdi ona gıcık olurduk biz arkadaş grubu olarak, onu tenzih ediyorum), jimnastik salonunun kendisine has kokusunu, mavi gece lambalarını, kasım abi'yle hastaneye gitmeyi, semih erden'e gapçe atmayı, yatakhane dolabını arka dolaptaki suntaları kullanarak modifiye etmeyi, lâmellerin sinir bozucu şekilde her top geldiğinde düşmesini, panel ve seminerlerde uyumayı, fen laboratuarlarında bilumum malzemeyle oynamayı, nadir karakaş'ın hayran olunası donanımını, yaşar oduncu'nun felsefi birikimini, vizyon sahibi yabancı dil hocalarını, voleybol maçı yapmaya gelen saint bilmemneli kızları kesmeyi, kadir esaspehlivan yönetiminde geçen yüzme derslerini, gazeteciler'e gidip naci'nin minibüsünde dürüm yemeyi, şaban abi'nin espri yapma çabalarını, idari binanın altından girip okul tünellerini dolaşmayı, kütüphaneye gidip bir tur atıp çıkmayı, tenis topu görünce çatıya atma hevesini(gerçi bu hala devam ediyor), sabah kahvaltılarında yumurtanın grisini yiyip beyazını bırakmayı, kaşarı çayda eritip yemeyi, müzik derslerinde "maaa,meee,miii,mooo,muuu" antremanlarını,mandolin ve flüt çalma çabalarını, schelde markasını, saporta kupası maçlarını izlemeyi, michael ansley'i, vincent jones'u, ömer, mehmet kahyaoğlu kardeşleri, meyöz marka 500 ml'lik meyve sularını, 9-10 arası kız arkadaşla buluşmayı, duş demirlerinde barfiks çekmeyi, a1 kat 1'de yatmanın getirdiği büyüklük hissini, eğitim binasındaki geniş merdivenleri ikişer ikişer koşarak inmeyi, sinirlenince kafası renk değiştiren okul müdürünü, tören alanında maç yapmayı, nevresim günlerini,yangın merdivenini(evimiz evimiz güzel evimiz) , okul marşını, çocukluğunu, anılarını, huzurunu, barışını, yeşilini, siyahını, hep özlüyor. keşke diyor o günleri tekrar yaşayabilsem.

    nasıl demesin ki , o günlerde hep ilkler var. herşeyin ilki; aşkın,nefretin, sevginin,saygının ,kardeşliğin, düşmanlığın, sevabın, günahın, tokadın, tekmenin, hıyarlığın, salaklığın, büyüklüğün, küçüklüğün, hazmetmenin, kabullenmenin, hırsın, tembelliğin, açlığın, tokluğun... herşeyin ilki hep yuvada, hayatı öğrendiğimiz yerde, daçka'da. işte böyle müthiş bir yer benim okulum.

    sıcak yemeği ve yatağıyla bir ev, yaralarımı iyileştirmesiyle bir hastane, ilimi ve hayatı öğretmesiyle muazzam bir okul, kalbinde iman gözlerde ateşiyle beraber yurdumun her köşesinden gelen insanlarla bir aile olmuştur bana hep.

    edip : roomy'i onore.
  • beni; "eger orda okumus olmasaydim, su anda burda entry girmek yerine, evde dantel oruyordum." diye dusuncelere sevkeden, icindeyken nefret edilen, cikinca pek bir ozlenen, guzel okul.
  • ebeveynlerinden birini veya ikisini de kaybetmiş çocuklar için gerçek hayatın hogwarts'u. bu sene giriş sınavı 26 mayıs'ta ve 24 ilde yapılacak, başvuru için son gün ise 20 mayıs, unutturmayalım.
    https://www.darussafaka.k12.tr/darussafaka-sinavi/
  • kendisine bağış yapan bir kişi göçtüğünde kabir masraflarını karşılayan cemiyet..

    fakat bunu yaparken kantarın topuzunu kaçırıyor gibiler..

    yıllardır süregelen geleneksel karacaahmet mezarlığı devriyem sırasında gördüğüm tüm darüşşafaka menşeili mezar taşları aynı kesim ve tarzda.. yazısını okuyamayacağım kadar uzaktan görsem bile tanırım.. karakteristik bir kesimi var..

    işbu taş, aşağıya taslağını çıkardığım yazıyla bütünüyle dolu:

    ---------------------

    falanca filanoğlu
    d:1925 ö:19.03.2013
    bu kabir rahmetlinin
    kıymetli bağışlarına
    şükran borcu olarak
    darüşşafaka*
    cemiyeti*
    tarafından yaptırılmıştır
    ruhuna fatiha

    ---------------------

    merhumun ismi ile bu yazıların arasında boşluk yok.. her seferinde -hadiseye de aşina olmama rağmen- ölen bu "darüşşafaka cemiyeti" kim acaba diyorum.. merhumun ismi kayboluyor yukarıdaki metnin arasında..

    anladık bir jest yapmaya çalışmışsınız.. da bu böyle mi yapılır..? taşın altına bir köşeye (o da illa ki yazacağım diyorsan) not olarak küçük fontla eklersin..

    taşa kazınmış isimle aynı font ve büyüklükteki bu yazı, belli ki kıymet verdiğiniz insanın hatırasına saygısızlık değil midir..? insanların gözüne sokarak jest yapılmayacağını ve sağ elin verdiğini sol elin bilmemesi gerektiğini bilen kurumların başında olana yakışmıyor..

    sahlanankoc karacaahmet'ten bildirdi..
  • hayatta en mutsuz eğitmenler idealist eğitmenlerdir ya. hele de türkiye'de.
    bu okul, idealist eğitmenlerin de mutlu olduğu bir okul. öğrencilerinin heyecanlı, akıllı, çalışkan ve bunların üzerine o kadar genç yaşta bile tevazu sahibi olmaları sanırım buna en büyük etken.

    özel okullardaki öğrenci/veli şımarıklığından bıkmış her eğitmenin, hayatta en azından bir defa bu okula yolunun düşmesini dilerim.
hesabın var mı? giriş yap