• ernst w. heine isimli alman yazarın, tapınak şovalyeleri ile hassan sabbah'ın fedaileri arasındaki benzerlikler ve çatışmaları konu alan sürükleyici romanı. alamut kalesi ve hassan sabbah'la ilgilenenler için mutlaka okunması gereken bir eser. tam adı alamut'a dönüş - güvercinin gerdanlığıdır.
  • wladimir bartol fedailerin kalesi alamut kitabını okuyanların kaçırmaması gereken bir eserdir. zira hikayenin derinliğinin yanında, edebi gücü de takdire şayandır.
  • "dile getirilen öz,
    gerçek öz değildir asla.
    dile getirilen isim,
    gerçek isim değildir asla."
  • yillar evvel return to castle wolfenstein ciktiginda, cocuklugumun efsanesi wolfenstein 3d'den aldigim tadi alamami$, "buneahmna..." diyerek uninstall etmi$tim. $imdi yillar sonra, wladimir bartol'un alamut'undan mutevellit bu kitabi alip da ikinci bir "buneahmna" vakasi ya$amak istemiyorum i$in dogrusu.

    bu kaleye geri donu$lerde sorun ya$aniyo genelde, geride az adamla yakalaniyosun falan... kaleye donmemek lazim. yuzu kaleye donuk, kora kor mucadele eden, hava toplarinda etkili tum yazarlara selam olsun.
  • alamut kadar etkileyici gelmemesinin nedeni bence genelde alamut'tan sonra okunmasıdır.
  • en az fedailerin kalesi alamut kadar sağlam bir kitap.

    baş karakterler itibariyle wladimir bartol'un alamut'undan tamamen ayrılıyor.

    tapınakçılar ve hasan sabbah'ın bağlantıları, bir batılının gözüyle doğu'nun gizemi, ortaçağ avrupasındaki güç dengeleri ve sosyal yapı, zaman zaman çok derin olan felsefi ve dini tartışmalar akıcı bir kurguyla işlenmiş.

    üslubun çok basitleştiği ve çok karmaşıklaştığı yerler var. bir bölümde binbir gece masallarına benzer hikayeleri, epik bir anlatımla okurken bir başka bölümde kendinizi son derece nesnel bir anlatımın hakim olduğu tarih kitaplarına benzer yada bir felsefe kitabıymışçasına ahlaki ve dini yanıtların arandığı tartışmaların, diyalogların içinde bulabiliyorsunuz.

    fedailerin kalesi alamut'u okumuş ve beğenmiş herkesin bunu da okumasını tavsiye ederim. alamut'un gizemi biraz daha aydınlanıyor...

    edit: imla
  • mantıksal ve tarihsel hatalarının dışında yazarın (e. w. heine) farklı güdülerle konuyu "renklendirdiğini" düşündüğüm ve biraz da yanlış yönlendirmelere açık bulduğum kitabıdır.

    --- spoiler ---

    örneğin, romanda ortaçağ avrupası'nda masonların inşa ettikleri kiliselerle ilgili yaptığı tasvirler ve kurgu ilginçti. yazara göre; inşa edilen bu kiliselerin yüksek, geniş ve görkemli olmasının amacı; bütün insanlığı içine alacak yeni mabetler yaratmak, insanı "mutlak güç" karşısında acziyetiyle karşı karşıya bırakmak ve o "mutlak güce" ancak birlikte erişme inancını vermek amacındaydı. mevcut bilginin/birikimin sınırlarını zorlayarak bu tip "devasa mabetler" yapmak aynı zamanda araştırmayı ve öğrenmeyi de zorunlu kıldığından "aydınlanma"yı da getirecekti. tartışılabilir, ancak herkesin bildiği babil kulesi efsanesinden bir farkı olmayan bu tasvir, batılı okurları (ve bizdeki genç okurları) elbette şaşırtacaktır. avrupalıların şimdi ve geleceğe dönük tarih güzellemelerine "hayranlığımızı" arttırmak dışında herhangi bir katkısı olmadığını söylemek mümkün. bir diğer örneği için jacques attali'nin 1492'si örnek verilebilir.

    --- spoiler ---

    ciddi sanat kaygısı olan ve arkasında gerçek bir deha barındıran yüzlerce klasik ve çağdaş eser dururken bu tür gündelik kitapları okumamak en iyisi olacak sanırım. calvino'nun da dediği gibi "bir kitabi okumak, baska bir kitabi okumamaktir." dr. faustus'u veya midak sokağını okuyun, tragedyalara bakın, bir shakespeare oyununu okumadan bu tür kopyanın kopyası kitaplarla zaman kaybetmeyin... ve hasan sabbah'ı mı merak ediyorsunuz, http://www.ismaili.net/'te inanamayacağınız kadar online kaynak mevcut ve arada rubailer'e bakmayı da ihmal etmeyin.
  • bir yandan tapınak şövalyelerini diğer yandan da hasan sabbah'ın fedailerini anlatan son derece akıcı bir roman.

    vladimir bartol'un alamut'unun ardından okununca sönük kaldığını belirten arkadaşlar olmuş ama ben buna katılmıyorum. orlando'nun yolculuğunun başlaması ile "şimdi ne olacak" sorusu aklinizdan hiç çikmiyor.

    kitabin en sevdiğim kisimlarindan biri de şu sanirim.

    --- spoiler ---

    "ya muhammed ve isa?"

    "onlar da bunu biliyordu. sırra vakıf olmuşlardı."

    "yani tanrı'nın varolmadığını bildiklerini mi söylüyorsunuz?

    "evet."

    "demek onların birer yalancı olduğunu düşünüyorsunuz."

    "hayır, onlar insanlara yalan söylemediler. onlar, insanlara verilebilecek olan en değerli şeyi sundular: ölümsüzlük hayali. bunun yanında gerçeğin ne önemi kalır ki? biz gerçeğe sahip olduğundan daha büyük bir önem veriyoruz. bir düşüncenin gerçeğe dönüşmesinden daha büyük bir hayal kırıklığı var mıdır?"

    --- spoiler ---
  • yazarın ilk kitabı olmasına rağmen başarılı bir eser ortaya koymuştur.

    içinde verilen bilgi ve söylenen sözlerin kalitesinin yanında hikayesi akıcı ve nezihtir.

    kitapta yer alan şu cümle acayiptir:

    --- spoiler ---

    piç olmak, soylu sınıfından bir adamla birtakım politik hesaplar uğruna değil, gerçek sevgi uğruna birlikte olabilmek gibi asil özellikler taşıyan bir kadının çocuğu olmak anlamına gelir."

    piçe hiç bu gözle bakmamıştım, bakış açımı değiştirdi..

    --- spoiler ---
  • ernst w.heine'nin kaleme aldığı bir baş yapıttır. güvercinin gerdanlığı diye başlar ilk bölüm...
    ilk baştaki betimlemeleri biraz sıkıcıdır ama kitabı ilk otuz sayfasına kadar bırakmazsanız tadından yenilmez. olay kurgusu müthiştir gerçekten. okuduktan sonra "vay bea... o demek o'ymuş aslında ama madem o, o ise o zaman ...! nasıl yani vs" diye bünyenin çeşitli monologlara girmesi pek tabi olabilir.
    tabi bu replikleri sarf edebilmeniz için semerkant ve alamut'u iyice okuyup derin bir bilgiye sahip olmak gerekir.
hesabın var mı? giriş yap